aofsorular.com
HUK111U

Hukukta Yaptırım (Müeyyide)

7. Ünite 20 Soru
S

Hukukta yaptırım nedir ve kimler için uygulanabilir?

Yaptırım, hukuk kuralının ihlaline duyulan bir tepkinin sonucu olarak hukuk düzenlerinin ihlale ve ihlalcisine bağlamış olduğu sonuçlardır.

Bu sonuç şüphesiz bir zorlama ya da cebir biçiminde kendisini gösterir. Ayrıca ihlalin kimden geldiğinin önemi yoktur. Her ne kadar yaptırım denilince bireyler akla gelmekteyse de hukuk devletiyle birlikte devletin de sorumluluğu ilkesi benimsenmiştir.

Dolayısıyla yaptırımın muhatabı sadece bireyler değildir. Çünkü artık hukuk kurallarına uymak sadece bireylerle sınırlı değildir. Hukuk devletinde, devlet organ ve makamları da hukuk kurallarıyla bağlıdır. Bu açıdan devlet de hukuka aykırı eylem ve işlemlerinden sorumlu olup ona da
uygulanacak yaptırımlar söz konusudur.

S

Hukukun maddi zorlayıcılığı nedir?

Bir sosyal düzen kuralı olarak hukuku diğer sosyal düzen kurallarından ayırt eden en temel özelliklerinden birisi yaptırımın niteliğidir.

hukuk yaptırımları maddi bir nitelik taşır. Diğer bir söyleyişle kuralın ihlaline yönelik yaptırım, bireylerin ahlaken kınanması, dinen günahkâr olması veya vicdanen rahatsızlık hissedilmesi gibi içe dönük değildir. Yaptırım kendi dışında bir mekanizma aracılığıyla işletilmektedir.

Örneğin “fakire yardım et” emri ahlakta da dinde de var olan bir emirdir. Kişi ne
kadar zengin de olsa bu emre uymaması durumunda kişi ayıplanabilir, kınanabilir, günahkâr olabilir. Ancak kendi istemedikçe kendisi dışında bir mekanizma tarafından fakire yardım etmeye zorlanamaz veya buna uymadığı için kendisine bir yaptırım işletilemez.

Ne zaman ki bir kural, kaynağı ne olursa olsun (ister ahlak, ister din, ister gelenek vs.), ihlalciye toplumsal mekanizma tarafından birtakım zorlayıcı yaptırımlar işletir işte o vakit hukuk ile karşı karşıya bulunuruz.

Artık yaptırım manevi olmaktan çıkıp maddi bir niteliğe (dış dünyaya ait)
taşınmış olur. Bu özellik, hukukun maddi zorlayıcılığı ya da şiddet (cebir) denilen zorlama gücü ile açıklanmaktadır.

S

Yaptırımın tarihsel süreci hangi aşamaları içerir?

Kişisel Öç Aşaması

Kısas Aşaması

Hakem/Uzlaşma Aşaması

Modern Yargılama Aşaması

S

Kişisel öç aşaması nedir?

Tarihin en eski dönemlerinde yaptırım, kişisel
öç şeklinde uygulama alanı bulmuştur. Bu süreçte
yaptırım merkezileşmemiştir. Topluluk, sosyal düzen
kuralını ihlal ederek bireylere zarar verenlere
uygulanacak yaptırımı belirleme ve uygulama konusunda
bireylere yetki vermektedir. Çünkü toplulukta
merkezi kural koyma ve bunları uygulamak
için kurumlar hayata geçirilememiştir.

S

Kısas aşaması nedir?

Kişisel öç aşamasının ortaya çıkardığı ölçüsüz
yaptırımlar, sorunları çözeceği yerde daha da derinleştirmiştir.
Cezalandırmada intikam duygusu
adaleti sağlamadığı gibi yeni intikam duygularını
tahrik etmiş ve toplumu sürekli kargaşa ve kaosa
itmiştir. Bu nedenle kişisel öç yerine “kısas” yöntemi
uygulama alanına geçirilmiştir. Artık iki ölçü
devreye girmiştir: Birincisi hukuka aykırı eylem ve
zararın faili kimse ancak o kişiye karşı yaptırım uygulanacaktır.
Böylece cezada şahsilik ilkesi dikkate
alınmaya başlanmıştır. İkincisi ise mağdurun, faile
misliyle karşılık verme ölçütüdür. Yani kişi nasıl bir
hukuka aykırı eyleme maruz kalmışsa eylemi gerçekleştiren
kişiye aynısını yapma yetkisi verilmiştir.
“Diyet” yöntemi olarak da nitelendirilecek olan bu
yaptırım yöntemi kişisel öç yönteminin daraltılmış
biçimidir. Elbette saf anlamda kişisel öç sistemine
göre bir ölçü getirmekteyse de bünyesinde taşıdığı
intikam duygusu nedeniyle sorunu esastan çözemediğinden
zamanla terk edilmiştir.

S

Hakem/Uzlaşma aşaması nedir?

