İKNA EDİCİ İLETİŞİM

Aristo'ya göre artistik kanıtlar , büyük oranda iknacının kontrolünde olan ve ikna faaliyetini gerçekleştirenin yaratım ve yönetim yeteneğiyle ilgili boyutu kapsar.

İknaya muhatap olan dinleyicilerin açıkça algıyabildikleri özellikler Aristo tarafından itibar olarak adlandırılmaktadır.

Benzeşme ve zıtlık eğilimleri tutumları değiştirmek için kullanılır.

"Tutumların inanışlarla desteklenmesi" düşüncesi ilkeler içinde yer almaktadır.

Geleneksel toplumda yaşama kitle toplumunun özelliklerinden biri değildir.

Reklamlarda " daha önce de yaptık, yine yaparız " sloganı insanlarda yaratılmak istenen değişikliklerden biridir. Bu slogan kitle toplumunun güdülenmeye açıklık özelliğine denk gelmektedir.

İknaya karşı direnme büyük ölçüde inanılırlık ile ilintilidir.

İkna edici iletişimin başarısı büyük oranda rekabet bilgillerine danışılarak yargılanır ya da ölçülür.

İknaya direnme konusundaki faktörlerden biri olan ön eğitim kavramını gündeme getiren McGuire'nin geliştirdiği kuram aşılama kuramıdır.

Özgürlük ve önem kuramını Brehm geliştirmiştir.

Aristo öncelikle ikna konusuna yaklaşırken öncelikle artistik kanıtlar (artistic proofs) diye nitelendirdiği bir olgu üzerinde durmuştur. Ona göre artistik kanıtlar, büyük oranda iknacının kontrolünde olan ve ikna faaliyetini gerçekleştirenin yaratım ve yönetim yeteneğiyle ilgili boyutları kapsar. Bu bağlamda doğru cevap C seçeceğidir.

Başarılı ikna aşamalarından ilk 5'i aşağıda sıralanmıştır. Görüldüğü gibi 'Anılan kişi ve/veya olay hakkında bilgi toplanması' adımından sonra 'Hareket kararı sırasında uygun adımların seçilmesi' adımı gelmektedir.

Doğru cevap B seçeneğidir.

Doğru cevap E seçeceğidir. İkna faaliyetlerinde iknanın gerçekleştirileceği konu, kişi, yer ve zaman bağlamında değişiklikler gösterse de belli birtakım önemli ilkelere uyulması gerekir. Bu ilkelerden biri de kişinin duygularını tehditlerin, meydan okumaların yıpratmasından korumak ve kişinin gerilimini hafifletmek için bir mekanizma işlediğine ilişkindir.

Diğer seçenekler iknada etkili olmakla birlikte yapılan diğer araştırmaların desteklemesi sonucunda iknada uzun süreli etki için ileticinin üstünlüğünden çok içeriğe önem verilmesi noktasına ulaşıldı. Bu duruma ayrıntılı bir şekilde bakılacak olursa; eğer bir iletinin içeriği belirleyici olarak kabul edilmezse çok da etkili konuşan bir iletişim kaynağının etkileyiciliğinin inançlara uzun süre eşlik etmesi söz konusu olmaz noktasına ulaşılabilir. Bu bağlamda doğu cevap D seçeceğidir.

Festinger ve Macoby ve sonra Vash ve Garetti iknaya karşı direnme sürecinde dikkatin dağılmasının etkilerini araştırmışlardır. Bu araştırmalar sonucunda; iknaya karşı koyma ileti verilirken dikkati dağılan insanların kabul etmeye daha eğilimli oldukları bulunmuştur. Reklamlarda kadının dikkat dağıtıcı öğe olarak kullanılması buna iyi bir örnektir. Bu bağlamda doğru cevap D seçeceğidir.