aofsorular.com
ADL102U

Adli (Yargısal) Kararlar

8. Ünite 24 Soru
S

Genel görevli ilk derece mahkemeleri hangi mahkemelerdir?

Hukuk mahkeme­leri, ceza mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri genel görevli ilk derece mahkemeleri­dir.

S

Dünyada benimsenen yargı örgütü sistemleri nelerdir?

Dünyada yargı örgütü bakımın­dan iki temel sistem öngörülmüştür. Bunlardan ilki, Anglo Sakson ülkelerinde benimsenen yargı birliği sistemidir. Diğeri ise Kara Avrupası ülkele­rince uygulanan yargı ayrılığı sistemidir.

S

Mahkemenin vermiş olduğu kararlar kaça ayrılır? Bunlar arasındaki anlamsal fark nelerdir?

Mahkemelerin vermiş olduğu kararlar, usule ilişkin olabileceği gibi esasa ilişkin de olabilir. Usu­le ilişkin kararlar, davanın esasına ilişkin olmayan kararlardır. Bir başka ifadeyle yargılama konusu işin esasıyla ilgili olmayan, usul hukukuna ilişkin sorunlar hakkında verilen kararlar usule ilişkindir. Örneğin davalının yetki itirazı üzerine mahkeme­nin verdiği karar, usule ilişkin bir karardır. Esasa ilişkin kararlar ise uyuşmazlığın esası ile ilgili veri­len kararlardır. Buna göre davacının davasının esas­tan incelenerek reddedilmesi veya davanın kabul edilmesi esasa ilişkin kararlardır.

S

Hangi durumlarda mahkeme nihai bir kararla dosyadan el çekmiş olur?

 Aşağıdaki hâllerde mahkeme nihai bir kararla dosyadan el çekmiş olur:

  • Uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi,
  • Uyuşmazlığın esastan görülmesinin mümkün olmadığı hâllerde usule ilişkin bir karar verilmesi (usule ilişkin nihai kararlar),
  • Davanın konusuz kalması,
  • Davanın açılmamış sayılması kararı.
S

Bir davada mahkemenin görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermesi, mahkemenin vereceği hangi kararlar arasına girer?

Bir davada mahkemenin görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermesi, usule ilişkin nihai karardır.

S

Esasa ilişkin nihai kararlarda hükümde bulunması gereken unsurların kapsadığı hususlar nelerdir?

Hükümde bulunması gereken unsurlar HMK’nin 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:

• Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numa­raları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiği,

• Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri,

• Tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bun­lardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler,

• Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresi,

• Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzaları,

• Gerekçeli kararın yazıldığı tarih.

S

Ara karar ile nihai karar arasındaki farklar nelerdir?

Ara kararlar yargılamayı sona erdirmeyen kararlarken nihai kararlar yargı­lamayı sona erdirmektedir. Bunun yanında hâkim, verdiği ara karardan dönerek onu değiştirebilir. Buna karşın, hâkimin vermiş olduğu nihai karardan dönmesi mümkün değildir. Ancak mahkemenin verdiği ara karar, taraflardan birisinin lehine usuli müktesep (kazanılmış) hak oluşturuyorsa hâkimin bu ara karardan da dönmesi mümkün değildir. Ara kararlara karşı tek başına kanun yoluna başvurulamaz. Bu kararlara karşı ancak nihai kararla bir­likte kanun yoluna başvurulması mümkündür. Nihai kararlara karşı ise kural olarak (kanunda belirtilen şartlar varsa) kanun yoluna başvurulması mümkündür.

 

S

Geçici hukuki koruma tedbirleri nelerdir?

 

Bazı durumlarda mahkemenin, daha dava açılmadan önce veya davada esasa ilişkin karar verilinceye kadar geçen sürede, hak kaybının ortaya çıkmaması amacıyla geçici nitelikte bazı koruma tedbirlerine ka­rar vermesi zorunluluğu ortaya çıkabilir. İşte bu nitelikteki kararlara, bir üst kavram olarak geçici hukuki koruma tedbirleri denilmektedir. Bunun tipik örneği ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delil tespitidir.

 

S

İhtiyati tedbir kararında hangi hususlar yazılır?

 

İhtiyati tedbir kararında şu hususlar yazılır (HMK 391. m.):

• İhtiyati tedbir talep edenin, varsa kanuni temsilcisi ve vekilinin ve karşı tarafın adı, soyadı ve yerle­şim yeri ile talep edenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,

• Tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı,

• Tereddüde yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiği,

• Talepte bulunanın, ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceği,

S

İhtiyati haciz kararında hangi hususlar yazılır?