İlk iki aşamaya göre önemli bir ilerleme teşkil
eden uzlaşma ya da hakem aşaması, uyuşmazlığın
önce tarafların kendi aralarında çözüme bağlanması,
eğer taraflar uzlaşamamışlarsa hakeme taşımaları
ve hakem tarafından çözümüne dayanmaktadır.
Uyuşmazlığın bu yöntemle çözülmesi, yaptırımın
bireyin kendisi tarafından belirlenmesinden ibaret
olan kişisel öç ve kısas yöntemlerini devre dışı bırakmaktadır.
Bu açıdan kayda değer bir gelişmedir.
Artık birey kendisi yaptırım uygulayamayacak, hukuka
aykırılığın nasıl giderileceğini taraflar kendi
aralarında halledecekler ve bir çözüm bulamazlarsa
üçüncü kişiler aracılığıyla hukuka aykırılığın ortaya
çıkarttığı zarar ve mağduriyet çözüme bağlanacaktır.
Hakemler toplumun “saygın”, “bilge”, tarafsızlığına
inanılan ve güvenilen “ak-sakallı” kişileri olarak
görülen ve kıymet verilen kimseleridir. Ancak
bu yöntem de bazı sorunlar taşımaktaydı. Her şeyden
önce tarafların kendi aralarında uyuşabilmelerinde
zaman zaman güçlüklerle karşılaşılmaktaydı.
Eğer aralarında uyuşamamışlarsa hakemin belirlenmesinde
sorunlar yaşanmaktaydı. Her ikisine göre
sorun bir karara bağlanmış olsa da kararın yerine
getirilmesine ilişkin sorunlar ortaya çıkabilmekteydi.
Çözülemeyen her sorun ise bireyleri yeniden
kişisel öç, kısas gibi aşamalara taşımaktaydı.

S

Modern yargılama aşaması nedir?

Toplumların giderek kurumsallaşması ve merkezi
organların ortaya çıkışıyla birlikte yaptırımın
niteliği ve uygulama biçimi de değişmiştir. Artık
kişisel öç ve bunun bir uzantısı olarak diyet, kısas
gibi yöntemlere son verilmiştir.

Hangi düzeyde olursa olsun bugün
yaptırımı belirleme yetkisi devlete aittir. Hiç kimse
hukuka aykırılığa yaptırım koyma ve uygulama
yetkisine sahip kılınmamıştır.

Günümüzde uyuşmazlıklar devletin anayasası
ve kanunları ile yetkilendirilmiş organları tarafından
çözülür ve hangi eyleme ne gibi yaptırımların
uygulanacağını da kanunlar belirler. 

S

Günümüzde uyuşmazlıkların çözümünde yargı organları dışında bir alternatif var mıdır?

Uyuşmazlıkların çözümü konusunda temel
olarak iki sistem vardır. Birincisi, yargı
yoluyla uyuşmazlıkların çözümü, diğeri
ise yargılama yapılmadan uyuşmazlığın
çözümüdür. Arabuluculuk kurumunu da
içine alan bu ikinci sistem, alternatif uyuşmazlık
çözüm yöntemleri olarak adlandırılmaktadır.

S

Disiplin yaptırımları veya işveren tarafından işçiye uygulana yaptırımlar hangi kapsamdadır? 

Yaptırım devletin egemenlik yetkisine dâhil bir alandır. Bu yetki tekel bir yetkidir. Yaptırımı devlet organları işletebilir.

sorulan durum ilk bakışta bir çelişki gibi görünebilir. Çünkü bir işveren, devlet değildir. Oysa bir işveren, çalışanı hakkında işyeri disiplinini bozduğu ya da bir siyasal parti, üyelikle bağdaşmayan davranışlar içerisinde olduğu gerekçesiyle parti üyesi hakkında kendisi yaptırım kararı almaktadır.

Bununla birlikte bu durum yine devletin yaptırımlar konusunda tekel olma yetkisine halel getirmez. Yaptırımın ne olduğu, kim tarafından ve hangi şartlar altında uygulanacağı yine devlet tarafından belirlenmektedir. Bir başka deyişle özel şahısların uygulamış olduğu yaptırım yine devletin verdiği yetki çerçevesinde
gerçekleşmektedir.

S

Yaptırımın temel amacı nedir?

Yaptırımın temel amacı bireylerin hukuk kurallarına
uygun davranmalarını sağlamaktır. Bunu
gerçekleştirmek için de yaptırımın iki unsurundan
yararlanılır. Bunlardan ilki ihlal öncesine diğeri
ise ihlal sonrasına aittir. Aslında bu iki unsur bir
madalyonun iki yüzü gibidir. İhlal öncesi aşamayı
yaptırımın manevi unsuru, ihlal sonrası aşamayı ise
yaptırımın maddi unsuru olarak ifade edebiliriz.

S

Yaptırımda manevi unsur nedir?

