aofsorular.com
SHZ312U

İnsan Hakları Düşüncesinin Gelişimi

2. Ünite 20 Soru
S

İnsan hakları kavramına temel oluşturan düşünceler nelerdir?

İnsanlar yalnızca insan oldukları için korunmaları gerekir. İnsanları diğer canlılardan kendine özgü değeri ya da onuru olan bir varlık olarak ayrılır. İnsan hakları konusunda olumsuz uygulamalar vardır.

S

İnsan hakları düşüncesinin asıl olarak başladığı tarih 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesidir. Bu bildirgeye kaynak olan düşünceleri anlamak için Antik çağa kadar geri gidilmesi gerekmektedir. Antik çağın büyük filozofları Platon ve Aristoteles'in benimsemediği görüşleri öne süren sofistlerin fikirleri insan hakları düşüncesi bakımından niçin önemlidir?

Sofistler bilginin göreli olduğunu öne sürmüş ve erdemli bir yurttaşın nasıl olması gerektiğini tartışmışlardır. Bilginin göreli olduğunundan hareket ederek doğal hukuku türetmişlerdir. Din kurallarının, ahlak kurallarının ve yasaların değişebilir şeyler olduğunu söylemişlerdir. İnsan hakları düşüncesinin sofistlerle başlatılmasının nedeni yasaların değişebilir olduğu yaklaşımıdır. Bu akıl yürütmenin sonucunda yasalar değişebilir şeylerse değişmeyen başka bir şeyin olması gerektiği düşüncesidir. Doğal olan doğadan geldiği için değişmez. Doğal hukuk pozitif hukukun öncülü olacaktır. Sofistlerden Antiphon, doğal ile insanın yaptığı hukuk arasında karşıtlık olduğunu söyler ve insanın yaptığı hukukun güçsüzlüğünü vurgular. Antiphon insanları Yunanlilar diye görmez ve Yunanlılar ile barbarlar arasında eşitlik olduğunu dile getirir. Antik Çağ'da Sofistler doğal olanın yapılmış olandan daha değerli olduğunu savunurlar.

S

Stoa dönemindeki düşünceye göre insanın mutluluğunu sağlayacak erdemli yaşam nasıl gerçekleşir ve bu gerçekleşmenin temelini nele oluşturur?

İnsanın mutlu olmasını sağlayacak şey erdemli yaşamdır ve erdemli yaşam iyi bir yönetim biçimiyle gerçekleşir. İnsanı mutlu kılacak şey tek bir insanda değil bütün bir sitede aranmalıdır. İnsan doğaya ve akla uygun yaşamalıdır. Tanrı hak kavramına daildir.

S

Antik çağ ve orta çağda insanı kavramadaki fark nedir?

Orta çağda insan tanrıya bakarak kul olarak adlandırılmıştır. İnsanın iki yanından biri olan beden ve Bir'den türemiş ruh yanı vardır. Bu anlayışta insanın beden yanı kötüdür. Bir'in ışığı onda yoktur. Antik çağda insanın bu iki yanı gerilim içinde değildir. Orta çağda insan anlayışı devleti biçimlendirmede etkili olmuş ve tanrı devleti ve yeryüzü devleti anlayışı gelişmiştir. Kral meşrutiyetini tanrıdan alır, biri dünyasal biri tanrısal iki bedeni, iki kılıcı vardır. 

S

1215 yılında Kral John ve Papa III. Innocentus ve baronlar arasında imzalanmış olan Magna Carta Libertatum (Büyük Özgürlük Fermanı) belgesi insan hakları açısından hangi içeriğe sahiptir?

Bu belgeyle kralın yetkileri karara bağlanmıştır. Adil yargılama olmadan kral kimseye ceza veremeyecek, işkence edemeyecek, suç-ceza dengesini gözetecek, ortak rıza olmadan vergi koyamayacak, kimsenin malı ödeme yapılmadan alınmayacak, hukuk kararı olmadan kimse hapsedilmeyecek, mallara el konmayacak, sürgün uygulanmayacaktır.

S

Kökenleri eski Yunanda başlatılan sözleşme düşüncesi siyaset felsefesi alanına ne zaman, kiminle ve hangi özelliklerle girmiştir?

Toplumsal sözleşme kavramı yeni çağda Thomas Hobbes'in çalışmalarıyla siyaset felsefesi alanına girmiştir. Toplumsal sözleşme düşüncesi toplum ve devletin kaynağının ne olduğu hakkındaki açıklamaları içerirken insan haklarının türetildiği bir kavram olarak değerlendirilecektir. 

S

Dış dünya hakkında deneyin bilgisinin önemli olduğunu düşünen yeni çağdaki felsefeci Francis Bacon'un bir tür tümevarımı akıl yürütme olarak kullanmasını Thomas Hobbes'in toplumsal olaylara uygulaması ne anlama gelmektedir?

