Kadîm Dönemler Hukuku
Hangi Sümer kralları bürokrasiyle yönetilen güçlü bir merkezi devlet modeli ortaya koymuşlardır?
Sumer kralları, özellikle Akkad kralı Sargon ve daha sonra Hammurabi gibi hükümdarlar, asırlar boyu Mezopotamya’da süre gelen teokratik, site ve tapınak temelli devlet yönetimine -teorik planda olmasa da, fiilen- son vermiş ve yerine bürokrasiyle yönetilen güçlü bir merkezi devlet modeli ortaya koymuşlardır.
İnsanlığın bilinen en eski yazılı hukuk kuralları kim tarafından konulmuştur?
Tarihin belki de ilk sosyal reformist kralı Urukagina’nın koyduğu yasalar (Urukagina Yasaları), Sumer’in ve insanlığın bilinen en eski yazılı hukuk kurallarıdır. Ruhbân sınıfının yüksek ve zengin sınıflarla birleşerek yaptıkları mezalime karşı çıkan ve başına geçtiği halk tabakasının isyan ve ihtilali neticesinde Lâgaş hükümdarı olan Urukagina (2351-2342), zenginlerin fakirleri sömürmesine ve hepsinin de ruhbanlarca istismarına karşı bayrak açmıştı.
Sümer hukukunda çocuklar üzerinde velayet hakkı ne şekilde düzenlenmiştir?
Sümer hukukunda çocuklar üzerinde velayet hakkı esas itibarıyla babaya tanınmış olmakla beraber, babadan sonra velayet hakkı anaya aitti. Baba ve ananın ölümü halinde velayet hakkı en büyük çocuğa intikal ederdi.
Sümer özel hukukunda evlenme ve boşanmada kadın ile ilgili hükümler nasıldı?
Kural olarak, bir erkeğin meşru tek bir karısı olabilirdi. Kadın, kocasının sadakatsizliği, alâkasızlığı, evlilik hukukuna riayetsizliği gibi sebeplerle boşanma talebinde bulunabilirdi. Sümer hukuku, evlenmeyi, tek taraflı bir akit olarak kabul etmiştir. Kural olarak, bir erkeğin meşru tek bir karısı olabilirdi. Ancak, bazı hallerde ve belli şartlarda, erkeğin ikinci bir kadınla da evlenebilmesi mümkündü. Fakat, kocasına çocuk doğuramayan bir kadın, ona bir odalık/cariye temin edecek olursa, erkek ikinci bir kadınla evlenemezdi. Karısının temin ettiği bu odalıktan doğan çocuklar da, hukuki bakımdan, erkeğin meşru karısından doğmuş meşru çocuklar statüsüne girerdi. Karısının ağır, daimi hastalığı veya kısırlığı durumunda, erkek kendisi de, karısını terk etmemek ve ona bakmaya devam etmek kaydıyla bir odalık alabilirdi. Sümer hukukunda, erkek karısını alacaklısına rehin olarak verebilmekte; sadakatsizlik gösteren karısını köle olarak satabilmektedir. Karılık/analık görevlerini yapmaktan kaçınacak olursa nehre atılırdı. Zina erkek için mazur görülebilen bir şeydi, ama kadın ölümle cezalandırılırdı.
Sümer özel hukukunda baba ile ilgili miras bırakma hükümleri nasıldı?
Babanın vefatı halinde erkek çocuklar eşit olarak kendisine vâris olurlardı. Eğer baba, bazı erkek çocuklarını evlendirmeden vefat etmişse, bu erkek çocuklar, miras hisselerinden başka, evlenme masraflarına tekabül eden miktarda bir fazla alırlardı. Kız çocukları evlenirken, babalarından cihaz (şeriktu) aldıklarından, bunun onların miras hisselerine karşılık olduğu düşünülür ve kız çocukları babalarına mirasçı olamazlardı. Eğer baba, kız çocukları henüz evlenmeden ölmüşse, miras bütün çocuklar arasında -evlenmemiş kızlar da dahil- eşit olarak paylaşılırdı. Vefat eden babanın, hem meşru karısından, hem de odalığından çocukları varsa, bu ikinci kategorideki çocukları, ancak babaları sağlığında kendilerini evlat olarak tanımışsa babalarına vâris olabilirlerdi. Kadın, evlenirken kocasından nudunnu aldığından, ölen kocasına mirasçı olamazdı. Ancak, çocuğu olan kadın, dul kaldığı sürece, ölen kocasının evinde ikamet eder ve kocasından kalan bu mülkün intifa hakkına sahip olurdu. ölen kocasına mirasçı olamazdı.
Sümer kamu hukukunda yargılama yeri ve hakimler ile ilgili hükümler nasıldı?
