aofsorular.com
SOS104U

Kentleşme

3. Ünite 27 Soru
S

Toplumbilimsel açıdan kent nasıl tanımlanmaktadır?

Toplumbilimsel açıdan kent, “toplumsal açıdan bir örnek olmayan insanların göreli olarak geniş bir alanda, yoğun bir biçimde ve sürekli olarak birlikte bir yere yerleşmiş bulunması" biçiminde tanımlanır. 

S

Kentleşme ve kentlileşme kavramları nasıl tanımlanmaktadır?

Kentleşme, “sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi sonucunu doğuran, toplum yapısında, artan oranda örgütleşme, iş bölümü ve uzmanlaşma yaratan, insanların davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol açan bir nüfus birikim sürecidir”. Kentlileşme ise kent kültürüne ait değer, davranış ve tutumların benimsenmesi olarak tanımlanabilir.

S

Tarihsel olarak kentlerin ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını ve gelişmesini kesin bir biçimde ortaya koymak neden güçtür?

Tarihsel olarak kentlerin ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını ve gelişmesini kesin bir biçimde ortaya koymak güçtür. Bu güçlüğün birinci nedeni, antik kentler hakkında arkeolojik çalışmalara dayanan bilgilerimizin büyük oranda eksik oluşudur. Bütün tarihsel dönemlerdeki ve bütün ülkelerdeki kentler eşit bir şekilde incelenmemiştir. Doğu toplumlarında yer alan kentler hakkında bilinenler Batı Uygarlığındaki antik kentler hakkında bilinenlerden daha azdır. Ayrıca eski çağlarda kent öncesi ve kentsel yaşamına ait yazılı belgenin bulunmaması daha sonraki kentler ile karşılaştırma yapılmasını da zorlaştırmaktadır.

S

Maden çağında ortaya çıkan ilk kentlerin temel özellikleri nelerdir?

Maden çağında ortaya çıkan ilk kentler hâkimiyet altına alınan topluluklar etrafında kurulmuş birer ordu karargâhıdır. Bu kentler gıda ihtiyaçlarını istila ettikleri tarımsal üretim yapan art bölgelerden sağlamışlardır. 

S

Gordon Child “Kentsel Devrim” başlıklı makalesinde Mısır, Mezopotamya ve İndus Vadisi’nde ortaya çıkan ilk kentlerin hangi özelliklerini anlatmaktadır?

Gordon Child “Kentsel Devrim” başlıklı makalesinde Mısır, Mezopotamya ve İndus Vadisi’nde ortaya çıkan ilk kentlerin neolitik köylerden ayıran temel özelliklerini şöyle sıralamaktadır: Kentlerin ekonomisi tarıma ve tarımdan elde edilen artı ürüne dayanmaktadır. Ayrıca, tarım dışı üretimde uzmanlaşmış bir grup zanaatkâr bulunmaktadır. Kentlerde, tarımdan elde edilen artık ürünü elinde toplayan bir kral ve bu artık ürünün toplanmasını ve dağıtılmasını kontrol eden yönetici bir sınıf vardır. Kentlerde oluşan toplumsal tabakalaşma sisteminde kral, rahipler, yönetici sınıflar, zanaatkârlar ve çiftçiler yer almaktadır. Kent nüfusu, neolitik yerleşmelere göre daha fazla ve daha yoğundur. Kazı, takvim ve matematik kullanılmaya başlanmıştır. Uzun mesafeli ticaret gelişmiştir. Resim, heykel gibi sanatsal yapılar soyut düşünme ve kavramsallaştırma yeteneğinin geliştiğinin göstergeleridir. Tapınak, saray ve anıtsal yapılar tarımdan elde edilen artı ürün ve siyasal gücün mekânsal yansımalarını ifade etmektedir

S

Sanayi öncesi kentlerde komşuluk ilişkilerini güçlendiren etmenler nelerdir?

Ulaşım olanaklarının yetersizliği, yerel hareketliliğin az olması, semtlerin kalabalık olması komşuluk ilişkilerini güçlendirmektedir.

