Karşılaştırmalı Siyaset: Giriş
Karşılaştırma yöntemi kullanılarak gerçekleştirilen çalışmalar açısından değişkenler nelerdir?
Karşılaştırma yöntemi kullanılarak yapılan bir araştırmada da, aynen laboratuar ortamındaki gibi, bir bağımsız değişkenin bağımlı değişken üzerinde etkisi olup olmadığını araştıracak koşullar üretilmeye çalışılır.
Uyuşma yöntemi nedir?
Mill’in uyuşma yöntemine göre bir siyasal olay, gelişme veya olgu farklı siyasal sistemlerde ortaya çıktığında (bağımlı değişken), onunla aynı anda veya onun hemen öncesinde bir bağımsız değişkenin değiştiği gözlemleniyorsa, o zaman bu bağımsız değişkenle, o olgunun (bağımlı değişkenin) bir uyuşması söz konusudur. Burada dikkat edilecek olan husus, diğer tüm koşullar farklı iken bir siyasal olay her ortaya çıktığında eğer bir bağımsız değişken de mevcutsa o zaman, o bağımsız değişken o siyasal olgunun nedeni olarak saptanır.
Fark yöntemini açıklayınız?
Mill’in önerdiği fark yöntemi ise biraz daha karmaşıktır. Burada bir siyasal olay, olgu veya gelişmenin ortaya çıktığı ve çıkmadığı durumlar göz önünde bulundurulur. Bu olgunun ortaya çıktığı her durumda var olan ve ortaya çıkmadığında da var olmayan bağımsız değişken, o bağımlı değişkenin nedeni olarak ayrışır.
Fark yöntemini kullanırken dikkat edilmesi gereken durum nedir?
Eğer bir olgunun birden fazla nedene bağlı olarak ortaya çıkması söz konusuysa, bu bağımsız değişkenlerin gözlemlenme sırasına dikkat edilemediği durumlarda sanki o değişkenlerden sadece bir tanesi gerçek değişkenmiş gibi kabul edilmesi söz konusudur.
Olabildiğince benzer sistemler tasarımında (OBST) örneklem nasıl gerçekleşmektedir?
Aslında Mill’in önerdiği yöntemlerden uyuşma yöntemine benzer bir biçimde az sayıda ve çok benzer ülkeleri belirli bir zaman aralığında gözlemek suretiyle bir toplumsal olgu ile onun siyasal sonuçlarının var olup olmadığını görgül (ampirik) olarak saptamak bir çözüm olacaktır. Bunun için birbirine çok benzer ülkeler örneklemi tasarlanmalıdır. Bu yaklaşıma Adam Przeworski ve Henry Teune olabildiğince benzer sistemler tasarımı (most similar systems design, OBST) adını vermişlerdir. Burada birbirlerine çok benzer durumda olan siyasal sistemler seçilir.
Olabildiğince farklı sistemler tasarımını (most different systems design, OFST) amaç nedir?
OFST’de amaç tekil bir bağımsız değişkenin tek bir bağımlı değişken üzerindeki etkisini saptamak olmayıp, belirli bir düzenli ilişkiyi çok farklı toplumlarda da gözlemleyerek tüm siyasal sistemler için geçerli olabilecek önermelere ulaşmaktır.
Buna göre amaç tekil bir bağımsız değişkenin tek bir bağımlı değişken üzerindeki etkisini saptamak olmayıp, belirli bir düzenli ilişkiyi çok farklı toplumlarda da gözlemleyerek tüm siyasal sistemler için geçerli olabilecek önermelere ulaşmaktır. Eğer çok farklı siyasal tarih, coğrafya, kültür, iktisadi rejim ve gelişme düzeyi v.b. özelliklere sahip olan ülkeleri gözlemlediğimizde hepsinde aynı ilişkiyi saptayabilirsek, o zaman burada bir bilim yasasını andıran genellikte bir açıklama kalıbına ulaşmış oluruz.
Kurumsal-Yapısalcılık kuramının içeriği nedir?
Kurumsal-Yapısalcılık büyük sömürgeci devletlerin sahip olduğu siyasal kurumların
çalışma esaslarını betimleyen, onların tarihi evrilişlerini anlatan, hangi tür anayasaların
bu yapılarla birlikte oluştuğunu anlatan bir içeriğe sahiptir.
