6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun Uygulama Alanı
İş sağlığı ve güvenliği kavramının ortaya çıkma nedenlerini açıklayınız ?
Üretim tekniklerinde yaşanan gelişmelere rağmen fabrika sahipleri olan işverenler tarafından işyerinde gerekli koruma önlemleri alınmamıştır. Devletler de bu konuda yeterli mevzuatı oluşturmamıştır. Hızlı ve uzun saatlerle çalışma temposuna alışamayan ve kullandığı makinelere uyum sağlamakta zorlanan birçok işçi, iş kazası geçirerek yaralanmış ve yaşamını kaybetmiştir. İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaralanmaların ve ölümlerin artması üzerine dikkatler, önlemek için yapılması gerekenlere yönelmiştir. Böylece çalışanların yaptıkları işe bağlı olarak yaşadıkları sağlık sorunlarını ve karşılaştıkları mesleki riskleri önlemek amacıyla sistemli ve bilimsel çalışmalar hız kazanmıştır. Bu çalışmalar iş sağlığı ve güvenliği kavramını ortaya çıkarmıştır.
İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin çalışmaların sürekli güncellenmesi gerekliliğini ortaya çıkaran sebepler nelerdir?
Teknolojik alandaki her gelişme üretim sürecinin bir parçası olan emeğin pozisyonunu değiştirirken bilinmeyen yeni tehlike ve riskleri de beraberinde getirmektedir. Yeni çalışma ilişkileri, yeni makineler, yeni kimyasallar iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının da dinamik, sürekli gelişen ve yeniliklere uyum sağlayabilir bir nitelik taşıması zorunluluğunu ortaya koymaktadır.
İş sağlığı ve güvenliği hakkı temel bir insan hakkı olarak görülebilir mi?
Çalışanların yaşamlarını ve sağlıklarını güvence altına alacak şekilde çalışma ortamlarının oluşturulmasını istemeleri anlamına gelen, iş sağlığı ve güvenliği hakkının temel bir insan hakkı olduğu kabul edilmelidir.
İş sağlığı ve güvenliği kavramının başlangıçta işçi sağlığı ve iş güvenliği olarak ortaya çıkmasının gerekçesi nedir?
İş sağlığı ve güvenliği kavramı başlangıçta işçi sağlığı ve iş güvenliği olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü o dönemde fabrikalardaki işçilerin mesleki risklere karşı korunmasını amaçlayan çalışmalar ön planda olmuştur. Ancak zaman içinde teknolojik ve hukuki alanda yaşanan gelişmeler sadece fabrika tipi üretimin değil, her tür işin kendisinden veya çalışma ortamından kaynaklanan pek çok risk taşıdığını, hiçbir işin mesleki tehlikelerden muaf olmadığını ortaya çıkarmıştır. Bir başka deyişle mesleki risklere maruz kalma sorunu bütün çalışanların sorunudur ve sağlıklı ve güvenli ortamlarda çalışmayı isteme hakkına tüm çalışanlar sahiptir. Bu düşüncelerin gelişimi ile birlikte işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramının yerini günümüzde daha geniş bir kapsamı ifade eden iş sağlığı ve güvenliği kavramı almıştır.
Geniş anlamda iş sağlığı ve güvenliği kavramı nasıl tanımlanmaktadır?
Geniş anlamda iş sağlığı ve güvenliği, işyeri ve işçi ile sınırlı olmadan, bir işletmenin gerçekleştirdiği faaliyetlerden etkilenen tüm insanların (işverenin çalışanları, alt işverenin işçileri, ziyaretçiler, müşteriler gibi herhangi bir nedenle işyerinde bulunan kişiler ve hatta toplum) sağlığını ve güvenliğini tehdit edecek, risk oluşturacak tehlikelerin ortadan kaldırılması veya azaltılması çalışmalarıdır.
Dar anlamda iş sağlığı ve güvenliği kavramı nasıl tanımlanmaktadır?
Dar anlamda iş sağlığı ve güvenliği, işyerinde işin yapılması sırasında veya iş/çalışma ortamındaki çeşitli etmenler (gürültü, sıcaklık, temizlik, ışık, ekipman, elektrik tesisatı vb.) nedeniyle işçilerin karşılaştıkları sağlık sorunları ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılmasını sağlamaya yönelik sistemli çalışmalardır.
