HALKLA İLİŞKİLER - Deneme Sınavı - 2

2010 yılında 5982 sayılı Kanun’la Anayasa’nın 20. maddesine eklenen fıkra ile herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı anayasal bir hak olarak teminat altına alınmaktadır.

Bir mikro-blogging sitesi olan Twitter, en fazla 140 karakter uzunluğunda iletilerle kişilerin düşüncelerini ifade ettikleri, mesaj gönderebildikleri, arkadaşlık ağı oluşturabildiği, diğer kişileri takip edebildiği ve takip edilebildiği sosyal medya platformudur. Günümüzde ise We Are Social Digital in 2021 raporuna göre Twitter’ın 353.1 milyon kullanıcısı bulunmaktadır.

Elde edilen verinin büyüklüğü miktarla değil işlenme biçimi ile ilgilidir. Önemli olan verilerle kuruluşların yaptıklarıdır.

Hipermedya

Kronolojik olarak haberlerin sıralandığı sitelerdir.

2010 yılında 5982 sayılı Kanun’la Anayasa’nın 20. maddesine eklenen fıkra ile herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı
anayasal bir hak olarak teminat altına alınmaktadır (KVKK, 2010). Ancak bazı istisnalar kanun kapsamı dışında bırakılmıştır. Örneğin ilgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş kişisel verilerin işlenmesi, yani sosyal medya hesaplarından kendi kişisel verisini paylaşması bu verinin işlenmesine olanak
tanımaktadır (KVKK, 2010). Kişinin verilerini sosyal medyadan paylaşması bu verilerin işlenmesine imkân sağlamaktadır. Bu da veri analizi için arzu
edilen bilginin bizzat kişi tarafından sağlanmasıdır. Öte yandan kamuya mal olmuş kişilere yönelik bilgilerin kişilik hakları ihlali kapsamı dışında
olması gerektiğine yönelik birtakım görüşlerde bulunmaktadır. Özellikle kamuya mal olmuş kişilerde (ünlü, sanatçı, siyasetçi vb.) Bireyin Bilgi Edinme
Kanunu kapsamında bilgi verme gereksinimi de ortaya çıkmaktadır.
Kanunlar kapsamında kamuya mal olmuş kişilerin özel alanları sıradan kişilerinkine göre daha dar olarak saptanmıştır ve bu nedenle kendilerine
ilişkin bazı hususlar kamuya açık alan kapsamında değerlendirilmektedir. Öte yandan, kamuya mal olmuş kişilerin özel ve sır alanları dar olup, bu kimseler sıradan vatandaşların katlanmak zorunda olmadığı
basın yoluyla müdahalelere maruz kalabilmesine sebep
olmaktadır (Canbolat ve Gönül Koşar, 2020: 277).

Kişisel verilerin korunmasını sağlamak

MAXQDA

temellendirilmiş teori, literatür incelemeleri, keşif pazar araştırması, nitel metin analizleri ve karma yöntem yaklaşımları dâhil birçok nitel araştırma türü için kullanılmaktadır ( https://www.maxqda.com/what-is-maxqda.).
MAXQDA sistematik bir şekilde nitel testlerin değerlendirmesi ve yorumlamasına yardımcı olan bilgisayar tabanlı bir yazılım programıdır. MAXQDA teori geliştirmek ve kuramsal sonuçları test etmek
için kullanılmaktadır.

Really Simple Syndication sözlerinin kısaltması olan RSS, site içeriklerini özet biçimde sunan teknolojinin adıdır. RSS, üyelik yoluyla sitenin yeni bir haber veya blog yazısını içeren güncellemeleriyle ilgili otomatik olarak bilgilendirme yapılmasını sağlayan, yeni içerik geldiğinde bundan takipçileri haberdar eden yöntemdir. RSS bloglara yeni eklenen içeriğin daha kolay takip edilmesini sağlayan bir teknolojidir.

Sanal Gerçeklik

İngilizce, “being immersed” olarak ifade edilen sanal gerçeklik (içine girme) genellikle duygusal ve zihinsel bir durumu tarif eder. Gerçek olandan zihinsel
olarak sıyrılıp, sanal dünyaya girmek işlevini yerine getirmektedir. Sanal gerçeklik ortamında etkileşim ise gerçek ortamda yapılan hareketlerin, sanal ortama yansıması ve bunun sonucu olarak gözlemcide algısal tepkilerin oluşması sonucu meydana gelmektedir.

İnternete yönelik ilk araştırma ve geliştirme çalışmaları, Amerika Birleşik Devletleri araştırma üniversitelerinden seçilmiş birkaç kişinin katılımıyla İleri
Araştırma Projeleri Ajansının (ARPA) himayesinde gerçekleştirildi. Ortaya çıkan ağ bu nedenle 1960’ların sonlarında ARPANET olarak biliniyordu. Önceleri araştırma ve akademik amaçlar için kullanılan internet, daha sonraları kamuya açık hâle dönüştürüldü. Aynı dönemde İsviçreli araştırmacılar, World Wide Web’in geliştirilmesine yol açacak ilk protokolleri icat ettiler. Başlangıçta internetin bir multimedya bileşeninden oluşan World Wide Web’in kullanıcı dostu formatı, kısa süre içinde internet
kullanımı için tercih edilen arayüz hâline geldi ve interneti genel nüfus için kullanılabilir hâle getirdi. Başka bir deyişle, internet, ona bağlı olanların neredeyse sonsuz sayıda kaynaktan dijital veri gönderip
almasına izin veren bir ağdır .

