aofsorular.com
HUK136U

Kolluk Yetkilerinin Sınırları

5. Ünite 30 Soru
S

“Kolluk” neyi ifade eder?

Kolluk, idarenin kamu düzeninin bozulmasını önleme, bozulduğunda da eski durumuna getirmek için yürüttüğü etkinlikleri ve bu etkinlikleri gerçekleştiren teşkilatı (örgütü ve görevlileri) ifade etmektedir.

S

Kanun koyucunun müdahalesine kapalı olan ve kolluğun sınırlama getirmesinin veya müdahale etmesinin mümkün olmadığı alanlar neler olabilir?

Basın özgürlüğü; izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlı olmaksızın basımevi kurmak; izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlı olmaksızın süreli veya süresiz yayın yapmak; önceden izin almadan dernek kurmak, bunlara üye olmak, üyelikten çıkmak; silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemek gibi alanlardır. Anayasa tarafından teminat altına alınmış olan temel hak ve özgürlüklerdir ve kanun koyucunun müdahalesine kapalı olan alanlardır.

S

Anayasa’nın 13. maddesine göre temel hak ve hürriyetler ne şekilde sınırlanabilir?

Temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasa’nın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyet’in gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

S

Temel hak ve hürriyetler Anayasa’da öngörülen hangi sebeplerle sınırlandırılabilir?

Bazı temel hak ve özgürlükler millî güvenlik, kamu güvenliği, kamu düzeni, kamu yararı, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçı ile ancak kanunlarla sınırlanabilir.

S

"İdare, kural olarak Anayasa madde 20/2, 21, 22/2 ve 33/5 de belirtilen bazı temel hak ve özgürlükleri sınırlayamaz. Ancak yine Anayasa’da öngörülen istisnai hallerde ve sınırlı şartlarda idare, bu temel hak ve özgürlüklere müdahalede bulunabilir."

Sözü edilen istisnai haller ve sınırlı şartlar neler olabilir?

İdare, söz konusu temel hak ve özgürlüklere ancak “gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde”, “idarenin müdahale ile ilgili kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulmak” ve “hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklamak” şartıyla müdahalede bulunabilir. Bu bakımdan bu temel hak ve özgürlüklere ancak yargı organların kararı ile ve istisnai hallerde müdahalede bulunabilir. Ancak her “hâl”, “gecikmesinde sakınca bulunan hâl” değildir.

S

Kolluğun yürütmüş olduğu faaliyetlerinde gözetmesi gereken ölçülülük ilkesinin içeriği nedir?

Kolluk, Anayasa’da öngörülen ve kolluk yetkisinin sınırlarını oluşturan şart ve durumların hepsini dikkate alarak faaliyette bulunabilir. Yürütmüş olduğu faaliyetlerinde ölçülülük ilkesini mutlaka gözetmelidir.

Ölçülülük ilkesinin içeriğinde, sınırlandırmayla ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olma (elverişlilik), sınırlandırma aracının, amaç için gerekli olması (gereklilik), araçla amaç arasında ölçülü bir oran bulunması (orantılılık) gerekir. Aksi durumda kolluğun eylem ve işlemleri hukuka aykırı olur.

S

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 16. ve 17. maddeleri kapsamında, toplantı ve gösteri yürüyüşü hangi durumlarda ertelenebilir veya yasaklanabilir?

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 16. maddesi kapsamında bölge valiliğinin etki çevresinde toplantı ve gösteri yürüyüşü ertelenebilir. Kanun’un 17. maddesi kapsamında erteleme yapılabileceği gibi yasaklama da söz konusu olabilir. Maddeye göre, “Bölge valisi, vali veya kaymakam, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde yasaklayabilir”.

S

Kolluk yetkilerinin idari işlemin unsurları yönünden sınırları nelerdir?

Kolluk işlemleri idari işlem olduğundan bir idari işlemin tabi olduğu sınırlamalar, kolluk işlemleri için de geçerlidir. Bu itibarla idari işlemler yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları yönünden sınırlamalara tabidir.

S

Kolluk yetkilerinin yoğunluğu hangi durumlarda değişkenlik gösterir?