Yargılama yeri tapınaklardı ve hakimler genellikle rahiplerdi; meslekten hakimler ise üst düzey mahkemelerde görev yaparlardı. Verilen karar kesin olup daha sonra kararı veren hakim veya mahkemece dahi onda herhangi bir değişiklik yapılamazdı.
Hammurabi Kanunnamesi’ne temel oluşturan kaynaklar hangisidir?
Sumer dönemine ait yazılı kanunnamelerin, bilhassa Ur-Nammu (veya Dungi) ve Lipit-İştar mecellelerinin, Hammurabi Kodu’na temel oluşturan kaynaklar olduğu düşünülmektedir.
Hammurabi Kanunnamesi hakkındaki bilgileri yazınız?
Hammurabi, örf ve âdet kurallarını ve mahkemelerde çeşitli konulara ilişkin olarak verilmiş kararları hukukçularına derlettikten sonra belki kendisi de bâzı reform niteliğinde eklemeler yaparak, meydana getirdiği, 282 maddelik İlk Çağ’ın en önemli hukuk anıtlarından biri olan bu Kanunnamesini, bir taş stel üzerine yazdırarak herkese ilan ve tebliğ mahiyetinde olmak üzere, Babil şehrindeki Marduk/ Esagila Tapınağı’na diktirmiştir. Kanunname’de düzenlenen hususlar, genel olarak evlilik ve aile mülkiyeti, mülkiyete karşı işlenen suçlar, arazi ve ev, ticaret ve alışveriş, saldırı ve yaralama, köle hukuku, meslek sahiplerinin verdikleri zararlar, eşya fiyatları ve ücretler gibi konuları içermektedir.
Hammurabi Kanunnamesinde mülkiyet edinme yolları ile ilgili düzenleme nasıldır?
Akit, miras, zamanaşımı ve birleşme’dir.
Hammurabi Kanunnamesinde olup da bugün modern hukukun kabul ettiği bazı önemli hukuki esaslar hangileridir?
Hammurabi Kanunnamesi, bugün de modern hukukun kabul ettiği bazı önemli hukuki esasları öngörmüştü. Bunlardan önemlileri: Hata da bir borç kaynağıdır. Beklenmeyen haller, sözleşmeden doğan borcu sona erdirebilir. Yetkisiz temsilcinin yaptığı işlemler, namına işlem yapılan şahsın icazetiyle geçerli hale gelebilir. Akitlerde iyi niyet esası hakimdir. Haksız fiillerle ilgili olarak genel bir değerlendirmede bulunmak gerekirse, herkesin sebep olduğu zararı tazmin etmesi ilkesinin genel bir hukuk prensibi olduğu ve uygulandığı anlaşılmaktadır
Hammurabi Kanunnamesinde, cezalandırmada esas ilke nedir?
Cezalandırmada esas ilke “lex talions” (kısas) ilkesiydi yani tarafların sosyal statüsü eşitse, suç sayılan fiilin aynısının devletçe suçlunun şahsına da uygulanmasıydı. Öldürene ölüm cezası; göz çıkarana, göz çıkarma cezası verilmesi gibi. Ancak, kısas cezasının uygulanmasında suçlunun suçu işleme kastının varlığı aranır, böyle bir kasıt yoksa kısas cezasının yerine tazminat gibi cezaların verilmesi yoluna gidilir. Kasıt, cezai sorumluluğun esasıdır.
Orta Assur Kanunları ile ilgili özellikler nelerdir?
Orta Assur Kanunları, Aşağı yukarı Hz. Musa’nın zamanında ve belki de biraz daha öncesinde [MÖ 1450-1250 yıllarında] tedvin edildiği ve hazırlanışında Hammurabi Kodu’ndan yararlanıldığı anlaşılmaktadır. Daha önceki yasa düzenlemeleriyle karşılaştırıldığında çok daha sert ve şiddetli cezalara yer verildiği görülmektedir.
Hitit’te Büyük Kralın yetkileri nelerdir?
Kanun yapma, hukuki ihtilafları çözme; yönetim ve askerlikle ilgili tüm yetkiler Büyük Kralın şahsında toplanmıştır aynı zamanda “Başrahip” olarak, en yüksek ruhani yetki ve otoriteye sahiptir, emir ve yetkileri mutlaktır, tartışılamaz.
Hitit’te adalet kavramı simgesi nedir?
Adalet kavramı Güneş’le simgelenir ve Arinna’nın Güneş Tanrıçası’nın, adaletin koruyucusu ilahesi olduğuna inanılır.
Hitit hukukunun Hammurabi Kanunnamesine göre özellikleri nelerdir?
