HALKLA İLİŞKİLER

Kurum kimliği ve kurum imajı ile ilgili olarak verilen ifadelerden A seçeneği yanlıştır. Hedef kitlenin kurum için deneyimlediği, inandığı, hissettiği ve bildiği tüm düşüncelerin toplamı, kurum imajını; işletmenin varoluş nedenini, kurumun neyi, kim için, neden yaptığını ortaya koyan misyon ise kurum kimliğini tanımlar.

ABD

Bir beyaz eşya markasının kol saati üreterek satışa sunması, transfer imaj türüne bir örnektir. Transfer imaj; çoğu zaman bilinen bir üründeki olumlu imajın, aynı markanın başka bir ürün kategorisine yansıtılması biçimiyle ortaya çıkar.

İmaj ve itibar ilişkisi ile ilgili olarak aşağıdaki verilen ifadelerden B seçeneği yanlıştır. Kurumsal itibar, kurumun uzun vadedeki uygulamaları yönünde biçimlenir. Kurumsal imaj ise örgütsel değişimler ve uygulanan iletişim programları sonucunda da değişebilir.

Siyasal Halkla İlişkiler

Herhangi bir ürünle ilgili olumsuz algının, o ürün kategorisindeki markaları da olumsuz yönde etkilemesi, ürün imajı türüne bir örnektir. Ürün imajı; ürüne yönelik imajı açıklar.

Lobicilik

“Kullanılan teknolojinin karmaşıklaşması”, kurumlarda iletişim çatışmalarına yol açarak krizlerin doğmasına zemin hazırlayan nedenlerden biri değildir. Kurumlarda etnosentrik yaklaşımın baskın hâle gelmesi, demokratik yönetim anlayışının erozyona uğraması, mobbing sorunlarının yaşanması, kurumlarda iletişim çatışmalarına neden olarak krizlerin doğmasına zemin hazırlar. Ayrıca endüstriyel ilişkilerde emeğin göz ardı edilmesinin yanında, kurum kültürüyle uyum sorunu yaşanması, şiddet içeren, ayrımcı bir dilin kullanılması, antisemitik davranışlar sergilenmesi, baskıcı yönetsel anlayışın hakim olması, yöneticilerin çalışanlarla, çalışanların birbirleriyle iletişimlerinde evrensel görgü kurallarının ihmal edilmesi ve insan ilişkilerinde nezaket sınırlarının aşılması gibi nedenlerle de iletişim eksikliğine dayalı krizler yaşanabilir.

“Halkla ilişkilerin önde gelen amaçlarından biri, örgütün özel çıkarları ile kamunun ve toplumun çıkarları arasında denge kurmaktır” ifadesi, halkla ilişkilerin “kurumsal sosyal sorumluluk” kavramı ile ilişkisini ortaya koyar. Kurumsal sosyal sorumluluk ve halkla ilişkiler arasındaki ilişki, Edward Bernays tarafından 1980’de, “halkla ilişkiler sosyal sorumluluğun uygulanmasıdır, bu ise ABD’nin geleceğinin anahtarıdır” ifadesiyle dile getirilmiştir. Grunig, halkla ilişkilerin başta gelen amaçlarından birinin, örgütün özel çıkarları ile kamunun ve toplumun çıkarları arasında denge kurmak olduğunu belirtirken, mükemmel halkla ilişkilerin bu durumu, stratejik planlama ve simetrik iletişim programlarıyla yaptığını belirtir. Halkla ilişkilerin temel görevlerinden bir tanesinin kurumun imajını yükseltmek olduğu düşünüldüğünde, sosyal sorumluluk ve halkla ilişkiler arasındaki ilişki daha da anlaşılır hâle gelir. Çünkü bir kurumun ve/ veya işletmenin ekonomik, hukuksal, etik sorumluluklarını yerine getirmesi, toplumsal gereksinimere kurumsal sosyal sorumluluk projeleriyle destek olması, iyi bir kurumsal vatandaşlığın bir gereği olduğu kadar, kuruma duyulacak güvenin de temelini oluşturur. Grunig ve Hunt da bir kurumun halkla ilişkiler işlevine sahip olmasının başlıca nedeninin, kamusal ya da sosyal sorumluluk olduğunu söyler.

Vergilerin yasalara uygun biçimde ödenmesi, işletmelerin ülke ekonomisine karşı sorumluluk alanlarından biridir. İşletmelerin; tekelleşmenin kontrolü ve patent kullanımının sınırlandırılması, vergilerin yasalara uygun biçimde ödenmesi, kaynakların verimli kullanılması gibi unsurlar kapsamında ülke ekonomisine karşı sorumlulukları vardır.

Sponsorlukla ilgili olarak verilen ifadelerden D seçeneği yanlıştır. Gerçekleştirilen sponsorluk, kurumdan yansıyan ileti olarak kurumun kimliğini değil, imajını etkiler. Sponsorluk tarihine bakıldığında, ilk olarak mesenlik kavramı karşımıza çıkar. Sponsorluk, sponsorluğu yapılan ile sponsor arasında karşılıklı alma vermeye dayalıdır. Bir sözleşme üzerine kurulu olan sponsorluk çerçevesinde gerçekleştirilen uygulamalar, kurumun kültürü ve kimliği ile uyumlu olmalıdır. Gerçekleştirilen sponsorluk, kurumdan yansıyan ileti olarak kurumun imajını etkileyecektir.

Yöneticinin, ekibin ve paydaşların görev tanımlarının doğru yapılması ve bu doğrultuda hazırlıklı olunması.

Farklı ülkelerde ve mekanlarda gerçekleştirilen Olimpiyat Oyunlarının, farklı sporcuların katılımı, yeni yarışma ve spor dalları ile 1200 yıldır devam etmesi, etkinliklerin “eşsiz ve özgün olma” özelliğini ortaya koyar. Aynı türde bir etkinlik tekrarlansa ve süreklilik gösterse bile her etkinlik biricik, eşsiz ve özgündür. Çünkü tekrarlanan etkinliklerde bile katılımcılar, çevresel faktörler, izleyiciler gibi pek çok faktörün farklılığından söz edilebilir. Bir başka ifadeyle bir etkinlik aynı formatta pek çok defa tekrarlanabilir hatta gelenekselleşebilir ama yine de kendine özgüdür. Olimpiyat Oyunları 1200 yıldır devam etmekle birlikte, farklı sporcular katılmakta, farklı ülkelerde ve mekanlarda gerçekleştirilmekte, yeni yarışma ve spor dalları eklenebilmektedir. Bir etkinliği bir diğerinden ayıran farklılıklar katılımcılar, etkinliğin amacı, büyüklüğü, mekân, süre gibi pek çok nedenle birbirinden ayıran niteliği, her etkinliği kendine özgü hâle getirir. Bu nedenle her etkinlik bir diğerinden farklı ve özgün nitelik taşır.

Çıkarlarını ve hedeflerini gerçekleştirmek üzere siyasal alana giren aktörlerin bilgilendirici ve ikna edici stratejik iletişim uygulamalarına “Siyasal Halkla İlişkiler” adı verilir.

Her etkinlik bir diğerinden farklı ve özgün nitelik taşır.

Yerel

İtalya

Mesenlik

Ahlaki Sorumluluklar

Bin Yıl Kalkınma Hedefleri