aofsorular.com
SHZ301U

Yaşlılık

8. Ünite 25 Soru
S

Yaş ayrımcılığı nedir?

Yaş Ayrımcılığı: Herhangi bir bireye ya da gruba yaşından dolayı yapılan ayrımcılıktır.

S

Geriatri nedir?

Geriatri: Yaşlılık döneminde ortaya çıkan hastalıklar ile ilgilenen, yaşlılıktan kaynaklanan hastalıkların koruyucu, tedavi ve rehabilite edici yönleriyle ilgilenen bir tıp dalı.

S

Dünya Sağlık Örgütü ortalama yaşam süresinin uzamasıyla beraber yaşlılığı kaç evreyle sınıflandırmıştır?

Dünya Sağlık Örgütü ortalama yaşam süresinin uzamasıyla beraber yaşlılığı 3 evreyle sınıflandırmıştır. 65-74 yaş aralığındaki bireyler genç yaşlı, 75-84 yaş aralığındaki bireyler ileri yaşlı, 85 yaş üzerindeki bireyler ise çok ileri yaşlı olarak değerlendirilmektedir (WHO, 2015).

S

Senesans ne demektir?

Vücudun yaşlanma sürecine senesans adı verilir. Senesans, Latince “Sen” yani “yaşlı” kelimesinden üretilmiş olup dilimize Fransızca “sénescence” kelimesinden geçmiştir. Senesans, yani biyolojik yaşlanma doğal bir süreçtir ve kişiden kişiye farklılık gösterir.

S

DNA Hasar Teorisi nedir?

DNA Hasar Teorisine göre genetik yapımızı oluşturan DNA, yıllar içinde hasara uğramaktadır ve bu durum hücrelerin, organların ve dokuların bozulmasına, dolayısıyla yaşlanmaya sebep olmaktadır.

S

Genetik Teoriye göre ise yaşlanma nasıldır?

Genetik Teoriye göre yaşlanma genlerde kodlanmıştır ve büyüme, gelişme gibi dönemler gibi yaşlılık da yaşam döngüsünün bir parçasıdır.

S

Biyolojik yaşlanma teorileri nelerdir?

Yaşlanmayı insanoğlunda ortak kılan birçok biyolojik yaşlanma teorisi bulunmaktadır. Bunlar; DNA Hasar Teorisi, Genetik Teori, İmmünolojik ve Endokrin Teoriye, Aşınma Teorisi, Hücresel Yaşlanma Teorisi, Strese Fizyolojik Tepkinin Azalan Yeterliliği Teorisi, Metabolik Artıkların Birikmesi Teorisi, Serbest Radikal Teorisi'dir.

S

İmmünolojik ve Endokrin Teoriye göre, yaşlanmayla nasıl olmaktadır?

İmmünolojik ve Endokrin Teoriye göre, yaşlanmayla birlikte bazı hormon seviyelerinde azalma görülmekte ve bağışıklık sistemi zayıflamaktadır. Bu durum yaşlı bireyleri bakteri, virüs ve diğer hastalıklara karşı savunmasız bırakmaktadır.

S

Strese Fizyolojik Tepkinin Azalan Yeterliliği Teorisi nedir?

Strese Fizyolojik Tepkinin Azalan Yeterliliği Teorisi ise yaşlanmanın vücudun strese olan dayanıklılığının azalmasıyla meydana geldiğini savunur. Yaşlanmanın fizyolojik, toplumsal ve psikolojik boyutlarını içerdiği için en geniş kapsamlı yaşlanma teorisi olarak kabul edilir.

S

Biyolojik yaşlanma teorileri arasında en çok kabul gören teori hangisidir?

Serbest Radikal Teorisi ise biyolojik yaşlanma teorileri arasında en çok kabul gören teoridir. Bu teoriye göre serbest radikaller zamanla hücre içerisinde birikerek DNA’yı hasara uğratır. Serbest radikaller, oksijen solunumu yapan her canlıda doğumdan itibaren ortaya çıkmaya ve hücrede birikmeye başlar. Ayrıca, fosil kökenli yakıtların dumanı, sigara, ultraviyole ışınları, radyasyon, virüsler, bazı toksik kimyasallar ve böcek ilaçları da serbest radikaller içerir. Bu serbest radikaller zamanla hücre içinde birikerek hücrenin görevlerini yerine getirmesini engeller.

S

Yaşlılıkta Başlıca Fiziksel Değişim Unsurları nelerdir?

Yaşlılıkta Başlıca Fiziksel Değişim Unsurları; Dış görünüş (eklemler, kas ve iskelet sistemi), Dişler, Ses ve ses telleri, Cilt ve saçlar ve Öz bakımdır.

S

Homeostaz (Dengeleşim) nedir?

Homeostaz (dengeleşim) adlı mekanizma, karşılaştığı hastalık durumlarında ve olağan dışı durumlarda vücudun dengesini sağlamaya çalışır. Yaş ilerledikçe bu mekanizmanın çalışması etkinliği azalır. Birey, fizyolojik olarak kendini farklı durumlara adapte etmekte zorlanır.