Kolluk yetkileri, yalnız yer ve zamana göre genel olarak değil, kimi durumlarda günün saatlerine ve mevsime göre bile sınırlandırılmıştır. Kolluk yetkileri yer açısından genişleyebilir veya daralabilir. Örneğin yer bakımından kamuya açık alanlardan, konutlara doğru daralan bir yetki söz konusudur. Başka bir deyişle kolluk yetkilerinin en sınırlı kullanıldığı yerden en yoğun kullanıldığı yere doğru şöyle bir sınırlama yapılabilir: Konutlar, iş yerleri, umuma açık yerler ve umumi yerler. 2559 sayılı Kanun’un 19. maddesine göre sokak, meydan ve umuma mahsus yerlerin düzenini sağlamak, kolluğun önde gelen görevidir. Konutlar ise kolluk yetkilerinin en sınırlı kullanıldığı yerlerdir.

Kolluk yetkilerinin yoğunluğu, başkentten taşraya, il merkezinde kırsala doğru gidildikçe azalabilmektedir. Bu bakımdan diğer illere oranla başkentte veya büyük şehirlerde tedbirler daha yoğun olabilmektedir. Bu durumda kamu düzeninin bozulma tehlikesinin daha muhtemel olduğu alanlarda kolluk yetkilerinin yoğunluğu doğru orantılı olarak artabilmektedir.

Kolluk yetkilerinin yoğunluğu zaman açısından da değişiklik gösterebilir. Zaman bakımından olağan dönemlerde, savaş zamanlarında, olağanüstü durumlar ve Anayasa’da düzenlenmeyen olağan dışı kimi zamanlarda (suç işlenme ve kargaşa zamanı gibi) fark olduğu gibi, gündüz ve gece arasında da farklar bulunmaktadır. Olağan durumlarda, kolluk yetkilerinin kullanımı en alt sınırdadır. Suç işlenmesi veya kargaşa zamanlarında kolluk, olağan zamanlarda kullanamadığı bir kısım yetkilerini kullanır. Olağanüstü dönemlerde ise kolluğun yetkilerinde de olağan durumun dışında bir genişleme söz konusudur.

S

Anayasa’nın 21. maddesine göre kolluk hangi durumlarda konut dokunulmazlığına müdahale edebilir?

Konutlar, kolluk yetkilerinin en sınırlı kullanıldığı yerlerdir. Anayasa’nın “Konut dokunulmazlığı” başlıklı 21. maddesine göre, “Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde, el koyma kendiliğinden kalkar.” Bu bakımdan bir kimse kamu düzenini tehlikeye atmadıkça kolluk, Anayasa ile güvence altına alınan konutuna dokunamaz. Başka bir deyişle bir kişi komşularını rahatsız etmedikçe evinde istediği şekilde giyinebilir veya parti düzenleyebilir ya da bir canlı besleyebilir. Zira bu durum, kolluğu bu boyutuyla ilgilendirmez. Ancak dışarı yansıyacak şekilde yüksek gürültü ve pis kokular çıkarıldığında, genel ahlaka aykırı davranışlar sergilediğinde kolluk müdahale etmeye başlar.

S

2559 sayılı Polis Vazife ve Selâhiyet Kanunu’nun 20/A ve 20/B maddelerine göre kolluk güçleri üniversite, fakülte veya üniversiteye bağlı kurumların bina ve eklentilerine hangi durumlarda girebilir? 

2559 sayılı Kanun’un 20/A ve 20/B maddelerine göre üniversite binalarına veya bunların eklerine, kurumun imkânlarıyla önlenmesi mümkün görülmeyen olayların çıkması ihtimali karşısında rektör, acele hallerde de dekan veya bağlı kuruluş yetkililerinin zabıtadan yardım talep etmeleri hâlinde kolluk güçleri girebilir. Ancak suç ve suçluların kovuşturulması için bir davet veya izne bağlı olmaksızın her zaman girilebilir.

S

Kolluk işlemlerinde şekil unsuru bakımından hukuka aykırılık olmaması için nasıl bir yol izlenmelidir? 

İdarenin tüm işlemleri gibi kolluk işlemlerinin de yazılı yapılması gerekir. Aksi durum idari işlemi şekil unsuru bakımından hukuka aykırı kılar. Ancak mevzuatta açıkça belirtilmesi hâlinde idari işlem sözlü yapılır.

S

Kolluk faaliyetinin amacı nedir?