İş sağlığı ve iş güvenliği kavramlarını tanımlayarak aralarındaki ilişkiyi ortaya koyunuz?
İş sağlığı işten/işyerinden kaynaklı sağlığı tehdit eden risklere karşı alınması gereken sağlıkla ilgili önlemleri, iş güvenliği ise çalışanın yaşamı üzerinde tehdit oluşturan kaza risklerine karşı alınması gereken teknik önlemleri içermektedir.
İş sağlığı ve güvenliğinin çalışanlar yönünden önemi nedir?
Tüm çalışanlar güvenli ve korumalı bir ortamda çalışmak isterler. Yaralanmalardan ve kazalardan uzak bir çalışma ortamı çalışanları cezbeder. Ancak pek çok işyerinde yasal sorumlulukların uygulanmaması nedeniyle kazalar ve hastalıklar artmaktadır. Bundan en çok etkilenen çalışanlardır. Telafisi mümkün olmayacak şekilde yaşamın kaybına veya beden ve ruh sağlığında geçici ya da kalıcı kayıplara neden olmaktadır. Dolayısıyla işyerinde sağlık ve güvenlik ne pahasına olursa olsun ihmal edilmemesi gereken çok önemli bir konudur. Ayrıca çalışanın katlanacağı maliyetin ekonomik ve psikolojik boyutları da önemlidir. Çalışma gücünü kaybetmesi durumunda eğer sosyal güvenlik kapsamında ise geçici veya sürekli iş göremezlik ödeneği alacak ancak çalışamayacağı için gelir kaybına uğrayacaktır. Kimi zaman aile üyeleri de bu gelir kaybından etkilenecektir. Eğer kişi sosyal güvenlik kapsamında değilse katlanılması gereken ekonomik maliyetin boyutları daha da ağırlaşacaktır. Bununla birlikte sürekli çalışamaz duruma düştüğü için işsiz kalan ve geliri düşen kişi statü kaybı yaşayacak, arkadaş çevresi azalacak, bakıma muhtaç olması durumunda kendisini işe yaramaz ve ailesine yük olan bir kişi olarak hissedecektir.
İş sağlığı ve güvenliğinin işverenler yönünden önemi nedir?
İşyerlerinde sağlık ve güvenlik politikalarını uygulayarak çalışanlarını tehlikelerden korumak işverenin görevidir. Sağlık ve güvenlik önlemleri sadece çalışanların kaza, yaralanma, ölüm riskini azaltmakla kalmaz aynı zamanda iş ortaklarının, müşterilerin ve ziyaretçilerin de güvenliğini sağlar. İşyerinin marka imajını ve tercih edilirliğini artırır, ekipmanların hasar görmesini önler. Çalışanın kendisini güvende hissetmesini, işyerine ve işine bağlı olmasını, daha verimli çalışmasını ve işe devamsızlıkların azalmasını da sağlar.
İş kazası ve meslek hastalıklarının işverenlere getirdiği dolaylı/görünmeyen maliyetler kavramı neyi ifade etmektedir?
Kaza sırasında çalışanların yardım amaçlı kaybettikleri zaman, kazanın diğer çalışanlar üzerinde yarattığı verim düşüklüğü, kazanın gerektirdiği fazla mesai, yeni eleman seçimi ve eğitimi, adli süreçler için kaybedilen zaman, kazada hasar gören araç ve gereçlerin onarımı, siparişlerin yetişmemesinden kaynaklanacak marka ve pazar kaybı, para cezaları ya da işyerinin geçici veya sürekli kapatılması gibi yaptırımlar dolaylı/görünmeyen maliyetler kapsamındadır.
İş sağlığı ve güvenliğinin ülke ekonomisi yönünden önemi nedir?
ILO, iş sağlığı ve güvenliğini iyileştirici çalışmalara gereken önemin verilmemesi durumunda, ülkelere büyük bir ekonomik yük oluşturacağına dikkat çekmektedir. İş kazası ve meslek hastalıkları nedeniyle ödenen tazminatlar, kayıp işgünleri, sağlık harcamaları, sosyal güvenlik primlerindeki kayıplar, sosyal yardım harcamalarındaki artışlar en büyük maliyet kalemleridir. Bu gider kalemlerinin yüksekliği ülke kaynaklarının zorunlu olarak bu alandaki ödemelere ayrılmasını gerektirmektedir. Daha önemlisi maddi olarak ölçümü yapılamayan nitelikli işgücü kaybı ise doğrudan toplumun bir kaybıdır. Yapılan çalışmalar iş kazası
ve meslek hastalıklarından kaynaklanan yıllık kaybın, ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hasılalarının (GSYH) yaklaşık % 4’ünü bulduğunu göstermektedir.
