Ergenlik Dönemi
Ergenlik dönemine adım atan bireyin özellikleri nelerdir?
Ergenlik dönemine adım atan birey: 1. Öncelikle yetenekleri, sosyal konumu, kişilik özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak ister. 2. Yetiştiği ortamın değer yargılarını sürekli sorgulamaya başlar. Bu sorgulamaların ardında bu değer yargılarına karşı gelmekten çok, kendine ve kendi yaş grubuna ne derece uygun olduklarını belirleme ve değerlendirme amacı vardır. Zihninde daha iyisini, daha uygun olanları bulabileceğine ilişkin yaygın kanı vardır. 3. Anne-babasının veya toplumun getirdiği birtakım kısıtlama ve kurallara karşı çıkar. Aslında amacı yıkıcı olmak değildir. Önceleri düşmanca gibi görünen bu tavrından kısa sürede anlamsız olduğu gerekçesiyle vazgeçer. 4. Kendinden yeterince emin değildir. Kuşku, endişe ve korkuları vardır. Aşırı duyarlıdır
Ergenlik döneminde fiziksel gelişim nasıldır?
Ergenlikte el ve ayaklarla, kol ve bacaklar önce büyür. Büyüme ve gelişmenin hızı ve miktarı ile zamanı bireysel farklılık gösterir. Bazıları daha çabuk büyüyerek ergenliğe akranlarından önce girerken, bazıları daha geç girebilirler. Ancak yaşam koşullarındaki iyileşme, beslenme olanakları, ebeveynlerin daha eğitimli olması gibi nedenlerden dolayı günümüz çocukları yüzyıl önceki çocuklara göre daha erken büluğa girmektedirler. Büyüme ve gelişmede kalıtım, hormonlar ve beslenme etkilidir. Sağlık durumu, coğrafi ve iklim koşulları da büyümeyi etkileyen diğer faktörlerdendir
Büyüme hızı doruğu ne demektir?
Ergenlikte büyümenin en hızlı olduğu duruma “Büyüme Hızı Doruğu (BHD)” adı verilmektedir. Büyüme hızının doruğa ulaşması kız çocuklarda ilk adet kanamasından öncedir. Her ergen büyüme hızı doruğuna farklı yaşlarda erişebilir. Kızlarda ilk adet kanamasından sonra ortalama 6 cm. kadar boy uzaması görülür. Boy uzaması kızlarda 16-18 yaşlarda, erkeklerde 18-20 yaşlarda durmaktadır. Erkek ergenler büyüme hızı doruğuna kızlardan 18 ay sonra ulaşırlar. Bu 13-15 yaşlara denk gelir.
Büluğ çağına girenlerde büyüme nasıldır?
Büluğ çağına girenlerde genellikle eşit olmayan ve orantısız bir büyüme görülür. Çoğu ergende orantısız organlar olduğu görülür. İlk önce kafa, eller ve ayaklar yetişkin formuna ulaşır. Bunu bacaklar ve kollar takip eder. En sonunda gövde tam büyüklüğüne ulaşır. Bu eşitsiz büyümenin tipik bir sonucu olarak sakarlık ve hantallık görülür. Kemik ve kas gelişiminin durmasına ve beynin de esas olarak yeni bedene uyarlanmasına kadar hareketlerde sakarlıklar ve kas kontrolünde sapmalar görülebilir.
Ergenlik döneminde baştaki büyüme nasıldır?
Baş, süt çocukluğunda vücudun yaklaşık dörtte birini oluştururken, yetişkin bir insanın başı vücudunun yaklaşık sekizde biridir. Baştaki büyüme ergenlikte tamamlanır. Baştaki alın, çene, yanaklar, burun ve göz gibi organların hepsi aynı zaman ve aynı hızda büyü- mez. Önce burun, üst dişler ve alt çene belirgin bir hâl alır. Alın genişler, gözlerin arası açılır. Elmacık kemikleri ortaya çıkar. Deri çocukluğundaki yumuşaklığını kaybeder. Saç- lar yüzdeki görüntüyü tamamlayan en önemli unsurdur. Kendi yüzü ve saçları ergenin ilgi odağını oluşturur.
Erken ergenlik nedir?
Erken Ergenlik (12-14 yaş): Erinlik (büluğ-puberte) bedensel gelişimin yaşandığı evredir. Bu evrede boy uzaması, kilo artışı, iç organlarda gelişme ve bunlara bağlı fiziksel kapasite artışı görülür.
Orta ergenlik nasıl bir evredir?
Orta Ergenlik (15-17 yaş): Bu evrede bedensel gelişim büyük ölçüde tamamlanmıştır. Ergen daha çok ruhsal alandaki gelişimsel sorunları çözmekle meşguldür. Bu evrede arkadaş ilişkileri önem kazanır. Sosyal alanlarda kendini ortaya koyma, anne-babayla çatışma, ayrışma ve bireyleşme bu dönemin başlıca gelişimsel özelliklerindendir. Karşı cinsle iliş- kiler artar ve cinsel kimlik gelişiminde ilerleme görülür.