Elbette hukuka aykırılığın önlenmesi temel amaçtır.
Ancak buna rağmen bazı bireyler hukuku ihlal
edebilir. İşte yaptırımdan beklenen amaçlardan ilki
hukuk ihlalinin önüne geçmektir. Deyim yerindeyse
hastalığın ortaya çıkmasına engel olmaktır. Buna
kısaca korkutma denilir. Bu nedenle manevi unsur
tabiri kullanılmaktadır.

S

Yaptırımın maddi unsuru nedir?

Her türlü önleme
karşı eğer ihlal ortaya çıkmışsa ihlalcinin cezalandırılması
gerekir. Buna yaptırımın maddi unsuru ya
da cebir unsuru denilir. Şüphesiz cebir yahut ödetme
ya da cezalandırmanın da amacı yine bireylerin
hukuka uygun hareket etmelerini sağlamaktır.

S

Yaptırımda olması gereken özellikler nelerdir?

Caydırıcılık

Ödeticilik (Kefaret)

Toplumsal Vicdanı Tatmin Edicilik

Ölçülülük

İnsan Onuruna Uygunluk

Islah ve Pişmanlığa İmkân Vericilik

Etkinlik

S

Özel hukuk kavramı neyi ifade eder?

özel hukuk, birey-birey veya birey-devlet arasında
eşitlik ve irade serbestliğine dayalı işlemlere uygulanan kurallardan oluşmaktadır.

S

Özel hukuk alanında yaptırımlar nelerdir?

İşlemin Hükümsüzlüğü

Tazminat

Zorla Yerine Getirme

S

İşlemin Hükümsüzlüğü (Geçersizliği) kendi içinde hangi isimlerle ayrılmıştır?

Yokluk

Mutlak butlan (Kesin geçersizlik)

Nispi butlan (İptal edilebilirlik)

askıda hükümsüzlük (Tek taraflı)

S

Yokluk nedir?

Yokluk ya da eski tabirle “keenlemyekün” hukukun
bilinen en eski yaptırımlarındandır. İlk bakışta
hayli ilginç bir terim olarak görünmektedir. Burada
fiziksel anlamda varlık ya da yokluk kastedilmemektedir.
Fiziksel anlamıyla ortada elbette bir
işlem bulunmaktadır. Fakat işlem öylesine hukuka
aykırılık taşımaktadır ki hukuk kendisini tanımamakta
ve böyle bir işlemi hukuk düzenine girmiş
dahi kabul etmemektedir. Bu nedenle kendisini
yok hükmünde nitelendirme yoluna gitmektedir.

S

Tazminat nedir?

Bilinen en eski hukuk yaptırımlarından birisi tazminattır. Her ne kadar para ile özdeş gibi görünse de temel mantığı uğranılan haksızlığın, hukuka aykırılığın eski hâle döndürülmesidir (restitutio in integrum). Diğer bir deyişle kimden gelirse gelsin (ister tüzel kişiler, ister gerçek kişiler) bir kişinin hukuka aykırı olarak mağduriyete uğratılması durumunda bu mağduriyetin çeşitli yollardan giderilmesini ve tamir edilmesini amaçlayan bir yaptırım tekniğidir.

S

Maddi tazminat nedir?

Maddi tazminat, hukuka aykırılık sonucu uğranılan
maddi ve ekonomik kayıpların parasal yoldan
karşılanması anlamına gelmektedir. Ortada hukuka
aykırı bir eylem veya işlem bulunmaktadır. Bu
eylem veya işlem kişinin malvarlığında birtakım
maddi kayıplara yol açmıştır. Diğer bir ifadeyle
malvarlığının aktifinde bir azalış veya pasifinde bir
artış meydana getirmiştir. Eğer bir kimsenin malvarlığında
hukuka aykırı eylem ve işlemden önceki
durum ile hukuka aykırı eylem ve işlemden sonraki
durum arasında bir eksi fark oluşmuşsa bu oranda
bir zarar ortaya çıkmıştır. Ekonomik açıdan ölçülebilir
bu zarar ve kaybın yine maddi açıdan karşılanmasına
maddi tazminat adı verilir. Hukuka aykırı
eylemle kişinin malvarlığında ortaya çıkan bu eksilme
zarar veren tarafından karşılanır.

S

Manevi tazminat nedir?

hukuka aykırılık kimi zaman malvarlığına verilen zararların yanı sıra kişide derin acı, elem, ıstırap ve üzüntü ortaya çıkartabilir. Hatta kimi zaman da kişinin malvarlığında bir eksilme meydana getirmemekle birlikte onun manevi dünyasını
(duygu dünyası, psikolojik yaşamı) tahrip edebilir. Eylem doğrudan kişinin şeref ve itibarına, onur ve saygınlığına zarar verebilir.

Örneğin bir hakaret kişinin maddi varlığında bir zarar ortaya çıkarmasa da manevi varlığını, kişilik haklarını zedeler. Öyle ki manevi zararlar bireylerde maddi zararlardan daha ağır etkiler de meydana getirebilir.

İşte maddi tazminat kişinin malvarlığı değerlerini korurken manevi tazminat kişinin manevi varlığını, kişilik değerlerini koruma amacı güden tazminattır.