Medyanın bilgisayarlar için erişilebilir sayısal verilere çevrilmesi sonucu yeni medya kavramı doğmuştur. Yeni medya, hesaplanabilir hâle gelen
grafikler, hareketli görüntüler, sesler, şekiller, boşluklar ve metin, yani basitçe başka bir bilgisayar verisi kümesinden meydana gelmektedir. “Yeni
Medyanın İlkeleri” ise sayısal temsil, modülerlik, otomasyon, değişkenlik ve kültürel kod dönüştürme olarak sıralanmaktadır (Manovich, 2011:44).

Marshall McLuhan insanlık tarihini dört döneme ayırarak, sözlü iletişimin ön planda olduğu kabile çağı, okuma işlevinin yavaş yavaş öne çıktığı edebiyat çağı, matbaanın bulunmasıyla yazılı materyallerin yaygınlaştığı basım çağı ve elektronik çağ olarak ele almaktadır (MCLuhan, 2014). Günümüzde ise
dijitalleşme yaşamın her alanına dahil olarak insan yaşamını etki altına almakta, sadece bireylerin değil kurumların da iletişim biçimlerini etkilemektedir.

Yeni medya, rastgele erişime izin verir. Verileri sıralı olarak depolayan film veya video bandın aksine, bilgisayar depolama cihazları herhangi bir veri elemanına eşit hızda erişmeyi olanaklı kılar.

Hipermedya, bağlantıların resimler ve videolar gibi multimedya ögelerine entegre edilmesini sağlar, bu linkler tıklandığında kişiyi ilgili sayfaya yönlendirmektedir.

Sanal Gerçeklik: İngilizce, “being immersed” olarak ifade edilen sanal gerçeklik (içine girme) genellikle duygusal ve zihinsel bir
durumu tarif eder. Gerçek olandan zihinsel olarak sıyrılıp, sanal dünyaya girmek işlevini yerine getirmektedir. Sanal gerçeklik ortamında etkileşim ise gerçek ortamda yapılan hareketlerin, sanal ortama yansıması ve bunun sonucu olarak gözlemcide algısal tepkilerin oluşması sonucu meydana gelmektedir. Sanal gerçeklik ortamının etkileşim sonucu birey kendini içine girdiği ortamın bir parçası olarak kabul etmekte ve duygusal
olarak kişi kendini bu ortamda hissederek sanal ortamın özelliklerinden etkilenmektedir.

Yakınsama: Yakınsama, bütün hizmetlerin belirlenmiş olan, sabit, mobil, kablo
TV, IP gibi şebeke ile verildiği yapıdan, tüm iletişim hizmetlerinin çeşitli şebekeler üzerinden, kopukluk olmadan ve birçok platform üzerinden interaktif bir biçimde verilmesine doğru bir geçiştir (Yoloğlu, 2019: 1453). Bir araya gelme anlamına gelen yakınsamanın iletişim teknolojilerindeki karşılığı ise farklı teknolojilerin bir araya gelerek karma bir teknoloji (hybrid teknoloji) oluşturmaktır. Yakınsamanın, sadece teknik birlikteliği değil, hizmet, ekonomik, kurumsal, hukuksal ve teknolojik cihazların birliğini kapsayan çok geniş bir alanı vardır. Yakınsama farklı iletim ağları aracılığıyla iletilen farklı içeriklerin ve hizmetlerin etkileşimli bir şekilde iletim kopukluğu olmaksızın, telekomünikasyon, yayıncılık ve bilişim sektörleri arasındaki sınırları ortadan kaldırılarak aynı içeriğe farklı cihazlardan erişilebilmesidir.

Çoklu Ortam: İletişimin ses ve görüntü gibi birden fazla araçla sağlandığı ortamlara çoklu ortam denilmektedir. Bilgisayar ortamında birçok iletişim aracının (metin, görüntü, ses ve animasyonlar) bir araya gelmesiyle oluşan ortamlar çoklu ortam olarak ifade edilmektedir.

RSS, site içeriklerini özet biçimde sunan teknolojinin adıdır. yeni bir haber veya blog yazısını içeren güncellemeleriyle ilgili otomatik olarak bilgilendirme yapılmasını sağlayan, yeni içerik geldiğinde bundan takipçileri haberdar eden yöntemdir.

‘Dijital Ortamda Kurum İçi İletişim: İşletmelere Yönelik Bir Araştırma’ başlıklı çalışmada Türkiye’de araştırmaya konu olan işletmelerin; % 82,9’unun Facebook, % 44,3’ünün Instagram, % 40’ının Twitter ve % 15,7’sinin YouTube hesaplarının bulunduğu sonucuna erişilmiştir.