Geç ergenlik nasıl bir aşamadır?
Geç Ergenlik (18-21 yaş): Ergenliğin bu son evresi kimlik gelişiminin tamamlandığı ve kimlik duygusunda bir bütünlüğe erişildiği aşamadır. Meslek seçmek, yaşam biçimini belirlemek, karşı cinsle sevgiye dayalı ilişkiler kurmak, felsefi, siyasi, dini görüşler geliştirmek, bir gruba ait olabilmek, kendine özgü bir değer sistemi edinmek kimliğin kazanılmasında rol oynayan etkenlerdendir.
Ergenlikle erinlik arasındaki fark nedir?
Genel olarak “büluğa erme” çocukluktan ergenliğe geçişin bir işareti olarak kabul edilir. Farklı iklim koşullarında yaşayan çocukların büluğa erme yaşları farklıdır (Kulaksızoğ- lu, 2015).Çocukluk döneminin sonlarında ve ergenlik döneminin başlarında görülen boy artışı gençlik dönemine geçişte önemli bir belirtidir. Kızlar azami boy uzunluğuna 16 yaş civarında ulaşırken erkeklerin boyu 18-20 yaşına kadar uzayabilir. Erinlik (büluğ, puberte) cinsiyet organlarının olgunlaştığı ve üreme yeteneği kazandığı, nispeten daha kısa süren fizyolojik değişim dönemine işaret eder. Kızlarda ortalama 11-12 yaşlarda başlayan bu dönem altı aydan daha uzun sürmezken, bu evreye ortalama 13 yaşlarında giren erkeklerde iki yıl ve daha uzun sürebilir
Büluğ (erinlik) çağının dışa vurumunda birincil cins özellikler nelerdir?
Birincil cins özellikleri cinsel organlarla ve üremeyle doğrudan ilgilidir. Bu kız çocuklarında döl yatağının (rahim), vajinanın ve yumurtalıkların gelişimini içerir. Erkek çocuklarda ise birincil cins karakteristikleri penisin büyümesini, prostat bezleri ile testislerin gelişimini içerir.
Büluğ (erinlik) çağının dışa vurumunda ikincil cins özellikler nelerdir?
İkincil cins özellikleri ise cinsleri birbirinden ayıran fakat üremede doğrudan bir rolü bulunmayan cinsiyete özgü bedensel özelliklerdir. Bu özellikler arasında üreme organlarının büyümesi, derideki değişiklikler (sivilceler),kızlarda regl (aybaşı) kanamaları, göğüs ve kalçaların gelişimi, erkeklerde kıllanma, kasların gelişimi, ses değişikliği görülür.
Erken olgunlaşmanın olumsuz sonuçları nelerdir?
Erken olgunlaşmanın olumsuz sonuçları da olabilmektedir. Sigara, alkol ve madde kullanımının yanı sıra saldırganlık ve suça sürüklenme konusunda da daha yüksek risk taşımaktadırlar. Bu olumsuz sonuçların nedeni olarak erken olgunlaşan erkeklerin, devam eden gelişimin ve temel yaşam deneyiminin kendilerine sağlayabileceği duygusal ve zihinsel olgunluğa henüz erişememiş olmalarıdır. Çünkü böyle çocuklar daha olgun ve yaşça daha büyük gösterdiklerinden diğer insanlar, onlara aslında sahip olmadıkları dü- zeyde bir karar verme yetisi, algılama gücü ve liderlik yeteneği atfedebilirler. Henüz hazır olmadıkları için başa çıkma şanslarının bulunmadığı durumların içine sürüklenebilirler. Yaşça büyük gösterdikleri için, kendilerinden yaşça büyük kimselerle takılabilir ve duygusal ve zihinsel bakımdan başa çıkamayacakları durumlara maruz kalabilirler.
Soyut işlemler dönemi ne demektir?
Piaget’nin bilişsel (zihinsel) gelişimin son dönemi olarak nitelendirdiği bu aşama 11-12 yaştan sonrasını içermektedir. Bu dönem biçimsel (formel) işlemler dönemi olarak da adlandırılmaktadır. Ergenlik dönemi ile birlikte çocuk artık somut işlemler dönemindeki kazanımlarının üstüne yeni kazanımlar elde etmeye başlamakta ve bu ergenin daha üst düzeyde dengelere ulaşmasını mümkün kılmaktadır. Ergenin ve çocuğun düşünce süreçlerindeki en önemli fark, çocuğun düşüncesinin somut gerçeğe daha yakından bağlı olmasıdır. Ergenler çocuklara oranla kelime oyunları, atasözleri, mecazlar ve benzetmeler gibi daha yüksek soyut mantık gerektiren işleri daha kolay anlarlar. Ergenlikte kazanılan soyut düşünme yetisi gelişmiş bir akıl yürütmeye, toplumsal ve ideolojik konularda mantıksal süreçlere izin verir. Bu özellik ergenin daha çok kişiler arası ilişkiler, politika, felsefe, din, ahlak, daha fazla soyutlanma gerektiren arkadaşlık sadakat, demokrasi, hakkaniyet ve dürüstlük gibi konulara ilgi duymasıyla belirgin şekilde görülebilir.
