Örgütsel Stres Kaynakları ve Yönetimi
Stres nedir?
Stres, kişi üzerinde aşırı fizyolojik ve psikolojik talepler yaratan bir uyarıcıya karşı, o kişinin uyum sağlayabilme tepkisi olarak tanımlanmaktadır.
Engellenme nedir?
Engellenme; bir canlının fizyolojik ya da toplumsal bir gereksiniminin doyurulmasını önleyen bir durum ya da eylemle karşı karşıya kalmasıdır.
Engellenme hangi başlıklar altında incelenmektedir?
Engellenme bireysel ve çevresel engellenme olarak iki başlık altında incelenebilir. Bireysel engellenme, bireyin bir amaca ulaşmasına engel olan faktörlerin bireyin kendisinden kaynaklanmasıdır. Örneğin dersine çalışmayan bir bireyin başarılı olmaması, yeteneği olmayan bireyin spor müsabakalarında yenilmesi ya da gözü bozuk bireyin sağlık raporu alamadığı için subay olamaması gibi engeller, bireysel engellerdir. Bu örnekler çoğaltılabilir. Bireyin, fiziksel ya da zihinsel yetersizliği eğer bir amacına ulaşmayı engelliyorsa bu durum strese neden olabilir.
İkinci tür engellenme ise çevresel engellenmedir. Bu durumda ise bireyin bir amaca ulaşmasına engel olan faktörler bireyin dışında gerçekleşmektedir. Örneğin referansı olmadığı gerekçesi ile bireyin işe alınamaması, parasızlık nedeni ile evlenememesi, işi ile evinin mesafesinin uzak olması nedeni ile işe geç kalması, trafik sıkışıklığı nedeni ile randevusuna yetişmemesi gibi durumlar çevresel engellerdir.
Endişe nedir?
Çok basit bir ifadeyle nedeni belli olmayan korkular olarak tarif edilebilen endişe, strese neden olabilecek en önemli kavramlardan biridir. Endişe, ne olduğu belirsiz, niteliği kestirilemeyen bir fenalık duygusu hâlinde ortaya çıkan hoş olmayan duygu şeklinde de ifade edilmektedir. Endişe, bireyi tehdit eden herhangi bir şeyin yol açtığı korku ve huzursuzluğu birleştiren, aynı zamanda hoş olmayan heyecansal bir durumu temsil etmektedir.
Çatışma nedir?
Çatışma, insan yapısında varolan saldırgan içgüdülerle ortaya çıkan bir süreçtir. Çatışma; birbiriyle uyuşmayan iki veya daha fazla güdünün aynı anda bireyi etkilediği durumlarda ortaya çıkar. Çatışma kavramı, birbirine ait veya çelişkili şekilde gelişen her türlü karşılıklı etkileşim hâllerini ifade etmektedir. Bir başka ifadeyle kişinin içinde bulunduğu sosyal ortam ve zaman diliminde istemedikleri ile karşı karşıya kalması ve bir sonuç için zorlanması hâlinde gerçekleştirdiği davranış, ulaştığı duygusal yapıdır. Çatışma kavramı bireyleri strese sokan ve bu bağlamda gerginlikler yaratan bir kavram olarak algılanmaktadır.
Kişilik nedir?
Genel olarak kabul gören bir tanıma göre kişilik, bireyin davranışlarının zaman içinde tutarlı, kıyaslanabilir durumlarda başkalarınınkinden farklı davranışlar olmasını sağlayarak kendini belli edebilen sabit ve içsel faktörleri ifade eder.
Örgütsel stres kaynakları nelerdir?
Makro boyuttaki örgütsel stres kaynakları genelde dört kategoride toplanır. Bunlar;
- Yönetim Politikaları ve Stratejileri,
- Örgütsel Yapı ve Dizayn,
- Örgütsel Süreçler ve
- Çalışma Koşullarıdır.
Hangi Yönetim Politikaları ve Stratejileri Örgütsel stres kaynakları arasında sayılmaktadır?
Örgütün küçülmesi veya işçi çıkartması, rekabet baskısı, zamanlı ödeme planları, vardiyalı çalışma düzeni, bürokratik kaide ve kurallar, ileri teknolojiler yer almaktadır. Bunların içinde en belirgin olarak örnek verebileceklerimiz arasında yetkiye dayanmayan sorumluluklar, çalışanların şikâyetlerini üstlerine duyuramamaları, tanınma eksiklikleri, iş tanımlarının yeterince açık olmaması gibi nedenler yatar.
Rol çatışması nedir?
