aofsorular.com
FOT102U

Filmin Tarihi

1. Ünite 20 Soru
S

Ağtabakadaki kalıcılık ya da görme ısrarı olarak da bilinen “ağtabaka izlenimi”ni, 1824’de bilimsel olarak tanımlayan İngiliz bilim adamı kimdir?

Ağtabakadaki kalıcılık ya da görme ısrarı olarak da bilinen bu kusur Antik Mısır’dan bu yana bilinen fakat bilimsel olarak 1824’de İngiliz bilim adamı Peter Mark Roget tarafından tanımlanan karakteristik bir insan algısıydı.

S

Göz önünden yok olan bir görüntünün, ağtabakada çok kısa bir süre beyinde tutulması ve arka arkaya gelen durağan görüntülerin bir yanılsama sonucu hareketliymiş gibi algılanmasına ne ad verilmiştir?

Durağan resimlerden oluşan hareket bir yanılsama sonucu hareketliymiş gibi algılanır. Buna fi (phi) olgusu ya da stroboskobik hareket denir. 

S

17. yüzyılın ortalarında Hollanda’da kaşifler gündüzleri ışık kaynağı olarak güneşi, geceleri de kandil ışıklarını kullanarak yansıtıcı bir yüzey üzerine boyanmış resimleri bir mercek aracılığıyla bir duvarın üzerine yansıttılar. Bugünün sinema salonlarındaki projeksiyon cihazının atası sayılan bu aygıta ne ad verilmiştir?

17. yüzyılın ortalarında Hollanda’da kaşifler gündüzleri ışık kaynağı olarak güneşi geceleri de kandil ışıklarını kullanarak yansıtıcı bir yüzey üzerine boyanmış resimleri bir mercek aracılığıyla bir duvarın üzerine yansıttılar. Bugünün sinema salonlarındaki projeksiyon cihazının atası sayılan bu aygıt “Büyülü Fener (Magic Latern, Laterna Magica)”di.

S

Bugünün sinema salonlarındaki projeksiyon cihazının atası sayılan gösterim aygıtı büyülü feneri ilk kez çizimlerle anlatan bilim adamı kimdir ve çizimlerinin yer aldığı kitabın adı nedir?

Ortaçağ’da hatta daha önceleri kullanılan aygıtlar olduğu bilinse de , büyülü fener ilk kez Alman cizvit papazı ve bilim adamı Athanasius Kircher tarafından Işık ve Gölgenin Yetkin Sanatı (1646; Ars Magna Lucis et Umbrae) adlı kitapta çizimlerle aygıt tanımlanmıştı.

S

17. yüzyılda bulunuşundan sonraki iki yüzyılda hızla Avrupa’ya yayılan ve geliştirilen büyülü fener, bir eğlence aracı haline gelerek insanların kalabalık gruplarla karanlık mekanlarda izlediği bir gösteriye dönüşmüştür. Bunlardan en etkili olanı, ilki 1798’de Paris’te yapılan ince ve şeffaf bir perdenin arkasına gizlenen büyülü fenerle yansıtılan iskelet, hayalet ve korku verici figürlerin görüntüleri olan bir gösteri olmuştu. Bu gösterinin adı nedir ve kim tarafından gerçekleştirilmiştir?

 Bu gösterinin adı Fantazmagorya’dır ve Belçikalı Etienne Gaspar Robert tarafından gerçekleştirilmiştir.

S

Sinemanın gelişimi açısından “Büyülü fener”in önemi nedir?

Büyülü fenerin önemi hem bir yüzey bir perde (beyazperde) üzerinde görüntü üreten teknolojik bir araç olması hem de insanları bir araya getiren bir eğlence aracı olmasıydı. Böylece bugünün sinemasının temel ritüellerinden biri olan karanlık salonda arkadan yansıyan büyülü ışığın perdede oluşturduğu iz düşümü ve bu gösterinin aura’sına kapılan izleyiciler ilk kez bir araya geliyordu.

S

19. yüzyıl boyunca bilim adamları, görmenin fizyolojik yapısıyla ilgili, hareketli oyuncakların geliştirilmesine temel olan hangi önemli özelliği keşfettiler?

19. yüzyıl boyunca bilim adamları görmenin fizyolojik yapısıyla ilgili çok önemli bir özelliği keşfettiler. İnsan gözü saniyede minimum yaklaşık 16 resmi (aynı hareketin ardışık olarak aşamalarını gösteren resimler) arka arkaya izlerse görüntüyü hareketli olarak algılıyordu. Bu buluş sırasında birçok bilimsel çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkan optik oyuncaklar işte bu hareket yanılsamasını göstermeyi hedefliyordu.

