aofsorular.com
KYT402U

YÖNETİŞİM

7. Ünite 21 Soru
S

Yönetişim kavramını açıklayınız.

Dünya Bankası, yönetişimi iyi yönetişim olarak ele almakta ve şöyle tanımlamaktadır: “İyi yönetişim (good governance), açık ve öngörülebilir bir karar alma sürecinin; profesyonel bir bürokratik yönetimin; eylem ve işlemlerinden sorumlu bir hükûmetin; ve kamusal sürece aktif bir şekilde katılımda bulunan sivil toplum ve hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir düzeni ifade eder”.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na (UNDP- United Nations Development Programe) göre: “İyi yönetişim, bir ülkedeki ekonomik, siyasal ve idari otoritenin her düzeydeki işlemleri yürütmesi anlamına gelmektedir. İyi yönetişim, vatandaşların ve toplumsal grupların kendi çıkarlarını korumak ve yasal haklarını kullanmak için gerekli mekanizmalara ve kurumlara sahip olmalarını gerektirir.”

Yönetişime farklı açılardan yaklaşıldığında çeşitli tanımlar yapılmaktadır. Bunlardan bazıları şöyledir: Yönetişim, “bir sosyo-politik sistemdeki ilgili bütün aktörlerin ortak çabalarıyla elde edilen sonuçların oluşturduğu yapı ya da düzen”; “değişik aktörlerin etkileşiminin ortaya çıkardığı bir süreç”; “kamu kuruluşları ile özel sektör arasındaki sınırlarda gelişen yönetim tarzları”; “daha iyi yönetebilmek amacıyla yönetimin yeniden yapılandırılması”; “birbirine bağlı olan pozisyonların ve çatışan, karşıt çıkarları olan aktörlerin oluşturduğu, farklı ağsal yapıları koordine eden bir süreç”. Yönetişim çok aktörlü yönetim yaklaşımı olarak görülmekte, aktörleri ise devlet, özel sektör ve sivil toplum olarak belirtilmektedir.

S

Yönetişim kavramının kökenini açıklayınız.

Yönetişim kavramının kökeni 16. yüzyıla kadar götürülebilmektedir. Kavramın ilk Kuzey Avrupa’da, özellikle 17. yüzyılda Fransa’da, hükûmeti sivil toplumla uzlaştırmaya ya da uyumlulaştırmaya çalışan bir yaklaşımdan esinlenilerek kullanıldığı, ardından da bütün dünyaya yayıldığı belirtilmektedir. Demokratikleşme ve neolibaral politikaların yönetişim odaklı yaklaşımları sayesinde kavram, 1980’li yıllarda Latin Amerika’da, 1990’lardan itibaren Afrika’da hızla yayılmıştır. IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü’nün yanı sıra Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD), Birleşmiş Milletlerin bazı kuruluşları (örneğin Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı-UNDP) ve Avrupa Birliği kurumlarının resmî söylemleri arasında yer almıştır.
Avrupa Komisyonu kendi yönetişim anlayışını “European Governance: A White Paper” adlı “Avrupa Yönetişimi” olarak nitelendirilebilecek olan belgeyle, ortaya koymaktadır. Belge, Avrupa Birliği’nin yurttaşları tarafından kendisine verilen yetkileri nasıl kullandığı sorunuyla ilgilenmekte, belgede iyi yönetişimin açıklık, katılım, hesap verebilirlik, etkinlik ve tutarlılık olarak 5 temel ilkesi olduğundan söz edilmektedir

S

Yönetişimin kapsamı hakkında bilgi veriniz.

Yönetişim kavramı, uzun bir süre özel şirketlerin yönetim süreci içinde hisse senetleri sahipleri ile şirket yöneticileri arasındaki ilişki biçimini anlatmak için kullanılmıştır. Günümüzde yönetişim kavramı; kamu yönetimi, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarını içine alan kompleks bir sistemi ve aralarındaki ilişkiler ağını ve karşılıklı etkileşimlerini ifade etmektedir. Aynı zamanda devlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları yönetişimin kapsamını da oluşturmaktadır. Bu süreçte kamu yönetiminin merkezi ve yerel yönetim kuruluşlarıyla birlikte, sivil toplum örgütlerini, özel girişimcileri ve kâr amacı gütmeyen kuruluşları kapsayan geniş bir aktörler yelpazesinin varlığı ve bunların yönetim sistemine dahil edilmesi gündeme gelmektedir.

S

Yönetişimin türleri nelerdir? Açıklayınız.

Yönetişimin idari, siyasi ve iktisadi içerikleriyle birlikte ele alınarak genel bir sınıflandırılması yapılabilmektedir. Bir ülkenin ekonomik faaliyet ve değerlerini diğer ekonomilerle olan ilişkileri, eşitlik, kalkınma, yoksulluk, yaşam kalitesi gibi temel ekonomi kavramlarıyla ele alındığında ekonomik yönetişim; kamu politikaları oluşturmak; üst düzey kararlar almak anlamında siyasal yönetişim, politikaları uygulamaya geçirme yani hizmetleri fiilî görme ve gördürme açısından da idari yönetişim sınıflaması yapılabilir. Yönetim bilimleri ile ilgili literatürde ise küresel yönetişim, kamu yönetişimi, yerel ve bölgesel yönetişim, iyi yönetişim sınıflandırmasının yaygın olarak kullanıldığını görmekteyiz. İşletme yöneticiliği alanında da kurumsal yönetişim isimlendirmesi de bulunmaktadır

S

Kurumsal yönetişim nedir? Açıklayınız.

Kurumsal yönetişim “kurumsallaşma” kavramı ile karıştırılmamalıdır. Kurumsal yönetişime (corporate governance) “yönetişim”, “kurumsal egemenlik”, “kurumsal yönetim”, “işletmenin üst yönetiminin yönetilmesi” de denilmektedir. Kurumsal yönetişim ifadesinde geçen “yönetişim” kavramı, bir tarafın diğer tarafı yönettiği bir ilişkiden, karşılıklı etkileşimlerin öne çıktığı bir ilişkiler bütününe doğru dönüşümü ifade etmektedir. Kurumsal yönetişim, işletmelerin stratejik yönetimi ve yönlendirilmesi ile görevli ve sorumlu üst yönetimin bu görev ve sorumluluklarını yerine getirirken işletme üzerinde kendilerini belirli nedenlerle hak sahibi gören pay sahipleri, çalışanları, tedarikçi müşteri ve diğer toplumsal kurumlarla olan ilişkileri kapsamaktadır

S

Küresel yönetişim kavramını açıklayınız.

Küresel yönetişim, uluslararası alanda ulus devletlerden oluşan bir ilişkiler sisteminde yönetme sistemine alternatif bir anlayış, yeni yönetme stratejisi olmuştur. Ulus devlet anlayışının esnetilerek güçlü bir sivil toplum oluşturabilen devletlerle ilişkilerin entegrasyonu özendirilmektedir. Bu çabayı sağlayan uluslararası örgütler bulunmaktadır. Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupa Birliği gibi uluslararası örgütler faaliyetlerinde ülkelere yönetişim telkininde bulunmaktadır. Bu telkin, kamu hizmetlerini merkezden uzaklaştırarak yani ademimerkezileştirerek veya yerelleştirerek, özerkleştirerek, bağımsızlaştırarak ve özelleştirerek toplumdaki mevcut güç dengesinin hükûmetlerden ve kamu sektöründen giderek özel kişi ve gruplara doğru kaymasını tasarlamaktadır. Uluslararası alanda tek bir hükûmet yani bir dünya hükûmeti bulunmadığına göre devletlerarası ilişkiler önem arz eder.

S

Kamu yönetişimi nedir?Bilgi veriniz.

Kamu yönetişimi, ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde siyasal, sosyal içerikli baskı ve çıkar gruplarından, sosyal kuruluşlardan özel örgütlerden oluşan ağların yönetimini ifade etmektedir. Bu ilişkilerin yönetiminde kamu yönetiminin yönlendirici ve özendirici rolü önem taşımaktadır. Yerel ve bölgesel yönetimler düzeyinde uygulandığında da yerel yönetişim, bölgesel yönetişim isimlendirmesi yapılmaktadır

S

Yönetişimin temel ilkeleri nelerdir?

Literatürde yönetişimin başlıca ilkeleri şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık, cevap verebilirlik, hukukun üstünlüğü, açıklık, etkinlik, eşitlik, stratejik vizyon sahibi olmak şeklinde sıralanmaktadır.

S

Yönetişimin ilkelerinden şeffaflık ilkesi hakkında bilgi veriniz.

