HAREKETLİ GÖRÜNTÜNÜN TARİHİ

Bu gösteride yer alan filmlerden ilki, bir köpek, bisikletli bir adam ve yüzlerce insanın topluca fabrika kapısından çıkışını anlatan Lyon’daki Lumiére Fabrikası’ndan İşçilerin Çıkışı (La Sortie de l’Usine Lumière à Lyon, 1895) adlı 46 saniyelik filmdir.

Tarihsel olarak sinematografın halka açık ilk gösterimi olan 28 Aralık 1895 tarihi de, daha sonradan sinema tarihçileri tarafından, sinemanın başlangıcı olarak kabul edilir. İlk gösterim Paris’teki Capucines Bulvarında bulunan Grand Cafe’de bodrumunda 120 kişilik salon Indien’de gerçekleşir. Yapılan bu gösterimde, sabit bir kameranın çektiği Trenin Ciotat Garı’na Girişi (L’Arrivée d’un Train en Gare de la Ciotat, 1895) adlı filmdir

CMYK olarak tan›mlanan dört renk; MaviYeflil (Cyan), Mor (Magenta), Sar› (Yellow) ve Siyah (Black) dir.

Lumiere kardefller “sinematograf” adını verdikleri cihazın patentini alarak, film tarihinin bafllangıcına imza atmışlardır.

O dönemde Meliés, filmi bir gösteri aracı olarak insanların yaflamına sokar. Lumiére Kardeşler’den farklı olarak, filmi fotoğrafın etkisinden kurtarır. Böylece film yoluyla belirli bir öykü anlatma dönemi Meliés ile başlar.

Meiles’in başına gelen tesadüfî bir kaza onun sinemasının dönüm noktası olur. Bir gün Paris’te dış çekim yaptığı sırada aygıt tutukluk yapar. Bu kaza Meliés’in filmde ilk özel efekti yaratmasını sağlayan görsel illüzyona neden olur ve alıcının durdurularak, önündeki nesne ve insanların değişimi hilesini keşfetmiş olur. Meliés bunun ardından stop motion ve superempoze yöntemlerini de keşfeder.

Fransa’da ilk televizyon yayını 31 satırlık bir sistemle 1931 yılında gerçekleşti. Bu yayın deneme niteliğindeydi.

Ay’a Seyahat sinema tarihinin ilk bilim kurgu filmi olarak kabul edilir. Ayrıca filmin yanılsama biçiminin en iyi bilinen örneği ve ilk dönem sinemanın en itinalı filmlerinden biridir. Melies bir anlamda ilklerin yönetmenidir.

1967 yılında Almanya’da var olan siyah beyaz televizyon sistemi ile uyumlu bir renkli televizyon sistemi olarak kabul edildi.

Bir Ulusun Doğuşu (Birth of a Nation), Griffith’in sinemayı bir anlatım aracı olarak kulanması açısından bir çok ilki içerir.

Eğlence ile özdeşleştirilse de, aynı zamanda sanat dalları içerisinde yer alan ve 7. Sanat olarak adlandırılan sanat dalı filmdir.

Modern sinema dilini ilk kez kullanan yönetmen D.W. Griffith’dir.

I. Dünya savaşının başlaması, 1914 yılına kadar Amerika ve Avrupa sinemasının hakimi olan Fransız ve İtalyan filmlerinin egemenliğinin son bulmasının nedenidir.

Sesli sinema, sinemanın II. Dünya Savaşı sonrasında televizyonla rekabet edebilmek için uyguladığı yöntemlerden biri değildir.

Daha çok Amerikan sineması olarak adlandırılan ve genelde bir kahramanın macerasını anlatan sinema türüne Holywood Stili denilmektedir.

1910’lu yılların sinema sektörü ile ilgili olarak, “Hollywood filmleri, tanımlaması sanat sineması meraklıları için yüceltilen bir sinema tanımlaması olmuştur.” Yargısı yanlıştır.

Sinema tarihinde paralel kurguyu ilk kez kullanan yönetmen Edwin S. Porter’dır.

Paragrafta bahsi edilen Potemkin Zırhlısı filminin yönetmeni Sergeri M. Eisenstein’dır.

Luis Delluc ilk film eleştirmenlerindendir.