aofsorular.com
HUK112U

Türkiye’de Yargı Örgütü

8. Ünite 20 Soru
S

Tek hakimli mahkemenin özelliği nedir?

Tek hâkimli mahkemeler yalnızca bir hâkimin görev yaptığı mahkemelerdir. Tahkikat (sorgulama) ve yargılama işlemleri bizzat hâkim tarafından yapılır
ve hüküm (karar) onun tarafından verilir. Kural olarak, medeni yargılamada mahkemeler tek yargıçla yargılama faaliyetlerini yürütürler. İlk derece mahkemelerinin çoğu tek hâkimlidir. Sulh hukuk, asliye hukuk, iş, asliye ceza ve tüketici mahkemeleri tek hâkimli mahkemelerdir.

S

Çok hakimli mahkemenin özelliği nedir?

Çok hâkimli mahkemelerde (toplu mahkemeler, mahkeme kurulu) ise
birden çok hâkim görev yapar ve bu hâkimler önlerine gelen davayı birlikte karara bağlarlar. Üye sayısı tek sayı ise genelde bir başkan ve iki üyeden olacak
şekilde yapılandırılır, yargılamada sevk ve idare ile başkan görevlidir.

S

İlk derece mahkemeleri ile temyiz mahkemeleri arasında yer alan mahkeme hangisidir?

Bir davayı ilk evrede gören ve karara bağlayan yani davaları birinci derecede gören ve çözümleyen mahkemeler ilk derece mahkemeleridir. Bu mahkemeler
ile temyiz mahkemeleri arasında istinaf mahkemeleri olarak adlandırılan bir davanın ilk derece mahkemesinde görülmesinden sonra bu aşamada ileri sürülen taleplerle sınırlı bir şekilde yeniden baştan görülüp, karara bağlandığı, tıpkı
temyiz mahkemeleri gibi yüksek mahkeme niteliği taşımakla birlikte temyiz mahkemelerinden farklı birtakım özellikleri ikinci derece mahkemeleri yer alır.

S

Türkiye'de kaç tane yargı kolu vardır?

Türkiye’de mahkemeler tek tür olmayıp yargı örgütü kollara ayrılmıştır. Kararları aynı yüksek mahkemede temyiz edilen mahkemelerin oluşturduğu topluluğa yargı kolu/yolu veya yargı düzeni denir. Yüksek mahkeme sayısınca yargı
kolu vardır.

Türkiye’de •anayasa yargısı, •adli yargı, •idari yargı, •uyuşmazlık yargısı, •seçim yargısı ve •hesap yargısı olmak üzere altı çeşit yargı kolu vardır.

S

Genel mahkemeler nedir, işlevleri nelerdir?

Sadece belirli türdeki veya belirli kişilerle ilgili uyuşmazlıklara değil, aynı
yargı koluna giren her türlü uyuşmazlığa yani kendilerinin dâhil olduğu yargı kolunu ilgilendiren her türlü davaya bakmakla görevli mahkemelere genel
mahkemeler denir. Genel mahkemeler, özel mahkemelerin bulunmadığı yerlerde, olağan koşullar altında özel mahkemenin göreceği bir davayı görmeye de yetkilidir. İhtiyaç hâlinde ilçelere de genel mahkemeler HSK’nin kararıyla kurulabilir.

S

Yargıtay ve Danıştay Osmanlı'daki hangi kuruma dayandırılmaktadır?

Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimat Dönemi’nde 1837’de kurulan Meclisi Valayı
Ahkam-ı Adliye günümüzdeki Yargıtay ve Danıştayın görevini üstlenmiş, yani bu dönemde yargı birliği ilkesi uygulanmıştır. Ancak 1868’de Fransa model alınarak bu sistem değiştirilmiş; Meclisi Valayı Ahkam-ı Adliye, Şurayı Devlet (bugünkü
Danıştay) ve Divanı Ahkam-ı Adliye (bugünkü Yargıtay) olarak ikiye ayrılmak suretiyle yargı birliği ilkesi terk edilmiştir ve günümüzde Türkiye’de yargı ayrılığı ilkesi/sistemi uygulanmaktadır.