İdarenin tüm faaliyetlerinde amaç kamu yararıdır. Bu açıdan kolluk faaliyetinin amacı da kamu yararıdır. Ancak buradaki kamu yararı, kamu düzeninin sürekliliğini korumak ve sağlamak olarak somutlaşır. Bu itibarla kamu düzenini korumak ve sağlamak (güvenlik, dirlik ve esenlik (sükûn), genel ahlak, genel sağlığı korumak ve sağlamak) dışında bir saikle yapılan kolluk faaliyetleri hukuka aykırı olur. Kolluk yetkileri, kamu düzenini sağlamak veya korumak dışında örneğin kamu hizmetlerini daha iyi yürütmek, kamu mallarını korumak saikiyle kullanılmaz. Ayrıca kolluk yetkileri, siyasal ve dinsel amaçlarla ve özel çıkarlar için kullanılamaz. Aksi durum yetki saptırması olup hukuka aykırılık oluşturur.

S

Kolluk işlemlerinde sebep unsuru yönünden sınırlama ne anlama gelir?

Kolluk, kamu düzenini koruyup sağlamaya yönelik olduğundan kamu düzenini bozacak, tehdit edecek ya da tehlikeye atacak bir durum söz konusu olmadıkça harekete geçemez. Buna göre, kamu düzenini bozacak, tehdit edecek ya da tehlikeye atacak bir durum söz konusu değilken kolluk yetkisi kullanılırsa yapılan kolluk işlemi sebep unsuru bakımından hukuka aykırı olur.

Kolluğu harekete geçiren sebep, maddi bir sebep (maddi olaylar, maddi vakıalar) olabileceği gibi hukuki bir sebep de olabilir.

Kolluk yetkisi kanunun öngörmediği bir sebeple genişletilemez.

Kolluk yetkisi, mevzuat hükümlerinin aradığı nitelikte herhangi somut bir bilgi, belge veya tespite rastlanılmadan kullanılırsa işlem hukuka aykırı olur.

 

S

Kolluk işlemlerinde konu unsuru hangi ilke ile ilişkilendirilerek ele alınır?

Kolluk işlemlerinde konu unsuru “ölçülülük ilkesi” ile ilişkilendirilerek ele alınır. Zira kamu düzenini tehdit eden veya tehlikeye atan eylem ve durumun ağırlığı, kolluk yetkisi kullanılarak alınacak tedbirin konusunu belirleyecektir. Bu durumda kolluk, tesis edeceği idari işlemi olayın şiddetine göre belirler. Bu bakımdan ölçülülük ilkesi, kolluk yetkisinin sınırını oluşturur.

S

Ölçülülük ilkesinin bileşenleri nelerdir?

Kolluk yetkilerinin kullanılmasının sonucunda temel hak ve özgürlüklerle ilgili bir sınırlama söz konusudur. İdare, kolluk faaliyetleri aracılığıyla bu türlü sınırlamalar yaparken bir taraftan da kanunen kendisine tanınan yetkinin kullanılmasında özen göstermelidir. Ölçülülük ilkesinin bileşenleri olarak elverişlilik, gereklilik ve orantılılık kavramlarına dikkat edilmesi gerekir.

S

“İfade hürriyeti” neyi ifade eder?

İfade hürriyeti bireylerin serbestçe görüş sahibi olabilmesi, görüş ve kanaatlerinden dolayı kınanmaması, düşünceyi açıklama ve açıklanan düşünceye serbestçe erişme hürriyetidir.

İfade hürriyeti, bir düşünce, kanaat, inanç ya da tutum ile duygunun serbestçe açıklanmasını ve buna serbestçe erişilmesini içerir.

S

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin kapsamı nedir?

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi ifade özgürlüğünü düzenler. İfade hürriyeti, 10. madde kapsamında kanaat sahibi olma özgürlüğü, bilgi ve kanaat açıklama özgürlüğü, bilgi ve kanaatlere erişme özgürlüğü, basın özgürlüğü ve radyo ve televizyon yayıncılığı özgürlüğünü içerir.

10. maddenin ikinci fıkrasında sınırlama sebepleri sayılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatları ile birlikte değerlendirildiğinde, kanunla öngörülme, meşru amaçlar izleme ve demokratik bir toplumda gerekli olması, müdahalenin ölçülü olması sınırlamanın hukuka uygunluğu bakımından aranan temel koşullardır.

S

6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. Maddesinde belirlenmiş olan yayın hizmeti ilkeleri nelerdir?

Yayın hizmetleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlık ve bağımsızlığı ile bölünmez bütünlüğe ve Atatürk ilke inkılaplarına aykırı olamaz.

Ayrımcılık sebepleri ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya nefret duyguları oluşturacak şekilde yayın yapılamaz.

Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz.

İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.

Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz.

Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez.

Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.

Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz.

Çocuklara, güçsüzlere ve engellilere karşı istismar içeremez ve şiddeti teşvik edemez.

Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı madde kullanımı ile kumar oynamayı özendirici nitelikte olamaz.

Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur.

Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.

Haksız çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan unsurlar içeremez.

Siyasî partiler ve demokratik gruplar ile ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte olamaz.

Genel sağlığa, çevrenin ve hayvanların korunmasına zarar verecek davranışları teşvik edemez.

Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır. Dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez. Müstehcen olamaz.

Kişi veya kuruluşların cevap ve düzeltme hakkına saygılı olmak zorundadır.

Bilgi iletişim araçları yoluyla yarışma veya lotarya içeremez, dinleyici ve seyircilere ikramiye verilemez veya ikramiye verilmesine aracılık edemez.

Medya hizmet sağlayıcı tarafından yapılan veya yaptırılan anket ve kamuoyu yoklamalarının, hazırlık aşamasından sonuçların ilanına kadar noter nezaretinde gerçekleştirilmesi zorunludur.

Kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez.

Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez.

Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz.

Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet edecek sonuçlar doğuracak şekilde sunamaz.

Çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılsa dahi yayınlanamaz.

Arkadaş bulma amacıyla kişilerin tanıştırıldığı ve/veya buluşturulduğu türden programlara, takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına, sohbet, arkadaşlık ve eş bulma hatlarının ve hizmetlerinin tanıtımına yer verilemez.

Katma değerli elektronik haberleşme hizmet numaraları, yerel aranır numaralar, benzeri özel içerikli hizmetlere ilişkin numaralar ile özel ücrete tabi diğer sabit ve mobil numaralar kullanılmak suretiyle, izleyici ve dinleyicileri yanıltıcı ve/veya haksız kazanca neden olacak şekilde yarışma, çekiliş, lotarya ve benzeri adlar altında ödül ve ikramiye taahhüt edilemez ve bu yöntemle ürün tanıtımı, satışı ve pazarlaması yapılamaz.

S

6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun uygulanması bakımından, en önemli kolluk birimi nedir?

6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun uygulanması bakımından en önemli kolluk birimi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’dur. Kurul tarafından 32. madde kapsamında idari para cezası veya diğer idari tedbirlere karar verilebilir.

S

İdarenin Anayasa ve Kanun’a uygun olarak radyo ve televizyon yayıncılığının denetimini yapması neden önemlidir?

Radyo ve televizyon yayıncılığına yönelik sınırlamaların yapılması ifade özgürlüğü ile doğrudan ilgilidir. Diğer taraftan, kontrolsüz biçimde yayın yapılması ise en kısa ifade ile kamu düzenini bozar. Bu çerçevede, çocuk ve gençlerin olumsuz etkilenmesinin, televizyon ve radyo yayıncılığı aracılığıyla kamu düzeninin bozulmasının da önüne geçilmesi gerekmektedir. İdarenin Anayasa ve Kanun’a uygun olarak bu denetimi yapması, özgürlük ortamının kalıcılığı ve kamu düzeninin sağlanması bakımından oldukça değerlidir. Ancak, bu hususta idare yetkilerini hukuka aykırı kullandığı takdirde ise, demokratik toplumun vazgeçilmezi ifade hürriyetini ihlal etmiş olacaktır.

S

Kamu düzeni ne demektir? Kolluk faaliyeti ile kamu düzeni arasında nasıl bir ilişki vardır?

Kamu düzeni, toplumun “maddi ve dış düzeni” olup ülke sınırları içinde kişilerin can ve mal güvenliğinin her türlü tehdit ve saldırılara karşı korunması, genel sağlık ile kamu huzurunun (esenlik ve dirliğin) sağlanmasıdır.

Kolluk faaliyeti, “kamu düzeni”ni korumaya yönelik bir faaliyettir. Kolluğun konusu olan kamu düzeni, maddi anlamda kamu düzenidir. Başka bir deyişle kolluğun konusu olan kamu düzeni, toplumun ve bireylerin manevi ihtiyaçları ile iç dünyalarını ilgilendiren konuları değil de kişilerin canlarının ve mallarının her türlü tehdit ve tehlikelere karşı korunmasını kapsar.