S

Sanayi öncesi kentlerin ekonomik örgütlenme biçimlerinden olan loncaların özellikleri nelerdir?

Sanayi öncesi kentlerde çeşitli meslekler “lonca” olarak isimlendirilen mesleki örgütlerde bir araya gelirler. Loncalar seçkinler dışında ekonomik etkinlikte bulunan tüccarlar, el zanaat işçileri, tefeciler gibi çeşitli ekonomik etkinlikte bulunan kişileri kapsamaktadır. Örneğin, zanaatkârlar üyesi oldukları loncaların kuralları çerçevesinde üretim faaliyetlerinde bulunurlar. Bu mesleki örgütler sadece bulundukları yerlerde faaliyet göstermekte ve diğer toplulukların ekonomik etkinlikleri ile iletişimleri yoktur

S

Sanayi öncesi kentlerde ekonominin akılcılığa dayanmadığının göstergeleri nelerdir?

Sanayi öncesi kentte ekonominin örgütlenmesi akılcı ilkeler dışında gerçekleşir. Dünya ölçeğinde belirlenmiş bir fiyat yoktur ve alışveriş pazarlık yöntemiyle gerçekleşir. Para kazanmak nihai bir amaç değildir. Malların büyüklük, ağırlık ve niteliğine göre sınıflandırması yapılmamaktadır. Temel ölçüt malın bozulup bozulmamasıdır. Ağırlık ve ölçü biriminin olmaması, muhasebe ve kredi sisteminin çok gelişkin olmaması ekonominin akılcılığa çok az dayandığını göstermektedir.

S

Sanayi öncesi kentlerde görülen toplumsal statü farklılıklarının nedenleri nelerdir?

Sanayi öncesi kentler katı sınıfsal tabakalaşma sistemine sahiptir. Statü farklılıkları bireysel özellik, konuşulan dil, kıyafet, etnik bir gruba ve mesleğe dâhil olma, yaş, cinsiyet ve toplumsal sınıfa ait olma gibi özelliklerle belirginleşmektir.

S

19’uncu yüzyıl biterken sanayi şehrinin değişimini biçimlendiren temel faktörler neler olmuştur?

19’uncu yüzyıl biterken sanayi şehrinin değişimini biçimlendiren iki temel faktör bulunmaktadır. Birincisi, yeni endüstriyel ekonomi refah seviyesinin yükselmesi üzerinde olumlu bir etkide bulunmuştur. Yüzyılın sonuna doğru reel ücretlerin yükselmesi birçok çöküntü mahallerde yaşayan işçilerin göreli olarak yoksulluktan kurtulmasına neden olmuştur. Ulaşım sistemlerindeki gelişmeler kentsel taşımacılığın uzun mesafeye ulaşmasını sağlamıştır. Sanayi şehrinin değişmesini etkileyen ikinci faktör, kentlerde oluşan reform hareketlerinin yükselmesidir. Bu reform hareketleri içinde halk sağlığı ve hastalıkların kökeni ve yayılışını inceleyen bilim dalı epidemiyolojinin ortaya çıkışı önemlidir

S

Sanayi kentlerinde görülen banliyöleşmenin nedenleri nelerdir?

Gelişmiş ülkelerin sanayi kentlerinde mekânsal düzeyde görülen en önemli değişimlerden biri banliyöleşmedir. Otomobil üretiminin etkisiyle özel araba sahipliğinde görülen artış banliyölerin doğuşunu etkilemiştir. Banliyöleşme ile birlikte özel konut sahipliğinde de artış yaşanmıştır. Banliyö alanlarında yaşayanların çoğu beyaz ve gelir düzeyi yüksek toplumsal kesimden oluşmaktaydı. Bu bölgeleri yerleşim yeri olarak çekici kılan diğer faktörler ise kent merkezinin hava kirliği, kalabalık ve suç oranlarının yüksek oluşu, nüfus yoğunluğun yaşandığı apartmanlar yerine bahçeli evlerde oturma arzusudur

S

Chicago Okulu temsilcilerinden Robert Ezra Park'a göre kent hayatı hangi düzeylerde örgütlenmektedir?

