İSTİHDAM VE İŞSİZLİK - Deneme Sınavı - 3

Dünyada sadece 10 ülke 100 milyonu aşan nüfusa sahiptir. Bunlar; Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri (307 milyon), Brezilya (193,7 milyon), Pakistan (169,7 milyon), Bangladeş (162,2 milyon), Nijerya (154,7 milyon), Japonya (127,6 milyon) ve Meksika (107,4 milyon)’dur (2011 World Development Indicators).

Yukarıdaki tablodan da görüldüğü üzere, dünya istihdam› sürekli bir artış eğilimindedir. Bölgesel olarak değerlendirildiğinde sadece gelişmiş ülkeler ve Avrupa Birliği’nde istihdamın daraldığı diğer bölgelerin büyüdüğü görülmektedir. 200-2010 yılları arasında Orta Doğu ve Alt Sahra Afrika bölgesinin istihdam verilerine baktıkça yıllara göre en çok büyümeyi bu bölgeler elde etmiştir.

Erkek 103.2, 109.9, 108.7, 105.3, 101.4, 104.8, 119.5, 112.3, 118.4, 124.4 Kad›n 74.0, 82.6, 82.5, 79.4, 75.9,78.1, 85.7, 82.0, 86.5, 91.0. Tabloda tüm yıllarda kadın ve erkek işsiz değerleri incelendiğinde erkeklerin daha fazla işsizlik nüfusuna sahip olduğu görülmektedir.

Zayıf istihdam, küresel istihdamın önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Sözü edilen işsiz grupları ise zayıf istihdamı oluşturmaktadır.

Gelişmiş ekonomilerde kapsamlı sosyal güvenlik sistemlerinin bulunması, işsizlik rakamlarının kolayca istatistiklere yansımasına neden olmaktadır. Oysa birçok az gelişmiş ekonomide enformel sektörde, kayıt dışı ve sosyal güvencesiz çalışan işçilerin işsiz kaldığı tespit edilememektedir.

Bu bölgenin en büyük 4 ekonomisi; Arjantin, Brezilya, Kolombiya ve Meksika’dır. 2009-2010 döneminde bu ülkelerde %4,5 ile %7,5 arasında büyüme görülürken bölgenin diğer ülkelerinde (Jamaika, Barbados ve Haiti) negatif ekonomik büyüme kaydedilmiştir.

Doğu Asya’da işgücüne katılma oranı yıllar itibariyle azalma gösterse de hâlâ dünyanın en yüksek oranlarına sahiptir. 2009’da bu oran %73,2 olmuştur. İşgücüne katılma oranlarında en dikkat çeken husus kadınların erkeklerden daha fazla işgücüne katılmalarıdır. Bu durum kadınlara istihdam fırsatı sunan iyi düzenlemiş işgücü piyasalarının olduğunu gösterdiği gibi, ucuz ihraç odaklı sanayilerde düşük ücretle üretim yapan kadınları da akla getirmektedir (ILO: Women in labour markets, 2010).

İşsizlik Orta Doğu’nun ön önemli problemlerinden biridir. Kriz döneminde 1 puan düşmüş olmasına rağmen 2010 yılında hâlâ %10,3 ile yüksek işsizlik oranına sahiptir. %25’lere yükselen genç işsizlik oranı yetişkin işsizlik oranının dört katına ulaşmış durumdadır.

2008 küresel ekonomik kriz tüm dünyadaki dengeleri az ya da çok etkilemiştir. Kriz döneminde sanayi istihdamında daralma, tarım istihdamında genişleme kaydedilmiştir. Bu dönemde dünya istihdamının yarısından fazlası zayıf istihdam ilişkisiyle çalışmaktadır. Alınan tüm tedbirlere rağmen dünya küresel ekonomik krizden büyük zarar görmüştür. Arka arkaya iflasın eşiğine gelen ülkeler, dağılma tehlikesi ile karşı karşıya gelen Avrupa Birliği, giderek kökleşen yoksulluk sorunu gibi riskler doğmuştur.

Euro bölgesi yüksek gelirli grupta yer almaktadır.

Bahsi geçen istihdam oranı olup % 60-%62 bandında seyretmektedir. Doğru cevap C'dir.

İş aramaktan vazgeçmiş kişiler çalışma ekonomisi literatüründe gücenmiş (ümidi kırılmış) işgücü olarak geçmektedir. Doğru cevap D'dir.

İşgücüne katılım oranının en düşük olduğu bölge Ortadoğudur bu oran %50.1'dir. Bunu %51.1 ile Kuzey Afrika takip etmektedir.

Dünyada en fazla istihdam hizmet sektöründe gerçekleşmekte, onu tarım izlemektedir.

Söz konusu istihdam türüne zayıf istihdam (prekarya-eğreti istihdam) denmektedir.

TÜİK, ILO'dan farklı olarak Türkiye'de istihdamda önemli bir yere sahip olan İnşaat sektörünü ayrıca ele almaktadır.

Mortgage (konut kredisi) krizi ilk önce ABD'de ortaya çıkmış ve daha sonra Avrupayı etkilemiştir.

Küresel kriz birçok gelişmiş ülkede istihdamın düşmesine neden olsa da beklenenin aksine küresel istihdam rakamlarında krizi de takip eden istikrarlı bir artış görülmektedir. Ancak 2009 yılında istihdam Gelişmiş Ekonomiler ve Avrupa Birliği’nde %2,2; Orta ve Güney Doğu Avrupa’da %09 oranında azalmıştır. Gelişmekte olan birçok bölgede ise istihdam, çoğu kişi enformel sektörde (kayıt dışı) ya da ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaya başlamış olmasına rağmen nüfus artış hızları ile orantılı olarak artış göstermiştir. Neticede makroekonomik flokların küresel istihdam büyümesi üzerine düşük seviyede etkide bulundu¤u görülmektedir.

Dünya işgücü piyasaları birçok yönden günden güne değişime uğramaktadır. 2008 küresel krizin tahripkâr etkileri işgücü piyasalarını; gelişmiş ülkelerde düşen istihdam, artan açık işsizlik, genişleyen ‘düzgün/insan onuruna yakışır iş’ ihlalleri, düşük büyüme oranları hatta düşen işgücü verimliliği ve gençler arasındaki umutsuzluk ile olumsuz yönde etkilemektedir.

Dünya çalışma çağındaki nüfusun sadece %20’si kapsamlı bir sosyal güvenceye sahiptir.