İNSAN VE TOPLUM

Çevre sorunlarının çözümü için sosyal, ekonomik, politik ve hukuki reformlar önermesi.

Ozon tabakasının delinmesi

Tüm yaşam formlarının insanlarla eşit derecede yaşama ve kendini gerçekleştirme hakkının olduğunu kabul etmesi

Yeni-Malthuscular

Ozon tabakasının delinmesi

Uluslararası ticaretle yiyecek ve diğer ihtiyaçlarını karşılayabilirler

1983

Nüfus artışının sıfırlanması

1987

Ekonomik, kültürel ve teknolojik açıdan standart ve tek tip bir yaşam oluşturma

Su kirliliği; göller, nehirler, okyanuslar ve yeraltı sularının insan aktivitelerinden kaynaklanan ve su kenarlarında, tabanda ve içinde yaşayan organizmalarla bitkiler için zarar görmeleridir.

Habitat; bir organizmanın yaşadığı ve geliştiği yer olarak tanımlanabilir.

Yeni-Malthusculuk'a göre çevreciliğin düşünsel temelini oluşturan Malthus’un tezine göre yeryüzündeki nüfus artışı ile yiyecek üretimindeki artış arasında orantısız bir ilişki bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, yiyecek üretimindeki artış oranı nüfus artışından çok daha yavaş olmaktadır.

“Biyosfer insanları” uzak mesafelerden kaynakları getirtebilecek ekonomik güce sahiptir.

Günümüzdeki Derin Ekoloji hareketinin kökleri 18 ve 19. yüzyılda Avrupa ve Amerika’da endüstrileşme karşıtı olarak ortaya çıkan romantizm ve aşkıncılık akımlarına dayanır.

Toprak kaybı ve toprak kalitesinde azalma: Doğal afetler ve insan aktiviteleri nedeniyle bölgede yaşayan canlıların ve bitkilerin zarar görmesi, toprağın besleme gücünü kaybetmesidir.

Çevre yaklaşımları adı altında toplanabilecek tüm farklı görüşlere en güçlü muhalefet çevre sorunlarına feminist bakış açısı getiren Ekofeminizm’ dir. Ekofeministler çevre sorunlarını kadın sorunları olarak görürler.

Erozyon toprak yüzeyindeki kaya ve toprak gibi katı maddelerin rüzgar ve suyla taşınmasıdır.

Herhangi bir kişi ya da canlının içinde geliştiği şartlara çevre, organizmalarla çevreleri arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalına da ekoloji (çevre bilim) denir.

İnsan-doğa ilişkisinde ekosentrik etiğin ilkelerini benimseyen derin ekolojistler göre ekolojik yıkımın nedeni insan eylemleridir. Bu yıkımdan belli bir grubun eylemleri değil, insanlığın tamamı sorumludur.