KÜÇÜK İŞLETME YÖNETİMİ

Bir işletmeyi etkileyen ve bundan etkilenen çeşitli grup ve bireylere paydaşlar denir.

Mal ve hizmetlerin fiyatının düzenli olarak ve toplu şekilde artmasına enflasyon denir.

Sürdürülebilirlik ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlardan oluşmaktadır.

İşletmeler kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerini toplum üzerinde ekonomik, yasal, etik ve hayırsever olmak üzere dört düzeyde gerçekleştirmektedir.

Kurumsal sosyal sorumlulukların en üst düzeyini hayırseverlik oluşturmaktadır.

Kısa değil uzun süreli ilişkiler kurmaya yardımcı olur.

Finansal erişim konusunda avantajlı değil dezavantajlıdırlar.

Dış çevre, küçük işletmenin sınırları dışındaki her şeydir. İşletmenin sınırları dışındaki bu güçler, temelde tüm kurumlar ve insanlardan oluşur.

Politik çevre, İşletmenin faaliyette bulunduğu ülkede resmi otoriteler ve bunlara bağlı diğer organizasyonların siyasi faaliyetleri sonucu oluşan ortamdır.

Ekonomik çevre, toplumun ihtiyaçlarının karşılanması için mal ve hizmetlerin üretildiği, tüketildiği, kaynakların ve gelirlerin bölüşüldüğü ortamdır.

İnsanların değer yargıları, tutumları, davranış biçimlerini, kültürel alışkanlık ve yaşam biçimlerini oluşturan ortam sosyokültürel çevredir. Bu ortamlar, ülkeden ülkeye veya bölgeden bölgeye göre değişiklik gösterebilmektedir. Aynı zamanda küreselleşme gibi süreçler nedeniyle bu ortamlar birbiriyle hızla etkileşim kurabilmekte ve değişebilmektedir. İşletmelerin bu ortamların ve çevrede yaşanan değişimlerin farkında olması fırsat ve tehditleri görebilmesi açısından önemlidir.

Küçük işletmeleri etkileyen dış çevreyle ilişkili faktörlerden biri de faaliyet gösterdikleri ülkelerin ekonomik koşullarıdır. Bu işletmelerin başarısı ya da başarısızlığı üzerinde etkili olan önemli ekonomik unsurlar bulunmaktadır. Örneğin ülkedeki yüksek enflasyon oranı, ekonomik krizler bu unsurlardan bazılarıdır. Enflasyon oranı yüksek olan ülkelerde küçük işletmenin kârını azaltan, büyümesini engelleyen giderler ortaya çıkar. Aynı zamanda, işletmenin ürün veya hizmeti için ihtiyaç duyduğu kaynakların da maliyetleri artacağından işletmenin gelirleri azalmaya devam eder.

Daha yüksek maliyetle üretilen ürünler daha yüksek fiyattan pazara sunulacağı için satışları da azalmaya başlar. Küçük işletmeler için sadece faaliyet gösterilen ülkenin ekonomik koşulları değil, küresel ekonomilerdeki krizlerin ya da ekonomik gerilemelerin de böyle olumsuz zincirler yaratacağı bilinmelidir (Sitharam ve Hoque, 2016, s. 279). Örneğin içinde bulunduğumuz COVID-19 krizi; küresel bir ekonomik krize de yol açmış, birçok küçük işletme sahibini iflasın eşiğine getirmiştir.

İşletme sahibinin kişilik özelliklerinin de küçük işletmeler üzerindeki etkisi büyüktür. Bazı önemli kişilik özellikleri sezgi, dışa dönüklük, risk alma, yaratıcılık, değişim esnekliği, bağımsızlık duygusu, etkili zaman yönetimi, kendine güven, rekabet ruhu, iletişim becerileri, sağlık ve duygusal istikrardır (Theng ve Boon, 1996, s. 49). İşletme sahiplerinde bu özelliklerin varlığı ya da yokluğu, kimi zaman küçük işletmelerin kaderini belirlemektedir.