Şeffaflık ilkesi, yönetişimin aktörlerinin kararları ve uygulamalarına bireylerin kolayca erişebilirliği anlamında kullanılmaktadır. Yani şeffaflık, devletlerin ekonomik, politik ve sosyal konularda aldıkları kararlara, özel sektörde faaliyet gösteren kuruluşların mali durumlarına, uluslararası kuruluşların faaliyetlerine ilişkin zamanında, anlaşılır, ilgili, nitelikli, güvenilir bilgiye bireyler tarafından erişilebilmesini ifade etmektedir.
Yönetimin şeffaflığının sağlanması için bilgi edinme hakkının yasalarla düzenlenmiş olması gerekir. “Bireylerin bilme hakkı” (people right to know) hükûmetin eylemlerine ilişkin kamuoyunun bilgi edinme hakkıdır. Bu nedenle, kişilerin bilme hakkı günümüzde devletin şeffaflığı ile birlikte anılmaktadır. Öte yandan yeni devlet anlayışında elektronik devlet (e-devlet) kamu hizmetlerinin bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması yoluyla daha hızlı, daha ucuz, daha saydam görüldüğü bir yapıyı anlatmaktadır. E-devlet, vatandaşın bilgiye olan erişimini önemli ölçüde hızlandırıp kolaylaştırmakta, ayrıca kurumlar arasındaki iletişimi artırarak gereksiz tekrarları, zaman kayıplarını, aşırı bürokratik işlemleri azaltmaktadır. 

S

Yönetişimin ilkelerinden hesap verebilirlik ilkesi hakkında bilgi veriniz.

Hesap verebilirlik, bir kurumdaki görevlilerin, yetki ve sorumluluklarının kullanılmasına ilişkin olarak ilgili kişilere karşı cevap verebilir olma, bunlara yönelik eleştiri ve talepleri dikkate alarak bu yönde hareket etme ve bir başarısızlık, yetersizlik ya da hilekârlık durumunda sorumluluğu üzerine alma gerekliliğidir.
Hesap verebilirlik, kamuoyunun güvenini kazanmanın ve artırmanın bir yoludur. Yöneticilerin belirli bazı görevlerini yerine getirmeleri ve ilgili kural ve standartlara uymaları konusunda birtakım sorumlulukları üstlenmesi gerekir.
Yöneticilerin faaliyetlerine ilişkin rapor ve hesap vermekle yükümlü olduğu kişi veya organ açıkça belirlenir, performans ödül ve ceza sistemine dayandırılır. Başlıca üç tür hesap verebilirlik mekanizması mevcuttur: Siyasi, idari ve hukuki hesap verebilirlik.
Merkezî ve yerel seçimler, seçimlerle ilgili reformlar, yerelleşme, yerel düzeyde kişilerin katılımı, güçlü sivil toplum, sürdürülebilir bir siyasi irade ile şekillenen siyasi hesap verebilirlik, siyasi partilerin ve temsilcilerin seçimler yoluyla hesap verebilirliğini ifade etmektedir

S

Başlıca kaç tür hesap verebilirlik vardır? Bunlar nelerdir?

Başlıca üç tür hesap verebilirlik mekanizması mevcuttur: Siyasi, idari ve hukuki hesap verebilirlik

S

Yönetişimin temel ilkelerinden katılımcılık hakkında bilgi veriniz.

Yönetişim yaklaşımında vatandaş sadece “yönetilen” değil, aynı zamanda bir “paydaş” olarak görülmektedir. Bunun için katılımı sağlayıcı kurumsal ve yasal süreçler oluşturulmakta ve temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçilmektedir. Bunun yanı sıra halka daha yakın olunduğu düşüncesinden hareketle, merkezî idareye ait kimi yetkiler yerel düzeye aktarılarak katılımcılık teşvik edilmektedir. Katılımcılığın sağlanabilmesi için, karar verme sürecine vatandaşı da dahil eden açık ve şeffaf bir devletin varlığı, devletle vatandaş arasında karşılıklı olarak tutarlı ve sürekli bir bilgi akımı, vatandaşları katılım mekanizması konusunda bilgilendirecek etkin yolların varlığı gerekmektedir.

S

Ademimerkeziyetçilik ve yönetişim ilişkisini açıklayınız.

Ademimerkeziyetçilik (desentralizasyon), yönetişimin başlangıç noktası olarak görülmektedir. Ademimerkeziyetçiliğin merkezî idarenin görev yükünü azaltarak temel fonksiyonlarına odaklanmasını sağlayabileceği düşünülmektedir. Ancak ademimerkeziyetçilik ekonomideki aktörlerin sayısını arttırdığından iyi idare edilmediği takdirde merkezî idarenin makroekonomi üzerindeki kontrolünü kaybetmesine ve yerel düzeyde alınan kararların koordine edilememesi
durumunda bölgesel farklılıkların daha da derinleşmesine yol açabilecektir. Bu nedenle devletin her düzeyi için kuralların açık olarak ortaya konması ve, sorumlulukların belirlenmesi şarttır.

S

Türkiye'deki katılımcılık alanında yapılmış en önemli çalışmalar nelerdir?

Mahallî idareler reformu, yerel gündem 21 çalışmaları, kent konseyi uygulaması, stratejik planlama, mahallenin temsili, ihtisas komisyonları, gündem ve hemşehri hukuku Türkiye’de katılımcılık konusundaki önemli düzenlemelerdendir.

S

Yönetişimin temel ilkelerinden cevap verebilirliği açıklayınız.

‘Cevap veren yönetim ya da hükûmet’ yaklaşımının temelinde yatan görüş, “vatandaş önce gelir” sloganı ile özetlenebilmektedir. Bu slogan, özel sektör kaynaklı ‘müşteri memnuniyeti’ yaklaşımı ile ‘vatandaş memnuniyeti’ arasındaki farkı ortaya koymaktadır. Müşteriler esas olarak kişisel arzu ve istekleri ile bunları nasıl gerçekleştirebilecekleri üzerine odaklanırken vatandaşlar ortak iyi değerler ve toplum üzerindeki uzun dönem sonuçlar üzerine yoğunlaşmaktadır.
Cevap verebilirlik ilkesi; vatandaşların hükûmette ya da kamu yönetiminde yer alanlar tarafından dinlenerek cevaplandırılacaklarını bilmeleri anlamına gelir. Bu yaklaşımın temelini ise bilgi unsuru oluşturmaktadır. Kamu hizmetlerinden yararlananların sağlayacağı bilgi ve görüşler, politika sonuçlarının önemli göstergelerinden biri olarak mutlaka dikkate alınmak zorundadır. Modern bilgi ve iletişim teknolojileri farklı gruplara seslerini duyurma fırsatı verirken vatandaşların, ihtiyaçların daha az maliyetle ve daha iyi karşılanmasına yönelik şeffaf ve hesap verebilen kamu hizmeti talepleri de hızla büyümektedir. Bu sebeple hükûmetler, vatandaş talep ve ihtiyaçlarına cevap verme yönünde her geçen gün daha da artan baskılarla karşılaşmaktadır.

S

Yönetişimin temel ilkelerinden hukukun üstünlüğü kavramı hakkında bilgi veriniz.

Yönetişimin temel ilkelerinden olan hukukun üstünlüğü, kurumların adil olarak oluşturulan yasal çerçeveler içinde hareket etmeleri ve kişilerin kendi davranışlarına kanunun tatbik edilebileceğini kabul etmeleri anlamına gelmektedir.Yasal çerçeveler, yönetimin faaliyetlerine yol gösteren ve sınırlar koyan kurum, kural ve süreçlere kılavuzluk etmekte, kişilerin hak ve yükümlülüklerini tanımlamakta ve yönetim birimleri arasındaki ilişkileri kurmaktadır. Hukukun üstünlüğü, kamu işlerinde ve usullerde vatandaşlara karşı eşit ve adil muameleyi ve
hükûmetlerin kamusal güçlerini kullanırken oluşturulmuş kanunlar çerçevesinde faaliyet göstermelerini içermektedir.

S

Yönetişimin temel ilkelerinden etkinlik kavramını açıklayınız.

Etkinlik, sonuca ulaşmada gösterilen başarı olarak ifade edilmekte olup; uzun dönem vizyonu koruma, kaynakların etkin kullanımı, bunun için teknik donanım, insanların birtakım kaygılarına karşı duyarlı olma, bu kaygıların ifade edilebildiği ve çözüm arandığı bir ortam yaratma gibi kriterlerle ölçülmektedir. Örneğin Dünya genelinde önem verilen “sürdürülebilir kalkınma” olgusunda bir ülkenin kaynaklarını verimli bir şekilde kullanıp kullanmadığı ve faaliyetlerindeki etkinlik derecesi anahtar bir rol üstlenmektedir. Özel sektörün kâr maksimizasyonu elde etmeye çalıştığı verimlilik ve etkililik, her şeye rağmen ve her durumda öncelikli amaç olurken iyi yönetişimde, sürdürülebilir bir etkililik ve verimlilik, katılımcı demokratik bir yapı içinde elde edilmeye çalışılır.

