aofsorular.com
İKT201U

Kurumcu İktisat ve Tarihçi Okul

6. Ünite 20 Soru
S

İktisadi düşünce tarihinde kurumculuk ne anlama gelmektedir?

İktisadi düşünce tarihinde kurumculuk, ikti­sadi sistemlerin ve süreçlerin temelini bireylerin değil, kurumların oluşturduğunu ve bireylerin bu kurumların etkisinden bağımsız olarak ele alına­mayacağını savunan yaklaşımların genel adıdır. Kurumculara göre, iktisadi hayatı anlamak için, önce bireylerin karar ve davranışlarına çerçeve oluşturan kurumları anlamak gerekir.

S

Kurum kavramı nasıl tanımlanmaktadır?

Kurum kavramı, birey davranışlarının meşruiyet sınırlarını belirleyen ve yaptırım gücüyle destekle­nen inanç ve kurallar bütünü olarak tanımlanmaktadır.

S

Formel kurum ve enformel kurum kavramlarını açıklayınız.

Formel kurum­lar, devletin yaptırım gücü ile desteklenen, enfor­mel kurumlar ise devletin yaptırım gücüne ihtiyaç duymadan varlığını sürdüren kurumlardır. Mahke­me ve polis gücü ile hayata geçirilen hukuk sistemi, formel kurumlara, adab-ı muaşeret kuralları da en­formel kurumlara örnek verilebilir.

S

İşlem maliyeti nedir?

Bir mal veya hizmetin üretim maliyet ka­lemleri içinde yer almayan ve bu yüzden piyasa fiyatına yansımayan ancak malın mülkiyetinin edinimi veya değişimi süre­cinde ortaya çıkan maliyet, işlem maliyeti olarak tanımlanmaktadır.

S

Eski Kurumcu İktisat ekolü nedir?

Veblen ile Commons’ın görüşlerine dayalı olarak geliştirilen ve neoklasik iktisadi analizin iktisadi olayları anlamak ve açıklamak için geçersiz olduğunu, birey davranışlarının içinde bulundukları kurumsal kısıtlar bilinmeden anlaşılamayacağını, bu nedenle de iktisadi analizin kurumların iktisadi hayattaki rollerinin açık­lanmasına yönelmesi gerektiğini savunan kurumcu ekoldür.

S

Yeni Kurumcu İktisat ekolü nedir?

Öncülüğünü Nobel iktisat ödülü kazanan Coase, Williamson ve North gibi iktisatçıların yaptığı ve yerleşik iktisadın analiz mantığını küçük değişiklikler yaparak, kurumsal yapıların oluşum ve gelişimini de bu man­tıkla açıklayan kurumcu ekoldür.

S

Neokurumcu iktisat ekolü nedir?

Eski kurumcuların yaklaşımlarını iktisa­dın konularına uyarlayan John K. Galb­raith, Gunner Myrdal, Marc R. Tool, Paul D. Bush, Waren J. Samuels gibi iktisat­çıların oluşturduğu kurumcu ekoldür. Eski kurumcular yerleşik iktisadın fayda ve kâr maksimizasyonuna dayalı analiz mantı­ğının tümüyle terk edilmesi gerektiğini savunurken yeni kurumcular neoklasik yaklaşımın bazı varsayımlarını yeniden tanımlamak suretiyle kullanılması gerek­tiğini iler sürmektedirler.

S

Yerleşik iktisadın Avrupa kıtasında, özellikle de İngiltere’de, ortaya çıkmasının nedeni nedir?

Yerleşik iktisat Avrupa kıtasında, özellikle de İngiltere’de, ortaya çıkmıştır. Bunun nedeni de, İngiltere’nin sanayi devrimi ve onu izleyen iktisadi gelişmelere, diğer Avrupa ülkelerinden daha erken şahit olmasıdır.

S

Kurumcu iktisadın anavatanı neresidir?

Kurumcu iktisadın anavatanı  Amerika’dır.

S

Thorstein Bunde Veblen’in yerleşik iktisadın hazcı rasyonellik yaklaşımını eleştirmesinin nedeni nedir?

Veblen, yerleşik iktisadın hazcı ras­yonellik yaklaşımını iki nedenle eleştirmektedir. İlk olarak, Veblen’e göre bireyler, büyük oranda, alış­kanlık, gelenek, kurumlar ve statü sahibi olma gü­düsü tarafından motive edilmektedirler. İkinci ola­rak, bireyler her ne kadar davranışlarını yönlendiren kendilerine özgü amaçlara sahip iseler de bu amaçlar sosyal bir bağlamda ortaya çıkarlar. Sosyal bağlamı göz ardı ederek, bireyi analiz odağına yerleştirmek doğru bir yaklaşım olmaz.

