İktisadı Neden Öğrenmeliyiz?
İktisadı neden öğrenmeliyiz?
İktisadı öğrenmenin nedenleri şunlardır:
1. İçinde yaşanılan dünyayı anlamamızı sağlar.
2. İnsanları ekonomide daha rasyonel ve daha katılımcı olmaya yöneltir.
3. Ekonomi politikalarının sınırlarını ve potansiyelini anlamamıza olanak sağlar.
İktisat nedir?
İktisat, kıtlık koşulları altında yapılan tercihlerin incelenmesidir.
Tüm ekonomilerin karşı karşıya bulunduğu temel iktisadi sorunu ifade eden önemli kavramlar nelerdir?
İktisadı tanımlamada geçen iki önemli kavram olan kıtlık ve tercih, tüm ekonomilerin karşı karşıya bulunduğu temel iktisadi sorunu ifade etmektedir.
Kıtlık nedir?
Bir şeyin mevcut miktarının arzulanan miktarı karşılamada yetersiz kaldığı durumdur.
İsteklerinizi karşılama gücünüzü sınırlandıran faktörler nelerdir?
Harcama gücünüzün ve zamanınızın sınırlı olması isteklerinizi karşılama gücünüzü sınırlandıran iki faktördür,
Kaynak nedir?
Kaynak, ihtiyaçlarımızı karşılayacak mal ve hizmetlerin üretilmesinde kullanılan şeylerdir.
İktisatçılar kaynakları kaç gruba ayırmaktadır?
İktisatçılar kaynakları üç gruba ayırırlar:
İş gücü: Mal ve hizmetlerin üretilmesinde insanlar tarafından harcanan zaman.
Sermaye: Mal ve hizmetlerin üretilmesinde insanlar tarafından kullanılan uzun ömürlü araçlardır. Bu araçlar arasında yer alan bina, makine, teçhizat gibileri fiziki sermaye, çalışanların sahip olduğu bilgi ve beceri ise beşeri sermaye olarak adlandırılmaktadır.
Toprak: Üzerinde üretimin gerçekleştirildiği fiziki yüzeydir. Bu yüzeyin altında veya üstünde yer alan doğal kaynaklar da toprak üretim faktörü içerisinde değerlendirilirler (petrol, demir, kömür, ağaçlar gibi).
Dersliklerde kullanılan tebeşir sermaye kategorisinde değerlendirilebilir mi?
Bir aracın sermaye kategorisinde değerlendirilebilmesi için birkaç yıl veya daha uzun süre üretim sürecinde kullanılabilmesi gerekir. Oysa tebeşir, dersin verilmesi (yani, hizmetin üretilmesi) sırasında kullanılır ve biter. Bu nedenle, iktisatçılar üretim sürecinde kullanılan bu tür kaynakları sermaye değil ham madde olarak kabul ederler.
Kaynakların kıt olması ve bu durumun bireyleri ve toplumu tercih yapmak zorunda bırakması, iktisatta hangi sorunların temelini oluşturmaktadır?
Bu sorunlar, “ne, ne kadar, nasıl ve kimin için üretilecektir?” soruları ile özetlenebilir.
Mal ve hizmet nedir?
Kaynakların çeşitli şekillerde bir araya getirilmesi ile ortaya çıkan, daha doğru bir ifadeyle üretilen ve ihtiyaçları karşılama özelliği bulunan ürünlere mal ve hizmet adını veriyoruz
Mal nedir?
Üretiminde kıt kaynakların kullanıldığı, insan ihtiyaçlarını karşılama özelliğine sahip fiziki varlığı olan ürünlerdir. Örneğin, kitap, sandalye ve pizza.
Hizmet nedir?
Üretiminde kıt kaynakların kullanıldığı, insan ihtiyaçlarını karşılama özelliğine sahip fiziki varlığı olmayan ürünlerdir. Örneğin, saç kesimi, kuru temizleme ve internet bağlantısı.
Hava ve deniz suyu genel anlamda nasıl mallardır?
Günlük yaşamımızda çok az sayıda malın fiyatın sıfır olduğu durumdaki (bir bedel ödenmesi gerekmediği zaman) miktarı toplumun arzuladığından daha fazla olduğu için serbest mal kategorisindedir. Örneğin; hava ve deniz suyu genel anlamda serbest mal olarak kabul edilirler. Zira istediğimiz kadar hava soluyabilmekte ve deniz suyu kullanabilmekteyiz.
Serbest mal kategorisinde olan mal ve hizmetler neden iktisadın konusu değildir?
Kıtlık söz konusu olmadığında iktisadi sorun da söz konusu olmayacağı için serbest mallar iktisadın ilgi alanı içerisinde yer almazlar.
Bir ekonomide kaç tür aktör ya da katılımcı vardır?
Bir ekonomide dört tür aktör ya da katılımcı söz konusudur: Hanehalkı, firmalar, devlet ve yabancılar.
Ekonomik aktörlerin kilit ve yardımcı konumunda olma nedenleri nelerdir?
İktisadi aktörler içerisinde kilit konumunda olan hanehalkıdır. Bir tüketici birim olarak hanehalkı mal ve hizmet talep ederken, kaynak sahibi birim olarak da iş gücü, toprak ve sermayeyi firmalara, devlete ve yabancılara arz eder. Firmalar, devlet ve yabancılar aslında yardımcı aktör konumundadırlar. Çünkü bu ekonomik birimler hanehalkının arz ettiği kaynakları talep etmekte ve hanehalkının talep ettiği mal ve hizmetleri arz etmektedirler.
İktisadi düşünme tarzının temel ilkeleri nelerdir?
İktisadi düşünme tarzının temel ilkelerinden ilki tercihlerin kıtlık koşullarında yapılmasıdır. Diğer ilke karar alıcıların davranış biçimleri ve tercihlerin yapılma sürecine ilişkin ilkedir. Son olarak incelenmesi gereken ilke, iktisadi düşünme tarzının mevcut durumla inceleyerek analize başlaması ve ortaya çıkacak değişimin sonuçlarını incelemesidir.
Rasyonel davranış nedir?
Tercih yapmak veya karar almak durumunda olan bir iktisadi birimin kendi hedefine uygun biçimde hareket etmesidir.
İktisadi düşünme tarzına göre kararlar nasıl alınır?
İktisadi düşünme tarzı kararların nasıl alındığına ilişkin bazı varsayımlar da içerir. İktisatçılar karar alınırken bir eylemin olası yarar ve maliyetlerinin göz önüne alındığını kabul ederler. Örneğin, emniyet kemeri bağlamanın yararları maliyetlerini aşıyorsa tüketici emniyet kemerini bağlayacaktır. Aksine maliyetler yararlardan daha büyük olarak değerlendiriliyor ise emniyet kemeri kullanılmaz.
Marjinal analiz nedir?
İktisadi düşünme tarzının kapsadığı bir analiz yöntemi olan marjinal analiz, mevcut koşullar değiştiği zaman ne olacağının incelenmesidir. Örneğin, ilave gübre kullanmanın fayda ve maliyetine göre çiftçi ilave gübre kullanıp kullanmayacağına karar verir. Aynı şekilde, bir öğrenci ilave bir saat daha çalışmanın fayda ve maliyetine göre bir saat daha ilave çalışıp çalışmayacağına karar verir.
İktisadi düşünme tarzında yapılan hatalar nelerdir?
İktisadi düşünme tarzında üç hata yapılmaktadır.
1. Diğer Şartlar Sabitken (Ceteris Paribus): Bir iktisadi olgu incelenirken, bu olguyu etkileyen değişkenlerden belirli bir tanesinin değiştiği diğer değişkenlerin ise sabit kaldığı kabul edilir. Ancak, sabit kabul edilen faktörlerden biri değişirse artık diğer koşullar sabitken varsayımı geçerli değildir ve teorinin dayandırıldığı önemli bir varsayım ihlal edilmiş demektir.
2. Birlikte Değişim – Nedensellik: İktisadi düşünme tarzı sürecinde yapılan bir yanlışlık iki değişkenin sergilediği birlikte değişim ilişkisi ile iki değişken arasındaki nedensellik ilişkisinin birbirine karıştırılmasıdır. Birbiri ile ilişkisi olmayan iki değişkenin aynı anda tesadüfi olarak birlikte değişiyor olması birinin diğerinin nedeni veya sonucu olduğunu göstermez.
3. Tümleme yanılgısı: Birey için doğru olanın grup için de doğru olacağı şeklinde hatalı bir sonuca ulaşılmasıdır.
İktisadın en yaygın kabul gören bölümleri nelerdir?
İktisadın en yaygın kabul gören bölümleri, makro ve mikro iktisattır.
1. Mikro iktisat, iktisadın insan davranışı ve insanların piyasa, endüstri, firma ve birey gibi nispeten küçük birimlerle ilişkili tercihlerini inceleyen bölümüdür. Mikro iktisadın temel konuları arasında, bireysel ekonomik kararların oluşturulması, kaynak dağılımı, fiyatlar, üretim ve gelir dağılımının belirlenmesi yer alır.
2. Makro iktisat iktisadın, bir bütün olarak ekonomiyi ve toplulaştırılmış ekonomik davranışı inceleyen bölümüdür. Makro iktisat; milli gelir, para, bankacılık, enflasyon, ekonomik büyüme gibi makro konuları inceler
İktisadi sorunların analiz edilmesinde iktisatçıların kullandığı bilimsel yöntem olarak adlandırılan
teorik inceleme sürecinin aşamaları nelerdir?
Bilimsel yöntem olarak adlandırılan teorik inceleme süreci dört aşamadan oluşur:
Birinci Aşama: İncelenen iktisadi sorunla ilişkili temel değişkenlerin belirlenmesi ve tanımlanmasıdır.
İkinci Aşama: Teorinin uygulanacağı ilişkiyle ilgili varsayımların yapılmasıdır.
Üçüncü Aşama: Hipotezin ortaya konmasıdır. Hipotez, seçilen değişkenlerin birbiriyle nasıl bir ilişki içerisinde olduklarını ifade eden teori anlamına gelmektedir.
Dördüncü Aşama: Bir teorinin geçerliliği, bu teori aracılığı ile yapılan tespitlerin kanıtlarla karşılaştırılması suretiyle test edilir. Dördüncü aşamayı oluşturan hipotezin test edilebilmesi için incelenen değişkenler üzerinde yoğunlaşmak gerekirken diğer faktörlerin de kontrol edilmesi gerekir
Pozitif ve normatif iktisat arasındaki fark nedir?
Pozitif iktisat, iktisadın ne olduğunu belirlemeye çalışan ve değer yargısı içermeyen bölümüdür. Gerçek yaşamdan elde edilecek kanıtlarla bu ifadeyi desteklemek veya reddetmek mümkündür. Normatif iktisat ise toplumsal refahın en üst düzeyde sağlanabilmesi için ne olması gerektiğini inceler. Pozitif ifadeler ne olduğu ile ilgili iken, normatif ifadeler bunu dile getiren kişinin görüşünü, değer yargılarını yansıtan ne olması gerektiği ile ilgili ifadelerdir. Örneğin, Türkiye'de işsizlik oranı %10 civarındadır ifadesi pozitif bir ifade iken Türkiye’de işsizlik oranı %10’dan daha aşağıya düşürülmelidir ifadesi normatif bir ifadedir.