Kadın ve Çocuk Suçluluğu

Kadın nüfus belli yaş gruplarına göre incelendiğinde, kadın nüfusun %24’ünü 0-14 yaş grubu,
%5’ini 15-17 yaş grubu, %11,3’ünü 18-24 yaş grubu, %31’ini 25-44 yaş grubu, %20’sini 45-64 yaş grubu, %7,9’unu 65-84 yaş grubu ve %0,8’ini ise 85 ve daha yukarı yaştaki nüfus oluşturmaktadır

Doktrinde, doğu ülkelerinde kadın suçluluğunun daha az olma gerekçesi olarak, topluma bağlılık, nefse uymama ve alkolden uzak kalma gösterilmektedir. Aynı şekilde doğu kültüründe kadının
toplumsal hayatta etkin bir rol almaması da suç
işleme oranının düşük olma gerekçesi olarak gösterilmektedir

Türkiye’de kadınlar tarafından genellikle hakaret ve hırsızlık suçlarının işlendiği bilinmektedir.
Özellikle şehirde yaşayan kadınların çocuk düşürme, çocuğu terk gibi suçlara da yöneldiği görülmektedir. 

Biyolojik özellikler bakımından kadının genellikle fiziki olarak daha zayıf olması suçluluk oranları üzerinde etki doğurmaktadır. Buna karşılık
kadınlara özgü hormonal değişikliklerin yaşandığı
özel evrelerin kadınları suça yönelten etkisinin bulunduğu da bilinmektedir. 

Annelik duygusu,
• Ataerkil yapı,
• Suçun daha çok erkek eylemi olarak görülmesi,
• Ekonomik bağımlılık

Aile kurumlarına bağlılık,
• Cinsel mağduriyet yaşama korkusu. Kadınlarda var olan bu endişe, kadınları suç işlenmesi muhtemel yerlerden uzak tutmakta, suç
işleme ve suça maruz kalma olasılığını azaltmaktadır.
• İtibar kaybetme ve lekelenme korkusu,
• Fiziksel güç bakımından zayıflık,

Erkeğe benzeme isteği,
• Kıskançlık,
• Aşırı duygusallık,
• Kendini koruma duygusu,
• Aile içi şiddet,

Premenstrual dönemdir

Hükümlünün Gebe Bir Kadın Olması
5275 sayılı Kanunun 16’ncı maddesinin
4’üncü ve 5’inci fıkralarında; “(4) Hapis cezasının
infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren bir
yıl altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri
bırakılır. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine
verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki ay geçince ceza
infaz olunur. (5) Kapalı ceza infaz kurumuna girdikten sonra gebe kalanlardan koşullu salıverilmesine
altı yıldan fazla süre kalanlar ile eylem ve tutumları nedeniyle tehlikeli sayılanlar hakkında dördüncü
fıkra hükümleri uygulanmaz. Bu kişilerin cezasının
dördüncü fıkrada öngörülen kısmı, ceza infaz kurumlarında kendileri için düzenlenen uygun yerlerde
infaz olunur.” denilmek suretiyle gebe olan ya da
yeni doğum yapan kadın hükümlünün hapis cezasının ertelenmesine olanak tanınmıştır.

Böylece kadın
mahkumların yaşına bakılmaksızın aldığı cezanın altı ay
veya daha az süreli hapis cezası olması durumunda cezasını konutunda çekme imkanı bulunmaktadır.

Ülkemizde genellikle suçluluğun 20-39 yaşlar arasında yoğunlaşması, ailenin gençler üzerindeki kontrol imkânının batılı ülkelere göre daha uzun sürmesi ile izah edilmektedir.
Nitekim batılı ülkelerde gençlerin uyumsuzluk dönemi 16-22 olduğu hâlde, ülkemizde bu dönem
20’den sonra yoğunlaşmaktadır. 

Ceza ehliyetini 7 yaşından başlatan ülkeler: Avustralya (Tazmanya), Bangladeş, Kıbrıs Rum Kesimi, Gana, İrlanda, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Pakistan, Sudan, Suriye.

. Ceza ehliyetini 18 yaşından başlatan ülkeler: Belçika Kolombiya, Panama, Peru.

Suça sürüklenen çocuklardan 42.540’ı yaralama, 33.038’i hırsızlık, 10.504’ü uyuşturucu veya uyarıcı
madde kullanma, satma veya satın alma, 4.265 çocuk mala zarar verme, 4.020 çocuk ise tehdit suçunu
işlediği iddiası ile güvenlik birimlerine getirilmiştir.

Birinci devre çocuğun fiili işlediği sırada 12 yaşın bitirilmesine kadar ki devredir (TCK.m.31/1).
Kanun 12 yaşını bitirmeyenlerin kusur yeteneğine
sahip olmadıklarını aksi ispat edilemeyen bir karine olarak öngörmüştür. Fiili işlediği sırada 12
yaşını bitirmemiş olanlar hakkında ceza takibatı
yapılamaz ve ceza verilemez. Ancak çocuklara özgü
güvenlik tedbirleri uygulanabilir (TCK. m.31/1).
12 yaşından küçük bir çocuğun işlediği suçun
türü ne olursa olsun (örneğin kasten öldürme) yargılanması ve cezalandırılması mümkün değildir.
Suçu 12 yaşından küçükken işlemiş, ancak 18 yaşını doldurduktan sonra yakalanmış olsa dahi cezalandırılamayacaktır.

İkinci devre, fiili işlediği zaman 12 yaşını bitirmiş ve fakat 15 yaşını tamamlamamış küçüklere
ilişkindir. Bu devredeki küçükler hakkında mahkemece, küçüğün işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yönünden bedeni, akli ve ruhi
durumu hakkında bir tespit yapılır. Bu tespit sonucuna göre küçüğün ya fiilinin hukuki anlam ve
sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme
yeteneği yeterince gelişmiştir veya gelişmemiştir.
Gelişmemişse cezai sorumluluğu yoktur. Ancak bu
kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri
uygulanır. Buna karşılık fiilinin hukuki anlam ve
sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme
yeteneği gelişmişse cezai sorumluluk vardır, ancak
ceza indirilir (TCK.m.31/2).

Suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği
iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden
dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar
verilen çocuğa “suça sürüklenen çocuk”
denilmektedir.

Suça sürüklenen çocuklara yönelik alınacak tedbirler, danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma tedbirleridir

Hakkında koruyucu ve destekleyici tedbire karar verilen çocuğun denetim altına alınmasına da
hâkim karar verebilir (ÇKK. m.7/4).

Korunma
ihtiyacı olan çocuklar veya suç tarihinde on iki yaşını bitirmemiş suça sürüklenen çocuklar ile çocuğun aileye teslimi yönünde karar verilmesi hâlinde,
bu çocuklar hakkında denetim görevi gözetim esaslarına göre Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu tarafından yerine getirilir (ÇKK.m.37/1).
Denetim görevlisinin görevleri ise ÇKK.’nın 38
inci maddesinde gösterilmiştir

Suça sürüklenen çocukların işledikleri suçlarla
ilgili olarak açılan davalar çocuk mahkemelerinde
görülür. Ceza yargılamasında kovuşturma aşaması kural olarak aleni olmasına karşın, çocukların
duruşmaları kapalı yapılır ve yargılama sonucunda mahkeme tarafından hüküm kapalı duruşmada
açıklanır. Çocuk, velisi, vasisi, mahkemece görevlendirilmiş sosyal çalışma görevlisi, çocuğun bakımını üstlenen aile ve kurumda bakılıyorsa kurumun temsilcisi duruşmada hazır bulunabilir

Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış
olan çocukların suç nedeniyle yakalanmaları mümkün değildir. Ancak bu yaştaki çocuklar kimlik ve
suç tespiti amacıyla yakalanabilirler, kimlik ve suç
tespitinden sonra derhal serbest bırakılırlar