S

Yaşlılıkla birlikte sindirim sistemi nasıl değişime uğrar?

Yaşlılıkla birlikte fizyolojik değişime uğrayan bir başka sistemse sindirim sistemidir. Yaşla beraber enzimlerde, mide öz suyunda ve tükürük salgılarında azalma görülür. Bu durum sindirimin zorlaşmasına, mide ağrısı gibi şikâyetlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Bu yüzden yaşlı bireyin beslenmesine ve diyetine daha çok dikkat etmesi gerekebilir. Ayrıca bağırsak hareketleri de yaşlılıkla birlikte zayıflama gösterebilir ve ishal, kabız gibi şikâyetler artabilir.

S

Yaşlılıkta Başlıca Fizyolojik Değişim Unsurları nelerdir?

Yaşlılıkta Başlıca Fizyolojik Değişim Unsurları şunlardır; Homeostaz (Dengeleşim), Sindirim Sistemi, Solunum Sistemi, Kalp ve Damar Sistemi, Cinsellik, Duyular ve Psiko-motor becerilerdir.

S

Yaşlılıkta psiko-motor beceriler nasıldır?

Yaşlılıkla beraber merkezi sinir sisteminin bilgiyi işlemesinde yavaşlama görülür. Bu yüzden yaşlı bireyler gençlerin yapabilecekleri her türlü fiziksel aktiviteyi daha yavaş yaparlar. Yeni bilgileri hafızaya almak ve eski bilgilere ulaşmak yaşlılar için daha zor bir hâle gelebilir. Bilgilerin yavaş işlenmesi yaşlılar için tehlikeli durumlar oluşturabilir.

S

Polifarmasi ne demektir?

Polifarmasi: Çoklu reçete ya da fazla sayıda ilaç kullanımı demektir.

S

Yaşlılıkta bilişsel gelişim nasıldır?

Beyin işlevlerindeki fizyolojik gerilemeye bağlı olarak bellek, dikkat, algı gibi bilişsel işlevler olumsuz yönde etkilenmektedir. Bilişsel fonksiyon değişiklikleri genelde beynin bazı bölgelerinde oluşan hasarlar sonucu gelişir. Yaşlanmayla ortaya çıkan bilişsel değişikliklerin en belirgin olanları demans, hafıza ve öğrenme yeteneği, genel zeka, pratik zeka, dikkat ve konsantrasyon, konuşma, görsel-uzaysal algılama fonksiyonları, psikomotor fonksiyonlar ve üst seviye fonksiyonlardaki değişikliklerdir. Demans ve bunun türleri olan Alzheimer ile Parkinson yaşlılarda görülen en sık zihinsel rahatsızlıklardır

S

Alzheimer ve demans arasındaki farklar nelerdir?

Alzheimer ve demans yaşlılıkta sıkça karşılaşılan hastalıklardır ve bu iki hastalık birbirleriyle çok karıştırılmaktadır. Öncelikle hafıza olmak üzere Alzheimer hastalığı beynin tüm bilişsel fonksiyonlarında ilerleyici kayba neden olan ve beyinde anormal protein birikimiyle meydana gelen bir hastalıktır. Halk arasında “bunama” olarak bilinen “demans” ise “bellek, dil, aritmetik, karar verme yetisi, dikkat ve diğer bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici kayıp” anlamına gelmektedir. Bütün Alzheimer hastalarında demans görülür ancak her demans hastası Alzheimer hastası değildir. Demansa neden olan birçok başka hastalık vardır. Alzheimer en sık görülen demans tipidir. İlerleyen yaşla birlikte, Alzheimer’ın görülme sıklığı artar ancak Alzheimer hastalığının normal yaşlanmanın kaçınılmaz sonucu olmadığı bilinmelidir. Daha önce de belirtildiği gibi normal yaşlanma sürecinde beyinde yapısal birtakım değişiklikler olur fakat bilişsel/zihinsel yetilerde bariz bir kayıp söz konusu değildir. Alzheimer’da ise, belirgin şekilde yeni bilgileri öğrenme güçlüğü bulunmaktadır.

S

Alzheimer Hastalığına İlişkin Belirtiler nelerdir?

1. Çoklu bilişsel kayıplar

a. Bellek kayıpları

b. Bilişsel rahatsızlıklar

i. Dil rahatsızlıkları

ii. Motor becerilerde kayıp

iv. Objeleri ya da kişileri tanıyamama

v. Yönetsel işlevlerde bozukluk (ör. planlama, organizasyon)

2. Bilişsel kayıplar bireyin sosyal ve iş hayatında önemli derecede hasara yol açar ve işlevsel yetilerde gerileme görülür.

3. Hastalık kademeli ve sürekli olarak ilerler.

4. Yukarıdaki belirtilere neden olan diğer merkezi sinir hastalıklarının ya da sağlık durumlarının bulunmaması gerekir.

S

Parkinson nedir?