Rol çatışması genelde; kişilerin birbirinden farklı ve tutarsız görevler nedeniyle baskı altında kalmaları durumunda yaşanmaktadır. Rol çatışması iş yerlerinde sık sık karşılaşılan ve çok farklı biçimlerde ortaya çıkan sorunlardan biridir. Rol çatışması, genelde kişilerin birbirinden farklı ve tutarsız görevleri nedeniyle baskı altında kalmaları sonucunda meydana gelir. Rol çatışmaları, işletme içinde ortaya çıkabileceği gibi işletme dışında da meydana gelebilir. En belirgini aşırı iş yükü nedeni ile meydana gelen rol çatışmasıdır. Bu daha çok bireyin kendi görevleri ile iş görevleri arasında meydana gelebilecek bir çatışma türüdür.
Rol belirsizliği nedir?
Rol belirsizliği en basit bir ifadeyle bireyin ne yapacağını bilememesidir. İki tip rol belirsizliği vardır. Bunlardan ilki görev belirsizliğidir. Bunun anlamı, kişinin yapacağı, iş hakkında bir belirsizlik olmasıdır. İkincisi ise sosyal duygusal belirsizliktir. Kişinin kendisini başkalarının nasıl değerlendirdiğinden emin olamamasıdır. Değerlendirme kriteri açık olmadığında veya diğer çalışanlardan da bir geri bildirim alınmadığında bu belirsizlik tipi ortaya çıkar. Aynı rol çatışmasında olduğu gibi rol belirsizliği de çalışanlarda duygusal tepkilere yol açabilir. Belirsizlik durumlarında da iş tatminsizliği, iş gerilimi, kendine güvensizlik ve yararlı olmama duygusu ortaya çıkar.
Örgütsel Süreçler başlığı altında sayılabilecek örgüt içi stres kaynakları nelerdir?
Bu başlık altında örgüt içi stres kaynakları olarak sıkı bir kontrol, iletişim yapısı, bireyin gösterdiği performansa ilişkin çok az veya hiçbir geri bildirimin olmaması, kararlara katılma olasılığının olmayışı, cezalandırma sistemlerinin işleyişi gibi faktörler sayılabilir. İnsanlar yoğun biçimde kontrol altında tutuluyorlarsa bu bireylerde gerilim yaratır. Molalar veya dinlenme aralarının kısa süreli olması insanların birbirleriyle kurmuş oldukları ilişkilerin birçok nedenle kısıtlı tutulması, örgüt ikliminde olumsuz ve stresli bir ortam olduğunu gösterir. İletişim imkânlarının kısıtlılığı, sadece üstten asta doğru tek yönlü bir iletişim biçiminin olması bireylerde strese neden olmaktadır. Çalışanların görüş ve düşünceleri yönetime yansımıyorsa örgüt içinde potansiyel stresler var demektir. Yönetimin ödüllendirici bir güçten çok zorlayıcı güçlerini kullanmaları da çalışanların duygularını olumsuz etkileyerek streslere neden olabilecektir.
Genel uyum sendromu nedir?
Stres kaynağıyla karşılaşma ve onunla başa çıkma süreçlerini anlamak amacıyla genel uyum sendromu adı verilen bir mekanizma ortaya atılmıştır. Genel Uyum Sendromu’na (GUS) göre alarm aşamasında bireyin stresi yaşamaya başlamasıyla birlikte fizyolojik değişimler bedeni uyarır, adrenalin ile kan basıncı yükselir, kaslar gerilir. Bir sonraki aşama; direnme aşamasıdır. Bu aşama bireyin strese kaşı koyma düzeyi aşamasıdır. Direnme aşamasında farklı fiziksel, psikolojik ve biyolojik tepkiler, bireyin strese kaşı koyma biçimini yansıtır. Son aşama ise tükenme aşamasıdır. Bu aşama gerçekte strese yenik düşme aşamasıdır. Stres unsurları bireylerin fiziksel ve psikolojik enerjilerini tüketebilirler. Bundan sonra bireylerde psikolojik, fizyolojik ve davranışsal hastalıklar ortaya çıkar.
Stres sonucu ortaya çıkan fizyolojik rahatsızlıklar nelerdir?
Stres ve fizyolojik sonuçlar arasındaki ilişki son yıllarda ispatlanmıştır. Stres vücudun savunma sistemlerini zayıflatan ciddi hastalıklara yol açmaktadır. Yapılan araştırmalarda stresin belirtilerinin en çok kalp damar sistemi üzerinde görüldüğü tespit edilmiştir. Bunun yananda stres Migren ve Baş Ağrıları ile Sindirim ve Mide Problemlerine de yol açmaktadır.
Stresin psikolojik sonuçları nelerdir?