Hammurabi Kanunnamesindeki suça yaklaşım felsefesi, “kısas”, “misliyle mukabele” ilkesi olduğu halde; Hitit hukuk zihniyeti, doğan zararın bir şekilde giderilmesi ve mağdurun bu yolla tatmin edilmesi esası üzerine kuruludur. Öte yandan, zamanın icaplarına göre kolaylıkla yeni bazı düzenlemelere ve değişikliklere gidilebilmiş olması Hitit Hukukunun bir başka önemli özelliğidir.
Hitit hukukuna göre krala/devlete karşı gelme ve saygısızlıkta bulunmaya ilişkin cezaların kapsamı hakkında bilgi veriniz?
Hitit hukuk zihniyetine göre, tanrılara ve onun temsilcisi konumundaki krala/devlete karşı gelme ve saygısızlıkta bulunmaya ilişkin suçlar, hatta bunlar istenmeden kazaen vuku bulsalar bile, en ağır cezaları gerektirirdi; o kadar ki bazen bu kişilere verilen cezalar onların ailelerine bile sirayet edebilirdi.
Hitit hukukunda cezalandırma ile ilgili kurallar nelerdir?
İlke olarak suçluların devlet organları tarafından cezalandırılmaları esası benimsenmiş ve ihkak-ı hak ve intikam uygulamasına yer verilmemiş olmakla beraber, geçmiş dönemlerin bir kalıntısı olarak, istisnai de olsa, bazı durumlarda, suçtan zarar görenlere suçluyu bizzat cezalandırma imkanı tanındığı görülmektedir. Mesela, karısını, kendi evinde bir başkası ile zina halinde yakalayan koca, her ikisini öldürebilirdi.
İbrani Hukukunun, dayandığı temel hukuk metinleri hangileridir?
Kudüs’ün Romalılar tarafından işgal ve tahribinden önceki birinci devrede hukukun kaynağı Tanah (Tevratı ve Zeburu da içeren ve 39 kitaptan oluşan Eski Ahit) ve örf ve âdet hukukudur. İkinci devirde ise Mişna ve Talmud da hukuk kaynakları arasına katılmıştır. Talmud, Yahudilerin medeni ve dinî kanunlarıdır ve Tevrat’ın devamı, mütemmimi sayılır.
İbrani Hukukunda fertler hukukî ehliyet bakımından hangi özellikleri taşır?
İbrani Hukukuna göre fertler hukuki ehliyet bakımından eşit statüde değildir. Daha önceki toplumlarda gördüğümüz hürler ve köleler ayrımına, ırk (kavim) esasına dayalı bir ayrımcılık da eklenmiştir. Çünkü, Tevrat’ta Tanrı’nın sadece İbranileri diğer bütün insanlar arasından kendi “öz halkı” olarak seçtiği bildirilmektedir (Tesniye: VII/6). Bu ayrımcılık İbrani mantalitesinde en temel esası oluşturduğundan, genel nitelikteki hükümlerde bile zımni olarak -sadece ve özellikle- İbranilerin kastedildiği unutulmamalıdır. Özetle, kişiler önce Yahudi olanlar ve olmayanlar şeklinde ikiye, bunlar da kendi içlerinde hür olanlar ve köle olanlar şeklinde ayrıca iki ayrı kategoriye ayrılmış ve ona göre hukuki düzenlemeler getirilmiştir.
İbrani Hukukunda, Suçlulara verilecek cezada temel ilke nedir? Adam öldürme ile ilgili cezai kural nasıl işlemektedir?
Suçlulara verilecek cezada temel kural kısas ilkesidir, “cana can, göze göz, dişe diş, ele el, ayağa ayak, yanığa yanık, yaraya yara, bereye bere” esası kabul edilmiştir. Bu yaklaşım içinde, adam öldürmenin cezası ölümdür; öldürülen kimsenin en yakın akrabası suçluyu takip edip öldürebilirdi. Cinayet durumunda Yahve’nin, ölenin yakınlarının bizzat intikam alması hususunda teşvikçi bir tutum takındığı görülmekte, onların bedel alarak intikam haklarından vazgeçmelerini kesinlikle istememektedir. Bu ilkenin uygulanmasına o kadar önem veriliyordu ki; Tevrat’ta, karşı taraf kabul etse dahi, diyet ödenmesi uygulamasına karşı çıkılmaktadır. Ancak, işlenen fiilin kasten değil, kazaen veya ihmal sonucu vuku bulması gibi bazı istisnai hallerde diyet uygulamasına cevaz verildiği görülmektedir.
Hint/Brahman Hukukunda evlilik ile ilgili hükümler hakkında bilgi veriniz?