Max Weber'in karşılaştırmalı araştırmalara olan katkısı nedir?
Weber kültürün iktisadi ve siyasal yaşantıdaki önemine parmak basmış oldu. Weber’in karşılaştırmalı araştırmalara olan katkısı kültürün bir etken olarak oynadığı rolü göz ardı edilmemesi oldu.
Karl Marks'ın yaklaşımına göre sınıf ilişkileri nasıl bir değişkenlik göstermektedir?
Tarihsel olarak bakıldığında, çok uzun dönemlerde toplumsal sınıf ilişkileri durağan ve dingin değildir; değişirler. Bu değişim sınıfların çatışmasının daha yoğun bir hal alması ve bir toplumsal ihtilalle egemen sınıfın tasfiye olup, yeni bir egemen sınıfın üretim araçları ve biçimiyle, teknolojisiyle, hukuk ve siyasetiyle topluma egemen olmasıyla gerçekleşir.
Bağlılık kuramına göre ülkeler arasındaki gelişmişlik düzeyi farkı neden kaynaklanmaktadır?
Bağımlılık kuramı öncelikle siyasal sistemler arasındaki gelişmişlik düzeyi farklarını açıklama ve bunların ekonomik bağımlılık ilişkilerinden kaynaklandığı temel savına dayanır. Burada emperyalizmin ortadan kalkmadığı, kapitalist piyasa ekonomilerinin ürettiği güç dengesizliklerinin gelişmişlik düzeyi farklılığı üreteceği ve bu farkı korumak için çalışacağı da öngörülmektedir. Ayrıca, burada sömürü, eşitsizlik, şirket karını maksimize etmek gibi temel olguların varlığını ön plana çıkartarak, insanların aşağılanmasını ve yoksulluğa mahkum edilmesini sağlayan bir dünya düzeni resmi de çizilmektedir.
Yeni kurumsalcılık yaklaşımı hangi alanları incelemektedir?
Yeni kurumsalcılık kurumlara özgü değerler ve yazısız kurallara (normlara) birer gözlem birimi veya değişken olarak yaklaşır. Yeni Kurumsalcılıkta ussal davranan bireylerin oluşturduğu yapı içerisinde oynadığı rolleri inceleyen bir yaklaşım söz
konusudur. Yeni kurumsalcılık kurumlara özgü değerler ve yazısız kurallara birer gözlem birimi veya değişken olarak yaklaşır.
Demokratik Pekişme Kuramının konuları nelerdir?
Otoriter rejimlerin nasıl ve neden çöktüğü, demokrasiye geçişin nasıl ve neden ortaya çıktığı öncelikle araştırılan konulardandır. Bu araştırmaları demokrasilerin sürdürülebilirliğini etkileyen koşulların araştırılması izlemiştir. Bu da demokrasi tasarımlarının (design) oluşturduğu siyasal rejim türelerinin araştırılmasına yol açmış bulunmaktadır. Bu konuda parlamenter, yarı-başkanlık ve başkanlık rejimlerinin özellikleri, sorunları ve dayanıklılıklarını açıklamaya yönelen araştırmalar 2000’li yıllardan beri ivme kazanmıştır.
Ulus ve devlet kavramları neyi ifade etmektedir?
Bir toprak parçasına egemen olma iddiası genel kabul gören, o toprak üzerinde yaşayan insanların oluşturduğu topluma hükmetme erkini elinde tutan sisteme devlet, devletin yurttaşı durumundaki bireylerin oluşturduğu bir arada yaşama alışkanlığı olan ve geleceği de paylaşma iradesi gösteren toplumlara ulus adını verilir.
Demokrasi rejimini açıklayınız?
Yönetilenlerin yöneticilerin seçiminde etkili olabildiği, yönetenlerin kendilerini seçenlere periyodik olarak hesap verdiği, tekrar seçilmek için destek istediği, her siyasal karar alma mevkii için birden fazla ve değişik siyasal görüş, fikir veya çıkarları temsil eden adayların korkusuzca, hakça yarıştığı bir ortam söz konusuysa bu rejime demokrasi adını vermekteyiz.
Totaliter rejim ve otoriter rejim arasındaki fark nedir?