Park’a göre kent hayatı biyotik ve kültürel olmak üzere iki düzeyde örgütlenmektedir. Biyotik düzey insanların yaşaması için gerekli olan kentin kıt kaynaklarını ifade etmektedir. Doğadaki canlılar gibi insanlar da kentte yaşamlarını sürdürmek için kendileri için en uygun çevresel koşulları seçerler. Kültürel düzey, biyotik düzey üzerinde kurulan değer, norm, örf ve âdetler temelinde gelişen bir yapıdır. Kültürel düzey bir mahallede oluşturulan akrabalık ilişki ve örgütleri, topluluğun kendi değer yargılarını, okullarını, cami ve kilise gibi inşa edilen kurumlarını içermektedir. 

S

Chicago Okulu temsilcilerinden Robert McKenzie'ye göre kentin büyüme süreci nasıl gerçekleşmektedir?

McKenzie göre, birey grup ya da firmalar kent mekânında yer edinebilmek için mücadele etmektedir. Ekonomik rekabet ya da var olmak için verilen mücadele mekânsal yer edinim süreçlerini etkilemektedir. Bu mücadele ve rekabette başarılı olanlar kentin en iyi yerine yerleşirken başarısız olanlar kentin istenmeyen kötü yerlerine yerleşmek zorunda kalmaktadır. Kentsel toprak kullanım biçimleri rekabetin ve ekonomik iş bölümünün sonucu oluşmaktadır. Bir firma kendi işlevini yerine getirebilmek için ihtiyacı olan yer için diğerleriyle rekabet eder. Firma kendisi için gerekli mekânı elde ettikten sonra o bölgede yer alan konut alanları bu istila ve baskı sonucu diğer bölgelere taşınır. Kentin büyümesi rekabete dayanan istila ve yerinden etme süreçleriyle oluşmaktadır.

S

Ekolojik yaklaşıma göre kentlerin içindeki farklı semtler ve bölgeler nasıl oluşmuştur?

Ekolojik yaklaşıma göre kentlerin içindeki farklı semtler ve bölgeler, kent nüfusunun, var olan kaynaklar için birbirleriyle rekabet etmeleri biçiminde doğal uyum gösterme süreçlerinin bir sonucu olarak oluşmuşlardır.

S

Ernest Burgess'in kentsel büyüme modeli içerisinde hangi daireler yer almaktadır?

Kentsel büyüme modeline göre birinci dairede iş ve ticaret bölgesi yer alır. İkinci daire nüfus ve arazi kullanımının kaygan ve değişken olduğu geçiş bölgesidir. Bu bölge niteliksel açıdan daha kötü olan oturma bölgelerini içerir. Üçüncü daire işçilerin oturduğu bölgedir. Bu bölge, geçiş bölgesinden kaçan ve çalıştıkları yere daha kolay gitmeyi isteyen sanayi işçileri ve ikinci kuşak göçmenleri kapsamaktadır. Bu bölgede oturan işçi sınıfının yaşam standartları yüksektir. Dördüncü daire üst sınıfların yaşadığı bölgedir. Bu bölgede zenginlerin büyük mülkleri ile birlikte orta sınıf konutları yer almaktadır. Beşinci dairede ise yöre kentler (banliyöler) yer alır

S

Chicago Okulu'nun temsilcilerinden Louis Wirth kentlilik olgusunu hangi değişkenlerin etkisi ile açıklamaktadır?

‘Kentlilik’ nüfusun büyüklüğü, nüfusun yoğunluğu ve nüfusun çeşitliliği sonucunda oluşan kentsel yaşama ait bir davranış biçimidir. Birey bu yaşam tarzında birden fazla çatışmacı role sahiptir, toplumsal ilişkilerinde samimi ve yakın ilişkiler yerine resmi ve ikincil ilişkiler içindedir.

S

Ekonomik politik yaklaşım kentleşme olgusunu nasıl ele almaktadır?

Ekonomi politik yaklaşım kentleşme olgusunu, Marksist teorinin temelini oluşturan; sermaye birikim süreçleri çerçevesinde analiz etmektedir.

