İNSAN VE TOPLUM - Deneme Sınavı - 3

Toprak kaybı ve toprak kalitesinde azalmaya neden olan insan aktiviteleri şunlardır: ormanların tahrip edilmesi, tarım alanlarının aşırı ekimi nedeniyle toprağın besin değerini kaybetmesi, aşırı otlatma, sulama sistemleri ve kanalizasyonla toprak yüzeyinin atılması, yeraltı sularının kendini yenilemesine izin vermeyecek derecede aşırı sondajla çıkarılması, endüstriyel atıklar, kentsel atıklar, motorlu araçlar ve yayaların toprak üzerinde yaptığı tahribattır.

Asit yağmurları volkanik patlamalar ya da elektrik jeneratörleri, fabrikalar ve motorlu araçlarda kömür ve petrol gibi fosil yakıtların yakılmasından havaya karışan kükürt ve azotun su buharıyla birleşerek sülfürik aside ve nitrik aside dönüşerek yeryüzüne yağmur olarak inmesiyle oluşur. bu nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması, şehir içi ulaşımda toplu taşımanın kullanılması, endüstriyel tesislerinin bacalarına filtre takılması, araç bakımlarının zamanında yapılması ve havayı olduğundan fazla kirleten kaçak kömür kullanımının önüne geçilmesi asit yağmurlarının etkisini en aza indirebilmede önemlidir.

Naylon poşetlerin kullanımı bu malzeme geri dönüştürülmezse doğada çözünmesinin yüzyılları bulması nedeniyle doğaya zarar veren ve çevrenin kirlenmesine neden olabilen bir malzemedir. bu malzemenin yerine doğaya daha az zarar veren veya çevre kirliliği yaratmayan farklı malzemelerin kullanılması Derin ekolojinin çevre kirliliği ve kaynakların tükenmesiyle mücadele edilmesi ilkesiyle ilişkili görünmektedir.

3700 yıl önce Sümer kentleri aşırı sulama nedeniyle toprağın tuzlanarak çölleşmesi sorunuyla karşılaşmıştır.

İklim değişiklerinin en önemli göstergeleri kutuplarda buzulların erimesi, okyanuslarda sıcak su akıntılarıyla taşınan ısının yeniden dağılımı, belirli bölgelerde yüzeye düşen yağmur miktarının azalması ve kuraklık dönemlerinin uzamasıdır.

Çevresel yıkımının nedenlerini ve çözüm önerilerin açıklayan yaklaşımların sınıflandırılmasında iki ölçüt kullanılmıştır:

• Yaklaşımın dayandığı etik temel,

• Çevre sorunlarına önerilen çözümlerde toplumsal, ekonomik ve siyasal değişimi benimseme dereceleri.

Yeni-Malthusculuk beraberinde nüfus artışını sıfırlama konusunda ‘ortak karar’a dayanan ‘ortak baskı’ tedbirlerinin alınmasının gerekliliği tartışmalarını başlatmıştır.

Derin ekolojinin sekiz temel ilkesi vardır. Bu ilkelerden üç tanesi insan-doğa ilişkisini ele alır. Beş tanesi ise insan toplumlarının temelini oluşturması istenen ilkelerden oluşur. Bu ilkeler:

1. İnsan ve çevresiyle ilgili ilişkisel, bütüncül bir imaj yaratmak,

2. İnsanlar da dâhil olmak üzere tüm yaşam formlarının eşit öneme sahip olduğunu anlatan biyosferik eşitliği kabul etmek,

3. İnsan ve diğer yaşam formları arasında mücadele değil, ortak-yaşam ve ortak-varoluşu gerçekleştirmek,

4. Sınıfsız bir toplum yaratmak,

5. Çevre kirliliği ve kaynakların tükenmesiyle mücadele etmek,

6. İşin parçalanması yerine iş bölümünü gerçekleştirerek toplumlarda ekonomik, kültürel ve teknolojik çeşitliliği geliştirmek ve bunların bütünleşmesini sağlamak,

7. Siyasi yönetimde yerel otoriteleri güçlendirme, merkezsizleştirme ve ekonomik açıdan kendine yeterliliği sağlanmak,

8. Bilimsel değil sezgisel bilgiye dayalı ekolojik bilgiyi geliştirmektir.

Sosyal Ekoloji ekolojik yıkımı durdurmak ve insanın doğa üzerindeki hâkimiyetini yok etmek için önce insanın insan üzerinde hâkimiyetini yok etmek gerekir fikrini savunur.

Eko-Kalkınma, 1972 yılında Stockholm’de düzenlenen İnsan Çevresi Konferansının genel sekreteri Maurice Strong tarafından ortaya konulan bir yaklaşımdır.

Çevre sorunlarının çözümü için sosyal, ekonomik, politik ve hukuki reformlar önermesi.

Ozon tabakasının delinmesi

Tüm yaşam formlarının insanlarla eşit derecede yaşama ve kendini gerçekleştirme hakkının olduğunu kabul etmesi

Yeni-Malthuscular

Ozon tabakasının delinmesi