Cehm, çağdaşı Ebû Hanîfe ve Vâsıl b. Atâ ile de fikir alışverişinde bulunmuş ve talebeleriyle tartışmıştır. Ayrıca ünlü tefsirci Mukâtil b. Süleyman ile de münazaralarda bulunmuştur. Onun görüşleri ana hatlarıyla şöyledir:
1. Ulûhiyet: Cehm b. Safvân’a göre, Allah’a subutî ve haberî sıfatlar nisbet edilemez. Allah yaratıklara ait hiçbir sıfatla nitelendirilemez. Zira bu durum, teşbih, yani Allah’ı kullara benzetme anlamına gelir Allah’tan başka her şey sonradan yaratılmıştır. Allah, ezelde âlim ve kâdir sıfatlarına sahip değildir. Çünkü ezelde ilâhî ilim ve kudrete konu teşkil edecek bir nesne bulunmamaktadır. Dolayısıyla Allah’ın ilmi hâdistir; bu sebeple bir varlığı yaratmadan önce onun hakkında bilgi sahibi değildir. Çünkü var olmamış bir şeyi bilmek imkânsızdır.
2. Halku’l-Kur’ân: Kur’an’ın yaratılmışlığı meselesidir. Allah’ın sıfatları ve halku’l-Kur’ân hakkında ilk defa konuşan Ca‘d b. Dirhem olmuştur. Cehm b. Safvân, bu görüşleri ondan almış ve sistemleştirmiştir. Cehm b. Safvân’a göre Kur’ân mahlûktur. Zira kelâm yapılan, edilen, sonradan olma bir fiildir. Bu fiil cisimlerle birlikte bulunur. Dolayısıyla cisim olmaktan münezzeh olan Allah’a nisbet edilemez. Ayrıca konuşma anlamına
gelen kelâm, bir organa ve sese ihtiyaç gösterir. Allah’ın kelâm sıfatı var demek, O’nun konuşması için bazı araçlara ihtiyaç duyması demektir. Hâlbuki O, bunlardan münezzehtir. Öyleyse Allah’ın kelâmı vardır, ancak bu, hâdistir yani yaratılmıştır.
3. Kaza Kader: Cehm, kulların mutlak cebr altında olduklarını öne sürmektedir. O, insanın hiç bir gücünün olmadığını, fiillerinde mecbur olduğunu, fiillerini icra ederken hiçbir iradesinin bulunmadığını, onları Allah’ın yarattığını ileri sürmüş, fiillerin insana izafe edilmesinin mecazî olduğunu iddia etmiştir. Zira insanın fiilleri Allah tarafından takdir edilmekte ve yaratılmaktadır. İnsanın yaptığı fiiller, suyun akması, havanın cereyan etmesi, taşın ve yaprağın düşmesi gibidir.
4. İman: Cehm’e göre iman, Allah’ı bilmek, küfür ise bilmemektir. Diğer bir deyişle iman kalbin marifetidir, bilgisidir; tasdik olmaksızın Allah’ı ve Hz. Peygamberin haber verdiği şeyleri kalben bilmek demektir. Kim Allah’ı hakkıyla bilir ve tanır, daha sonra diliyle inkâr ederse, küfre düşmüş olmaz. Çünkü ilim ve marifet, inkâr ile yok olmaz.
5. Ahiret: Cehm b. Safvân’a göre Allah, ahirette görülemeyecektir. Zira bir şeyin görülebilmesi için onun cisim olması; bir yön ve mekânda bulunması gerekir. Allah Teâlâ cisim olmadığı ve bir yönde bulunmadığı için görülemez. Öte yandan Cehm’e göre kabir azabı, sırat ve mizân da yoktur.
6. Akıl-Nakil: Cehm, nasları serbest bir akılcılıkla yorumlamaya çalışan; akılla nassın çatışması halinde aklın esas alınması ve nassın buna göre te’vil edilmesi gerektiğini savunan ilk kelâmcılardan biridir. Onun, nasslar karşısında aklı yanılmaz bir hakem kabul ettiği anlaşılmaktadır. O, nakil olmadan, akılla iyi ve kötünün bilinebileceği görüşündedir. Doğru yanıt E'dir.