S

Kamu düzenini bozan tehdit ve saldırılar nelerdir?

Tehdit ve saldırılar; darp, silahlı saldırı, hırsızlık, yaralama gibi insan davranışlarından kaynaklanacağı gibi; bina yıkılması, sel, heyelan, deprem, orman yangını gibi doğal olaylardan da kaynaklanabilir. Salgın ve bulaşıcı hastalıkların, toz, gürültü, duman, koku, ışık vs. önlenmesi de düzen içinde yaşamanın bir gereği olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda kamu düzeni, bireylerin güvenli, sağlıklı ve huzurlu bir ortamda yaşamalarını ifade eder.

S

5187 sayılı Basın Kanunu “basılmış eser”i ve “yayım faaliyeti”ni nasıl tanımlar?

5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2. maddesine göre ise basılmış eser, “yayımlanmak üzere her türlü basım araçları ile basılan veya diğer araçlarla çoğaltılan yazı, resim ve benzeri eserler ile haber ajansı yayınlar” olarak belirlenmiştir. Bu basılmış eserlerin herhangi bir araçla kamuya sunulması ise yayım faaliyeti olarak tanımlanmıştır.

S

5187 sayılı Basın Kanunu’na göre basın özgürlüğü hangi hakları içerir?

5187 sayılı Basın Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasına göre basın özgürlüğü, “bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir”. Bu çerçevede basın özgürlüğü, “haber, düşünce ve bilgilere ulaşma hakkı”; “haber, düşünce ve bilgileri yorumlama ve eleştirme hakkı”; bunların “basımı, çoğaltılması ve dağıtımı hakkı” ile “eser yaratma hakkı”nı içermektedir.

S

Kamu düzeni ve basın özgürlüğü arasındaki dengenin sağlanmasında dikkate alınması gereken ilkeler nelerdir?

Kamu düzeni ve basın özgürlüğü arasındaki dengenin sağlanmasında temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasında kabul edilen kanunilik, hakkın özü, demokratik toplum düzeninin gerekleri, ölçülülük ilkeleri dikkate alınmalıdır.

S

“İnternet özgürlüğü” neyi ifade eder?

İnternet özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, bilgi edinme ve haberleşme özgürlüğü ve serbest erişimin iç içe olduğu bir haklar demetidir. İfade özgürlüğü tanımından hareketle internet özgürlüğü; internet ortamına, burada bulunan bilgi, haber ya da fikirlere erişme, bu mecra üzerinde bilgi, haber ya da fikir açıklayabilme serbestisi olarak ifade edilebilir

S

İnternet üzerinden yapılan yayınlar ile ilişkili olarak içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı ve erişim sağlayıcıların sorumluluk ve yükümlülükleri hangi kanun ile belirlenmiştir?

2007 yılında çıkarılan 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, internet üzerinden yapılan yayınlar bakımından temel niteliktedir. 5651 sayılı Kanun’da içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı ve erişim sağlayıcılarının sorumluluk ve yükümlülükleri 4, 5 ve 6. maddelerde belirtilmiştir.

S

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki 5651 sayılı Kanun’da düzenlenen yetkileri kullanmakla hangi kurum görevlidir?

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), internet üzerindeki 5651 sayılı Kanun’da düzenlenen yetkileri kullanmakla görevlidir. BTK’nın, re’sen alacağı kararlarla erişimin engellemesi söz konusu olabilir. Ancak BTK, mahkeme ve savcılığın verdiği erişimin engellenmesi kararlarını zorunlu olarak uygular.

S

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu hangi durumlarda tedbir niteliğinde erişim yasağı konulmasına karar verebilir?

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) kimi durumlarda tedbir niteliğinde erişim yasağı konulmasına karar verebilir. 5651 sayılı Kanun’un 8. maddesinde sayılan ve Türk Ceza Kanunu’nda yer alan suçların, [intihara yönlendirme (madde 84), çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190), sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194), müstehcenlik (madde 226), fuhuş (madde 227), kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228)] oluştuğuna ilişkin yeterli şüphe bulunması sonucunda BTK idari tedbir olarak erişim yasağı getirebilir.