HALKLA İLİŞKİLERDE GÜNCEL KAVRAMLAR II

İletişimin ülkenin siyasi sınırlarını biçimlendirme etkisi, Uluslararası Halkla İlişkileri etkileyen faktörlerden biri olan ''Ülke Altyapısı' faktörlerinden değildir.

Kültür teriminin birçok tanımı vardır ancak iletişim bağını vurgulayan tanım Edward T. Hall tarafından yapılmıştır.
Hall, kültürün “iletişimle ayrılmaz bir şekilde bağlı olduğunu” ifade etmiştir. Hall’e göre, “iletişim,
kuralları olan, çözümlenebilen ve araştırmacıların
bireylerarası etkileşimin kültürel kalıplarını kuramsal olarak ifade edebilecekleri bir alandır”

Halkla ilişkilerin küresel ya da uluslararası bağlamda temel gelişme nedenleri arasında iİletişim ve taşımacılık alanındaki gelişmeler, çok uluslu kuruluşların ve dış ticaretin artması, uluslararası anlaşma ve organizasyonların çoğalması yer almaktadır.

Halkla ilişkiler çalışmaları açısından yeni bir ülkede faaliyete geçmek isteyen kuruluşların karşı karşıya gelebileceği sorunlar: Anlamın çoğu kez kültüre göre farklılaşması, dilin çok ötesine geçen kültürel uygulamaları anlamak, birçok farklı düzeyde asimetrik güç ilişkileri içinde çalışmak,  yasal konularda yerel ve ulusal hükümetlerle çatışma, birçok dil ve medya sistemine sahip ülkelerde farkındalık yaratmak.

Grunig, IABC Ex­cellence çalışması kapsamında mükemmel halkla ilişkilerin özelliklerinin aynı zamanda küresel halk­la ilişkilerin genel ilkeleri olacağını ileri sürmekte­dir. Genel ilkeler farklı ortamlarda uygulandığında altı özel değişken küreselleşme kapsamında dikkate alınabilir (Grunig, 2001:18-19):

Hofstede kültürün şekillendirilebilirliği ve onu anlamada değişen kavramsal bakış açıları nedeniy­le kültürün tam olarak ölçülemediğini kabul ede­rek, toplumsal kültürün boyutlarını tanımlamıştır:

Güç mesafesi, kolektivizm (toplulukçuluğa karşı birey­cilik), erkeklik – kadınlık (kadınlığa karşı erkeklik), belirsizlikten kaçınma, uzun vadeli yönelim boyutu.

Geert Hofstede- Örgütsel Ortamlarda İetişim ve İlişkileri Etkileyen Kültürel Değişkenler

Kolektivizm (toplulukçuluğa karşı bireycilik),bir kültürün üyelerinin bireye kolektiviteden daha fazla değer verme derecesini ifade eder.Kolektivist toplumlarda, çalışanlar, organizasyona daha fazla bağlılık gösterme ve bireysel başarılardan 
ziyade grup hedefleri açısından düşünme eğilimindedir.

Enformasyon Sistemleri Kuramı açıklamayı tamamlamaktadır.

Halkla ilişkilerde ''Kişisel Etki Modeli'' çalışmalarını yürüten halkla ilişkiler teorisyenleri ve uygulayıcılarının yöneldiği insan veya topluluk modeli;Halkla ilişkiler uygulayıcısının
amaçlarını gerçekleştirmesine yardımcı olabilecek
etkili konumlardaki insanlardır.

Halkla ilişkilerde Diyolojik Model 'de ;Diyalog, kurumların sadece yönetimsel hedefleri yürürlüğe koymak amacı için değil, aynı zamanda paydaşların ve paydaşların
ihtiyaçlarına hizmet etmek amacı ile karşılıklı konuşma esası ile çalışmaları yürütmeyi ifade eder.

Lokal kültür araştırmacıları cevabı ilgisiz bilgidir.

''Ulus devletler içinde ve arasındaki ilişkileri çözümlemek amacıyla yürütülen çalışmalar uluslararası halkla ilişkiler kapsamında ele alınan ilk uygulamalardır.''

Kolektivizim oluşturulması müşterilerin uluslararası halkla ilişkiler ajanslarından beklentileri arasında değildir.

Kent&Taylor’a, (2010: 56) göre, uluslararası veya kültürlerarası halklarla iletişim kurmakla ilgi­lenen bir halkla ilişkiler uzmanı altı faaliyette bu­lunmalıdır:

Halkla ilişkiler etkinliği, bir kurumun hedef kitlesini ikna etmek, lehine bir kamuoyu oluştur­mak üzere iletişim stratejisi ve halkla ilişkiler tek­niği olarak ortak bir alanda mesajını paylaşmasıdır. Etkinliklerin amaçları şöyle sıralanabilir: Kendini tanıtmak, Hedef kitleye yönelik vaatler için ikna etmek, Proje ve yatırımlarla ilgili bilgilendirmek, İtibarın artırılması için iletişim kurmak, Kurum kültürü kapsamında inanç ve de­ğerleri paylaşmak, Hedef kitlelerle plan oluşturmak, Kamuoyu oluşturmak, Kamuoyunun nabzını tutmak, Topluma yönelik iyi niyeti göstermek, Çevreyi değerlendirmek, Hedef kitleyi tanıma ve temel özellikleri hakkında fikir almak, Toplumda kendini konumlandırmak.

Küresel markalar küresel bağlamda sorumluluklarını yerine getirmek için faaliyette bulundukları ülke­lerde benzer sorunlara yönelik kampanya ya da girişimlerini sürdürebilmektedir. Coca Cola dünya çapında sürdürdüğü doğa dostu uygu­lamaları kapsamında Türkiye’de 2013 yılından itibaren Geleceğin Tarımı projesini gerçekleştirmektedir (https:// www.coca-cola.com.tr/surdurulebilirlik/suyun-geri-kazani­mi/gelecegin-tarimi-projesi).

Küresel bir marka olarak BP Türkiye’de Covid-19 salgını ile mücadelede sağlık ekipleri­ne destek vermiş ve 2020 Nisan ayı boyunca Sağlık Bakan­lığı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ambulanslarına ücretsiz akaryakıt bağışında bulunmuşlardır (https://twitter.com/ bp_turkey/status/1244916858777526273).

Caux İlkeleri (CAUX round table): Tüm paydaşların toplumsal sorumluluğa katkıda bulunmasını öneren kurumsal sosyal sorumluluk girişimidir.

Lobiciliğin siyasi ve kamusal gündemler üzerin­deki etkisi artmaktadır. Devletler/hükümetler ve uluslararası kuruluşlar bununla başa çıkmak için kurallar geliştirmektedir. Lobiciliği yasalaştıran ilk devlet 1935’te ABD olmuştur. 1951’de Almanya ve 1989’da Kanada onu takip etmiştir. 1996 yılında Avrupa Birliğinde yasalaşan lobicilik faaliyetleri 2000 yılından sonra yayılım göstermiştir.