Parkinson hastalığı yetişkinlerde Alzheimer hastalığından sonra ikinci sıklıkta görülen ve sinir hücre harabiyeti sonucunda gelişen bir hastalıktır. Parkinson hastalığının en temel belirtisi hareketlerde yavaşlamadır. Ayrıca eklem hareketlerinde katılık ve titreme erken dönemde ortaya çıkan başlıca Parkinson hastalığı belirtileridir. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte denge bozukluğu da ortaya çıkabilmektedir. Bu belirtilere ek olarak kabızlık (konstipasyon), ani hareket ile kan basıncının düşmesi, depresyon, kaygı, kesintili uyku, huzursuz bacak sendromu gibi belirtiler de Parkinson hastalığı ile birlikte görülebilmektedir.

S

Yaşlılığın Psiko-Sosyal Gelişim Aşamaları nelerdir?

1. Emeklilik ve gelir düşüşü

2. Emeklilikte eşle beraber yaşamak

3. Kişinin yaşıtlarıyla yakınlaşması veya yaşlılarla bağ kurması

4. Aile ve arkadaşlık bağlarının sürdürülmesi

5. Sosyal ve yurttaşlık sorumluluklarının devam ettirilmesi

6. Hastalık ve eşin/arkadaşların ölümü ile başa çıkmak

7. Geç yetişkinliğin farklı basamaklarında uygun yaşam koşullarını bulmak

8. Fiziksel güç ve sağlıktaki değişimlere adapte olmak ve bedensel kaygıların üstesinden gelmek

9. Kişisel değerlerin, benlik kavramının ve kişisel kıymetin yeni olaylar ışığında yeniden değerlendirilmesi

10. Ölümün geleceğini kabul etmek

S

Yaşlanmanın psiko-sosyal boyutuyla ilgili kuramlar nelerdir?

Yaşlanmanın psiko-sosyal boyutuyla ilgili birçok kuram bulunmaktadır. Bunların bazıları yaşlılıkla ilgili olumsuz duygular uyandırırken, bazıları da yaşlılığın uyum ve değişikliğe adaptasyon kısmına odaklanarak pozitif yönlerini ortaya çıkarmaktadır. Bunlar Aktivite Kuramı, Yaşamdan Geri Çekilme Kuramı, Modernleşme Kuramı, Süreklilik Kuramı ve Rol Kaybetme Kuramı'dır.

S

Aktivite Kuramı nedir?

Aktivite Kuramına göre her ne kadar yaşlı bireylerin fizyolojik sağlık durumları ve ihtiyaçları genç bireylerinkinden farklı olsa da yaşlılar ve gençler benzer psikolojik ve sosyal ihtiyaçlara sahiptirler. Psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yaşlı bireylerin hayatlarındaki aktivite ve etkileşim sıklığını artırmalı, eski aktivitelerini yenileriyle değiştirmelidirler.

S

Yaşlılıkta tinsel gelişim nasıldır?

Maneviyat ve din yaşlı bireylerin hayatından önemli bi yer kaplar. Özellikle ülkemizde yaşlı bireylerin dinî pratikleri sıklıkla uyguladığı gözlemlenmektedir. Dinî bayramlarda ve günlerde bir araya gelmek, dinî ritüelleri uygulamak, camiye gitmek ve namaz kılmak ülkemizdeki yaşlı bireyler tarafından sıklıkla uygulanan davranışlardır.

Yapılan çalışmalar göstermektedir ki din yaşlıların duygusal iyilik hâlini güçlendirmektedir. Bir dine bağlı olmak ve ölümden sonraki hayata inanmak yaşlı bireylerin ölümü kabullenmelerini kolaylaştırmakta, ölüm korkusunu azaltmaktadır. Ölüm, hastalık gibi acı olaylarla baş etmek için Tanrı’ya sığınmak, dua ve ibadet etmek yaşlı bireylerin sıklıkla başvurduğu yöntemlerdir.

S

Demografik yaşlanma ne demektir?

21. yüzyılın megatrendlerinden biri olarak görülen demografik yaşlanma, tüm dünyayı etkileyen bir olgudur. Azalan doğum ve bebek ölüm oranları, ortalama yaşam süresinin uzaması gibi faktörler yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranını artırmaktadır. Toplam nüfusun %4’ünün yaşlı bireylerden (65 +) oluştuğu toplumlar genç toplum, bu oranın %4 ve %7 aralığında olduğu toplumlar olgun toplum, %7 ve %10 aralığındaki toplumlar ise yaşlı toplum olarak nitelendirilmektedir. Yaşlı bireylerin toplam nüfus içindeki oranının %10’u geçtiği toplumlar ise çok yaşlı toplum olarak nitelendirilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2013 yılında Türkiye nüfusunun %7,7’sini yaşlı nüfus (65+) oluşturmaktadır. Yapılan nüfus tahminlerine göre 2023 yılında bu oranın %10,2’ye, 2050 yılında %20,8’e, 2075 yılında ise %27,7’ye çıkması beklenmektedir (TÜİK, 2014). Bu istatistiklere göre Türkiye olgun toplum olmaktan çıkmış, yaşlı bir toplum hâline dönüşmektedir.