Hobbes tek tek durumları gözleyip sonuç çıkarma işini toplumsal olaylara uygular ve tarihsel olaylara bakarak kişilerin eylemleriyle devletlerin tutumlarını gözleyip değişmez olaylar belirlenebilir demiştir. Hobbes devletin tutumlarının nedenleri bilindiğinde gelecek belirlenebilir görüşünü savunmuştur. Ona göre doğal nedenler hem canlı doğada hem de cansız doğada her zaman aynıdır.

S

Thomas Hobbes'e göre toplum sözleşmesine ihtiyaç duyulmasının sebebi nedir?

Doğa durumunda insan kendi varlığını devam ettirmek için doğanın "nimetlerinden" azami ölçüde yararlanmak ister. Her tek insan aynı şeyi yapmak istediğinde herkes herkesle düşman olur ve aralarında savaş başlar. Bu da ortamı güvensiz hale getirir. İnsan kendi güvenliğini sağlamak için dünya nimetlerini elde etmeye çalışırken kuvvete başvurmayacağı sözünü vererek hep birlikte boyun eğeceği bir güce kendi gücünü devreder. Bunun için antlaşma yapıp bir devlet kurar. Doğa durumunda söz konusu olmayan "adalet" böylelikle devletin kurulmasıyla ortaya çıkacaktır.

S

Liberalizmin önde gelen filozfu John Lock'un görüşlerinin Thomas Hobbes'in görüşlerinden farkı nedir?

Lock' a göre doğa durumunun, egemen güç olmadan insanların birlikte akla uygun yaşadıkları bir durum olarak dile getirir. İktidar yokluğu doğa durumundaki insanların eşit, bağımsız ve özgür kılar. Kendini koruma ve başkalarına zarar vermemek yükümlülükleri birbiriyle bağdaşır biçimde yerine getirilmelidir. Lock'a göre savaş durumundan kaçınmanın bir yolu sivil toplum oluşturmaktır. Savaş durumu, bir kişinin bir başkasına karşı şiddet, kaba kuvvet uyguladığı her durumda bir de bu şiddeti önleyecek üçüncü kişinin olmadığı durumda söz konusudur. Lock'un Hobbes'in görüşlerinden farklı bu görüşlerinden sonra ortak görüşlerine gelinirse: Ortak görüşleri, tolum sözleşmesine duyulan ihtiyacın savaş durumunu önlemek görüşüdür. Lock'ta toplum sözleşmesi yapıp devleti oluşturmanın en önemli amacının, yaşamın özgürlüğün ve maddi malların korunmasıdır. Hobbes'e göre insan bütün haklarını devlete devretmelidir. Lock'a göre devlet ile halk  arasındaki ilişki sosyal sözleşmeye dayanılarak kurulmalıdır. Güven ilişkisi bozulduğunda halk devlete karşı direnme hakkına sahip olur.

S

Toplum sözleşmesi konusunda J.J. Rousseau'nun görüşü Hobbes ve Lock'un görüşlerinden farkı nedir?

Rousseau'ya göre saf doğa durumu aşamasından hemen sonra toplum sözleşmesi aşamasına geçilmemekte, bu ikisi arasında bir ara aşama yaşanmaktadır. Rousseau bu ara aşamaya yarı toplum durumu ya da tam olmayan toplum durumu aşaması adını vermektedir. Yarı toplum ara durumunda insanlar mutlu ve iyidirler. Saf doğa durumunda olduğu gibi özgürlerdir ama başka insanlarla ilişki içerisindedirler. Lock' dan farklı olarak Rousseau insanlar iktisadi nedenlerle toplum sözleşmesi yaparlar. Toplum sözleşmesiyle ortaya çıkan işbirliği sayesinde doğal insan bağımsızlığını yitirir. Rousseau, Hobbes ve Lock'un insanların doğuştan getirdiklerini söyledikleri yaşama, özgürlük mülkiyet gibi temel haklarına ek olarak toplumsal ve siyasal haklarından da söz eder.

S

Tarihçilere göre yakın çağ Fransiz devrimiyle başlar. İnsan hakalrı tarihi 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi ile başlasa da öncesindeki görüşleri de kapsar ve ortak ilkeler vardır. Bu ortak ilkeler neleri içerir?

İnsanların eşit oldukları, gücün keyfi değil hukuka dayalı olduğu, ayrılıkların değil aynılıkların vurgulandığı, yaşam, özgürlük ve mülkiyetin en temel haklar olduğu, kuvvetler ayrılığı ve bunların devlet düzenleme ilkesi olarak kabul edilmesi ortak ilkelerdir. 