S

Osmanlı Devleti'nde 1868'de kurulan Şura-yı Devlet'in günümüzdeki karşılığı hangi kurumdur?

1868’de Fransa model alınarak bu sistem değiştirilmiş; Meclisi Valayı Ahkam-ı Adliye, Şurayı Devlet (bugünkü Danıştay) ve Divanı Ahkam-ı Adliye (bugünkü
Yargıtay) olarak ikiye ayrılmak suretiyle yargı birliği ilkesi terk edilmiştir ve günümüzde Türkiye’de yargı ayrılığı ilkesi/sistemi uygulanmaktadır.

S

Anayasası’nın Yargı başlıklı üçüncü bölümünde Yüksek Mahkemeler alt başlığında hangi yüksek mahkemeler sayılmıştır?

Anayasası’nın Yargı başlıklı üçüncü bölümünde Yüksek Mahkemeler alt başlığında düzenlenen 146. ve devamı maddelerine göre Türkiye’de, AYM, Danıştay, Yargıtay, UM olmak üzere dört adet yüksek mahkeme bulunmaktadır.

S

Anayasa'da yargı yetkisinin özellikleri nasıl vurgulanmıştır?

Anayasa uyarınca yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar, Anayasa’ya,
kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, mercii veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde
bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya
herhangi bir beyanda bulunulamaz. Hâkimleri çevresel etmenlerin olumsuz, tarafsızlığını zedeleyecek etkisinden korumak için de birtakım anayasal hükümler
sevk edilmiş ve bu sebeple de hâkimler, kanunda belirtilenlerden başka resmî ve özel hiçbir görev alamazlar.

S

Askeri yargı  Anayasa'dan ne zaman çıkarıldı?

2017 Anayasa değişikliği öncesine kadar ayrı bir yargı kolu kabul edilen askerî yargı Anayasa’nın 142. maddesi başta olmak üzere yapılan değişikliklerle artık bir yargı kolu değildir, disiplin mahkemeleri dışında askerî mahkemeler kurulamaz. Ancak savaş hâlinde, asker kişilerin görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askerî mahkemeler kurulabilir.

S

Yargılamaya hakim olan ilkeler nelerdir?

1. Tasarruf ilkesi

2.Taraflarca getirilme ilkesi

3. Taleple bağlılık ilkesi

4. Hukuki dinlenilme hakkı

5. Aleniyet ilkesi

6. Dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü

7. Usul ekonomisi ilkesi

8. Hâkimin davayı aydınlatma ödevi

10. Yargılamanın sevk ve idaresi

11. Hukukun uygulanması

S

Normlar hiyerarşisinde Anayasa'nın konumu nasıldır?

Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ile hukuk devleti ilkeleri anayasa yargısının varlık sebebi olup bu düşüncesinin kökleri XIX. yüzyılın başlarına kadar uzanır. Anayasa normlar hiyerarşisinde en üstte yer alır ve bu sebeple kanunlardan üstündür. Bu nedenle kanunlar anayasaya aykırı olamaz. Nitekim Anayasa’nın
11/2. maddesinde “Kanunlar anayasaya aykırı olamaz” diyerek bu hususu hüküm altına almıştır.

S

Anayasa yargısı nedir?

Kanunların anayasaya uygunluğunu inceleyecek, anayasaya aykırı olmaları hâlinde kanunları iptal edecek bir organa ihtiyaç vardır. İşte bu organ Anayasa Mahkemesi (AYM)’dir. Bu Mahkemenin kanunların, yürütmenin bazı düzenleyici işlemleri ile parlamentonun bazı kararları anayasaya uygunluklarının denetlenmesi ve Anayasa’da öngörülmek şartıyla Yüce Divan yargılaması ve siyasi partilere ilişkin mali denetim ve kapatma davalarına bakma işlevine anayasa yargısı denir.

S

Anayasa Mahkemesi,  Yüce Divan sıfatıyla kimleri yargılamakla görevlidir?

Anayasa Mahkemesi,  Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanı
yardımcıları, bakanlar, AYM, Yargıtay, Danıştay Başkan ve üyeleri, Başsavcıları, Cumhuriyet Başsavcı Vekili, HSK ve Sayıştay Başkan ve üyeleri ile Genelkurmay
Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları görevleri ile ilgili işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılamak gibi ek görev ve yetkileri de bulunmaktadır.

