aofsorular.com
ADL104U

Kararların Uygulanması

8. Ünite 21 Soru
S

İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca, kararların uygulanmaması halinde nasıl bir çözüm öngörülmüştür?

İdari Yargılama Usulü Kanunu, idari yargıda verilen kararların uygulanmasını düzenlemekle yetinmemiş; ayrıca kararların uygulanmaması halini de öngörmüştür. Buna göre; Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idare mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.

S

İdari yargı mercilerinin iptal kararları ne şekilde sonuç doğurmaktadır?

İdari yargı mercilerinin iptal kararları kendiliğinden sonuç doğurmamakta; idarenin kararların gereklerini yerine getirmek üzere işlem veya eylem yapması gerekmektedir.

S

İdari yargı mercilerinin verdiği kararlara uygun işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde açılabilecek olan tazminat davası, husumet açısından kime yöneltilmelidir?

Kanun’a göre, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idare mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. 21.2.2014 tarih 6526 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce mahkeme kararlarını otuz gün içinde kasten yerine getirmeyen kamu görevlileri aleyhine de tazminat davası açılması mümkün idi. Söz konusu değişiklik ile mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi halinde de artık sadece idare aleyhine dava açılabilmektedir.

S

İptal davalarında verilen kararlar, zaman açısından nasıl etki doğurmaktadır?

İptal davalarında verilen kararların, dava konusu işlemi, ilk yapıldığı andan itibaren hükümsüz kıldığı kabul edilmektedir. Bir başka ifadeyle idari yargı mercileri tarafından verilen iptal kararı, geçmişe etkili sonuç doğurmaktadır.

S

"Geçmişe etkililik" kavramı ile ne ifade edilmek istenmektedir?

Geçmişe etkililik, bir kararda şöyle ifade edilmektedir: “İdare Hukuku ilkelerine göre, iptal davaları incelenirken, iptali istenilen işlemin tesis edildiği andaki durum yargılanır ve iptal kararı, idari işlemi tesis edildiği tarihten itibaren ortadan kaldırır. Çünkü sakat bir idari işlemin hukuk düzenine girmesi ile hukuka aykırı bir durum doğar. Bu durumun giderilebilmesi için iptal kararı hukuken sakat idari işlemi geriye yürür bir biçimde ortadan kaldırır ve hukuka aykırı işlem yapılmasından önceki duruma dönülür.” (İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, Esas No: 1993/247).

S

İdari düzenleyici işlemin yargı tarafından iptal edilmesi üzerine, eski düzenlemenin yürürlüğe girmesi hukuki açıdan uygun mudur?

Danıştay 1.Daire, önceki düzenlemenin yürürlüğe girmemesi gerektiği görüşünü iki gerekçeye dayandırmaktadır: a) İYUK’un 28.maddesi idareye yargı kararının icaplarına göre işlem yapma zorunluluğu getirdiğine göre idare yeni bir düzenleyici işlem yapmalıdır. b) İkinci gerekçe ise, önceki düzenlemenin yürürlüğe girmesinin yargının idari işlem yapması anlamına geleceğidir. Öğretide de “Düzenleyici işlemler maddi anlamda kanun sayılırlar. Bu düzenlemenin yapılmasında işlemi tesis eden iradenin yerine geçerek iptal edilen eski düzenlemenin tesisindeki iradenin konulması yerinde değildir.” gerekçesiyle, önceki düzenleyici işlemin kendiliğinden yürürlüğe girmemesi gerektiği savunulmaktadır. Düzenleyici işlemlerin iptali üzerine eski düzenleyici işlemin kendiliğinden yürürlüğe giremeyeceği, 1.Daire kararında da belirtildiği gibi, İYUK’un 28.maddesine dayanılarak daha kolay savunulabilir. Madde, iptal kararlarının gereklerinin yerine getirilmesi yetkisini idareye tanımaktadır. Bu sebeple düzenleyici işlemin iptali halinde, idare yeni bir düzenleme yapmakla yükümlüdür. Önceki düzenlemenin kendiliğinden yürürlüğe girmesi görüşü, 28.maddeye uygun düşmemektedir.

S

Düzenleyici işlemlerin yargı kararıyla iptali durumunda, uygulama işlemlerinin de geçmişe yönelik olarak geri alınması, ne gibi sakıncaları beraberinde getirir?

Düzenleyici işlemlerin yargı kararıyla iptali durumunda, uygulama işlemlerinin de geçmişe yönelik olarak geri alınması, kazanılmış hakların ihlali anlamına geleceği için hukuka uygun olmayacaktır. Düzenleyici işlemler, yürürlükte olduğu sürece uygulanırlar ve uygulama işlemleri, ilgililer bakımından kazanılmış hak doğururlar. Kazanılmış hakların korunması da hukuk devleti ilkesinin gereği olduğuna göre, bir düzenleyici işlemin iptali gerekçesiyle, bu işlemin uygulama işlemleri geçmişe yönelik olarak kaldırılamazlar.

S

Kazanılmış hak kavramı neyi ifade etmektedir?

Kazanılmış hak, hukuki düzenlemelerin ilgili hakkında uygulanarak tüm sonuçlarını doğurmasıdır.

S

Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin ödenmesi, nasıl gerçekleşmektedir?

Yasa koyucu, konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılacağını ve en geç otuz gün içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunacağını düzenlemiştir.

S

Tazminat kararlarının uygulanması açısından söz konusu olan "genel hükümlere göre takip ve tahsil" ifadesi ne anlama gelmektedir?

Genel hükümlere göre takip ve tahsil; icra ve iflas hukuku kurallarına göre ve icra daireleri aracılığıyla yapılacağı anlamına gelmektedir. Ancak icra makamlarının tahsile yetkili olduğu tazminat miktarlarının elde edilmesinin de kolay olmadığını belirtmek gerekiyor. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinde zikredilen genel hükümler, İcra ve İflas Kanunu hükümleridir. Bu Kanun’un iflas kuralları, Devlete ve kamu tüzel kişilerine uygulanamamaktadır. İcra ve İflas Kanunu’nun 82/1. maddesine göre Devlet malları ile özel kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar haczedilemezler. Bu kural, genel hükümlere göre alacağın tahsilini engellemektedir.

S

"Özel mal" kavramı ne anlama gelmektedir?

"Özel Mal" kavramı, kamu tüzel kişilerinin hüküm ve tasarrufu altında olup, kamu yararına tahsis edilmemiş malları ifade etmektedir.

S

İdare hukukunda "tahsis" kavramı ile ne ifade edilmek istenmektedir?

Tahsis, kamu tüzel kişilerinin mülkiyetindeki bir malı kamu yararına özgüleme işlemidir.

S

Kamu tüzel kişileri, tam yargı kararlarının uygulanmasını engellemeye yönelik ne tür eylemlerde bulunmaktadır?

Özel malları haczedilebilen kamu tüzel kişileri, özellikle belediyeler, borçlarını ödememek, mallarını kaçırmak için kamu hizmetine tahsis kararları almaktadırlar. Tam yargı kararlarının uygulanmasını engellemeye yönelik bu çabalar, idari yargı tarafından etkisizleştirilmektedir. Fakat alacağın tahsili süresi uzamaktadır.

S

İdari yargı mercilerinde verilen kararların ne kadarlık bir süre içerisinde yerine getirilmesi gerekir?

İYUK’un 28.maddesinde, iptal veya yürütmeyi durdurma kararlarının gereklerinin otuz gün içinde yerine getirileceği belirtilmektedir. Yine aynı şekilde konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda da hükmedilen miktarın da otuz gün içinde ödenmesi gerekmektedir. 

S

İdari yargı mercileri tarafından verilen kararların uygulanması için öngörülmüş olan süre, nasıl bir nitelik taşımaktadır?

Kanun’da sözü edilen süre, yargı kararına uygun işlem yapılması için ya da gerekli ödemenin gerçekleştirilmesi için idareye tanınmış olan azami nitelikte bir süredir.

S

İdare, otuz günlük uygulama süresi olduğu gerekçesiyle, daha kısa sürede tesis edilmesi gereken bir işlemi yapmaktan kaçınabilir mi?

Uyuşmazlığın özelliğine göre, daha kısa sürede işlem yapılması gerekiyorsa, idare otuz günlük uygulama süresi olduğu gerekçesiyle, işlem yapmaktan kaçınamaz. Aksi takdirde yargı kararına uyulmamış sayılmalıdır. Örneğin, yurt dışına çıkış yasaklarına ilişkin uyuşmazlıklarda; belli bir günde yapılacak olan toplantıya katılmak için yurt dışında bulunması gereken bir kimsenin açtığı davada, verilen yürütmenin durdurulması veya iptal kararının uygulanması için, toplantı tarihinde yurt dışında bulunmasının sağlanması gerekmektedir. İdare, böyle bir durumda otuz günlük uygulama süresinden bahisle işlem yapmayı erteleyemez. Yine aynı şekilde ödemenin daha önce yapılması mümkünse otuz günlük süre beklenmeden ödeme yapılmalıdır. 

S

Maddi imkansızlık kavramı ne anlama gelmektedir? 

Maddi imkansızlık kavramı, idarenin işlem yapmasının fiilen maddi olarak mümkün olmaması halini ifade eder.

S

Hukuki imkansızlık kavramı ile ne ifade edilmek istenmektedir?

Hukuki imkânsızlık kavramı ile yargı kararı doğrultusunda 'idarenin işlem yapmasının hukuki olarak mümkün olmaması' ifade edilmek istenmektedir. Örneğin yaş haddini doldurmuş bir görevli, yargı kararına rağmen göreve atanamaz.

S

Maddi veya hukuki imkansızlık sebebiyle kararın uygulanamaması halinde idarenin tazminat sorumluluğu kalkar mı?

Maddi veya hukuki imkânsızlık sebebiyle kararın uygulanamaması halinde idarenin tazmin sorumluluğu devam etmektedir. Örneğin, Danıştay 5.Dairesinin bir kararına konu olan uyuşmazlıkta, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir yüksekokulda öğretmenken görevden uzaklaştırılan davacı, iptal kararının uygulanmasını istemiş, ancak yüksekokulun statüsünün değişmesi, Üniversite bünyesinde bir fakülte haline gelmesi sebebiyle karar uygulanamamıştır. Yargı kararı hukuki imkânsızlık sebebiyle uygulanamadığı halde idarenin tazminat ödemesi gerektiği kabul edilmiştir.

S

"Kişisel sorumluluk" kavramı ne anlama gelmektedir?

Kişisel sorumluluk, kamu görevlilerinin hizmetle ilgisi olmayan tutum ve davranışlarından dolayı haksız fiil esaslarına göre sorumlu olmasıdır. 

S

Rücu kavramı ile ne ifade edilmek istenmektedir?

Rücu, idarenin ödediği tazminat miktarını, kişisel kusuru bulunan kamu görevlisinden kusuru oranında istemesidir.