aofsorular.com
EDB206U

Masallarla İlgili Temel Kavramlar

2. Ünite 20 Soru
S

Masal kelimesi nereden gelmektedir?

Umay Günay Elazığ Masalları ve Propp Metodu adlı eserinde “masal” kelimesinin Arapça “mesel” kelimesinin anlamının ve söylenişinin değişmesinden türediği bilgisini vermiş ve Türkçe ve Osmanlıca sözlüklerde yer aldığını aktarmıştır. Günay ayrıca “mesel” kelimesinin “halk dilinde yaygın ve benimsenen öğüt” anlamına geldiğini ve bu türün 19. yüzyıldan beri masal adıyla anıldığını, bu döneme kadar Türkiye’de bu türün adının “kıssa, destan, hikâye, mesel” olarak geçtiğini ifade etmiştir 

S

Elazığ masalları ve propp metodu adlı kitap kime aittir?

Umay Günay Elazığ Masalları ve Propp Metodu adlı eserinde “masal” kelimesinin Arapça “mesel” kelimesinin anlamının ve söylenişinin değişmesinden türediği bilgisini vermiş ve Türkçe ve Osmanlıca sözlüklerde yer aldığını aktarmıştır.

S

Stith Thompson'a göre masal tanımlanır?

Stith Thompson da The Folktale adlı eserinde masalı motif veya epizot silsileleri içeren belirli bir uzunluktaki anlatılar olarak tanımlamış ve belirli bir mekâna veya belirli karakterlere sahip olmayan masalın gerçek dışı bir dünyada olağanüstülüklerle dolu olduğunu belirtmiştir.

S

Masalların en küçük yapı unsuru nedir?

Motif kavramı her ne kadar Stith Thompson tarafından gündeme getirilmiş olsa da farklı pek çok araştırmacı bu kavram üzerinde düşünmüş ya da farklı adlandırmalar yapmışlardır. Stith Thompson tarafından “motif ”, Propp tarafından “fonksiyon”, Veseleovskijz tarafından “tem” olarak adlandırılan bu terim (Günay, 2011: 700) masalın en küçük yapı unsuru olarak tanımlanmıştır. Stith Thompson The Folktale adlı eserinde motifi şu şekilde açıklamıştır: “Motif bir masaldaki en küçük unsur olup bu unsur gelenekte sürekli bir varoluş gücüne sahiptir. Bu güce sahip olabilmek için bu unsur görülmemiş ve çarpıcı bir özelliğe sahip olmak zorundadır”

S

Stith Thopson motifleri kaç grupta inceler?

Stith Thompson motiflerin üç gurupta incelenebileceğini söyler. Birinci gurupta yer alanlar tanrılar; olağanüstü hayvanlar, cadılar, devler ve periler gibi şahane yaratıklar ve hatta gözde olan en küçük çocuk veya hain üvey anne gibi gelenek tarafından bilinen insan karakterlerini de içine alan masalların aktörleridir. İkinci gurupta ise bir hareketin arkasındaki büyülü objeler, olağanüstü görenekler, acayip inanmalar ve benzeri gibi unsurlar yer alır. Üçüncü gurupta da; tek tek olaylar yer alır

S

Stith Thompson'a göre tip ile motif arasında ne fark vardır?

Stith Thompson, Standart Dictionary of Folklore, Mythology and Legend adlı sözlükte yer verilen tanımında, motifin kullanımı ve tiple motif arasındaki ayrımın ne olduğu konusunda şunları söyler: “Anlatmaya ait motifler bazen çok basit kavramlardan oluşup geleneksel anlatmalarda devamlı şekilde yer alırlar. Bunlar periler, cadılar, devler, ejderhalar, hain üvey anneler, konuşan hayvanlar vb. gibi görülmemiş yaratıklar olabilir. Motifler şahane dünyaları içine alırlar ki orada büyü her zaman güçlüdür. Büyü ise görülmemiş fiziki meydana gelişler ve oluşlardır. Bir motif özü itibariyle kısa ve basit bir anlatma da olabilir. Motif, seyirci hâlindeki dinleyiciye yeteri kadar çarpıcı gelen veya onları cezbedecek kadar şaşırtıcı olan bir oluşumdur.” Stith Thompson motifi bu şekilde kısaca ifade ettikten sonra, bir masaldaki her şeyin motif terimi ile ifade edilemeyeceğini, bir unsurun motif olabilmesi için farklı bazı özelliklere sahip olması gerektiğini de şöyle açıklar: “motif terimi çok esnek bir şekilde bir masaldaki herhangi bir unsur için kullanıldığında kesinlikle unutulmamalıdır ki geleneğin bir parçası olabilmek için, bir unsur insanların onu hatırlayacağı ve tekrar edeceği geleneğe has bir özelliğe sahip olmak zorundadır.

