İNG. ÖĞRETMENLİĞİNDE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI I - Deneme Sınavı - 5

Durumlu Öğrenme (situated learning): Durumlu öğrenme, durumlu biliş kavramına dayandırılarak geliştirilmiş bir yöntemdir.Durumlu biliş kabaca, bilginin kullanıldığı kültürden, bağlamdan ve etkinlikten etkilendiği biçiminde açıklanmıştır. Bilişsel Çıraklık (cognitive apprenticeship) Kavramı ve Modeli: Durumlu öğrenmeye bağlı olarak geliştirilmiş, yetiştirme alanında kullanılan usta-çırak uygulamasını örnek almıştır. Öğrenci, öğreticinin gerçek yaşama ilişkin sorunları yine gerçekçi yöntemlerle çözmesini gözlemleyerek öğrenir ve daha sonra kendisi de benzer durumlarda aynı becerileri sergileyerek bilgiye ulaşır. Bu model öğreticiye, sadece bilgi aktarmak yerine öğrenenlere yol göstericilik görevlerini yüklemektedir.  Bilişsel Esneklik (cognitive flexibility): Durumlu öğrenmeye ilişkin bir kavramdır. Bilişsel esneklik, bir konu üzerinde farklı görüş açılarının olabileceğini ve öğretim sürecinde bunlardan yalnızca birinin verilmesinin yanlış kavramsallaştırmalara yol açabileceğini ileri sürmüştür. Bilişsel esneklik savunucuları, bir konuya ilişkin bilginin basitleştirilerek öğrencilere aktarılmasına karşı çıkar. Bilginin gerçek yaşamda olduğu gibi karmaşıklık taşıması gerektiğini ileri sürerek konuyla ilgili çoklu görüş açılarının ya da simgelerin aktarılmasının gerekliliği üzerinde durmuşlardır. Bilişsel Araçlar (cognitive tools): Bilişsel araçlar, düşünmeye, sorun çözmeye ve öğrenmeye yönelterek insanın zihinsel güçlerini geliştirmeyi amaçlayan teknolojilerdir.

Durumlu Öğrenme (situated learning): Durumlu öğrenme, durumlu biliş kavramına dayandırılarak geliştirilmiş bir yöntemdir.Durumlu biliş kabaca, bilginin kullanıldığı kültürden, bağlamdan ve etkinlikten etkilendiği biçiminde açıklanmıştır. Bilişsel Çıraklık (cognitive apprenticeship) Kavramı ve Modeli: Durumlu öğrenmeye bağlı olarak geliştirilmiş, yetiştirme alanında kullanılan usta-çırak uygulamasını örnek almıştır. Öğrenci, öğreticinin gerçek yaşama ilişkin sorunları yine gerçekçi yöntemlerle çözmesini gözlemleyerek öğrenir ve daha sonra kendisi de benzer durumlarda aynı becerileri sergileyerek bilgiye ulaşır. Bu model öğreticiye, sadece bilgi aktarmak yerine öğrenenlere yol göstericilik görevlerini yüklemektedir.  Bilişsel Esneklik (cognitive flexibility): Durumlu öğrenmeye ilişkin bir kavramdır. Bilişsel esneklik, bir konu üzerinde farklı görüş açılarının olabileceğini ve öğretim sürecinde bunlardan yalnızca birinin verilmesinin yanlış kavramsallaştırmalara yol açabileceğini ileri sürmüştür. Bilişsel esneklik savunucuları, bir konuya ilişkin bilginin basitleştirilerek öğrencilere aktarılmasına karşı çıkar. Bilginin gerçek yaşamda olduğu gibi karmaşıklık taşıması gerektiğini ileri sürerek konuyla ilgili çoklu görüş açılarının ya da simgelerin aktarılmasının gerekliliği üzerinde durmuşlardır. Bilişsel Araçlar (cognitive tools): Bilişsel araçlar, düşünmeye, sorun çözmeye ve öğrenmeye yönelterek insanın zihinsel güçlerini geliştirmeyi amaçlayan teknolojilerdir.

Öğrenme sürecinde işe koşulabilecek belli başlı öğretim teknolojileri şöyle sıralanabilir: • Gerçek nesneler (modeller , canlı varlıklar ve cansız nesneler) • Basılı materyaller (kitap, dergi, gazete, broşür, afiş vb.) • Gösterim araçları (yazı tahtası, bülten panosu, çevirmeli yaprak) • Yansıtma sistemleri (tepegöz, slayt makinesi, episkop, elektronik sunumPowerPoint) • ‹şitsel ortamlar (ses kaseti, radyo) • Hareketli görüntüler (televizyon, viedo kaset, film makinesi) • Bilgisayara dayalı teknolojiler (bilgisayar ve öğretim yazılımları, etkileşimli video, kompakt disk, video projektör, sayısal video) • Sanal dünyalar (sanal gerçeklik) • Telekonferans sistemleri (video konferans, speakerphone, audio-graphic system) • Bilgisayar ağları (İnternet, Intranet)

Tam Öğrenme: Öğretime başlamadan önce öğrenciler değerlendirilir. Böylece öğrenciler, belirli bir düzeyden öğretme-öğrenme sürecine başlar ve yeni sunulacak içeriği %90 başarıyla özümseyene kadar çalışmaları sağlanır.

Programlı Öğretim: Öğretilecek içerik basitten karmaşığa doğru, ardışık ve küçük parçalar halinde düzenlenir; öğrenci sürece katılır ve tepkide bulunur. Tepki sonrası doğru yanıt hemen sunulur. Böylece, öğrencilerde içeriği kendi öğrenme hızlarına göre çalışmalarına olanak tanıyacak bireysel öğrenme sağlanır.

Bilişsel Kuram gerçek dünyanın yalnızca “bir biçimde” algılanabileceğini ve tüm insanların bu biçimi kavramak için uğraş vermeleri gerektiğini ileri sürer.

Model, altı aşamadan oluşur. Bunlar şöyle sıralanabilir:

• Hedef kitlenin çözümlenmesi
• Öğretim amaçlarının belirlenmesi
• Yöntem, teknoloji ve materyallerin seçilmesi
• Teknoloji ve materyallerin kullanıma hazırlanması
• Öğrenci katılımının sağlanması
• Değerlendirme ve geliştirme

Durumlu Öğrenme bilginin kullanıldığı kültürden, bağlamdan ve etkinlikten etkilendiğini savunur.

Özellikle Skinner, edimsel koşullanma kuramından yararlanarak geliştirdiği programlı öğretim ve öğretme makineleriyle alanda önemli bir yere sahiptir.

Öğrenenlerin genel özelliklerinin ve öğrenme biçimleri hedef kitlenin çözümlenmesi aşamasında belirlenir.

Durumlu öğrenme yapıcı kuramın öğrenme - öğretme süreçlerine getirdiği yaklaşımlardan biridir.

Süreç, içerisinde süreklilik, değişim ve gelişimi barındıran ve kısaca “bir
olayın düzenli olarak ve birbirini izleyen değişimlerle gelişmesi, başka bir olaya
dönüşmesi” olarak tanımlanabilen bir kavramdır. Süreklilik, değişim ve gelişim;
doğal olay ve varlıklarda olduğu gibi, kültürel varlıklarda söz konusudur. Eğitim
sistemi açısından düşünüldüğünde, iletişim de bir süreçtir.

Bilgi düzeyindeki bilişsel davranışlar arasında; terimlerin bilgisi, olguların bilgisi, alışıların bilgisi, sınıflamaların ve kategorilerin bilgisi, ölçütlerin bilgisi, yöntemlerin bilgisi, ilke ve genellemelerin bilgisi, kuram ve yapıların bilgisi gibi özellikler ya da davranış grupları yer alır. Örneğin İngilizce etken bir tümcenin nasıl edilgen yapıya dönüştürülebileceğini bilmek bilgi düzeyinde bir davranıştır.

Mekanizma davranışı, bir devimsel beceriyi belirli bir yeterlilik derecesinde
ve güven geliştirerek yapmaktır. Örneğin telaffuzunu daha önceden öğrendiği sözcüğü, karşılaştığı her yerde doğru olarak telaffuz etmek gibi.

Değer verme davranışı; uyarıcıyla ilgili belli değerleri benimseme ve duruma
uygun tutarlılık göstermedir. Burada benimsenen değerler toplumca benimsenmiş değerlerdir. Örneğin boş zamanlarını İngilizce roman okuyarak, televizyonda İngilizce programları izleyerek, İngilizceyle ilgili testler çözerek ya da İnternet’te İngilizce konuşan kişilerle sohbet ederek geçirmek değer verme düzeyinde duyuşsal davranışlardır.

Programlı öğretim gereçlerini sunan özel araçlara öğretme makineleri denmektedir.

Öğretim Olayları: Gagné’nin, öğretimin içsel öğrenme işlemlerinin desteklenmesi amacıyla tasarımlanmış bir dizi dışsal olayı içerdiğini ileri sürdüğü öğretim modelidir. Öğretim olayları şunlardır:

Yansıtma sistemlerine örnek olarak tepegöz, slayt makinesi, episkop, ve elektronik sunum-PowerPoint verilebilir.

Performansın iyileştirilmesi için geribildirimde bulunulması: Teknolojiler, quiz, test veya alıştırma etkinliklerinde sınırsız imkanlar sunabilir. Örneğin, bilgisayar ve öğretim yazılımları, öğrencilere alıştırma ve deney imkanı verir, değişik geribildirim tarifeleriyle performanslarını artırmalarını sağlayabilir.

Model, altı aşamadan oluşur. Bunlar şöyle sıralanabilir: