Üretim ve Maliyetler
Üretim nedir?, Üretimi kim hangi amaçla gerçekleştirir?
Üretim insan ihtiyaçlarını doğrudan veya dolaylı bir biçimde gidermeye yönelik mal ve hizmetleri sunma çabasına verilen isimdir. Üretimi gerçekleştirip satışa sunan ekonomik birime firma denilir. Firma tanımını ölçekten bağımsız olarak düşünmek gerekir. Bu anlamda küçük bir büfe de bünyesinde onlarca büyük firmayı barındıran büyük bir holding de ‘firma’ olarak değerlendirilir. Firmaların bu faaliyeti gerçekleştirirken temel amaçları ‘kâr maksimizasyonu’ nu sağlamak' tır. Kâr malın satış fiyatı ile üretimi gerçekleştirmek için katlanılan maliyet arasındaki farktır. Firmaların ne kadar üretim yapacakları satış fiyatı ile maliyetlere bağlıdır. Kârını en üst düzeye taşımak isteyen firma üretimi ve satışı mümkün olabilen en düşük maliyetle gerçekleştirmek zorundadır.
Üretim fonksiyonu nedir?
Üretim sürecinin temel birimi firmadır. Firmalar belli bir ürünün üretimi için gerekli olan üretim faktörlerini satın alıp bir araya getirirler. Teknolojinin veri olduğu durumda, belli bir zaman dilimi içinde üretilecek olan ürün miktarı üretim sürecinde kullanılan üretim faktörlerinin miktarına bağlıdır. Teknoloji veri iken bir ürünün üretim miktarının arttırılması ancak üretim sürecinde kullanılan üretim faktörlerinin miktarının arttırılması ile mümkündür.
Belli bir teknoloji düzeyi dâhilinde, alternatif girdi bileşenlerine tekabül eden maksimum çıktı düzeyleri arasındaki teknik ilişkiyi gösteren fonksiyona üretim fonksiyonu denir ve Q kısaltması ile gösterilir. Üretim fonksiyonu aşağıdaki kapalı fonksiyon yardımıyla gösterilebilir:
Q = f (L, K, T, t)
Burada Q üretim düzeyini, L emek miktarını (iş gücü), K sermaye miktarını, T doğal kaynağı ve t teknoloji düzeyini göstermektedir.
Firma mal ve hizmetlerine yönelik artan talebi karşılamak için emek ve sermaye faktörlerinden hangisini hemen arttırabilir?
Firma, üretim düzeyini arttırabilmek için üretim sürecinde kullandığı girdileri arttırmak zorundadır. Fakat bazı girdilerin üretim sürecinde kullanılan miktarlarını hemen arttırmak mümkün olmayabilir. Örneğin K girdisini (fabrika üretim kapasitesi) ele alırsak, bir firma, ürettiği ürüne ilişkin oluşacak olan bir talep artışını karşılamak için hemen yeni bir fabrika kurup söz konusu fabrikanın içini yeni makine ve teçhizat ile donatıp üretim kapasitesini arttıramaz. Çünkü üretim kapasitesini arttırmak belli bir zaman gerektirir ve firma bu zaman diliminin sonrasında ancak üretim kapasitesini arttırabilir. Ancak firma artan talebi karşılamak için hemen daha fazla iş gücü çalıştırabilir.
İşletme binası için ödenen kira değişken maliyet midir?
Hayır, sabit maliyettir. Tanımları hatırlarsak; belli bir zaman dilimi için üretilen ürün miktarındaki değişime karşın üretim sürecinde kullanılan miktarları değişmeyen girdilere sabit girdiler, miktarları değişen girdilere ise değişken girdiler denir. Firma bir birim mal da üretse, yüz birim mal da üretse aynı kirayı vereceği için işletme binası için ödenen kira ‘sabit’ maliyettir. Öte yandan daha çok mal ve hizmet üretmek daha fazla doğal kaynak (T) gerektireceğinden, örneğin ham madde maliyetleri ‘değişken’ maliyettir.
Üretim sürecinde kısa dönem söz konusu ise üretim faktörlerinden hangileri değişkendir?
Kısa dönem, üretim fonksiyonunda yer alan girdilerden sadece bir tanesinin üretim ile birlikte değiştirilebildiği ve geriye kalan diğerlerinin değiştirilemediği zaman dilimini ifade eder. Kısa dönem analizimize ilişkin açıklamaları yaparken, üretim faktörlerinden sermaye ve doğanın sabit olduğunu varsayılacaktır. Bu bağlamda, teknolojinin veri olduğu durumda, kısa döneme ilişkin analizde kullanabileceğimiz tek değişken girdimiz emek miktarıdır.
Toplam Fiziksel Ürün Eğrisi neden orijinden başlar? Nasıl bir seyir takip eder?
Üretim sürecinde kullanılan değişken girdinin farklı miktarları için elde edilen farklı çıktı düzeylerine toplam fiziksel ürün denir. Kısa dönemde üretim sürecinde değişken girdi olarak sadece emek girdisi kullanılmaktadır. Bu durumda doğal olarak üretimde kullanılan emek girdisi miktarı sıfırken gerçekleşen üretim düzeyi de sıfır olmaktadır. Dolayısıyla üretilen ürün miktarı, sıfır düzeyinden başlayarak üretimde kullanılan emek miktarındaki artışla birlikte artmaya başlar. Üretimde kullanılan emek girdisinin artan miktarları karşısında, üretilen ürün miktarı önce artarak artmakta ve emek girdisinin belli bir düzeyinden sonra ise azalarak artmaktadır. Hatta emek girdi miktarı gereğinden fazla arttırılırsa üretim düzeyi artmak yerine azalmaya başlayabilir.
Marjinal Fiziki Ürün nedir ve firma açısından neden önemlidir?
Marjinal fiziksel ürün diğer girdilerin üretim sürecinde kullanılan miktarları sabitken, üretim sürecinde kullanılan emek miktarında meydana gelecek bir birimlik artış karşısında toplam fiziksel ürün miktarının kaç birim değiştiğini gösterir. Bir firma, üretim sürecinde her bir ilave bir birimlik iş gücünü (emeği) istihdam etmeden önce ilave edeceği bu bir birimlik iş gücünün toplam üretime (toplam fiziksel ürüne) kaç birimlik katkı sağlayacağı sorusuna cevap arar. Diğer bir ifadeyle firma üretim sürecine dâhil edeceği her bir birimlik ilave iş gücü karşılığında elde edeceği marjinal fiziksel ürün miktarını yani emeğin verimliliğini bilmek ister
Azalan Verimler Kanunu uzun dönemde geçerli midir?
Azalan verimler kanunu, diğer üretim faktörlerinin üretimde kullanılan miktarları sabit iken sadece tek bir üretim faktörünün üretimde kullanılan miktarı arttırıldığında üretimin belli bir düzeyinden sonra değişken girdinin her bir ilave biriminin toplam üretim düzeyine sağladığı ürün katkı miktarlarının sürekli azaldığı durumu ifade eder. Uzun dönemde sabit faktör olmadığı ve bütün faktörler değişken olduğu için azalan verimler kanunu sadece kısa döneme ait bir olgudur.
Bir firmada verim artışı olduğu söylendiğinde genellikle neyin arttığı anlaşılır?
Genelde üretim faktörünün verimliliği ile söz konusu üretim faktörüne ait ortalama fiziksel ürün anlatılmak istenmektedir. Bir firmada verim artışının sağlandığını söylemekle, söz konusu firmada bir birim üretim faktörü başına düşen üretim miktarının (ortalama ürün miktarının) arttığı anlaşılmaktadır. Emeğin Ortalama Fiziksel Ürünü bir birim emek girdisi başına düşen ürün miktarıdır ve emeğin toplam fiziksel ürünü üretimde kullanılan toplam emek girdisine bölünerek elde edilir. Uygulamada bu kavramın verimlilikle ilişkilendirilmesi kolay ölçümlenebilmesinden kaynaklanır.
Kısa dönemde üretimde kullanılan emek miktarı arttırıldığında emeğin marjinal fiziki ürünü neden azalır?
Bunun nedeni azalan verimler kanunudur. Diğer üretim faktörlerinin miktarları sabitken işgücü sayısı arttırıldığında zamanla emek başına düşen sermaye miktarı azalacaktır. Örneğin bir atölyede 3 makine varsa ve 3 işçi çalıştırılıyorsa işçi başına 1 makine düşüyor demektir. Fabrikaya üç ilave işçi daha alır istihdamı altı işçiye çıkarırsak işçi başına düşen sermaye ekipmanı sayısı 1/2'ye düşecek, yani iki işçi bir makineyi ortak kullanır hale gelecektir. Belli bir noktadan sonra (3 işçi) işe alınan her ilave işgücünün üretime bir önceki işçiden daha az katkı sağlayabilmesinin sebebi budur
Ölçeğe göre getiri nedir? Bu kavram kısa dönem mi yoksa uzun dönem için mi söz konusudur?
Tüm üretim faktörlerinin (girdilerinin) aynı oranda arttırıldığı durumda toplam ürün miktarının ne oranda değişeceğini gösteren ölçüte ölçeğe göre getiri denir. Tanımdan anlaşılacağı üzere ölçeğe göre getiri uzun dönemde söz konusu olabilen bir kavramdır. Çünkü kısa dönemde sadece emek faktörü değişken faktör iken ve diğer faktörler sabitken uzun dönemde tüm faktörler değişkendir. Bir firmanın ölçeğini değiştirebilmesi uzun dönemde yapabileceği bir iştir.

İşçi sayısı ve sermaye miktarına göre üretim düzeyleri verilen firmada önceden 2 işçi 2 sermaye kullanılmaktayken firmanın kullandığı girdileri %100 oranında arttırdığını düşünelim. Bu durum ölçeğe göre nasıl bir getiri sağlayacaktır?
Firma 2 işçi ve 2 sermaye kullanmaktayken tabloya göre 10 birim mal üretmektedir. Ölçeğe göre getiri toplam ürün düzeyindeki yüzdesel değişimin girdilerdeki yüzdesel değişimi ile bulunur. Burada girdilerin yüzde 100 değişmesi durumu 4 işçi ve 4 sermaye kullanıldığı üretim düzeyine işaret etmektedir. Bu ise 36 birim üretimdir. Firmanın bu kararı üretimi 10 birimden 36 birime arttırmıştır. Oransal olarak bu artış yüzde 260’lık bir artış demektir.
Ölçeğe göre getiri =toplam ürün düzeyindeki yüzdesel değişim/Girdilerdeki yüzdesel değişim= 260/100= 2,6 ˃ 1 olduğu için ölçeğe göre artan getiri söz konusudur. Ölçeğe göre artan getiri üretim sürecinde tüm girdileri aynı oranda arttırdığımızda üretimdeki artışın girdilerdeki artıştan daha fazla olduğu durumu ifade eder
Uzun dönemde bir firma kendisi için en optimal emek ve sermaye kullanım miktarlarını nasıl belirler?
Firmanın bu konuda vereceği kararı etkileyen ve dolayısıyla karar verirken göz önünde bulundurduğu iki temel unsur vardır. Bu iki temel unsur şunlardır; a) Her bir üretim faktörünün farklı miktarlarına ilişkin marjinal ürün hasılası, b) Her bir üretim faktörünün piyasa fiyatıdır.
Belli bir üretim düzeyi için firma, üretim maliyetlerini minimize etmek (en düşük düzeyde tutmak) amacıyla diğer girdilere nazaran marjinal fiziksel ürünü yüksek olan ve/ veya fiyatı düşük olan girdiyi üretim sürecinde daha fazla kullanma eğiliminde olacaktır. Bu optimal (ideal) üretim tekniğinin seçimi işlemidir. Bir firma için üretim maliyetlerini minimize eden optimal girdi bileşimi, her bir girdinin marjinal fiziksel ürününün söz konusu girdinin fiyatına oranlarının birbirine eşit olduğu durumda gerçekleşecektir:
( MPPL /w) = (MPPK /r)
İnsanlar ve şirketlerin ihtiyaçlarının sonsuz, kaynaklarının kısıtlı olması istedikleri her şeyi elde edememelerine sebep olurken bu durum seçim yapmayı zorunlu kılmaktadır. Bu seçime bağlı olarak ortaya çıkan maliyete ne ad verilir? Bu maliyet önemli midir?
Bu maliyete ‘fırsat maliyeti’ denilir. Herhangi bir faaliyete ilişkin fırsat maliyeti, söz konusu faaliyeti yapıyor olmadan dolayı vazgeçilmek zorunda kalınan en iyi (yakın) alternatif faaliyet tarafından verilir.
Akılcı seçimler yapabilmek ve daha verimli bir hayat sürdürebilmek için fırsat maliyeti kavramı hayatımızda önemli bir yer tutmaktadır. Bu terim hayatımızın her anında karşımıza çıkabilen bir kavramdır Fırsat maliyetini öğrenmiş bir toplumda rasyonel kararlar alınır ve akılcı seçimler yapılır; verimlilik ve refah seviyesi artar. Fırsat maliyetinin bilinmediği veya anlaşılamadığı toplumlarda ise düşük büyüme oranları, refah seviyesinin azalması hatta ekonomik kriz, resesyon gibi durumlarla karşı karşıya kalınabilmektedir.
Sahibi olduğu ve ayda 2000 Tl gelir elde ettiği dükkanda kiracısını tahliye ederek büfe işletmeye karar veren Ali Bey’in personel, elektrik vb. giderler için ayda 6000 TL harcama yaptığını düşünelim. Ali Bey’in ekonomik maliyeti ne kadardır?
Maliyetler üç grupta ele alınır. Bunlar açık maliyetler, örtülü maliyetler ve ekonomik maliyetlerdir. ‘Açık Maliyet’ firmanın üretim sürecinde kullanacağı ve başkalarının mülkiyetinde bulunan girdiler için satın alma veya kiralama bedeli olarak yaptığı gerçek ödemelere denir. Örneğimizde elektrik, personel vb. giderler için yapılan harcamalar bu gruba girer.
Öte yandan gerçekte herhangi bir parasal ödeme yapılmayan ancak bir alternatiften vazgeçilmesi nedeniyle ortaya çıkan maliyetler de söz konusudur. Sorudaki daha önce ayda 2.000 TL kira geliri elde edilen dükkanı mal sahibinin kendisinin kullanması buna örnektir. Buna ‘Örtük Maliyet’ denilir.
Ekonomik maliyet ise açık maliyetler ile örtük maliyetlerin toplamından oluşur. Buna göre Ali Bey’in aylık ekonomik maliyeti 8.000 TL dır.
Bir firma açısından işletme kirası ve hammadde bedelinin maliyet türü açısından bir farkı var mıdır?
Vardır. İşletme kirası maliyet türü açısından ‘sabit maliyet’ tir. Üretim miktarına bağlı olmayan ve dolayısıyla üretim miktarıyla birlikte değişmeyen maliyetlere sabit maliyetler denir. Firma bir birim de bin birim de mal üretse aynı kirayı vereceği için bu sabit maliyettir.
Öte yandan hammadde için yapılan harcamalar ‘değişken maliyet’ olarak kabul edilir. Üretim miktarına bağlı olan ve dolayısıyla üretim miktarıyla birlikte değişen maliyetlere değişken maliyetler denir. Firma daha çok mal ve hizmet üretmek istedikçe daha çok hammadde kullanmak durumunda kalacaktır.
Firmanın toplam maliyetleri sabit ve değişken maliyetlerin toplamına eşittir.
Aşağıdaki şekilde 1,2,3 rakamları ile gösterilen maliyet türleri hangileridir?

Şekilde 1 numara ile gösterilen eğri Toplam Sabit Maliyetleri (TFC) göstermektedir. Eğrinin dikey ekseni kestiği nokta sabit maliyet toplamına eşittir ve üretim miktarı ne olursa olsun bu değişmemektedir.
Şekildeki 2 numaralı eğri ise Toplam Değişken Maliyet Eğrisi’dir (TVC). Buna göre üretim yapılmıyorken TVC miktarı sıfırdır (orijin noktası). Üretime geçilmekle birlikte TVC önce yavaş bir şekilde artar, sonra üretim miktarı arttıkça azalan verimler yasasının işlemesine bağlı olarak artarak artar.
Şekildeki 3 numaralı eğri ise Toplam Maliyet Eğrisi’dir (TC). Bu eğri 1 ve 2 numaralı eğrilerin toplamına eşittir. Eğrinin yatay ekseni kestiği nokta toplam sabit maliyetlere eşittir.

Orta ölçekte üretim yapmayı planlayan bir firma şekilde hangi üretim aralığını seçmelidir?
Şekilde üç ayrı işletme büyüklüğüne ilişkin kısa dönem ortalama toplam maliyet (ATC) eğrileri gösterilmektedir. ATC1 , ATC2 , ve ATC3 sırasıyla küçük, orta, ve büyük ölçekteki bir fabrikaya ilişkin kısa dönem ortalama toplam maliyetleri göstermektedir. Q1 üretim düzeyine kadar firma üretim için küçük ölçekteki bir fabrikayı; Q1 ve Q2 arasında kalan bir üretim düzeyi için orta ölçekteki bir fabrikayı; Q2 ’den daha fazla olan bir üretim düzeyi için büyük ölçekteki bir fabrikayı tercih ederek söz konusu üretim düzeylerini en düşük maliyetle gerçekleştirmiş olacaktır.
Şekildeki LRAC eğrisi neyi göstermektedir? Ölçek ekonomileri Q*’ın sağında mı yoksa solunda mı geçerlidir?

Şekildeki LRAC eğrisi uzun dönem ortalama maliyet eğrisidir. Eğri Q* ’ın solunda kalan üretim düzeyleri (yani LRAC’nin azaldığı üretim düzeyleri) için kısa dönem ortalama toplam maliyet (ATC) eğrilerine söz konusu eğrilerin minimum noktalarının solunda kalan bölgelerde teğettir. Q* ’ın sağında kalan üretim düzeyleri (yani LRAC’nin arttığı üretim düzeyleri) için kısa dönem ortalama toplam maliyet (ATC) eğrilerine söz konusu eğrilerin minimum noktalarının sağında kalan bölgelerde teğettir. Uzun dönemde ortalama maliyet eğrisinin “U” biçiminde olmasının nedeni firmaların üretim sürecinin başlangıcından belli bir üretim seviyesine kadar ölçek ekonomileriyle çalışıyor olması ve daha sonraki üretim düzeylerinde ise negatif ölçek ekonomileriyle çalışıyor olmasıdır. Uzun dönem ortalama maliyet (LRAC) eğrisi aynı zamanda ölçek eğrisi olarak da çağrılmaktadır. Buna göre Q*’ın solunda ölçek ekonomileri varken, sağında kalan bölgede negatif ölçek ekonomileri söz konusudur. Firma en düşük (minimum) ortalama maliyet düzeyine Q* üretim düzeyinde ve ATC4 eğrisinin temsil ettiği üretim ölçeğinde ulaşmaktadır. En düşük maliyetle üretimin gerçekleştirildiği üretim ölçeğine optimum (ideal) üretim ölçeği denir.
Uzun Dönem Ortalama Maliyet Eğrisi hangi durumlarda aşağıya kayar?
Uzun Dönem Ortalama Maliyet Eğrisi (LRAC) iki durumda aşağıya doğru kayar. Birincisi girdi fiyatlarının düşmesi, ikincisi ise teknolojinin ilerlemesidir. Girdi fiyatlarının düşmesi, belli bir üretim düzeyini gerçekleştirmek için katlanılan üretim maliyetlerini düşürecektir ve bu da uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin (LRAC’nin) aşağıya kaymasına yol açar. Üretim sürecinde kullanılan her bir yeni teknoloji bir öncekine göre daha etkin (verimli) olacağından dolayı teknolojik ilerleme de üretim maliyetlerini azaltıcı yönde etkiler. Budan dolayı da teknolojik ilerleme daha düşük girdi fiyatlarında olduğu gibi uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin (LRAC’nin) aşağıya doğru kaymasına yol açar.