KAMU MALİ YÖNETİMİ

"Mali Yanılsama" kavramı ilk olarak İtalyan Ekonomist Puavini tarafından 1903 yılında ortaya konulmuştur.

Bir kurumdaki görevlilerin, yetki ve sorumluluklarının kullanılmasına ilişkin olarak eleştiri ve talepleri dikkate alarak bu yönde hareket etme ve bir başarısızlık , yetersizlik ya da hilekarlık durumunda sorumluluğu üzerine alma gerekliliği, "hesap verilebilirlik" kavramının açıklamasıdır.

Nihai mal ve hizmet sunumunda etkinliğin değerlendirilmesine yarayan veya bu değerlendirmeyi kolaylaştıran bilgilerin sunulması, "Performans Saydamlığı" kavramının açıklamasıdır.

IMF tarafından mali saydamlığın ölçülmesi amacıyla geliştirilen, Mali Saydamlık İyi Uygulamalar Tüzüğündeki dört temel standarttan olmayan cevap  şıkkı "Yönetimin Etkinliği ve Saydamlığı" şıkkıdır.

Türkiye'de Devlet hesaplarının saydamlığı uluslararası uygulamalarla beraber 2000 ve sonrası dönemde önem kazanmaya başlamıştır.

Mali yönetim ve kontrol sistemimizi bütünüyle yeni bir anlayış çerçevesinde değiştiren, etkinlik, verimlilik, saydamlık ve hesap verilebilirlik kavramları üzerine inşa edilen, Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu, 2006 yılında uygulanmaya başlamıştır.

Hükümetin yapısının  işlevlerinin, uygulayacağı maliye politikası konusundaki niyetlerinin, kamu kesimi hesaplarının ve mali hedeflerinin kamuya açık olmasını ifade eden kavramın adı "Mali Saydamlık" tır.

D. Mueller'in devletin büyümesine ilişkin ileri sürdüğü temel ögelerden olmayan cevap şıkkı "Devlet borcunun etkinliği" dir.

Kamusal Tercihler Kuramında belirtilen politik süreç içerisinde yer alan aktörlerden olmayan cevap şıkkı "Uluslararası Kuruluşlar" şıkkı olan (E) şıkkıdır.

Kamusal Tercihler Kuramı yaklaşımına göre politik süreç içerisinde yer alan aktörler, kamu harcamalarını arttırırlar.