Memurluk Statüsü
Memurluğa girişte esas alınan ilkeler nelerdir?
Anayasa’nın 70. maddesinden yola çıkarak memurluğa girişte serbestlik, eşitlik ve görevin gerekleri şeklinde üç ilke bulunduğu söylenebilir.
Memurluğa girişte serbestlik ilkesi ne anlam ifade eder?
Serbestlik ilkesi, memurluğa girişin kişinin serbest iradesine ve isteğine bağlı olması anlamına gelmektedir. İdarenin, bir kişiyi kendi iradesi olmaksızın memur olarak ataması ve çalıştırması, en başta Anayasa’nın zorla çalıştırma yasağına aykırıdır.
Memurluğa girişte eşitlik ilkesi ne anlama gelmektedir?
İnsanların insan olma sıfat ve onurunda eşitliği inancına ve herkesin hukuk süjesi olarak kabul edilmesi esasına dayanan eşitlik ilkesi, bütün insanları ve her insanın hukuken kişi kabul edilmesi sebebiyle bütün kişileri kapsamaktadır . Eşitlik ilkesi Anayasa’nın 10. maddesinde “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” şeklinde düzenlenmiştir. O hâlde anayasa gereği, kişilerin, memuriyete alınırken, görevin gerekleri dışında, ırk, renk, cinsiyet vs. özellikleri sebebiyle bir ayrıma tabi tutulması eşitlik ilkesine aykırı olacaktır. Yine eşitlik ilkesi bağlamında Anayasa’nın 10. maddesinde düzenleme konusu yapılan memuriyete girişte hiçbir aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağına ilişkin hükme de vurgu yapmak gerekir.
Memuriyete alınmada, pozitif ayrımcılığı sağlamak üzere tedbiren özel bazı şartlar konulması eşitlik ilkesine aykırı mıdır?
Anayasa'nın 10. maddesinde eşitlik ilkesi ile birlikte daha fazla korunma ihtiyacı içinde olduğunu düşünülen bazı kesimler için ayrımcılık hükümlerine yer verilmiştir. Şöyle ki; “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz”. O hâlde, yukarıda sayılan gruptakiler için memuriyete alınmada, pozitif ayrımcılığı sağlamak üzere tedbiren özel bazı şartlar konulması (Örneğin; belli sayıda engelli veya şehit yakını çalıştırılması zorunludur gibi) özel olarak eşitlik ilkesine ve genel olarak da hukuka aykırı olarak kabul edilmeyecektir.
Memurluğa girişte "görevin gerekleri" ilkesi ne anlama gelmektedir?
Görevin gerekleri ya da Anayasada belirtildiği şekliyle görevin gerektirdiği niteliklerden başka nitelik aranmaması ilkesi, memurun görev yapacağı hizmet gerektirmedikçe, memurluğa girişte aranan niteliklerden başka niteliklerin aranmamasını ifade etmektedir. Örneğin; memurun yapacağı hizmet yabancı dil bilmesini gerektirmiyorsa, memuriyete girişte yabancı dil aranması anayasaya aykırılık teşkil edecektir.
Hangi kadro ve pozisyonlar 2 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamına girmez?
2 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında olmayan kadro ve pozisyonlar, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı personelinin kadro ve pozisyonları ile milli güvenlik sebebiyle gizli kalması gereken kadro ve pozisyonlardır.
(md. 3).
Devlet Memurluğuna atanmanın aşamaları nelerdir?
Devlet memurluğuna atanmanın aşamaları şu şekilde sıralanabilir:
- Boş kadroların tespit edilerek kadro talebinde bulunulması
- İlan aşaması
- Sınav aşaması
Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik hükümleri kapsamına giremeyen kamu kurum ve kuruluşları ile meslek mensupları kimlerdir?
Adalet Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Hâkimler ve Savcılar Kurulu ve Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ile İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarının Bakanlık Teftiş Kurulları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Askerî Adalet Teftiş Kurulları, kaymakam adayları, Dışişleri Bakanlığı aday meslek memurları, aday konsolosluk ve ihtisas memurları, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar uzman yardımcıları, İletişim uzman yardımcıları ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun değişik 1.maddesinin üçüncü fıkrasında sayılanlar ile Devlet senfoni orkestraları ve Devlet Klasik Türk Müziği Korosu sanatçıları bu Yönetmeliğin kapsamı dışında tutulmuştur.
Devlet Memurları Kanununa göre devlet memurluğuna alınmada aranan şartlar nelerdir?
Devlet Memurları Kanununa göre devlet memurluğuna alınmada aranan şartlar "Genel Şartlar" ve "Özel Şartlar" olmak üzere ikiye ayrılır. Genel şartlar, sınıflarına vs. bakılmaksızın tüm memurlar hakkında uygulanan şartlardır. Özel şartlar ise tüm memurlar için aranan genel nitelikteki şartlardan farklı olarak, memuriyet sınıflarına veya ilgili kamu hizmetinin niteliklerine göre
genel şartlara eklenebilecek olan şartlardır.
Devlet Memurları Kanununa göre devlet memurluğuna alınmada aranan genel şartlar nelerdir?
Devlet Memurları Kanununa göre devlet memurluğuna alınmada aranan genel şartlar şunlardır:
- Vatandaşlık şartı
- Yaş şartı
- Öğrenim şartı
- Kamu haklarından mahrum bulunmamak şartı
- Belirli suçları işlememiş olmak şartı
- Askerlik şartı
- Sağlık şartı.
Devlet Memurları Kanununa göre devlet memurluğuna alınmada aranan özel şartlar nelerdir?
Devlet Memurları Kanununa göre devlet memurluğuna alınmada aranan şartlar şunlardır:
- Diploma şartı
- Bir sınıfta belli görevlere atanabilmek veya bu görevlerde belli derecelere yükselebilmek için, kuruluş kanunları veya DMK, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve kuruluş kanunlarına dayanılarak çıkarılacak yönetmelikler ile işin gereğine göre daha yüksek öğrenim dereceleri veya muayyen fakülte, okul veya öğrenim dallarını veya meslek içi veya meslekle ilgili eğitim programlarını bitirmiş olmak veya yabancı dil bilmek gibi şartlar konulabilir. Görevin gereklerine uygun olarak aranabilecek bu tür şartlar, “diğer özel şartlar” kategorisini oluşturur.
Devlet memurluğuna alınma bakımından aranan vatandaşlık şartı ne anlama gelir?
Vatandaşlık Kanununda Türk vatandaşı “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan kişi” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı tanımlama, Anayasa’nın 66. maddesinde de yer almaktadır. Anayasada ve Vatandaşlık Kanununda, vatandaşlık teriminin bir tanımı bulunmamaktadır. Vatandaşlık, kişiyi devlete bağlayan ve bu sayede ona haklar kazandırıp, yükümlülükler yükleyen hukuki bağdır. Türk hukuk düzeninde vatandaşlık, hukuki bir bağ olarak görülmekte ve ırkçı temellere dayanmamaktadır. Her devlet, kendi egemenlik yetkisine dayanarak kendi vatandaşlık kurallarını belirleme yetkisine sahiptir.
Devlet Memurları Kanununa göre memuriyete giriş için aranan genel yaş şartı nasıldır?
Devlet Memurları Kanunu, 48. maddesinde memuriyete giriş yaş şartı olarak, Kanun’un 40. maddesinde belirtilen şartları aramıştır. Devlet Memurları Kanununun 40. maddesi, “Genel olarak 18 yaşını tamamlayanlar Devlet memuru olabilirler. Bir meslek veya sanat okulunu bitirenler en az 15 yaşını doldurmuş olmak ve Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesine göre kazai rüşt kararı almak şartıyla Devlet memurluklarına atanabilirler” hükmünü haizdir. Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesine göre “On beş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir”. Mahkeme kararı ile ergin kılınma yani kazai rüşt için gerekli şartlar: Kişinin on beş yaşını tamamlamış olması, velisinin izni, küçüğün isteği ve menfaati ve Asliye Mahkemesinin kararıdır.
Devlet Memurları Kanununa göre memuriyete alınmak için öngörülen öğrenim şartı nasıldır?
Devlet Memurları Kanununun 41. maddesi uyarınca “Genel olarak ortaokulu bitirenler memur olabilirler. Ortaokul mezunlarından istekli bulunmadığı takdirde ilkokulu bitirenlerin de alınması caizdir. Bir sınıfta belli görevlere atanabilmek veya bu görevlerde belli derecelere yükselebilmek için, kuruluş kanunları veya bu kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve kuruluş kanunlarına dayanılarak çıkarılacak yönetmelikler ile işin gereğine göre daha yükseköğrenim dereceleri veya muayyen fakülte, okul veya öğrenim dallarını veya meslek içi veya meslekle ilgili eğitim programlarını bitirmiş olmak veya yabancı dil bilmek gibi şartlar konulabilir”.
Türk Ceza Kanununa göre kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak ne tür memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır?
Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin birinci fıkrasının a bendine göre “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır”.
Devlet Memurları Kanununda hangi suçların işlenmiş olması memuriyete giriş bakımından engel oluşturur?
DMK’nin 48. maddesine göre, “Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak” şartları memuriyete giriş şartları olarak aranmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında kişinin hangi yönleri araştırılır?
Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasında kişinin içinde bulunduğu ortam dikkate alınarak, kişinin kayıtlı ikamet adresi ile fiilen ikamet ettiği adres esas alınmak suretiyle;
a. Kimlik kontrolü, kimlik kayıtlarının doğruluk derecesi, uyrukluğu, geçmişte yabancı bir devletin uyrukluğuna girip girmediği,
b. Genel kolluk kuvvetlerinin ve istihbarat birimlerinin arşivlerinde bilgiler bulunup bulunmadığı, adli sicil kaydının ve hakkında
arama kaydı veya herhangi bir tahdidin olup olmadığı,
c. Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakının bulunup bulunmadığı ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar
Hakkında Kanun’a ve Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı davranıp davranmadığı,
ç. Şeref ve haysiyetini ihlal edecek ve görevine yansıyacak şekilde kumara, uyuşturucuya, içkiye, paraya ve aşırı bir şekilde menfaatine düşkün olup olmadığı, ahlak ve adaba aykırı davranıp davranmadığı,
d. Yabancılarla, özellikle hasım ve hasım olması muhtemel Devlet mensupları ve temsilcileriyle ilgili derecesinin iç yüzü ve nedeni
araştırılır.
Devlet Memurları Kanununa göre devlet memuru olabilmek için aranan sağlık şartı nedir?
Devlet Memurları Kanununun 48. maddesine göre memuriyete giriş için aranan sağlık şartı, 53. madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlıyapmasına engel olabilecek (…) akıl hastalığı (…) bulunmamak şeklinde belirtilmiştir. Akıl hastalığı, bir kimsenin akli, ruhi ve iradi fonksiyonlarının marazi olarak bozulmasıdır. Böyle bir insanın toplumla ilişkisi kesilmiştir. Bunlar, çoğu zaman ayırt etme gücüne sahip değildirler.
Engellilik, memur olabilmek için gerekli sağlık şartı bakımından memuriyete engel teşkil eden bir durum mudur?
Memuriyete giriş için aranan sağlık şartını düzenleyen Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinin 7. bendinde yer alan “vücut veya” ile “veya vücut sakatlığı ile özürlü” ibareleri, 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Yani vücut sakatlıkları, memuriyete engel teşkil etmekten çıkarılmıştır ki bu Anayasa’da yer alan pozitif ayrımcılık kurallarına da uygun bir durumdur ve engelli kişilere fırsat eşitliği sağlanması yolunda önemli bir adımdır. Bu önemli adımın devamı da DMK’nin 53. maddesinde yer almaktadır. DMK’nin 53. maddesinde kurum ve kuruluşlara belli bir miktarda engelli personel çalıştırma yükümlülüğü getirilmiştir. Kamu kurum ve kuruluşları DMK’ye göre çalıştırdıkları personele ait kadrolarda %3 oranında engelli çalıştırmak zorundadır. %3’ün hesaplanmasında ilgili kurum veya kuruluşun (yurt dışı teşkilat hariç) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınmaktadır.
Aday olarak atanmış devlet memurlarının adaylık süresi ne kadardır?
Devlet Memurları Kanununa göre sınavlarda başarılı olanlardan devlet memurluğuna girmek isteyenler, başarı listesindeki sıraya göre ve ilan edilen kadro sayısı kadar, kurumlarınca memur adayı olarak atanırlar. Aday olarak atanmış devlet memurlarının adaylık süresi, bir yıldan az iki yıldan çok olamaz ve bu süre içinde aday memurun başka kurumlara nakli yapılamaz.
Devlet Memurları Kanununa göre "mehil müddeti" ne anlama gelir?
Memuriyete ilk defa veya yeniden atamalarda yahut yer değiştirmelerde memurun görev yerine hareketi ve işe başlama süreleri DMK’nin 62. maddesinde belirtilmiştir. Memurlar, söz konusu süreler içerisinde göreve başlamak zorundadır. Aynı yerdeki görevlere atananlar atama emirlerinin kendilerine tebliğ (yazılı bildirim) gününü, başka yerdeki görevlere atananlar, atama emirlerinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde o yere hareket ederek belli yol süresini, izleyen iş günü içinde işe başlamak zorundadırlar. Savaş ve olağanüstü hal durumlarında ise bu süreler, Cumhurbaşkanı kararı ile kısaltılabilir. Bir memurun, atandığı yere taşınması, yerleşmesi ve sosyal ve ailevi durumlarını yeni koşullara göre hazırlaması amacıyla öngörülen on beş günlük süre, uygulamada “mehil müddeti” adıyla anılmaktadır.