S

Thorstein Bunde Veblen’in Klasik İktisat Teorisi hakkında ne düşünmektedir?

Veblen, klasik iktisat teorisinin, sadece olgusal gerçeklikten yoksun olması bakımından değil, sü­reçlerin nasıl geliştiğini açıklayamaması bakımın­dan da büyük bir eksiklik taşıdığını düşünmekte­dir. Sonuç olarak Veblen, klasik teorinin yalıtılmış, amaçsız, dışarıdan gelen etkilere tepki veren pasif bir birey yaklaşımına karşı çıkmaktadır. Veblen’e göre iktisat teorisi; tarihsel, iktisadi, siyasal ve sos­yal olayların içgüdüsel-alışkanlıklara bağlı insan davranışları tarafından biçimlenen grup özellikleri tarafından belirlenir ve en iyi bunlarla betimlenebi­lir. Ona göre deterministik olmayan Darwinci bir sosyal evrim kuramı, sosyal ve iktisadi olgularla il­gilenirken değişimi anlamak için en uygun araçları sunmaktadır.

S

Gösterişçi Tüketim veya Veblen Etkisi nedir?

Gös­terişçi tüketimde bir mal veya hizmetin faydası, sahip olduğu niteliklerden değil, kişinin alım gü­cünün yüksekliğini yansıtarak başkalarına gösteriş yapmanın verdiği hazdan kaynaklanmaktadır. Bir mülkün, onu sahip olana kazandırdığı statüsüne bağlı olarak talep edilmesi buna güzel bir örnek­tir. Bu tüketim türünde, malın niteliklerinin değil, onun pahalı olması, yani bir güç gösterisini sergi­lediği için pahalı olmanın bizzat kendisi bir değer ifade etmektedir. Tüketim üzerindeki bu etkiye li­teratürde Veblen etkisi denmektedir.

S

Aylak merak içgüdüsü nedir?

Aylak merak içgüdüsü, elde edildikten son­ra sağlayacağı faydaya bakmaksızın, çok somut ödüller beklemeden insanların bilgiye sahip olma eğilimlerini ifade etmektedir. Yeni bilgiler peşinde koşmayı gerektiren bu içgüdü, ustalık içgüdüsü ile bütünleştiğinde yeni araçlar yaratmak ve maha­retler geliştirmek için gerekli ve anlamlı bir unsur hâline gelmektedir.

S

Thorstein Bunde Veblen Kullanışlılık-Satılabilirlik İkilemini nasıl açıklamaktadır?

Veblen, ekonominin kurumlarını, üretken ya da açgözlüce bir amaca hizmet etmesine göre iki gruba ayırmaktadır. Yıkıcı (kıskançlığa dayalı) menfaati koruyan kurumlar yağmacı ve açgözlüce güdüleri yansıtır ve bu yüzden geri götürücüdürler. Bir iş davranış ilkesi olarak bunu satılabilirlik terimi ile ifade etmek mümkündür. Tersine kıskançlığa da­yalı olmayan menfaati koruyan iktisadi kurumlar ise ileri götürücü niteliktedir. Bu kurumların orta­ya çıkardığı iş davranış ilkesi de kullanışlılık terimi ile ifade edilebilir. Veblen’in ortaya koyduğu sosyal yapının unsurları arasındaki bu ikilem, toplumun gelişmesi ve sürekliliğini koruyabilmesi için, han­gi değerlerin baskın olması gerektiğine dair karar verilmesini gerektirmektedir. Veblen’in bu ikilem yoluyla yapmak istediği, kıskançlığa dayalı olma­yan ve ileri götürücü olan ve sonuçta kullanışlılığı teşvik eden kurum ve uygulamalar ile seremonik ve kıskançlığa dayalı olan ve sonuçta sadece satıla­bilirliği teşvik edenleri ayrıştırmak için bir yöntem geliştirmektir.

 

S

Thorstein Bunde Veblen Teknolojik-Kurumsal Değer İkilemi’ni nasıl açıklamaktadır?

Teknolojik ve kurumsal değer ikileminde Veb­len, teknolojik değere öncelik vermektedir. Veblen’e göre değişim teknolojik gelişmenin güçlerine karşı, kurumsal direnme oranına bağlı olarak belirlenir. Yani değişim bağlamında teknoloji itici, kurumsal yapılar ise tutucu güçtür. Teknolojik gelişme, üreti­len mal ve hizmetlerin nitelik, nicelik ve kompozis­yonlarındaki değişmeler ile yeni elde edilme yön­temlerinin geliştirilmesini sağlarken, kurumlar bu değişimlere ağır ağır ve direnerek karşılık verirler. Bu yüzden Veblen, değişimin iki temel unsuru­nu teknoloji ve kurumlar ile tanımlamaktadır. Ona göre, kurumlar statik ve değişimi engelleyici, tek­noloji ise dinamik ve değişimi körükleyici bir ni­telik taşımaktadır. Teknolojinin itici gücü, sonuçta kurumların da değişimini getirmektedir.

 

S

Commons klasik iktisattan kurumcu ikti­sada geçişi nasıl açıklamaktadır?

Commons klasik iktisattan kurumcu ikti­sada geçişi iki noktada özetler. Birincisi iktisadi çözümlemenin odak noktasının meta ve birey­lerden, işlem ve toplu eylemi sağlayan kurallara kaymasıdır. İkincisi, klasik ve hazcı iktisatçılar teorilerini insan ve doğa ilişkisi üzerine kurarken kurumcular ise teorilerinde insan-insan ilişkileri­ni öne çıkarmaktadırlar.

S

Commons’a göre toplu eylem nedir?

Commons’ın tanımına göre toplu eylemin kap­samı, organize olmamış gelenek ve göreneklerden, aile, ticari kuruluşlar, sendika ve devlet gibi olduk­ça iyi organize olmuş kurumları kapsayacak biçim­de genişlemektedir. Hepsindeki ortak olan ilke, toplu eylem ile bireysel eylemin daha fazla veya az denetim, serbestlik ve genişleme kazanmasıdır.

S

Alman Tarihçi Okulu ile kurumcu iktisat arasında nasıl bir ilişki vardır?

Kurumcu iktisadın, bütün bu etkilenmelere rağ­men Alman Tarihçi Okulunun bir kolu olduğunu söylemek haksızlık olur. Alman Tarihçi Okuluna mensup iktisatçıların, iktisadi değişimin önemini kavramalarına ve bu bağlamda Ricardocu iktisadın çok az katkı sağladığını kabul etmelerine rağmen, böyle bir değişimin doğasını ortaya kayacak genel bir teoriyi geliştiremedikleri, Veblen’in ise bunu yaptığı söylenebilir. Aynı şekilde Commons’ın kolektif eylem ve çözümleme birimi olarak işlemi kabul etmesinin Alman geleneğine ters düşmediği, ancak bunun ora­dan alındığını söylemek doğru olmaz.

 

S

İktisadi hayatın biçimlenmesinde kurumların önemini vurgulayan kurumcu iktisatçılar çalışma­larını hangi bağlamda sürdürmektedirler?

İktisadi hayatın biçimlenmesinde kurumların önemini vurgulayan kurumcu iktisatçılar çalışma­larını genelde iki gelenek içinde sürdürmektedirler. Bu iki geleneğin farklılaşmasında esas nokta, ku­rumların rolü ve işlevine ilişkin yaklaşım farklılığı­dır. Bu iki geleneğin temelini de iki eski kurumcu olan ve aynı dönemlerde ve birbirine yakın coğraf­yalarda yaşamış bulunan Veblen ve Commons’ın görüşlerinin farklılığı oluşturmaktadır. Veblen’in çalışmalarını izleyenler, Veblen-Ay­res çizgisi olarak bilinen birinci kurumcu gelene­ği; Commons’ın çalışmalarını izleyenler de ikinci kurumcu geleneği yaşatmaktadırlar. Bu iki gele­nek arasındaki farklılık, neokurumculuk ve yeni kurumculuğun ortaya çıkmasına da zemin hazır­lamıştır.

S

Coase’un sıfır işlem ma­liyeti varsayımından çıkan sonuç nedir?

Coase’un bu sıfır işlem ma­liyeti varsayımının doğru olmadığı bilinmekle bir­likte, bir analitik araç olarak onu kullanmasından iki sonuç çıkarılabilir: Birincisi, sınırlı varsayımlar altında yerleşik iktisadi kavramsallaştırmanın man­tıksal düzeyde doğru olduğunu her durumda gös­termek mümkündür. Çünkü varsayımların gerçekçi olmaması sorun oluşturmadığı sürece, neoklasik teori daima geçerli kılınabilir. Coase’un bu önermesinden yola çıkan yeni ku­rumcu iktisatçılar, bunun daha da genişletilerek, veri teknoloji çerçevesinde işlem maliyetini azaltacak ku­rumların varlığını sürdüreceği, işlem maliyetini ar­tıran kurumların ise zamanla tasfiye edileceğini öne süren işlem maliyeti iktisadı ekolünü getirmişlerdir.