Ergen benmerkezciliği nedir?
Ergenlik dönemindeki bireyler soyut düşünme becerisinin de etkisiyle daha fazla kendilerine dönük olmaya başlamıştır. Bunun bir sonucu olarak ergen, kendi düşüncelerini diğerlerinin düşüncelerinden ayırt edememektedir.
Sigmund Freud kişiliğin yapısını ve gelişimini açıklamak üzere geliştirdiği psikoseksüel gelişim kuramının dönemlerinden biri olan genital dönem nasıl bir dönemdir?
Genital Dönem: (12-20 yaş) Bu dönemde ergende hızlı bir değişim görülmektedir. Cinsel duygular ortaya çıkarak gencin ilgisi yetişkin cinselliğine yönelir. Her iki cinsiyette de cinsel hormonların artması sonucu gençler karşı cinsle yakın ilişkiler kurmaya başlar. Bu dönemde cinsel dürtülerde artma görülür. Cinsel ilgi kendi bedeni ve ailesi dışındaki bireylere yönelir. Karşı cinse yakınlaşır. Bu dönem sonunda birey cinsel olgunluğa erişir. Kimliğini oluşturmuştur. Cinsellik dışında arkadaşlık, meslek edinme, evlilik gibi konulara ilgi duyar. Ergen zihinsel olgunlaşma, olasılıklı düşünce, varsayımsal düşünce, göreceli düşünme gibi yetiler kazanmıştır. Ergen bu yetileri kullanmak ister, test eder, sınırlarını öğrenmek ister, risk alır. Ergenin anne babasıyla çatışması normaldir. Ergenin her şeyden kavga çıkarması, kişiliğinin sınırlarını oluşturmakta olduğu içindir. Arkadaşlık, sırdaş- lık, sadakat, vefa bu dönemde ergenler için oldukça önemlidir.
Erikson’un kuramının ergenlik dönemini kapsayan beşinci aşaması olan Kimlik Kazanmaya Karşı Kimlik Karmaşası nasıl bir dönemdir?
Erikson’un kuramının bebeklik ve çocukluk dönemlerine ilişkin bölümleri önceki ünitelerde verilmişti. Bu ünitede ergenlik dönemini kapsayan beşinci aşama ele alınacaktır. Aşama 5: Kimlik Kazanmaya Karşı Kimlik Karmaşası (11-17 Yaş): Erikson’a göre ergenlik, genç bireyin kendini tanımlama ve benlik saygısı üzerinde yoğunlaştığı “yaşamsal bir kavşak noktası”dır. Erikson bu dönemi yaşam döngüsünde özel bir görevin yerine getirilmesini veya zorlayıcı bir girişimde bulunulmasını gerektiren bir evre olarak görür. Ergenin bu kimlik arayışının sonucu ya “kimlik kazanımı” ya da “kimlik bunalımı” olacaktır. Kimlik doğumla birlikte ve temel güven duygusunun gelişimiyle başlar. Ergenlik yıllarında kimlik üzerinde yoğunlaşma daha bilinçli ve güçlü olur. Erikson’a göre kimlik geişimi bazı aşamalar sonucu gelişir. Birinci aşamada ergenler çocuksu rollerinden uzaklaşarak “ben kimim” sorusuna kendilerine uygun, tatmin edici bir yanıt bulma arayışı içine girerler. Bu yoğun arayış sürecinde çeşitli kimlikler deneyebilirler, farklı rollere ve çeşitli ilişkilere girip çıkarak deneyim kazanmaya çalışırlar. İkinci aşama deneme yanılma yoluyla kendini arama ve keşfetmeye çalışma sürecidir. Bazıları yeterince olgunlaşmamış bir benliğe sığınırken bazıları da iyice oturmuş bir kimlik kazanmada geç kalırlar. Sağlam bir temel kazanmada başarısız olur, yetersiz kalırlarsa umutsuzluk ve çökkünlük (depresyon) yaşayabilirler. Bu duygular ve buna eklenecek aşağılık duygusu “kimlik dağılması”nın belirtileridir.
Benlik değeri nedir?