S

Alman masal araştırmacısı Max Lüthi motifi nasıl tanımlar?

Alman masal araştırmacısı Max Lüthi tarafından ise motif şu şekilde tanımlanmıştır: “Kendisi gelenekte koruma gücüne sahip olan hikâye etmenin en küçük unsurudur” (Sakaoğlu, 2010: 15). Saim Sakaoğlu masalların yapısını oluşturan ve “motif ” adını verdiğimiz unsurların masal incelemeleri açısından önemine dikkat çekmiş ve her masalın en az bir motifli olması gerektiğini hatırlatmıştır (Sakaoğlu, 2010: 15). Umay Günay, motifi masal geleneğinde devamlılık gösteren, masalın en küçük elementi olarak tanımlamış ve bir masalın en az bir motiften meydana geldiğini, birden fazla motifi ihtiva eden masalların da olduğunu belirtmiştir (Günay, 2011: 21).

S

Urform nedir?

Tarihî Coğrafi Fin Kuramı temsilci ve takipçileri tarafından kullanılan bu kavram 19. ve 20. yüzyıl halk bilimi tartışmalarının temel taşıdır. Kuramın temsilcileri Julius Krohn ve Kaarle Krohn’un Halk Bilimi Yöntemi kitabında urform, kök biçim olarak tanımlanmıştır ve temel yapı (urform, asıl yapı, ilk örnek) ile örnek yapı arasındaki bağlantıya bakarak söz konusu geleneğin yayılma ve gelişme rotasının keşfedilebileceği belirtilmiştir (Krohn, 2004: 37). Temel yapısına karar verilen bir folklor unsurunun ise daha sonra ana vatanına da karar verilebileceği ifade edilmiştir (Krohn, 2004: 95). Urform arayışı bugün her ne kadar çağdaş halk bilimciler tarafından modası geçmiş olarak görülse de hâlen masalların evrim ağacı üzerinde çalışan araştırmacılara rastlamak mümkündür.

S

Urform kuramının temsilcileri kimlerdir?

Tarihî Coğrafi Fin Kuramı temsilci ve takipçileri tarafından kullanılan bu kavram 19. ve 20. yüzyıl halk bilimi tartışmalarının temel taşıdır. Kuramın temsilcileri Julius Krohn ve Kaarle Krohn’un Halk Bilimi Yöntemi kitabında urform, kök biçim olarak tanımlanmıştır ve temel yapı (urform, asıl yapı, ilk örnek) ile örnek yapı arasındaki bağlantıya bakarak söz konusu geleneğin yayılma ve gelişme rotasının keşfedilebileceği belirtilmiştir

S

C. von Sydow, urformu neden eleştirmiş ve onun yerine hangi kavramı önermişti?

Tarihî-Coğrafi Fin yönteminin takipçilerinden C. von Sydow, Fin okulunun temel kavramı olan ur-formu eleştirmiş ve bu terim yerine “oicotypes” (ekotip) kavramını ilk kez 1927’de öne sürmüştür. Bu terim, botanikte bir bitkinin yerli veya bölgesel tipine verilen isimden alınmıştır. Sözcük Yunanca’da ev anlamına gelen “oikos” kökünden türemiştir ve aynı kök “ekonomy” (ekonomi) ve “ecology” (ekoloji) gibi İngilizce sözcüklerde de bulunur. Sydow, nasıl bir bitki farklı bölgelerdeki farklı iklim ve toprak koşullarına uyum sağlıyorsa halk masallarının da aynı şekilde bir bölgeden, ülkeden diğerine hareket ettikçe o bölgenin yerel özelliklerini alacağını söylemiştir. Sydow’a göre ‘‘ekotip” karşılaştırmalı yöntemin mantıksal bir uzantısıdır. Bir halk masalının yerli versiyonunun veya baladın nasıl yegâne olduğunu, onu başka yerlerdeki versiyonlarıyla karşılaştırmadan kimsenin bilemeyeceğini belirtmiştir (von Sydow, 2010: 62).

S

Formel nasıl tanımlanır?

Saim Sakaoğlu Masal Araştırmaları adlı kitabında masalların belirli yerlerinde kullanılan, hemen her usta anlatıcı tarafından kullanılmak istenen, asıl olayların başlamasından önce kullanılan ve yine asıl olayın bitmesinden sonra da devam eden, unutma ve yanlışlık gibi sebeplerle biraz bozulmuş görülse bile aslında bir kalıptan çıkmış gibi görünen sözlere “formel” yani “kalıp söz” adının verildiğini ifade etmiştir (Sakaoğlu, 2010: 57). Ayrıca Sakaoğlu formeli kısaca masalın bünyesinde muayyen vazifelere ve muayyen bir şekle sahip olan kalıplaşmış ifadeler olarak tanımlamıştır. Bu bilgilere ek olarak formellerin masalın metnine ondan ayrılamayacak kadar sıkı bir şekilde bağlandığını, masal içinde yerlerinin değiştirilemeyeceğini ve bir formelin her masalda kullanılmasının şart olmadığını fakat bazılarının mutlaka kullanılması gerektiğini belirtmişti

S

Saim Sakaoğlu formelleri nasıl sınıflandırır?

A. Başlangıç (Giriş) Formelleri

1. Sade Giriş Formelleri, 2. Tekerlemeli Giriş Formelleri

B. Bağlayış (Geçiş) Formelleri

C. Benzer Durumlarda Kullanılan Formeller

D. Bitiş Formelleri

E. Çeşitli Formel Unsurlar

S

Formel yerine tekerleme kavramını öne süren kimdir?

Formel yerine tekerleme kavramını öneren Pertev Naili Boratav ise Tekerleme adlı eserinde tekerlemeyi halk anlatı türünde farklı biçimlere, halk masallarına yani oldukça uzun gerçeküstü ya da gerçek olabileceği kabul edilebilecek masallara, saatlerce hatta geceler boyu okunan düşsel anlatılar olan hikâyelere, en iyi uyarlanan biçimsel süs olarak tanımlamıştır. Boratav, tekerlemenin anlatının başında yer aldığında giriş işlevi üstlendiğini, kısa kalıplaşmış sözlerle olsun belli uzunlukta bir anlatıyla olsun dinleyiciyi olağanüstü bir dünyaya sokmadan önce bilgilendirdiğini ve haberli kıldığını belirtmiştir.

S

Carl Gustav Jung Dört Arketip adlı kitabında bahsettiği bu dört arketip nelerdir?

Jung’ın bahsettiği dört arketip ise şunlardır:

1. Anne Arketipinin Psikolojik Yönleri

2. Yeniden Doğuş Üzerine

3. Masallarda Ruhun Fenomenolojisi Üzerine

4. Hilebaz Figürünün Psikolojisi Üzerine

S

Olrik'in kural olarak belirlediği epik yasalar nelerdir?

1. Giriş ve Bitiş Kuralı

2. Yineleme Kuralı

3. Üçler Kuralı

4. Bir Sahnede İki Kuralı

5. Zıtlık Kuralı

6. İkizler Kuralı

7. İlk ve Son Durumun Önemi Kuralı

8. Anlatının Her Zaman Tek Bir Çizgi Üzerinde Olma Kuralı

9. Kalıplaştırma Kuralı

10. Büyük Tablo Sahneleri Kuralı

11. Anlatı Mantığı Kuralı

12. Tek Entrika Kuralı

13. Epik Birlik Kuralı

14. İdeal Epik Birlik Kuralı

15. Dikkati Baş Kahraman Üzerine Toplama Kuralı

S

Stith Thompson'ın belirlediği motiflerin başlıkları nelerdir?