Türkiye'de cumhuriyetin ilanından önceki dönemde iş sağlığı ve güvenliğinin tarihsel gelişiminin nasıl oluştuğunu kısaca açıklayınız?
Türkiye’de gerçek anlamda sanayileşme cumhuriyet dönemi ile başladığı için bu alandaki mevzuatın oluşumu da gecikmiştir. Bununla birlikte cumhuriyet öncesi dönemde sınırlı da olsa çalışma yaşamını düzenleyen ve iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini içeren hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Cumhuriyet öncesi dönemde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yasal çalışmaların başlangıcı sayılabilecek en önemli düzenlemeler, Ereğli bölgesi kömür madenlerinde çalışan işçilere yönelik çıkarılmıştır. Bunlar arasında 1865 tarihli Dilaver Paşa Nizamnamesi ve 1869 tarihli Maadin Nizamnamesi sayılabilir. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulması ile birlikte 1921 yılında işçilerin haklarına ilişkin çıkarılan ilk kanun Ereğli Havza-i Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun olmuştur.
Türkiye'de cumhuriyetin ilanından sonraki dönemde iş sağlığı ve güvenliğinin tarihsel gelişiminin nasıl oluştuğunu kısaca açıklayınız?
Cumhuriyetin ilanından sonra işçilerin haklarını koruyucu ve aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümler içeren ilk ve en önemli düzenlemeler 1926 tarihli Borçlar Kanunu ve 1930 tarihli Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’dur. İş sağlığı ve güvenliği konusu ilk kez ayrıntılı olarak 1936 tarihli 3008 sayılı ilk İş Kanunu’nda
ele alınmıştır. İşverene işyerinde koruyucu önlemler alma, işçiyi bilgilendirme gibi yükümlülükler getirilirken devlet de işçilerin sosyal güvenliğini sağlamakla yükümlü tutulmuştur. Türkiye’de Anayasal düzeyde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümlere ilk kez 1961 Anayasası’nda yer verilmiştir. 2003 yılında 4857 sayılı İş Kanunu yürürlüğe girmiştir. Kanun yeni bakış açısı ile işçi sağlığı ve iş güvenliği ifadesini İş Sağlığı ve Güvenliği olarak değiştirmiş, 30’a yakın madde ile daha koruyucu ve ayrıntılı hükümler getirmiştir. 2012 tarihli 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kabul edilmiştir. Kanunun uygulanmasına ilişkin yol haritaları olan/yardımcı nitelikte çok sayıda yönetmelik çıkarılmıştır. Böylece Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği alanı ilk kez özel bir kanun ile düzenlenmiştir
Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği alanında tüm çalışanları kapsamına alacak özel bir kanun yapılmasının hedeflenmesinin nedenleri nelerdir?
Türkiye’nin iş sağlığı ve güvenliği alanında 1920’lerde başlayan mevzuat ve uygulama çalışmaları olmasına rağmen; ekonomik yapıda küçük işyerlerinin sayıca fazlalığı, işverenlerin bu alanda eğitim, danışmanlık gibi hizmet alabileceği devlet kurumlarının gelişmemiş olması, çalışma yaşamında denetim yetersizliği, çıkarılan bazı yönetmeliklerin iptal edilmesi gibi çok sayıda sorun nedeniyle iş kazaları ve meslek hastalıkları sayısında beklenen düşme sağlanamamıştır. Bunun üzerine diğer ülkelerde olduğu gibi tüm çalışanları kapsayıcı nitelikte ve bağımsız özel bir kanun çıkarılması hedeflenmiştir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun genel özellikleri nelerdir?
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin uygulama alanı hem kişi hem işyeri olarak geçmişe göre genişletilmiştir. Sadece işçiler değil, faaliyet konularına bakılmaksızın hem kamu hem özel sektöre ait bütün işyerleri ve işler ile bu işyerlerindeki tüm çalışanlar kapsama alınmıştır. İşyerindeki mevcut tehlike kaynakları, yaratacağı riskler ve sonuçlarının risk değerlendirme çalışması ile önceden tespit edilmesi öngörülmüştür. Çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik durumlarının korunması ve geliştirerek sürekliliğinin sağlanması işverenin temel yükümlülüğü olarak kabul edilmiştir. Tüm işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme yükümlülüğü getirilmiştir. İş sağlığı ve güvenliği kültürü oluşturmak ve bu alanda farkındalık yaratmak amacıyla çalışanların eğitimlerine ve bilgilendirilmelerine ayrı bir önem verilmiştir. Özel sektörde faaliyet gösteren, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan küçük işyerlerinde (10’dan az çalışanı olan) iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin finanse edilmesi için devlet desteği öngörülmüştür. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda düzenlenen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda uygulanacak idari para cezaları ilk kez işyerinin çalışan sayısı ve tehlike sınıfı esas alınarak artan oranlarda belirlenmiştir. Değişik konularda toplumsal bilincin geliştirilmesi amacıyla radyo ve televizyonlarda ayda en az doksan dakika uyarıcı ve eğitici nitelikte yayınlar yapma zorunluluğu getirilmiştir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun amacı nedir?
6331 sayılı Kanun’un amaç başlığını taşıyan 1.maddesinde“Bu Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemek” olarak belirtilmiştir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu bakımından çalışan kavramı nasıl tanımlanmaktadır?
Statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişilerdir. Çalışanın hangi sektörde olduğu ne iş yaptığı önemli değildir. İşçi,
memur, sözleşmeli personel, mevsimlik işçi, part time çalışan, evden çalışan, hastanedeki doktor, fabrikadaki genel müdür, bankadaki veznedar, inşaatlarda günlük işlerde çalışan usta, pastanedeki servis elemanı gibi herhangi bir ayrıma gidilmemiştir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu bakımından çalışan temsilcisi nasıl tanımlanmaktadır?
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme,
önlem alınmasını isteme, tekliflerde bulunma gibi konularda çalışanları temsil eden kişi olarak tanımlanmıştır. Kanun işvereni, çalışanların işyerindeki sağlık ve güvenlik çalışmalarına katılmalarını, görüş bildirmelerini sağlamakla yükümlü tutmuştur.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun kişiler bakımından uygulama alanı kapsamına kimler dahil edilmiştir?
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kişiler bakımından kapsamı, geçmişteki düzenlemelere göre oldukça geniş tutulmuştur. 2012 yılına kadar iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümler İş Kanunu içinde yer almış ve sadece işçiler için düzenlenmiştir. 2012 yılında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kabulü ile İş Kanunu içinde düzenlenen ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece ilk kez ayrı ve özel bir düzenlemeyle tüm çalışanları kapsayan ve korunmasını öngören yeni bir kanun çıkarılmıştır. 6331 sayılı Kanun sınırlı istisnalar dışında kamu ve özel sektörde değişik statülerde istihdam edilen işçi, memur, sözleşmeli personel, çırak ve stajyerler de dahil olmak üzere tüm çalışanları ve onları çalıştıran işverenleri kapsamına almıştır. Bir başka ifade ile 6331 sayılı Kanun kamu veya özel işyerlerinde çalışan tüm gerçek kişilerin sağlık ve güvenlik korumasından yararlanmasını öngörmektedir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun kapsamı dışında bulunan faaliyet ve kişiler nelerdir?
-Türk Silahlı Kuvvetleri, Genel Kolluk Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı
Müsteşarlığı’nın Eğitim, Operasyon Tatbikat Gibi Kendine Özgü Faaliyetleri
-Afet ve Acil Durum Birimlerinin Müdahale Faaliyetleri
-Hükümlü ve Tutuklulara Yönelik İnfaz Hizmetleri Sırasında, İyileştirme Kapsamında Yapılan İşyurdu, Eğitim, Güvenlik ve Meslek Edindirme Faaliyetleri
- Ev Hizmetleri
- Çalışan İstihdam Etmeksizin Kendi Nam ve Hesabına Mal ve Hizmet Üretimi
Yapanlar (Bağımsız Çalışanlar)