Hint/Brahman Hukuku, yasal evlilikleri, makbul ve şerefli olan ve yasal olmakla beraber, makbul ve şerefli olmayan evlilikler şeklinde ikiye ayırmış ve sekiz çeşit nikah öngörmüştür. Makbul ve şerefli evlilikleri diğerinden ayıran en önemli özellik, kadının babasının evlenmeye razı olması ve evlenme masraflarını üstlenmesi; erkeğin evleneceği kadına, onun mülkü olmak üzere bir miktar mal (stridhana: “mehir”) vermesi ve evliliğin dini bir ayinle icra edilmesidir. Yakın akrabalar arasında evlilik Hint Hukukunda yasaklanmıştır. Gotama Mecellesine göre bir erkek, baba tarafından altıncı, ana cihetinden dördüncü dereceye kadar akrabadan bir kadınla evlenemezdi. Kan hısımlığı yanında, sıhrî hısımlık da evlenme yasağı oluştururdu. Kocası ölmüş olsa dahi, kayınpederle gelinin veya erkek kardeşlerin, ağabeylerinin veya küçük kardeşlerinin eşleriyle ilişki kurmaları çok ağır ve iğrenç görülen bir suç (ensest) ve günahtı.
Hint/Brahman Hukukunda, Taşınmazlar üzerinde mülkiyet edinme hakkı ile ilgili kurallar nasıldır?
Taşınmazlar üzerinde mülkiyet edinme hakkı sadece ilk üç kasta tanınmaktadır. Brahmanlar satın alma yoluyla toprak sahibi olamaz, ancak bağış yoluyla olabilirler. Ayrıca toprağı bizzat işleyemez, işletemezlerdi; başka kastlardan kişilere kiraya vermeleri gerekirdi. Kşatriyalar da toprak satın alamazlardı; onlar ancak fetih/ganimet yoluyla toprak edinebilirlerdi. Brahmanlar ve Kşatriyaların alım-satım, ticaret gibi işlerle uğraşmaları yasaktı; ancak karz, istikraz, emanet gibi sınırlı işlemleri yapabilirlerdi. Vaysiyalar için bu konuda bir kısıtlama yoktu, her türlü hukuki işlemlerde bulunabilirlerdi. Sudralar ise taşınmaz sahibi olamaz; ancak diğer sınıfların topraklarında işçi veya ortakçı olarak çalışabilirlerdi.
Vasiştha Mecellesinde usûl hukuku ile ilgili önemli hükümler hangileridir?
Vasiştha Mecellesinde usul hukuku ile ilgili önemli hükümlere rastlanmakta, mesela, mülkiyetin yazılı delil, şahitler ve zilyetlik gibi üç çeşit delil ile ispat edilebileceği belirtilmektedir. Yajnavalkiya Mecellesinde yer alan usul hukukuna dair diğer bazı hükümler de şunlardı: Mahkemelerde görülecek davalarda deliller taraflarca mahkemeye sunulmak gerekir. Savunmalarını yapabilmeleri için hakim davalı tarafa münasip bir süre vermelidir. Mahkemede zabıt tutulmalı ve tarafların iddia ve müdafaaları bu zabıtlara geçirilmelidir. Bir dava görülürken, açılacak mütekabil dava, ancak ilk dava sonlandıktan sonra kabul edilebilir.
Çin’de MÖ VI. asrın başlarında Cheng ve Chin dükalıklarınca oluşturulan kanunlar külliyatının özellikleri nelerdir?
Bu mecelle, aristokrasi yanlısı bir düzenleme idi. Onların kendi kendilerini disipline edecekleri faraziyesinden hareketle aristokratlar birçok cezai düzenlemenin dışında tutuluyorlardı. Meselâ bu sınıftan soyluların cinayet işlemeleri hâlinde intihar etme yoluna giderek kendi kendilerini cezalandırmaları öngörülüyordu ve pek çoğu da bunu yaptı.
Çin hukukunda evlenme ile ilgili kurallar nasıldır?
Evlenme “kadının satın alınması” şeklinde yapılırdı. Evlenecek erkeğin babası kızın babasına kıymetli bir hediye göndererek onu satın alır, kız tarafı da buna, hatırı sayılır bir çeyiz göndererek karşılık verirdi. Baba cihetinden akrabalarla evlenilemezdi; evlenecek kadın ve erkeğin aynı sülaleden olmaması gerekirdi. Servet durumu müsait olan erkekler, cariye edinebilir ve birden fazla kadınla evlenebilirlerdi ama bu sonraki eşler hiçbir zaman ilk eşin statüsünde olamazlardı.
Çin hukukunda yargılama süreci nasıldı?
Yargılama süreci basitti, lisanslı noterler müvekkilleri lehine hazırladıkları metinleri mahkemede okurlardı. Şüphelilerin parmak izleri alınır ve itiraflarda bulunmaları için işkence uygulanırdı. Cezalar şiddetli idi; saçların kesilmesinden başlar, kamçılamaya, sürgüne ve idam cezasına kadar uzanırdı. Eğer suçlu yüksek mevki ve sınıftan biri ise idam cezası onun kendisini öldürmesine izin verilmesi şeklinde uygulanırdı.