S

Anayasa Mahkemesi üyeleri seçiminde nasıl bir yol izlenmektedir?

Anayasa’mızın 146. maddesinin 16 Nisan 2017 tarihli halk oylamasıyla onaylanan 6771 sayılı Kanun’la değişik şekline göre AYM on beş üyeden oluşur. Üyelerin seçim usulü ise şöyledir: TBMM iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan
ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli oylamayla seçer. TBMM’de yapılacak bu seçimde; her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci oylamada en çok oyu alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur. Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış AYM raportörleri arasından seçer. Buna göre AYM üyelerinin üçü TBMM; on ikisi de Cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir. Ancak TBMM’nin doğrudan doğruya üye seçme yetkisi yoktur. Cumhurbaşkanının ise sadece dört üyeyi doğrudan seçme yetkisi vardır. Seçilen üyeler on iki yıl görevde kalırlar. Ancak bu süre dolmadan 65 yaşını dolduranlar emekli olurlar. Bir kimse iki defa AYM üyesi seçilemez.

S

Adli yargının özellikleri nelerdir?

Adli yargı olağan ve genel yargı olup diğer yargı kollarının (düzenlerinin) görevine girmeyen davalara adli yargıda bakılır. Diğer bir ifadeyle uyuşmazlık, anayasa yargısının ve idari yargının görevine girmiyorsa, adli yargının görevine girer. Bu nedenle adli yargı kapsamı en geniş olan yargı koludur. Kısacası adli yargı, diğer yargı kolları dışında kalan tüm yargısal faaliyetleri kapsar ve en yüksek mahkemesi Yargıtaydır. Adli yargı da kendi arasında ceza yargısı ve medeni yargı olarak ikiye ayrılır. Ceza yargısı alanındaki genel mahkemeler asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile sulh ceza hâkimliğidir. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’nda kanun yolu olarak BAM adı altında istinaf mahkemeleri kurulacağı öngörülmüştür. Bu alandaki son derece mahkemesi Yargıtay ceza daireleridir. Medeni yargı alanındaki genel mahkemeler de sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleridir. Medeni yargıdaki son derece mahkemesi de Yargıtay hukuk daireleridir. Bunların yanında özel mahkemeler de mevcuttur (asliye ticaret mahkemesi, iş mahkemeleri, aile mahkemeleri, çocuk mahkemeleri, tüketici mahkemeleri ve deniz ihtisas mahkemeleri gibi). Bu özel mahkemeler hukukta uzmanlaşma açısından gereklidir ve yargı birliği ilkesine aykırı değildir. 20 Temmuz 2016 tarihinden bu yana Türk adli yargı sistemi, ilk derece, ara derece ve üst derece olmak üzere üç dereceli olmuştur.

S

Adli yargıda ilk derece mahkemeleri nelerdir?

İlk Derece (Bidayet) Mahkemeleri (davaları birinci derecede gören ve çözümleyen mercii) Adli yargıda bu mahkemelerde görev yapan hâkimler bağımsızdır ve tamamı HSK tarafından atanırlar. Özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görülür.

1. Asliye Hukuk Mahkemesi

2. Sulh Hukuk Mahkemeleri

3. 

S

Danıştay ilk derece mahkemesi olarak hangi davaları karara bağlamaktadır?

Danıştay ilk derece mahkemesi olarak:

a) Cumhurbaşkanı kararlarına,

b) Cumhurbaşkanınca çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri dışındaki düzenleyici işlemlere,

c) Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere,

d) Danıştay İdari Dairesince veya İdari İşler Kurulunca verilen kararlar üzerine uygulanan eylem ve işlemlere,

e)Birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına giren işlere,

f) Danıştay Yüksek Disiplin Kurulu kararları ile bu Kurulun görev alanı ile ilgili
Danıştay Başkanlığı işlemlerine karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan idari davaları karara bağlar
(mad.24/1).

S

Sayıştay'ın denetlediği kuruluşlar nelerdir?

Sayıştay denetimin kapsamına, genel bütçeli daireler (örneğin bakanlıklar ve bağlı genel müdürlükler), döner sermayeli kuruluşlar (örneğin üniversiteler,
Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü gibi katma bütçeli idareler; devlet orman işletmeleri ve devlet hastaneleri), fon şeklindeki kuruluşlar (örneğin afetler ve çevre fonları), özel bütçeli kuruluşlar (örneğin belediyeler ve il özel idareleri) ve farklı bütçe rejimi bulunan kuruluşlar (örneğin devlet tiyatroları, Devlet Opera ve Balesi) girmektedir. Kamu iktisadi teşebbüsleri, Özelleştirme İdaresinin özelleştirme işlemleri, kimi bütçe dışı fonlar ve bazı özerk idareler Sayıştay denetimine tabi değildir. Sayıştay; denetimine tabi kurumların cari, yatırım ve transfer harcamalarını denetlediği gibi bu kurumların bütün gelirlerini ve taşınmazlar dâhil mallarını, ikraz, istikraz, kredi ve avans işlemlerini de denetlemektedir.

S

Sayıştay'ın görevleri nelerdir?

Sayıştayın görevi; kamu idarelerinin etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun çalışması ve kamu kaynaklarının öngörülen amaç ve hedefe uygun elde edilmesi, muhafaza edilmesi ve kullanılması için gerekli denetimleri yapmak ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamaktır (mad. 1). Bu bağlamda Sayıştayın görevleri “denetim” ve “yargılama” olmak üzere iki ana başlık altında toplanabilir. Sayıştayın denetim görevi: bütçe hakkının bir gereği olarak kamu idarelerinin faaliyet sonuçları hakkında TBMM’ye ve kamuoyuna
güvenilir ve yeterli bilgi sunmak, kamu mali
yönetiminin hukuka uygun yürütülmesi ve kamu
kaynaklarının korunmasını sağlamak, kamu idarelerinin
performansını değerlendirmek ve hesap
verme sorumluluğu ile mali saydamlığın yerleştirilmesini
sağlamaktır. Sayıştay, yaptığı denetimlerin
sonucunu belli aralıklarla TBMM’ye raporlar
hâlinde sunar. Sayıştayın yargılama görevi içerisine,
sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme
bağlamak girer. Hesap ve işlemlerin denetimi
sırasında, kamu zararına yol açan bir husus tespit
edildiği takdirde, denetçiler tarafından sorumluların
savunmaları alınarak hazırlanan raporlar ekleri
ile birlikte Başkanlığa sunulur. Başkanlıkça, en geç
on beş gün içinde hesap yargılamasının yapılacağı
daireye gönderilen raporlara binaen ilgili dairece
yargılama yapılır ve yapılan yargılama sonucunda;
hesap ve işlemlerin yasal düzenlemelere uygunluğuna
veya kamu zararının sorumlulardan tazminine
hükmedilir (mad. 48/2, 23/2-a). Yargılamaya esas
raporların görüşülmesi sırasında açıklamalarda bulunmak
üzere ilgililer, raporu düzenleyen denetçi
ve sorumlular çağrılarak dinlenebilir (mad. 23/4).
Hesap yargılaması sonucunda Sayıştay dairelerince
verilen kararlar ilam niteliğindedir ve kesinleştikten
sonra doksan gün içerisinde yerine getirilmek
zorundadır (mad. 51/1, 53/1). Bu kararlara
karşı, kararın tebliğinden itibaren altmış gün içerisinde,
Sayıştay Temyiz Kuruluna temyiz talebinde
bulunulabilir (mad. 55/3). Temyiz Kurulu
kararlarına karşı da tebliğden itibaren on beş gün
içinde, bir defaya mahsus olmak üzere, 6085 sayılı
Kanun’un 57. maddesinde belirtilen sebeplerden
biri ile karar düzeltme yoluna başvurulabilir. Sayıştayın
kesinleşmiş kararlarına karşı, olağanüstü bir
kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesi yoluna
da gidilebilir. 6085 sayılı Kanun’un 56. maddesinde
belirtilen sebeplerden biri ile kararın tebliğinden
itibaren beş yıl içinde, hükmü veren daireye yargılamanın
yenilenmesi talebi yöneltilebilir.