“Hellen ve Roma Tarihi” Kitabının “Askeri Anarşi Dönemi’nden Theodosius Hanedanına” başlıklı 8. Bölümünde bu soru ile ilgili şu bilgiye yer verilmektedir.
Bu karmaşa döneminde, Numerianus’un öldürülmesinin ardından, M.S. 284 Kasım ayında Diocletianus askerleri tarafından imparator ilân edildi. M.S. 285 yılı yazında Diocletianus’un Carinus’u Margum mevkiinde yapılan savaşta yenilgiye uğratması ve Carinus’un kendi askerleri tarafından öldürülmesi sonucu Diocletianus artık Roma dünyasının tartışmasız yegâne imparatoru olarak kaldı. Roma’ya gelerek imparatorluk yetki ve unvanlarını Senatus’tan aldı. Ancak, önceki yıllarda imparatorluk topraklarına kuzeyden ve doğudan yapılan dış saldırılar (German kavimleri ve Parthlar / Sasaniler gibi), içteki ayaklanmalar ve aynı anda birden fazla imparatorun ya da gasıpın egemen olması büyük sıkıntılara neden olmuş ve imparatorluğun geniş sınırlarının tek bir hükümdar tarafından kontrol altında tutulamayacağı / yönetilemeyeceği gerçeğini de göstermişti. Bu yüzden Diocletianus “principatus” denen ve imparatorun tüm yetkileri üstlenerek “birinci yurttaş” statüsüyle sahip olduğu önceki yönetim biçimini terk ederek, “dominatus” denen ve imparatorun mutlak hükümdarlığını tartışmasız kabul eden yeni bir yönetim biçimini benimsedi. Bu yeni yönetim biçimi monarşik yapıya daha yakın bir rejimi ifade etmekteydi. Ancak, Diocletianus imparatorluğun mutlak hâkimi olmasına rağmen, bu kadar geniş bir coğrafyayı tek başına yönetemeyeceğinin de farkındaydı. Bu düşünceyle askeri ve idari alanda güvendiği bir dostuna, Maximianus’a augustus unvanı vererek imparatorluğun yönetimine ortak yaptı (M.S. 286 Nisan). Bundan böyle Diocletianus Nikomedeia’da, Maximianus ise Mediolanum’da ikamet etmeye başladılar.
Bu nedenle sorunun doğru cevabı A şıkkıdır.