S

Ekonomi politik yaklaşımının temsilcilerinden Henry Lefebre kentleşmeyi hangi boyutlarda ele almıştır?

Lefebre kentleşmeyi beş boyutta ele almaktadır:

a) Lefebre’ye göre kentsel gelişim kapitalist sistemin oluşumu ve devamı ile ilgili bir süreçtir.

b) Lefebre’ye göre, Marx’ın teorisinde savunduğu gibi; sermayenin birinci birikim aşaması doğrudan üretim sürecinde oluşmaktadır. Ekonomik faaliyetler sadece üretim sürecine yapılan yatırımlar, işçilerin çalıştırılması, fabrikada üretilen ürünlerin pazarda satılması ve bu satış sonucunda elde edilen kâr çerçevesinde düşünülmektedir.

c) Lefebre’ye göre toplumsal faaliyetlerimiz, sosyal ilişkilerimiz mekân üzerinde gerçekleşmektedir. Bir kentin inşa süreci aynı zamanda belli bir mekânın yaratılmasıdır.

d) Lefebre devletin mekân üzerindeki rolü üzerinde durmaktadır. Ona göre devlet mekânı toplumsal kontrol için kullanmaktadır. Devlet kurumlarının (güvenlik güçleri vb.) kent mekânı üzerindeki yerleşim yeri toplumsal düzenin ve iktidarın sağlanması için hayati bir öneme sahiptir.

e) Lefebre’ye göre kapitalist toplumda kent mekânı “somut” ve “soyut” olmak üzere ikili bir işleve sahiptir. “Somut mekân” mekânın kullanım değerini ifade etmektedir. Somut mekân günlük yaşam pratiklerimizi gerçekleştirdiğimiz, üzerinde yaşamımızı sürdürdüğümüz, ihtiyaçlarımızı karşıladığımız kullanım değerine sahip toplumsal mekândır. “Soyut mekân” ise mekanın fiziksel bir parça olarak kullanım değerinin ikinci plana itilerek üzerinden kâr ve rant edilen bir araca dönüşmesidir 

S

Ekonomi politik yaklaşımının temsilcilerinden Manuel Castells kentleri nasıl kavramsallaştırmaktadır?

Castells’e göre tam da bu noktada devlet çalışanlar (emek) ve girişimciler (sermaye sahibi) arasındaki çelişkileri çözmek için aracılık eder. Devlet çalışanların ücretleriyle karşılayamadıkları tüketim ihtiyaçlarını tedarik ederek sistemin devamını sağlar. Örneğin, ucuz konut sunumları, kamusal eğitim ve temel sağlık hizmetlerinin sunumu, toplu ve ucuz ulaşım olanakları devlet tarafından karşılanmakta ve emeğin yeniden üretimi için gerekli ihtiyaçlar tedarik edilmektedir. Bu anlamda Castells’e göre kentler ortak tüketim mekânları olarak kavramsallaştırılmaktadır.

S

Ekonomi politik yaklaşımın temsilcilerinden David Harvey kentlerin büyümesini nasıl açıklamaktadır?

Harvey çalışmalarında genel olarak kapitalist sistemin adaletsizliği üzerine odaklaşmaktadır. Kapitalist sistemin, kendi adaletsizliğini kentsel alanlarda nasıl ortaya koyduğunu sorgulamaktadır. Harvey’in analizinin merkezinde kapitalist girişimcilerin sürekli kâr için nasıl mücadele ettikleri ve sınıf mücadelesinin rolü önemli bir yer tutmaktadır. Ona göre, kentler kapitalizmin mantığını gösteren bir aynadır. Kapitalist girişimciler kârlarını azamiye çıkarmak için üretim sürecinin dışında kentin yapılı çevresine de yatırım yapmaktadır. Kapitalist şehirlerdeki mekân modelleri sistemin çelişkilerini ve sisteme içselleşmiş adaletsizlikleri yansıtmaktadır.

S

David Harvey'e göre modern kentlerdeki kapitalistler düşen kar oranlarını yükseltmek için ne tür stratejiler geliştirirler?