S

Büyülü fenerden sonraki dönemde, Baron Franz Von Uchaitus’un geliştirdiği "projektör" olarak adlandırılan aygıtı, sinema tarihine nasıl bir katkı sağlamıştı?

Uchaitus’un projektör adlı aygıtı, strobıskoptaki gibi iki diskten ve ışığı gönderen bir fener sisteminden oluşuyordu. Strobıskoptan tek farkı diskler bir kol yardımıyla ters yönlere döndürülüyordu. Fenerden gelen ışık öndeki diskin yarıklarından geçerek ikinci diskin üzerindeki şeffaf bir yüzey üzerine elle çizilmiş resimlere (on iki tane) ulaşıyor ve buradan da mercek yardımıyla geçerek perdeye ya da beyaz bir duvara yansıtılıyordu. Böylece yansıtılan yüzey üzerinde ilk kez gerçek bir hareket algısı ortaya çıkmıştı.  

S

1800'lü yıllarda çalışmaları hareketin doğasının fotoğraflanması üzerine olan ve saniyenin çok küçük dilimlerinde pozlama yapacak bir örtücü geliştirerek hayvan ve insan hareketlerini bir dizi halinde görüntülemeyi başaran İngiliz fotoğrafçı kimdir?

Genç yaşlarında İngiltere’den Amerika’ya göç eden İngiliz peysaj fotoğrafçısı Eadweard Muybridge’in (1830-1904) çalışmaları hareketin doğasının fotoğraflanması üzerineydi. San Francisco’da fotoğrafçı olarak çalışırken ününü hayvanların ve insanların hareketlerini çözümlemeye çalışarak kazandı. Geliştirdiği makineyle saniyenin 1/500’i sürede pozlama yapabilen bir örtücü geliştirdi, bir atın hareketini 12 karede görüntüledi.  1878’e kadar çalışmalarını ve makine teknolojisini geliştiren Muybridge, stereoscopik görüntü sağlayan çift objektifli fotoğraf makinesiyle saniyede 1/1000 örtücü hızına ulaşarak bu kez atın koşusunun 24 fotoğrafını çekmeyi başardı.

S

İnsan hareketlerini ve özellikle de hayvan hareketlerini fotoğraf yoluyla kaydetmekle ilgilenen Fransız bilim adamı Etienne-Jules Marey’in geliştirdiği, hareketli görüntü açısından büyük önem taşıyan, saniyede 12 fotoğraf çekmeyi başardığı aygıtın adı nedir?

İnsan hareketlerini ve özellikle de hayvan hareketlerini fotoğraf yoluyla kay[1]detmekle ilgilenen Fransız bilim adamı Etienne-Jules Marey (1830-1904), Muybridge’in çalışmalarından yola çıkarak fotoğraf tekniği üzerinde yeni bir aygıt geliştirdi: Fotoğraf tüfeği. Marey tüfek şeklindeki fotoğraf makinesiyle saniyede 12 fotoğraf çekerek tek bir cam plaka üzerine yaptığı kayıtla uçan bir kuşun hareketlerini çözümlemeyi başardı. İlk kronotoğraflarını çektiği fotoğraf tüfeği (kronotoğrafik tüfek olarak da adlandırılmıştır) hareketli görüntü açısından büyük önem taşır. 

S

1888’de “Kodak” ismi altında ilk rulo film kullanan fotoğraf kamerasını tanıtan Eastman tarafından bir yıl sonra geliştirilen, hem fotoğraf için hem de hareketli görüntü kaydeden ve gösteren makineler için devrim niteliğinde olan gelişme nedir?

1888’de “Kodak” ismi altında ilk rulo film kullanan fotoğraf kamerasını tanıtan Eastman bir yıl sonra da kağıt rulonun yerini alacak selüloit tabanlı filmi geliştirerek piyasaya sürdü. Bu esnek ve dayanıklı malzeme hem fotoğraf için hem de hareketli görüntü kaydeden ve gösteren makineler için devrim niteliğinde olacaktı.

S

Çalışmaları sonunda, yardımcısıyla birlikte 1890’da hareketli görüntü kamerası Kinetograf’ı ve 1891’de de çekilen filmlerin gösterimini sağlayan Kinetoskop’u geliştiren bilim insanı kimdir?

Çalışmaları sonunda 1890’da hareketli görüntü kamerası Kinetograf’ı ve 1891’de de çekilen filmlerin gösterimini sağlayan Kinetoskop’u geliştiren bilim insanı Edison’dur. Edison 1888’de hareketli görüntüleri kaydetmek ve göstermek için makineler tasarlamaya karar verdi. 1889’da Marey’i ziyaret ederek kamerasındaki rulo film mekanizmasını inceleyen Edison dönüşte genç yardımcısı Dickson’ı hareketli görüntü kamerasını yapması için görevlendirdi. Çalışmaların sonunda 1890’da hareketli görüntü kamerası Kinetograf’ı ve 1891’de de çekilen filmlerin gösterimini sağlayan Kinetoskop’u geliştirdiler.

