İşletmelerin krizle karşılaşmalarında sadece dış çevre faktörlerinden bir veya birkaçının etkisi söz konusu değildir. Dış çevre faktörlerinin yanında örgütün iç çevresinde meydana gelen değişiklikler de krize neden olabilmektedir. Krize neden olan örgüt içi faktörleri beş ana başlık altında inceleyebiliriz:
Krizler doğal felaketler ve tamamıyla örgütlerin kontrolü dışında gerçekleşen olaylar hariç, beklenmedik bir anda ve önlenemez bir şekilde ortaya çıkmamaktadır. İşletme üst yönetiminin yeteneği ve davranışı krizin ortaya çıkıp çıkmamasında önemli bir rol oynamaktadır. Etkin ve başarılı bir yönetim anlayışı, ortaya çıkabilecek muhtemel bir krizi önleyebilirken, yetersiz ve hatalı bir yönetim anlayışı örgütü bir kriz durumuyla karşı karşıya bırakabilmektedir. İşletmelerin krizle karşılaşmalarında bu derece önemli rol oynayan üst yönetim hatalarından bazıları şunlardır:
Büyük ve gereksiz risklere girilmesi
Rakiplerin rekabet gücünün yeterince dikkate alınmaması
Üst düzey yöneticilerin yetersizliği ve kişiliklerinden kaynaklanan sorunlar
İşletmeler açısından kriz yaratma potansiyeli olup, örgütsel sistemden kaynaklanan sorunları iki ana grup altında toplayarak açıklamak mümkündür.
Örgütsel damar sertliği (Organizational Arteriosclerosis)
Örgütsel tarih ve tecrübeler
Çevre faktörlerindeki değişikliklerle örgüt kaynakları arasında uyum sağlamayan hatalı bir stratejik planlama ne kadar iyi uygulanırsa uygulansın başarılı olamayacaktır. Diğer yandan en iyi şekilde hazırlanmış stratejiler, hatalı uygulamalar nedeniyle amacına ulaşamayacak, örgüt ciddi bir kriz durumuyla karşı karşıya kalabilecektir. Stratejik planın belirlenmesinde ve uygulanmasında yapılabilecek hatalardan bazıları şunlardır:
İşletme çevresinin çok sık değişmesi sonucu belirlenen stratejilerin başarısız olması
Stratejik görüşlerdeki yetersizlikler
Stratejilerin Yanlış Uygulanması
Günümüzde, ürünler ve üretimle ilgili çevre, sağlık ve güvenlik konuları örgütler için stratejik bir önem kazanmıştır. Bunun altında yatan temel nedenler şunlardır:
Üretimle ilgili krizlerin ortaya çıkmasında beşeri, örgütsel ve teknolojik faktörlerin çevreyle etkileşimi etkili olmaktadır.
Üretimle ilgili krizlerin iki yönü bulunmaktadır. Bunlardan birincisi üretim diğeri ise tüketim yönüdür. Üretim yönüyle ilgili krizler; üretim sisteminde, üretim çevresinde ve üretim sonrası ortaya çıkabilmektedir. Üretim sistemine bağlı krizler, işgörenlere ve toplumlara büyük zararlar verebilecek; kişisel kazalar, nakliyat ve sistem kazaları yolu ile ortaya çıkabilmektedir. Üretim çevresindeki krizler ise; meslek hastalıkları ve işyeri tehlikeleri şeklinde oluşmaktadır. Üretim sonrası krizler; çevre kirlenmesi ve zehirli atıkların elden çıkarılması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Tüketim yönüyle ilgili krizler; güvenilir ürünlerin yanlış kullanımı, ürün sabotajı ve ürün kusurlarıdır.
Üretimle ilgili krizlerin ortaya çıkardığı zararlardan bazıları şunlardır:
İnsanlara verilen zararlar: ölüm, yaralanmalar, gecikmiş ve gelecek nesiller üzerindeki sağlık etkileri vb.
Çevreye verilen zararlar: Bitkilerde ölüm, hava, su ve toprak kirliliği, hava koşullarında değişim, doğal yaşam türlerinin mutasyonu vb.
Büyük ekonomik maliyetler: Teknik hasar kontrolü, kurtarma ve yardım, kirliliği temizleme, üretim tesislerinin yeniden inşası, bozuk ürünlerin geri alınması, hatalı ürün ve işlemlerin yeniden tasarlanması, krizden etkilenen kişiler için sağlık yardımı ve bakım hizmetleri vb.
Büyük sosyal kayıplar: Çok sayıda insanın olayların gerçekleştiği bölgelerden tahliyesi, krizden etkilenen kişilere iyileştirme hizmeti sağlanması
Buraya kadar açıklamaya çalıştığımız faktörlerin dışında, büyük bilgisayar bozulmaları, eksik ya da yanlış operatör eğitimleri, örgüt içi bilgi akışındaki yanlışlıklar, iletişim bozuklukları, cinsel taciz, hatalı insan kaynakları seçimi, insan kaynaklarından gelebilecek sabotajlar, kanunsuz işletme faaliyetleri, aldatıcı reklam gibi faktörler de işletmelerin krizle karşılaşmalarında önemli bir rol oynamaktadır.