A. Mitolojik Motifler

B. Hayvanlar

C. Yasak (Tabu)

D. Sihir (Büyü)

E. Ölüm

F. Olağanüstülükler (Harikuladelikler)

G. Devler

H. Denemeler (Sınama, İmtihan Etme)

J. Akıllılar ve Aptallar

K. Aldatmalar

L. Talihin (Kaderin) Tersine Çevrilmesi

M. Geleceği Belirleme

N. Şans ve Kader/Talih

P. Toplum

Q. Ödüller ve Cezalar

R. Tutsaklar (Esirler) ve Kaçaklar

S. Anormal Zulümler

T. Cinsiyet

U. Hayatın Tabiatı

V. Din

W. Karakter Özellikleri

X. Mizah

Z. Çeşitli Motifler

S

Antti Aarne’nin tip kataloğuna göre masallar nasıl sınıflandırılır?

I. Hayvan Masalları (1-299)

II. Günlük (Asıl) Masallar (300-1199)

III.Anekdotlar ve Şakalar (1200-1999)

S

Türk masallarının sınıflandırılması konusunda ilk denemeleri yapan kimdir?

Metin Ekici, Türk masallarının sınıflandırılması konusunda ilk denemenin Wolfram Eberhard ve Pertev Naili Boratav tarafından Türk Masal Tipleri Kataloğu (Typen Türkischer Volksmärchen; TTV) adıyla yayınlandığını belirtmiştir

S

Typen Türkischer Volksmärchen'e göre; Türk masalları nasıl sınıflandırılmıştır?

TTV’de masallar 23 başlık altında toplanmıştır:

A. Hayvan Masalları 1-22 (22 tip)

B. Hayvan ve İnsan 22-33 (11 Tip)

C. Hayvan veya Bir Ruh, Bir İnsana Yardım Eder. 34-82 (49 Tip)

D. Tabiatüstü Bir Ruh veya Hayvanla Evlenme 83-109 (27 Tip)

E. İyi Ruhla veya Evliyalarla Yaşama 110-122 (13 Tip)

F. Kaderin Hâkimiyeti 123-142 (20 Tip)

G. Rüya 143-145 (3 Tip)

H. Kötü Ruhlarla Yaşama 146-168 (23 Tip)

İ. Sihirbazlar 169-184 (16 Tip)

J. Bir Kız Sevgili Bulur 185-196 (12 Tip)

K. Bir Erkek Sevgili Bulur 197-222 (25 Tip)

L. Fakir Kız Zenginle Evlenir 223-238 (16 Tip)

M. Kıskançlık ve İftira 239-255 (17 Tip)

N. Hor Görülen Koca Kahramandır 258-259 (3 Tip)

O. Zina ve Baştan Çıkarma 259-280 (22 Tip)

P. Acaip İcraat ve Olaylar 281-289 (8 Tip)

Q. Acaip Davalar 289-301 (13 Tip)

R. Realist Masallar 302-310 (9 Tip)

S. Acaip Tesadüfler 311-316 (6 Tip)

T. Komik Hikâyeler 317-322 (6 Tip)

U. Aptal ve Tembel Erkekler ve Kadınlar 323-338 (16 Tip)

V. Hırsız ve Dedektif 339-349 (11 Tip)

W. Akıllı, Hilekâr veya Cimri Erkek ve Kadınlar 350-378 (11 Tip)

S

Binbir gece masalları hangi konu üzerine yazılmıştır?

Saim Sakaoğlu Masal Araştırmaları adlı kitabının “Arap Masalları” bölümünde incelediği Binbir Gece Masalları‘nın (Elf Leyle ve’l-Leyle) masal alanının en önemli külliyatı olduğunu ifade etmiş ve kadınların sadakatsizliği üzerine kurulan bu külliyatın bin bir gece boyunca, sabahın ilk ışıkları doğuncaya kadar anlatıldığını belirtmiştir. Yazarı bilinmemekle birlikte bilinmeyen, tanınmayan pek çok yazarı olduğunu dile getiren Sakaoğlu, Türkçe’ye yapılan en eski çevirisinin 1429’da yapıldığına dikkat çekmiş ve Abdi adlı bir kişinin Sultan II. Murad’a (1421-1451) Camasbnâme diye adlandırılan bölümün çevirisini sunduğunu ifade etmiştir. Cezayirli Ahmed Nazif ’in dört cilt üzerine planladığı ve ilki 1842’de tamamlanan külliyatının son derece değerli olduğunu belirten Sakaoğlu, pek çok kere kısmen veya özetler hâlinde yapılan çevirilerin sonuncusunu 16 cilt hâlinde Âlim Şerif Onaran tarafından 1992-1993 yıllarında yayımlandığını ifade etmiştir