S

Yönetişimin temel ilkelerinden eşitlik kavramını açıklayınız.

Eşitlik ve adalet açısından yönetişim anlayışı, işlemlerde taraf tutmamayı zorunlu kılan açık yasal bir çerçeveyi, etkin, etkili, bağımsız ve tarafsız yargı denetimini gerektirmektedir. Yönetime katılımda ve kamu hizmetlerine erişimde tüm kurum ve süreçlerin birer paydaş olarak sorumluluk duyarak tüm ilgililere hizmet etmek için çaba içerisinde olmasını gerekli kılmak amacıyla eşit ve adil politikaların yürütülmesi ve güvenlik ortamının sağlanması esastır.
Vatandaşlar arasında eşitlik, anayasal bir hak olarak düzenlenmiştir. Demokrasinin temel değeri olan eşitlik, bütün bireylerin insan olmak bakımından eşit siyasal değerde olmasını, bireyler arasında ayrım yapılmamasını, herkese eşit muamele edilmesini ve siyasal yönetim sürecine katılım konusunda bütün toplum üyelerinin eşit derecede hak sahibi olmasını ifade etmektedir.

S

Yönetişim bağlamında şeffaflık ve hesap verebilirlik ile ilgili Türkiye'de yapılan düzenlemeler nelerdir?

Yönetişim bağlamında şeffaflık ve hesap verebilirlik ile ilgili Türkiye'de yapılan düzenlemeler; 

  • Bilgi edinme hakkı,
  • Dilekçe ve Şikâyet Hakkı,
  • Mali Saydamlık,
  • Kamu Denetçiliği Kurumu,
  • Kamu Görevlileri Etik Kuruludur.
S

Yönetişim bağlamında Sivil Toplum ve İnsan Hakları ile ilgili Türkiye'de yapılan düzenlemeler nelerdir?

Yönetişim bağlamında Sivil Toplum ve İnsan Hakları ile ilgili Türkiye'de yapılan düzenlemeler;

  • Sivil Toplumun Katılımını ve İş Birliğini Sağlamaya Yönelik Düzenlemeler;2003 yılında başlatılan “Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma” çalışmaları çerçevesinde dernek ve vakıflar üzerine de düzenlemeler yapılmıştır. 22 Ocak 2004 tarihinde kabul edilen 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun’la, diğer tüm vakıf ve derneklerin kamu kurum ve kuruluşlarıyla ve bunların tesis, bütçe, fiziki alan ve personel ve mali kaynaklarıyla ilişkisi kesilmiş, böylece dernek ve vakıfların sivil toplum kuruluşları niteliği ön plana çıkarılmak istenmiştir. 
  • İnsan Haklarıyla İlgili Düzenlemeler;Türkiye’de 2001 ve 2004 Anayasa değişiklikleri başta olmak üzere, insan haklarını doğrudan ilgilendiren birçok alanda kapsamlı anayasal ve yasal düzenlemeler yapılarak, insan hak ve özgürlüklerindeki kısıtlamalar önemli ölçüde giderilmiş ve insan haklarına ilişkin evrensel standartlara ulaşma yönünde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, il ve ilçe insan hakları kurulları, ilgili kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde de insan hakları birimleri gibi oluşumlar yeni düzenlemelerdendir. İlk kez 2000 yılında yürürlüğe giren İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik’e dayanılarak il ve ilçelerde insan hakları kurulları kurulmuştur. 
S

Yönetişim bağlamında yapılan Kalkınma Ajanslarının Kurulmasına Dair Düzenlemeler hakkında bilgi veriniz.

25 Ocak 2006 tarihinde kabul edilen 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre kurulacak kalkınma ajanslarının yapıları da yönetişim esasına dayandırılmış, kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları (STK’ler) arasında iş birliğini geliştirmeye yönelik kurgulanmıştır. Kanunda belirtildiği üzere ajansların kuruluş amacı kamu kesimi, özel kesim ve STK’ler arasındaki işbirliğini geliştirmek, kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirmek suretiyle ulusal kalkınma planı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak, bölgelerarası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmaktır.