Kararlara Karşı Başvurma Yolları
İdari yargıda "kanun yolu" kavramı ile ne ifade edilmek istenmektedir?
İlk derece mahkemelerince verilen kararların üst mahkemelerde denetimi kanun yolu olarak adlandırılmaktadır. İdari Yargılama Usulü Kanunu, mahkeme kararlarına karşı, istinaf ve temyiz yollarını düzenlemiştir. Ayrıca bazı koşulların gerçekleşmesi halinde yargılamanın yenilenmesi kanun yolu da mevcuttur.
İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun, kanun yolları dışında, verilen kararlara karşı tanıdığı başvurma imkanları nelerdir?
Kanun yolları dışında İdari Yargılama Usulü Kanunu, idari yargı mercilerinin verdikleri kararların yeterince açık olmaması ya da kararda birbiriyle çelişen kısımlar varsa, bu kararın açıklanmasını aynı mahkemeden isteme imkânını tanımaktadır. Kararı veren mahkemeye yapılabilecek bir diğer başvuru ise karardaki yanlışlıkların düzeltilmesi başvurusudur.
Karara başvurma yollarından biri olan "açıklama" yolu, ne tür bir işlev ifa etmektedir?
Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar yeterince açık değilse yahut birbirine aykırı hüküm fıkralarını taşıyorsa, taraflardan her biri kararın açıklanmasını veya aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Açıklama veya aykırılığın kaldırılması başvurusu, kararın yerine getirilmesine kadar yapılabilmektedir. Karar uygulandıktan sonra böyle bir başvuru mümkün değildir.
Karara başvurma yollarından biri olan "yanlışlıkların düzeltilmesi" yolu, ne tür bir işlev ifa etmektedir?
Kararı veren mahkemeye yapılabilecek bir diğer başvuru ise karardaki yanlışlıkların düzeltilmesi başvurusudur. Hemen belirtmek gerekir ki yanlışlıkların düzeltilmesi talebi Kanun’da sayılan hususlarla sınırlıdır. 30.maddeye göre: İki tarafın adı ve soyadı ile sıfatı ve iddiaları sonucuna ilişkin yanlışlıklar ile hüküm fıkrasındaki hesap yanlışlıklarının düzeltilmesi de istenebilir. Yanlışlıkların düzeltilmesi talebi, açıklamaya ilişkin yukarıda açıklanan usule tabidir. Ancak açıklama talebi, kararın uygulanmasına kadar yapılabilirken, yanlışlıkların düzeltilmesi başvurusunda böyle bir sınırlama bulunmamaktadır. Dolayısıyla ilgililer, kararın uygulanması aşamasında da yanlışlıkların düzeltilmesini talep edebilirler. Mahkeme yanlışlıkların düzeltilmesine karar verirse, düzeltme mahkeme kararının (ilamın) altına yazılmaktadır.
Mahkeme kararlarının üst merci denetiminden geçirilmesinin gerekçesi neler olabilir?
Genellikle aleyhine karar verilen taraf hukukun isabetli uygulanmadığını düşünmektedir. Daha tecrübeli ve bilgili hâkimlerden oluşan bir başka (üst) mahkeme denetimi, aleyhine karar verilen tarafın adalete, hukuk düzenine olan güvenini sarsmayacaktır. Diğer yandan insanların hukuk kurallarını, maddi olayları anlamak, yorumlamak ve uygulamak konusunda yanılma ihtimalleri olduğuna göre, uyuşmazlığın bir üst mahkeme süzgecinden geçmesi, yargılama faaliyetinde hata yapılması ihtimalini azaltacaktır. Hukukun uygulamasında birlik sağlanması, mahkeme kararlarının üst denetiminin bir başka gerekçesidir.
İstinaf mercii olarak hangi mahkemeler kurulmuştur?
18.6.2014 ve 6545 sayılı kanun ile üç dereceli yargılama sistemine geçilmiş, bölge idare mahkemeleri de istinaf mercii olarak düzenlenmişlerdir.
Üç dereceli yargılama sistemine geçilmesinin ne gibi sebepleri olabilir?
Danıştay’ın iş yükünü hafifleterek içtihat mahkemesi olarak görev yapmasını sağlamak, yargılama sürecinin hızlandırılarak adil yargılama hakkının bir gereği olan makul sürede yargılanmanın sağlanması ve ilk derece mahkemelerinin istinaf ve temyiz denetiminden geçen kararlarının daha adil olacağı düşüncesiyle üç dereceli yargılama sistemine geçilmiştir.
Hangi mahkemelerin, hangi kararlarına karşı istinaf yoluna gidilebilmektedir?
İstinaf yoluna idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde başvurmak gerekir. Ancak, yasa koyucu konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararların kesin olduğunu öngörerek bu kararlara kaşı istinaf yolunu kapatmıştır. İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarla ve merkezî ve ortak sınavlara ilişkin davalarda da istinaf yoluna başvurulamaz.
İstinaf yolunda izlenecek usul ve şekil nasıldır?
İstinaf, temyizin şekil ve usulüne tabidir. İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında, farklı bir taleple farklı bir merci belirtilse dahi örneğin temyiz talebiyle Danıştay Başkanlığı belirtilmişse, mahkeme dilekçelerdeki hitap ve isteğe bağlı kalmaksızın dosyayı bölge idare mahkemesine gönderir.
İstinaf yolunda yapılan inceleme sonucunda ne şekilde karar verilmektedir?
Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir. Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu durumda bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.
İstinaf yoluna başvurmanın, mahkeme ve hakim kararları üzerinde nasıl bir etkisi bulunmaktadır?
İstinaf yoluna başvurulmuş olması, hâkim, mahkeme kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına istinaf başvurusunu incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir. İptal davalarında teminat istenmeyebilir. İdareden ve adli yardımdan yararlananlardan teminat alınmaz. Davanın reddine ilişkin kararlara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde, dava konusu işlem hakkında, 27. maddede öngörülen koşulların varlığı halinde yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. İstinaf incelemesi sırasında yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar kesindir.
Bölge idare mahkemelerinin hangi kararları kesin nitelik taşır?
Bölge idare mahkemelerinin temyize açık olmayan kararları kesindir. Bu kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.
İYUK’un 46. maddesine göre, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir.
Bölge idare mahkemelerinin temyize konu kararlarının konusunu oluşturan davalar nelerdir?
Bölge idare mahkemelerinin temyize konu kararlarının konusunu oluşturan davaların bazıları şunlardır: a. Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları. b. Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar. c. Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları. d. Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları. e. Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları. f. İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar. g. Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
Temyiz incelemesi hangi merci tarafından gerçekleştirilmektedir?
Bölge idare mahkemelerinin kararları Danıştay dava daireleri; Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararlar ise konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca incelenmektedir.
Temyiz başvurusu kural olarak kaç gün içerisinde gerçekleştirilmelidir?
Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile bölge idare mahkemelerinin kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabilir. İvedi yargılama usulüne tabi davalarda verilen kararlara karşı onbeş gün merkezî ve ortak sınavlara ilişkin davalarda verilen kararlara karşı ise beş gün içinde temyiz başvurusunda bulunmak gerekir.
Yürütmenin durdurulması istemli temyiz başvurularında usul nasıldır?
Yürütmenin durdurulması isteği bulunan temyiz dilekçeleri, karşı tarafa tebliğ edilmeden dosya ile birlikte, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmek üzere kararı veren bölge idare mahkemesince Danıştay Başkanlığına, Danıştay dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, görevli dairece konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna gönderilmektedir. Danıştay’da görevli daire veya kurul tarafından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verildikten sonra tebligat bu daire veya kurulca yapılarak dosya tekemmül ettirilir.
Temyiz incelemesi sonucunda ne şekilde kararlar verilmektedir?
İYUK’un 49. maddesine göre temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a. Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b. Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar. Şu durumlarda ise temyize konu kararı bozar; a. Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b. Hukuka aykırı karar verilmesi, c. Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması.
"Yargılamanın yenilenmesi" kavramı ile ne ifade edilmek istenmektedir?
Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı, yargılamanın yeniden yapılmasını sağlamak amacıyla düzenlenmiş bir hukuki yoldur. Yargılamanın yenilenmesi, yargının hatalı karar verdiği bazı hallerde yapılan yanlışlığın düzeltilmesine imkân tanımaktadır. Yargılanmanın yenilenmesi talebi kabul edildiği takdirde ilk karar kaldırılarak uyuşmazlık yeniden ele alınmakta ve yeni bir karar verilmektedir.
Yargılamanın yenilenmesi istenebilmesi için kanunen aranan sebepler nelerdir?
Yargılamanın yenilenmesi istenebilmesi için bulunması gereken sebepler kanunda açıkça ortaya konmuştur. Bunlardan bazıları şu şekildedir: • Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, • Karara esas olarak alınan belgenin sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması, • Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması, • Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması, • Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hâkimin katılmasıyla karar verilmiş olması.
Yargılamanın yenilenmesi istemleri hangi merci tarafından karara bağlanır?
Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır. Yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunma süresi, yukarıdaki 8 numaralı sebepler için on yıl; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı gerekçe gösterilecekse, kararın kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl; diğer sebepler için altmış gündür. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanmaktadır.