KONGRE VE ETKİNLİK YÖNETİMİ

Oditoryum: Antik Roma’da ozanları dinlemek üzere toplanılan yer anlamına gelen oditoryum aynı zamanda bilimsel, sanatsal ve kültürel etkinliklere elverişli büyük
salon anlamına gelmektedir.

Efes Kongre Merkezi: Kuşadası'nda bulunan Efes Kongre merkezi son teknolojiyle donatılmış ve profesyonel kadrosuyla hizmet veren 43 bin m2’lik bir alanda hizmet vermektedir. Toplam 12 bin kişi kapasiteli kongre merkezinde aşağıda yer alan özellikleriyle kongre ve toplantı turizmi için önemli bir destinasyon konumundadır.

TÜRKİYE’NİN ETKİNLİK VE KONGRE TURİZMİ POTANSİYELİNE
İLİŞKİN SWOT ANALİZİ

Güçlü Yönler
• Türkiye’nin sahip olduğu kongre merkezleri ile otel vb. kuruluşların kongre ve toplantı salonlarının varlığı.
• Konaklama ve yeme içme tesislerinin fazlalığı.
• Doğal, tarihi ve kültürel değerlerin varlığı.
• Ulaşım ağı ve altyapısının gelişmiş olması ve gelişmeye devam etmesi.
• Seyahat Acentası ve Kongre Organizasyon şirketlerinin fazlalığı.
• Kongre ve toplantı organizasyonlarında kullanılabilecek teknolojik alt yapının ve
donanımların olması.
• Turistik destinasyonların birbirine yakın olması.
• Rekreatif faaliyetler için seçeneklerin fazlalığı.
• Ülkenin finans ve bankacılık sektörünün uluslararası gelişimlere ayak uydurması,
çevrimiçi ödeme, kredi kartı, para transferi, fon sağlama vb. faaliyetlerin kolay bir
şekilde yapılabilmesi.
• Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın etkinlik ve kongre turizmine stratejik ve eylemsel
planlarda yer vermesi, konuyu önemsemesi.
• Düzenlenen yerel, ulusal ve uluslararası etkinliklerin fazlalığı

Fırsatlar
• Dünya genelinde etkinlik ve kongre pazarını birçok ülkenin yeni keşfetmesi ve
önemsemeye başlaması.
• Etkinlik ve kongre turizminin diğer turizm türleriyle kolay entegre edilebilir özelliği
ve Türkiye’nin alternatif turizm olanaklarının fazla olması.
• Coğrafi konum, iklim vb. faktörlerin uygunluğu.
• Düzenlenen etkinliklere katılım taleplerinin giderek artması.
• En çok kongre düzenlenen ülke ve şehir sıralamalarında son yıllarda Türkiye’nin genellikle ilk 20 ülke içinde, İstanbul’un ise ilk 10 şehir arasında bulunması.
• Avrupa ülkelerine yakınlık.
• Etkinlik ve kongre turizmi faaliyetlerinin yılın 12 ayında yapılabilmesi.
• Devam niteliği bulunan kongre ve toplantıların her seferinde farklı destinasyonlarda
yapılması.
• Etkinlik ve kongre turizmin entegre edilebilecek alternatif turizm türlerine olan talebin giderek artması ve Türkiye’nin bu konuda yüksek rekabet gücünün bulunması.

Tehditler
• Türkiye’nin ‘Güvenli Ülke’ algısını sarsan terör saldırıları.
• Türkiye’ye komşu olan ülkelerdeki savaş ve iç karışıklıklarının devam etmesi ve
özellikle sınır şehirlerin bundan etkilenmesi
• Türkiye’nin içinde bulunduğu ve olması muhtemel olumsuzlukların (Darbe girişimi, ekonomik çalkantılar, döviz kurlarındaki dengesizlikler, politik kararlar vb.)
rakipler tarafından kullanılması, olumsuz bir imaj yaratma çabaları.
• Bazı yabancı tur operatörlerinin, Türkiye’yi tur planlarından çıkarması.
• Avrupa Birliğinin, turizm konusunda birliğe üye ülkelerin kendi aralarındaki organizasyonlarını desteklemesi.
• Ülkeler arasında yaşanan gerginliklerin sektöre yansımaları (Örneğin; 2016 yılında
Rusya’yla yaşanan uçak krizi sonrası iki ülkenin de aldığı uçak seferlerinin kaldırılması, vize anlaşmasının askıya alınması, tur operatörlerinin rezervasyon iptalleri
vb. durumlar).

Manisa Mesir Macunu Festivali: Manisa Mesir Macunu Festivali, 474 yıldır kutlanan
bir festivaldir. Yıllar boyunca kültürel ve tarihi dokusunu kaybetmeyen etkinlik, sanatsal ve kültürel özellikleriyle birlikte sağlık ve inanç turizmi etkinliklerini de kapsayan önemli bir etkinliktir. Festivalin ana teması olan ve içinde 41 çeşit baharat bulunan mesir macunu, nevruz günü Sultan Külliye’sinde düzenlenen dua töreni ile hazırlanmaya başlanmakta ve Mesir Şenliklerinin, Nisan ayının üçüncü ya da dördüncü Pazar gününe rastlayan saçım töreninde Sultan camisi ve külliyesinden halka saçılmaktadır. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali, UNESCO (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization) tarafından 2012 yılında ‘İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne alınmıştır (Döner ve Tepeci, 2014: 786; UNESCO, 2016).