S

Edison’un geliştirdiği hareketli görüntü kaydeden bir karanlık kutu olan kinetografın fotoğraf makinesinden farkı neydi?

Hareketli görüntü kaydeden bir karanlık kutu olan kinetografın fotoğraf makinesinden farkı bir elektrik motoruna ve içinde filmin ilerlemesini sağlayan bir mekanizmaya sahip olmasıydı.

S

Kinetograf ile saniyede kaç kare kaydediliyordu?

Kinetograf ile saniyede 40-48 kare kaydediliyordu. Sonraki sessiz filmler döneminde bu saniyede 16 ila 22 kare arasında olurken çok sonraları sesli film ile birlikte saniyede 24 kare standart hale geldi.

S

Edison ve Dickson yaptıkları icadın çok ilgi göreceğini önceden tahmin etmişler, daha ticari kinetoskop gösterileri başlamadan önce (1893) devamlı film üretecek bir stüdyo kurmuşlardı. Bu ilk stüdyonun adı nedir ve nerede kurulmuştur?

Edison ve Dickson yaptıkları icadın çok ilgi göreceğini önceden tahmin etmişler ki daha ticari kinetoskop gösterileri başlamadan önce (1893), New Jersey’deki laboratuvarlarının bahçesinde devamlı film üretecek bir stüdyo kurdular: Kara Maria (Black Maria). 

S

Edison’un 1895’de kinetoskop ile fonografı birleştirerek düzenlendiği kinefon adlı sistemin özelliği nedir?

Bu, sesle görüntünün uyumlu bir şekilde gösteriminin yapılmasıydı. Kinetoskopdan filmi izleyen kişi filmdeki sesleri de bir fonograf ve buna bağlı bir kulaklık aracılığıyla dinliyordu. Bu gösterimler çok başarılı olmasa da sesin ve görüntünün bir araya getirilmesi çabaları için önemli olmuştur. 

S

Film tarihinde çok önemli bir gelişme olarak nitelenen, 35 mm. selüloit film kullanan hem kamera, hem yansıtıcı hem de pozitif kopyalar üreten bir aygıt olan sinematograf, kim tarafından geliştirilmiştir?

Sinematografı, Auguste Lumière ve kardeşi Louis Jean Lumière yani Lumière Kardeşler geliştirmiştir.

S

Lumière Kardeşler’in 22 Mart 1895’de Paris’te Ulusal Endüstrinin Gelişmesi Topluluğu’nun bir toplantısında 200 kişi önünde gösterilen ilk filmlerinin adı nedir?

Lumière Kardeşler’in Mart 1895’de çektikleri ilk film, Lumière Fabrikalarından Çıkış adını taşır. Film 22 Mart 1895’de Paris’te Ulusal Endüstrinin Gelişmesi Topluluğu’nun bir toplantısında 200 kişi önünde gösterilmiştir.

S

Lumière Kardeşler’in filmlerindeki genel anlatım dilini oluşturmada, kamera kullanımı ne tür özellikler taşımaktaydı?

Bu ilk filmler anlatım dili olarak çoğunlukla, gerçeğe dokunmadan ona karşıdan bakan ve gözlemleyen bir yapıdaydı. Kamera sabit durur hareket etmezdi. Her şey sabit açıda gerçekleşirdi. Onlar gerçekliğe dokunmadan olduğu gibi kaydediyorlardı. Fakat buna rağmen kamera perdede etkileyici görüntüler yaratacak şekilde konumlandırılıyordu.

S

Sinema tarihinde birçok kişi ve birçok olay olmuş, kimileri tarih kitaplarının satır aralarına sıkışırken kimilerinin ismi ise hiç anılmamıştır. Bu bağlamda 1888’de Amerika’da 16 mercekli projektör ile bir hareketli görüntü kamerasının patentini alan ve bazı film tarihçileri tarafından sinemanın gerçek babası kabul edilen kişi kimdir?

Bu kişi Fransız Louis Aimé Augustin Le Prince’dir. Bazı film tarihçileri tarafından sinemanın gerçek babası kabul edilir. 1888’de Amerika’da 16 mercekli projektör ile bir hareketli görüntü kamerasının patentini alır. Bir süre sonra geliştirdiği tek mercekli modeli ise patent için Amerika’da reddedilmiştir. Halbuki birkaç yıl sonra Amerikalı Edison’a benzer bir kamera için patent verilecektir. Oysa Prince, aygıtını Edison’dan bir yıl, Lumière’lerden beş yıl önce tamamlayarak yarışın galibi olabilecekti.