S

Mayflover Sözleşmesi, Virginia Haklar Bildirgesinin ortak noktaları nelerdir?

İnsanların doğuştan getirdikleri hakların devletten önce gelmesi, gücün kaynağının halk olması, yetkili kişilerin halk için çalışması, basını özgür olması, kuvvetler ayrılığının olması gibi ilkeler ortak ilkelerdir.

S

1791 yılında kabul edilen Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin içeriği hangi kavramlardan oluşmuştur?

Kuvvetler ayrılığı, evrensellik, ulus egemenliği, düşünce özgürlüğü, mülkiyet özgürlüğü, inanç özgürlüğü, hakların yasalarla korunması

S

19.yüzyıldan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne kadarki dönemde hukuki pozitivizm öğretisi benimsenmişken doğal haklar kuramı ile hukuki pozitivizm öğretisinin çatışma noktaları nelerdir?

Hukuki pozitivizm açısından tek hukuk, devletin ortaya koyduğu hukuktur. Bireysel haklara başvuran doğal hukuk ilerlemenin önünde bir engeldir. Bentham'a göre doğal haklardan söz etmenin, cadılara ya da tek boynuzlu atlara inanmak kadar saçmadır. Emil Durkheim, Max Weber, Karl Marx bazı hakların sonsuz dokunulmaz ve mutlak olduğu düşüncesini eleştirirler. Toplum sözleşmesiyle toplum oluşturulduğu düşüncesinin mit olduğunu belirtirler. İkinci Dünya Savaşı sonrası Nürnberg Mahkemelerinde Naziler yaptıkları her şeyi kendi devletlerinin yasallık sınırları içerisinde yaptıklarını belirttiklerinde, doğal hukuk yeniden hatırlanmıştır.

S

Hannah Arendt'in insan haklarına yönelik eleştirisinde belirleyici olan nedir?

İnsan haklarına yöneltilen eleştirinin ortak noktası insan hakları düşüncesinin soyut bulunmasıdır. "Haklara sahip olmak hakkı" düşüncesini dile getiren Arendt insan hakları düşüncesinin soyutluğuyla, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa'da yaşanmış olan mülteci sorununun somutluğunu karşılaştırır.  Arendt'e göre insan hakları kişi bir ulus devletinin yurttaşıysa sağlanabilir. Yurttaş hakları insan haklarından önce gelir. İnsan hakları, hakları olmayanların haklarıdır.

S

Yirminci Hakları Evrensel Bildirgesini hangi tarihte, hangi kurumda ve hangi koşulda çıkarılmıştır??

10 Aralık 1948 de Birleşmiş Milletler aracılığıyla evrensel geçerliliği olması beklentisiyle çıkarılmıştır.

S

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin temel değerleri nelerdir?

Bu bildirgede insanlar, kendilerini diğer varlıklardan ayıran en temel özellikleriyle, "akıl" ve "vicdan" sahibi olmakla nitelenirler. Bu nedenle insanlar birbirlerine kardeşçe davranmalıdırlar. Halklar ve uluslar için erişilecek olan ortak ülküleri belirler. Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Evrensel bildirgede insan hakları, insan türünün nasıl muamele görmesi gerektiğine ilişkin talepler ifade edilmiştir. Bu belgeye imza koymuş devletler, insan haklarını tanır ve yurttaşlarına bu hakları sağlama yönünde söz verirler.

S

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kaç yılında, nerede, hangi ülkelerle ve hangi amaçla imzalanmıştır?

4 Kasım 1950 yılında Avrupa Konseyi'ne üye ülkeler tarafından Roma'da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi imzalanmıştır.

S

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde hakların kısıtlanması söz konusu mudur?

Bu belgede iki kısım hak vardır. Bunlardan bir kısmının sınırlandırılması söz konusu değilken bazı hakların, hukuka dayandırılarak, bazı koşullarda sınırlandırılması söz konusudur. Örnekse işkence yasağından söz eden madde hiç kimseye işkence yapılamaz, insanlık dışı ya da küçültücü ceza veya muamele uygulanamaz der. Ama Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü maddesi, demokratik bir toplumda ancak kamu güvenliği, kamu düzeninin, genel sağlığın ve ahlaki ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olan tedbirlerle ve kanunlarla sınırlanabilir demektedir.

S

Hak kısıtlılığı hangi antlaşma ve belgelerde söz konusu olmuştur?

İlkin Magna Carta'da dile getirilmiş olan hakların kısıtının hukuka dayalı olması vurgusu, sonraki tüm belgelerin de olmazsa olmazıdır. Hakların kısıtı kamu güvenliği söz konusu olduğu durumlarda ve ancak hukuka dayalı olarak gerçekleştirilebilir denmektedir.