Totaliter rejimleri otoriter rejimlerden ayıran onların daha yüksek bir gelişmişlik düzeyinde, denetim kapasitesinde olmaları ve bir ideolojinin rehberliğinde siyasal sistemi yapılandırmak üzere hareket etmeleridir. Totaliter rejimler yönettikleri toplumu tam anlamıyla seferber etmek, tek tek her bireyi izlemek, davranışlarını düzenlemek ve denetlemek yeteneğine sahip olan rejimlerdir. Otoriter rejimlerin ideolojik eğilimleri ne olursa olsun, bu denli güçleri veya yetenekleri mevcut olmayıp, sadece yakalayabildiklerine yaptırım uygulayabilecek bir içeriktedirler.
Dahl neden bilimsel çalışmalarda demokrasi yerine poliarşi (polyarchy) kavramının kullanılmasını önermiştir?
Dahl demokrasi kavramının günlük konuşmalara konu olduğunu, farklı anlamlar kazandığını ve bilimsel bir kesinlik içeren bir kavram olmaktan uzaklaştığını dolayısıyla bilimsel çalışmalarda kullanılmaması gerektiğini ileri sürerek demokrasi yerine, çoğunluğun yönetimi anlamına gelen poliarşi (polyarchy) kavramını önermiştir.
Dahl’a göre poliarşinin gerçekleşebilmesi için gereken koşullar nelerdir?
Dahl’a göre poliarşinin gerçekleşebilmesi için aşağıdaki sekiz koşulun siyasal yaşamda kabul görmesi gereklidir ve bunlar şöyle sıralanabilirler. 1. Dernek kurma ve kurulmuş derneklere katılma özgürlüğü, 2. İfade özgürlüğü, 3. Genel oya katılma (oy verme) hakkı, 4. Kamu görevlerine seçilebilme hakkı, 5. Siyasal liderlerin seçmen tercihini kazanmak için yarışabilme hakkı, 6. Değişik haberalma kaynaklarının varlığı, 7. Serbest ve hakça seçim, 8. Hükümet politikalarını oylara ve diğer tercih belirtme süreçlerine dayandırmak için gereken kurumların varlığı ve çalışması
Çağdaş demokrasi tipleri nelerdir?
Yönetilenlerin çoğunluğunun seçim ve yönetim sırasında etkili olması esasına dayanan çoğunlukçu (majoritarian)
demokrasi tipi olup ilk uygulama modelini Britanya’da geliştirdiğinden Westminster Tipi Demokrasi diye anılmaktadır.
Çağdaş demokrasilerin diğer temel tipi olarak kabul edilen uygulama ise İsviçre’deki çoğulculuk esasına göre yönetenlerle yönetilenlerin ilişkisini kuran tasarımdır. Bu demokrasi tipinde temel mantık siyasal karar üretirken tüm milleti olabildiğince karara katmak, hiçbir azınlığı dışarıda bırakmamaya çalışmaktır. İsviçre’deki bu çoğulcu anlayışa dayanan demokrasi tasarımına
oydaşmacı (consociational) demokrasi tipi adını vermekteyiz.
Koalisyon hükumetleri neden kurulur?
Eğer toplumda çok sayıda farklılık varsa ve seçmenler çok sayıda kesime ayrılmışsa, bunların tamamını da çok sayıda parti yasama organında temsil eder. O zaman da hükümet kurmak için yasama organındaki grupların ortak bir zeminde uzlaşması ve bu uzlaşma esasına göre hükümetin kurularak yasama organının desteğini alması sağlanır. Seçmen yasama organındaki temsilcilerini belirler, o temsilciler de yasama organı içinde bir çoğunluğun hükümeti oluşturacak biçimde bir araya gelmesini sağlar. Seçmenin oylarıyla kurulamayan çoğunluk parti grubu, çeşitli parti gruplarının koalisyon oluşturacak biçimde birleşmeleriyle temsilciler eliyle kurulur. Çoğulcu demokrasinin doğal hükümet biçimi koalisyon hükümetidir.
Başkanlık rejimi nedir?
Hükümet kuvvetlerinin birbirinden bağımsız biçimde halk tarafından seçildiği, eşit güçle birbirlerini dengelediği ve denetlediği, onların uzlaşması durumunda yönetimin sağlandığı, uzlaşmadıkları durumda da yönetimin mümkün olmadığı bir demokrasi uygulaması Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerde başkanlık rejimi olarak adlandırılmaktadır.