Stres bazı fizyolojik sonuçlara yol açtığı gibi, psikolojik bazı sonuçları da beraberinde getirmektedir. Uyku Problemleri, Psikolojik Yorgunluk, Tükenme, Yabancılaşma, Depresyon bunlar arasında sayılabilir.
Psikolojik Yorgunluk nedir?
Psikolojik yorgunluk; dinlenmeye rağmen kesilmeyen yorgunluk durumudur. Fizyolojik yorgunluk dinlenince kesilir ancak psikolojik yorgunluk bireyin düşüncesinde var olan olumsuzluklar, endişeler, kuşkulardır. Psikolojik yorgunluk aşırı stres ve zihnin aşırı çalışması sonucunda da ortaya çıkar. Bu tür bir yorgunluk sinir merkezini etkileyerek sinirsel bir yorgunluğa sebep verir ki bunu da uykusuzluk şeklinde görürüz.
Tükenme nedir?
Tükenme; bir bireyin çok fazla baskı ve az tatmin duyduğunda ortaya çıkan bitkinlik ve bezginlik duygusudur. Yapacakları işle ilgili olarak güdü ve beklentileri fazla olan kişiler, belirli durumlar altında tükenme belirtisi göstermeye adaydırlar. Çok farklı ve fazla çelişen taleplerle karşı karşıya kalan kişilerde, karşı konulmaz taleplerin sorumluluğu altında çaresizlik, engelleme, yorgunluk ortaya çıkar. Kaçınılmaz sonuç tükenmedir. Bu aşamada bireylerde bıkkınlık, bezginlik, isteksizlik ortaya çıkar.
Stresin davranışsal sonuçları nelerdir?
Davranışsal tepkiler bireylerin strese bağlı gösterdiği tepkilerin eyleme dönüşmesidir. Bir başka ifadeyle tepkilerin başkaları tarafından da gözlenebilir hâle gelmesidir. Bireylerin stresten kaçmak için en çok başvurdukları tepki davranışlardır. Alkol, Sigara ve Uyuşturucu Kullanımı, Saldırganlık, Kaza Eğilimi ve Dikkatte Dağılma bu davranışlar arasında sayılabilir.
Stresi önlemede uygulanan bireysel yöntemler nelerdir?
Stresi önlemede uygulanılan bireysel yöntemlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir.
- Dinlenme ve meditasyon
- Biyolojik geri beslenme
- Düzenli tatil ve sağlık kontrolü
- Düzenli spor
- Dengeli besleme
- Hobiler bulma
- Kendini eğitme ve geliştirme
- Kendini tanıma ve anlama.
Stresi önlemede kullanılabilecek örgütsel yöntemler nelerdir?
Stresi önleme yöntemi, bireysel ve örgütsel stresi önleyerek bireylerde örgüt sağlığını koruyabilecek belirli metotları olan bir örgüt felsefesidir. Stresi önleyebilmek ya da başa çıkabilmek için öncelikle bireysel ve örgütsel seviyede sistematik bir inceleme yapmak gerekmektedir. Stres yönetim modeline göre örgütsel olarak alınabilecek bazı tedbirler şunlardır; Katılımlı Yönetim, Amaç Belirleme Programları, Rol Analizi ve Sınıflandırması, Zaman Yönetimi, Sosyal Destek, Duygusal İklimi Kontrol, Stres Yönetimi Eğitimi
Amaç Belirleme Programları nasıl uygulanır?
Amaç belirleme programları, örgüt taleplerini ve onların bireyler üzerindeki etkilerini olumlu hâle getirmeyi amaçlayan diğer bir stres önleyici programdır. Özellikle belirli bir sosyal destek sağlanması ve yaptıkları iş hakkında bilgilendirilmeleri bireylerin işle ilgili çatışmalarını, dolayısıyla streslerini azaltacaktır.
İşyerinde stresi azaltmada kullanılan amaç belirleme programları iki aşamada uygulanır.
Bunlardan birincisi amaçların belirlenmesidir. Belirlenecek amaçlar, açık ve tutarlı olmalıdır. Çünkü işletme politikalarındaki açıklık ve doğru yönetim, stresi minimum düzeyde tutabilecektir.
Amaç belirleme programlarının ikinci aşaması performansı inceleme ve geri bildirimden yararlanmadır. Amaç belirleme programları düzenli aralıklarla tekrarlanmalıdır. Yapılan toplantılarda çalışanlara gerekli bilgi ve sosyal destek verilmelidir. Bu destek de stresi önlemede tampon görevindedir. Yönetici, çalışanların performansları ve becerileri hakkında bilgili olmalıdır. Böylece, çalışanları değişikliğe uyum sağlama süreçleri ve nasıl davranacakları konusunda daha kolay yönlendirilebilecektir.