Benlik Değeri: Benliğin duygusal ve değerlendirilebilir boyutudur. Bir ergen kendisini sadece bir öğrenci olarak algılamaz, aynı zamanda iyi bir öğrenci olarak da algılar. İyi öğ- renci olmadığını düşündüğünde bundan üzüntü duyar. Bunlar ergenin benlik değeri hakkında değerlendirilebilir yargılardır.
Kimlik bunalımı nedir?
Kimlik bunalımı, genel olarak ergenlik ve gençlik yıllarında değişik yoğunluklarda yaşanan kimlik oluşumu sancılarını ifade eder. Kimlik benlik imgelerinin denenip sınandığı, seçildiği ve bütünselleştirildiği dinamik bir süreçtir. Ergenin kimliği bu süreçte genelde kimlik bunalımı aşamasından sonra netleşmektedir. Bunalım kısa bir süre içinde önemli ve anlamlı görüş açısı değişimleri ve dönüşümleri içeren duygusal ve zihinsel bir stres durumudur.
James Marcia'ya göre insanların kimlik kriziyle baş etmesinin belli başlı yolları nelerdir?
James Marcia, Erikson’un psikososyal gelişim kuramı üzerine önemli araştırmalar yapmış ve insanların kimlik kriziyle baş etmesinin belli başlı dört yolunu tanımlamıştır. Bunlar: a. Kimlik kazanımı b. Moratoryum c. Mevcut kimliği benimseme d. Kimlik dağılması
Kimlik Dağılması nedir?
Kimlik Dağılması: Kimlik dağılması yaşayan insanlar, ciddi bir karar ve yönelim yoksunluğunun acısını çeker. Her ne kadar bir kimlik krizinden geçseler de bunu hiçbir zaman çözemezler. Onlar, ne kişisel ideolojileri ne de kariyer seçimleri konusunda kesin kararlar alamaz. Bu insanlar düşük öz güven ve karar yoksunluğuyla karakterize olma eğilimindedir. Örneğin bu tür kişi herhangi bir yerde, hiçbir zaman, birkaç aydan fazla kalmayan ve herhangi bir ciddi bağlanmaya direnen bir gezgin olabilir.
Moratoryum ne demektir?
Moratoryum: Moratoryum kategorisi kimlik krizleri boyunca yoğun kaygı yaşayan ancak kişisel değerleri ya da bir kariyer seçimi konusunda bir karar almayan kişileri kapsar. Bununla beraber moratoryum insanları bu sorunları çözmek için sürekli ve yoğun bir mücadele içindedirler. Karar alma sorunundan kaçınmak yerine sürekli olarak bundan söz ederler. Onlar neye inanmaları ve ne yapmaları konusunda güçlü ve çatışan duygularla karakterize olur. Moratoryum insanları birçok ciddi ama henüz çözülmemiş sorunlara sahip olma eğilimindedir.
Piaget'e göre ahlaki gelişim dönemleri kaça ayrılır?
Piaget (1896-1980), çeşitli yaş grubundaki çocuklarla çalışarak herhangi bir durumla karşı karşıya kaldıklarında gösterdikleri ahlaki davranışları araştırmış ve ahlaki gelişim dönemlerini; “dışa bağımlı dönem” ve “özerk dönem” olmak üzere iki farklı dönemde tanımlamıştır.
Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı nedir?
Piaget’nin on iki yaşındaki çocuklarla olan çalışmasını on altı yaşındaki gençlere doğru uzatan Kohlberg, bir bireyin ergenlik atılımıyla cinsel davranış ve dükkândan mal aşırma gibi onaylanmayan eylemlerle ilgili gittikçe artan birtakım ahlaki ikilemlerle yüz yüze geldiğini kabul etmektedir. Kohlberg’in ahlak gelişimi alanına en önemli katkısı ahlak gelişimini Piaget’in bilişsel gelişim alanında ortaya koyduğu aşamalar üstüne kurmasıdır. Kohlberg’de Piaget gibi kültürel sınırları aşan, doğal olan ve bilişsel temele dayanan ahlak gelişimi evreleri üzerinde durmuştur.
Ergenlik döneminde görülen sorunlar nelerdir?
Ergenin toplumsal uyum sürecinde yaşadığı zorluklar şiddetli, sürekli ve kişiliğini engelleyici ise bazı davranış bozuklukları görülebilir. Ergenlik çağı orta ve lise dönemini kapsadığı için davranış bozukluklarının çoğu (özellikle başlangıcı) okula uyum sorunları olarak görülür. Derslere girmeme, okul kurallarına uymama, okulda kavga çıkarma görü- lebilir. Bu dönemde yaşanan sorunlar üç başlık altında incelenebilir. Bunlar: 1. Maddenin kötüye kullanımı, 2. İçe yönelim bozuklukları, 3. Dışa yönelim bozukluklarıdır.