İhtiyati haciz kararında ise şu hususlar yazılır (İİK 260. m.):

• Alacaklının ve icabında mümessilinin ve borçlunun adı, soyadı ve yerleşim yeri,

• Haczin ne gibi belgelere müsteniden ve ne miktar alacak için konulduğu,

• Haciz konulmasının sebebi,

• Haczolunacak şeyler,

• Alacaklının zararın tazminiyle mükellef ol­duğu ve gösterilen teminatın nelerden iba­ret bulunduğu.

 

S

Mahkemenin vereceği ara karar ile nihai karar arasındaki fark nedir?

Mahkemenin vermiş olduğu karar, yargılama­yı ilerletmeye yönelik olup bu kararla mahkeme dava dosyasından el çekmiyor ise söz konusu ka­rar, ara karardır. Buna karşın mahkeme, verdiği kararla dosyadan el çekiyor ve yargılamayı sonlan­dırıyorsa bu karar, nihai bir karardır.

 

S

Ceza mahkemesi açısından mahkeme tarafından yargılamanın sonunda verilen hükümler nelerdir?

Ceza mah­kemesi açısından, mahkeme tarafından yargılamanın sonunda verilen ve yargılamayı sona erdiren karar, hüküm olarak tanımlanmaktadır. Bu husus Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 223. maddesinde şu şe­kilde düzenlenmiştir; “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı hükümdür.

 

S

Ceza mahkemeleri açısından beraat kararı hangi durumlarda verilir?

Beraat kararı aşağıda belirtilen hâllerde verilir:

• Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,

• Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,

• Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,

• Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bu­lunması,

S

Ceza mahkemelerinde Sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı hangi durumlarda verilir?

Sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı ise şu durumlarda verilir:

• Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hâli ya da geçici nedenlerin bulunması,

 

• Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağla­yıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hâli ya da cebir veya tehdit etki­siyle işlenmesi,

• Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması,

• Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşül­mesi hâllerinde, kusurunun bulunmaması halinde.

 

S

Adli yargı dışındaki bir yargı mercine yönelik gö­revsizlik kararı, kanun yolu bakımından hüküm sayıldığına göre bu hükümde bulunması gereken hususlar nelerdir?

 

Hükümde bulunması gereken hususlar CMK’nin 232. maddesinde gösterilmiştir. Buna göre hükmün başına, ‘Türk Milleti adına’ verildiği yazıldıktan sonra;

  • Hükmü veren mahkemenin adı,
  • Hükmü veren mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanunî temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği,
  • Beraat kararı dışında, suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
  • Sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı ta­rih ve süre ile halen tutuklu olup olmadığı yazılır.
  • Hükmün gerekçesi ve varsa karşı oy ge­rekçesi, tümüyle tutanağa geçirilmemiş ise açıklanmasından itibaren en geç 15 gün içinde dava dosyasına konulur.
  • Karar ve hükümler, bunlara katılan hâkimler tarafından imzalanır.
  • Hüküm sonucu tefhim edildikten sonra, gerekçeli karar imzalanmadan hâkim ölür veya herhangi bir sebeple kararı imzala­yamayacak hâle düşer ise yeni hâkim, tef­him edilen hükme uygun olarak gerekçeli kararı bizzat yazarak imzalar. Toplu mah­kemelerde böyle bir durumun gerçek­leşmesi hâlinde, hüküm diğer hâkimler tarafından imzalanır ve başkan veya en kıdemli hâkim tarafından, hükmün al­tına diğer hâkimin imza edememesinin sebebi yazılarak imza olunur.
  • Hüküm fıkrasında, CMK’nin 223. mad­desine göre verilen kararın ne olduğu­nun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru ola­nağı varsa süresi ve mercinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösteril­mesi gerekir.
  • Hükümlerin nüshaları ve özetleri mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafın­dan imzalanır ve mühürlenir.
S

İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarında bulunması gereken hususlar nelerdir?

İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarında bulunması gereken hususlar, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 24. maddesinde gösterilmiştir. Buna göre idare mahkemesi ve vergi mahkemesi kararlarında;

• Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları ya da unvanları ve adresleri,

• Davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti, istem sonucu ile davalının savunmasının özeti,

• Danıştay’da görülen davalarda tetkik hâkim ve savcısının ad ve soyadları ile düşünceleri,

• Duruşmalı davalarda duruşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hazır bulunan taraflar ve vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadları,

• Kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hüküm; tazminat davalarında hükmedilen taz­minatın miktarı,

• Yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiği,

• Kararın tarihi ile oy birliği ya da oy çokluğuyla verildiği,

• Kararı veren mahkeme başkan ve üyelerinin veya hâkiminin ad ve soyadları, imzaları ve varsa karşı oyları,

• Kararı veren dairenin veya mahkemenin adı ve dosyanın esas ve karar numarası belirtilmelidir.

S

Ülkemizde benimsenen kanun yolu sisteminin  20.07.2016 tarihinden itibaren verilen kararlar bakı­mından tabi olduğu üç dereceli sistem nedir?

Ülkemizde benimsenen kanun yolu sistemi, 20.07.2016 tarihinden itibaren verilen kararlar bakı­mından üç dereceli sisteme tabidir. Buna göre ilk de­rece mahkemelerinin vermiş olduğu kararlara karşı, üst derece mahkemesi olarak bölge adliye mahkeme­sine (istinaf mahkemesi) başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesinin yaptığı inceleme sonunda verdiği ka­rara karşı da şartları varsa bir üst derece mahkemesi olan Yargıtaya başvurulması mümkündür.

 

S

Adli yargı alanında ve idari yargı alanında üst derede mahkemeleri hangi kurumlardır(mercilerdir)?

Yargıtay, adli yargı alanında üst derece mahkemesi­dir. Buna karşın idari yargıda üst derece mahkemesi Danıştaydır.

 

S

Mahkemede hangi durumlarda  verilecek kararlara karşı istinafa başvurulabilir?

İlk derece mahkemelerinden verilen nihai ka­rarlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabi­lir (HMK 341/1. m.).

S

İstinaf yoluna başvurmak isteyen tarafın istinaf dilekçesinde hangi hususların  bulunması gerekir?

İstinaf yoluna başvurmak isteyen tarafın istinaf dilekçesini hazırlayarak mahkemeye sunması gere­kir. İstinaf dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur (HMK 342/2. m.);

• Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatla­rı, adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri,

• Varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, so­yadı ve adresleri,

• Kararın hangi mahkemeden verilmiş oldu­ğu ve tarihi ile sayısı,

• Kararın başvurana tebliğ edildiği tarih,

• Kararın özeti,

• Başvuru sebepleri ve gerekçesi,

• Talep sonucu,

• Başvuranın veya varsa kanuni temsilci ya da vekilinin imzası.

S

Bölge adliye mahkemesinin yaptığı istinaf incelemesinin , temyizden farkı nedir?

Bölge adliye mahkemesinin yaptığı istinaf incelemesinde, temyizden farklı olarak hem hukuka uygunluk denetimi yapılmakta hem de kanunda belirtilen hâllerde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak tekrar yargılama yapılması söz konusu olmaktadır.

S

Bölge adliye mahkemesinde duruşma yapılmasına gerek olmayan usule  ilişkin durumlar nelerdir?

Bölge adliye mahkemesinde duruşma yapılmasına gerek olmayan hâller, ikiye ayrılmıştır. Bu ayrıma göre duruşma yapılmaksızın, dosya üzerinden inceleme yapılacak hâller, usule ve esasa ilişkin olabilir (HMK 353. m.).

Duruşma yapılmasına gerek olmayan usule iliş­kin hâller şunlardır:

• Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması,

• İleri sürülen haklı ret talebine rağmen red­dedilen hâkimin davaya bakmış olması,

• Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bak­mış bulunması,

• Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması,

• Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına karar verilmiş olması,

• Mahkemece, tarafların davanın esasıyla il­gili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hâlinde, duruşma yapılmadan karar verilir.

S

Bölge adliye mahkemesinde duruşma yapılmasına gerek olmayan esasa  ilişkin durumlar nelerdir?

Duruşma yapılmasına gerek olmayan esasa iliş­kin hâller ise şunlardır:

• İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,

• Yargılamada eksiklik bulunmamakla bera­ber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek ye­niden esas hakkında,

• Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma ya­pılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bun­ların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.

S

Yargıtay’ın alt derece mahkemesi kararını kaldırarak bizzat yargılama yapıp işin esası hakkında karar verebilir mi?

Yargıtay’ın alt derece mahkemesi kararını kaldırarak bizzat yargılama yapıp işin esası hakkında karar vermesi mümkün değildir.