Kapitalistler kâr oranlarını tekrar yükseltmek için kısa dönemli stratejiler geliştirir. Geliştirilen stratejilerden birincisi, piyasada rekabet üstünlüğünü artırmak ve üretilen malları daha ucuza mal etmek için üretim sürecinde yeni üretim teknolojilerinin kullanılmasıdır. İkinci strateji ise ham madde, emek ve piyasa ile ilgili konularda yeniden bir düzenlemeye gidilerek kâr oranlarını yükseltmektir. Üçüncü strateji ise, kapitalist girişimcilerin üretim sürecine yaptıkları yatırımlardan vazgeçerek, yeni yatırım alanları olarak kentsel mekânı seçmeleridir

S

Türkiye'nin kentleşme deneyimi tarihsel olarak hangi dönemlere ayrılarak incelenmektedir?

Modernleşme süreci içinde Türkiye’nin kentleşme deneyimini tarihsel olarak, 1923-1950, 1950-1980 ve 1980 sonrası olmak üzere üç dönem altında ele alınmaktadır.

S

Türkiye'nin kentleşme deneyimi açısından 1923-1950 döneminin genel özellikleri nelerdir?

1923-1950 döneminin genel özellikleri şöyle özetlenebilir: Devlet kentleşme üzerinde aktif bir rol oynamıştır. Kentleşme hızı ülke genelinde düşüktür. Ankara dışındaki kentlerde ciddi bir nüfus artışı yaşanmamıştır.

S

1950 sonrası, daha iyi bir yaşam için kente göçen ilk kuşak göçmenlerin karşılaştıkları temel sorunlar nelerdir?

1950 sonrası, daha iyi bir yaşam için kente göçen ilk kuşak göçmenler iki temel sorunla karşılaşmışlardır. Birincisi barınmak için gerekli konut ihtiyacının karşılamak, diğeri ise geçimlerini sağlayabilmek için gerekli işi bulmaktır.

S

Türkiye'de gecekonduların yasallaşması ve kent içinde göçmen nüfus sayısının artışını etkileyen ekonomik, siyasal ve toplumsal nedenler nelerdir?

Gecekonduların yasallaşması ve kent içinde göçmen nüfus sayısının artışını etkileyen ekonomik, siyasal ve toplumsal nedenlerinden bazıları şunlardır. Enformel sektörde çalışan ucuz göçmen iş gücü ekonomide maliyetleri aşağıya çekmiştir. Göçmenler kentlerde üretilen mal ve hizmetleri tüketerek ekonomiye destek sağlamıştır ve yerel ve genel
seçimlerde önemli bir siyasal güce dönüşmüştür.

S

Friedman'a göre dünya kentlerinin özellikleri nelerdir?

Friedman’a göre dünya kentlerinin özellikleri şunlardır:
a) Dünya kenti dünya ölçeğinde devam eden finansal hareketlerin yoğunlaştığı yerlerdir.
b) Dünya kentlerinde çok uluslu şirketlerin yönetim merkezlerinin yoğunlaşma oranları yüksektir.
c) Dünya kenti uluslararası kurumların yoğunlaştığı yerlerdir.
d) Dünya kentleri önemli kabul edilen üretimlerin yoğunlaşma düzeyinin fazla olduğu yerlerdir.
e) Dünya kentleri ulaşım ağı açısından önemli bir konuma sahiptirler.

S

"Uluslararasılaşan kent" kavramı hangi tür kentler için kullanılmaktadır?

Dünya kenti kavramı yanı sıra küresel ölçekte dünya kenti olma konumundan uzak bazı kentlerin durumunun açıklanması için ‘uluslararasılaşan kent’ kavramı kullanılmaktadır. Ercan’a göre, Sao Paolo, Lima, gibi ‘üçüncü dünya’ ya da ‘azgelişmiş ülke’ kentleri ekonomik, kültürel ve toplumsal kontrol merkezleri olmaktan çok dünya kapitalizmin yarattığı trafiğin (mal, sermaye, bilgi, emek vb.) yoğunlaşarak üzerinden geçtiği mekânlardır. Bu kentler dünya kapitalizmiyle bütünleşme sürecinde önemli merkezler hâline gelmektedir.