Sürdürülebilirlik en basit hâliyle süreklilikle ilişkilidir. Örneğin küresel ısınmanın artması, su kaynaklarının ve ormanların azalması, doğal kaynakların verimsiz bir şekilde kullanılması; dünyanın sürekliliği ve sürdürülebilirliği için bir tehdit yaratmaktadır. Bu kavram, gelecekte var olabilme çabalarıyla da ilişkilidir ve temelde ekonomik, çevresel ve sosyal boyutlarla ilişkilendirilmektedir. Bu boyutlar aracılığıyla gerçekleştirilecek faaliyetlerle sürdürülebilirliği tehdit eden unsurların önüne geçilmeye çalışılır. İşletmeleri de yakından ilişkilendiren bu kavram, işletmelerin sürdürülebilirliği söz konusu olduğunda genellikle “kurumsal sürdürülebilirlik” adıyla anılmaktadır.

Sosyal sürdürülebilirlik, özünde toplumun kalkınması fikrine dayanmaktadır. İşletmelerden ise bu kalkınmaya aracılık etmek üzere önemli roller üstlenmeleri beklenmektedir. Bu yaklaşıma göre işletmeler; sadece sahiplerinin ya da hissedarlarının refahını değil, tüm paydaşlarının refahını düşünmelidir. Toplumun gelişmesi ve ilerlemesi için toplumu oluşturan bireylerin sağlığı, eğitimi, güvenliği gibi sosyal konularda gösterilen çabalar sosyal sürdürülebilirlikle ilişkilidir. Bu sayede bir yandan toplumun refahı gözetilirken öte yandan işletmenin gelecekte ihtiyaç duyacağı eğitimli, topluma duyarlı insan kaynağına da yatırım yapılmış olur. Aynı zamanda kalkınan toplum, işletmeler için potansiyel müşteri grupları oluşturarak işletmenin sürdürülebilirliğine gelecekte de katkı sağlamış olur.

Sosyal sorumluluklar, işletmelerin toplum üzerindeki olumlu etkilerini en üst düzeye çıkarmak ve olumsuz etkilerini en aza indirmek için gerçekleştirdikleri faaliyetlerdendir. İşletmeler kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerini toplum üzerinde ekonomik, yasal, etik ve hayırsever olmak üzere dört düzeyde gerçekleştirmektedir. Bu boyutlar şekilde görülmektedir:

Sosyokültürel Çevre: İnsanların değer yargıları, tutumları, davranış biçimlerini, kültürel alışkanlık ve yaşam biçimlerini oluşturan ortamdır. Bu ortamlar, ülkeden ülkeye veya bölgeden bölgeye göre değişiklik gösterebilmektedir. Aynı zamanda küreselleşme gibi süreçler nedeniyle bu ortamlar birbiriyle hızla etkileşim kurabilmekte ve değişebilmektedir. İşletmelerin bu ortamların ve çevrede yaşanan değişimlerin farkında olması fırsat ve tehditleri görebilmesi açısından önemlidir.

Çevre; işletmelerin faaliyetlerini ve sürekliliklerini etkileyen, işletmenin hem içindeki hem de dışındaki faktörlerden oluşan bir yapıdır. Tüm bu faktörlerin toplamı, işletmenin genel çevresini oluşturmaktadır. Genel çevre 7 boyutta sınıflandırılmaktadır:
• Politik çevre
• Yasal çevre
• Ekonomik çevre
• Sosyokültürel çevre
• Demografik çevre
• Teknolojik çevre
• Uluslararası çevre

Demografik Çevre: İşletmenin faaliyette bulunduğu çevredeki nüfusun yapısı, özellikleri vb. unsurlardan oluşan ortamdır.
Nüfusun sayısal büyüklüğü, kadın-erkek oranları, etnik yapı, eğitim durumu, nüfusun içindeki genç-yaşlı nüfusun dağılımı
gibi unsurlar işletmeler üzerinde etkilidir çünkü bu unsurlar kimi zaman işletmenin müşterilerini, kimi zamansa iş gücünü oluşturmaktadır.

İşletmenin biraz daha yakından ilişkili olduğu müşteriler, tedarikçiler, danışmanlar, medya, hükümet, ticaret ve meslek birlikleri, tüketici grupları, çevre grupları, finans kuruluşları, çıkar grupları ve benzeri paydaş grupları da işletmenin dış çevresini oluşturur.

İç çevre  temelde işletmenin sahipleri, yöneticileri, çalışanları ve yönetim kurulu üyeleri dahil olmak üzere bir işletmenin sınırları içindeki insanlar ve gruplardan oluşur.