aofsorular.com
EDB101U

HALK EDEBİYATINDA ANLATMALIK TÜRLER: MİTLER, EPİK DESTANLAR, EFSANELER

5. Ünite 20 Soru
S

Halk Edebiyatı bir iletişim biçimi olarak nasıl tanımlanabilir?

Halk Edebiyatı, sözlü kültür ortamında yüz yüze bir ilişki içinde birisi konuşan, söyleyen veya anlatan kişi diğeri de dinleyici veya dinleyiciler konumunda olan iki tarafın geleneksel anlatılar yoluyla kurduğu bir iletişim biçimidir. Bu iletişim esnasında anlatıcı/söyleyici ve konuşan âdeta bir tiyatro oyununda oynarmışcasına geleneksel Halk Edebiyatı türlerine ait geleneksel konuları yine geleneksel ifade ediş yolu olan, teatral bir biçimde ortaya koyup sergiler.

S

Türk Halk Edebiyatında anlatmalık türlerin icracılara nasıl seslenilmiştir?

Halk Edebiyatının çoğunlukla bir ya da birkaç kahramanın başından geçen bir olayı geleneksel tavır ve tarzda hikâye etmeye dayalı olarak icra eden türlerine, “anlatmalık türler” (narrative genres) ad› verilir. Türk Halk Edebiyatında anlatmalık türlerin icracıları “destancı”, “hikâyeci âşık” ve “masalcı” gibi uzmanlaşmıştır ve çoğunlukla da profesyonel veya yarı profesyonel geleneksel sanatçı kimliğine sa- hiptirler. Bu tür geleneksel sanatçılar gelenek içinde ve usta-çırak ilişkisine göre yetişirler ve sanatlarını geleneksel icra bağlamlarında icra ederler.

S

Mit nedir?

İnsan davranışları için model teşkil eden, hayata anlam ve önem kazandıran, dolayısıyla insanın kendini anlamlandırmasını sağlayan ve her zaman için bir yaratılışın öyküsünü anlatan kutsal kabul edilen metinlere “mit” (myht) ad› verilir. Mit evrenin yaratılışındaki kutsal bir öyküyü, yeryüzünün hatta kâinatın başlangıcını ve kökenini anlatır.

S

Dogma nedir?

Dogma: Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli yapılan sav, nas.

S

Mit ve dogma arasındaki ilişki nasıldır?

Mitler dogmanın temelidir ve çoğunlukla kutsal ve törenlerle ilgilidir. Mitlerin temel karakterleri daha önce de işaret ettiğimiz gibi insanoğlu değildir ancak mitleri gerçeklştiren tanrısal, olağanüstü karakterler, insan tavır ve davranışlarını sergilerler. Mitler, dünyanın, insanın, diğer varlıkların, coğrafi şartların oluşumunu, kaynağını ve niteliklerini, dinsel törenleri, törensel araçların ayrıntılarını ya da tabuların neden incelenmesi gerektiğini açıklarlar.

S

Toplum haritası neden gerçek bir harita gibi kesin çizgilerle çizilmemiştir?

Her insan kendi toplumunun içindeki diğer kişilerle ve özellikle yakın olduğu gruplarla bir “toplum haritas›” paylaşır. Bu toplum içindeki insanlar böyle bir temel haritadan hareket ettikleri için anlaşabilirler ve içinde yaşadıkları toplumun gereklerini yerine getirebilirler. Fakat belleğimizde taşıdığımız bu “toplum haritası” gerçek bir harita gibi kesin çizgilerle çizilmemiştir. Bu nedenle de, “harita”nın taşıdığı anlamlar esnektir ve bu anlamalar, “değişime” az veya çok açık bir “simge dağarcığı” yoluyla toplumdan insana, kuşlaktan kuşağa geçer.

S

Türk mitleri dünyanın en zengin mitolojik geleneklerinden olmasının sebpleri nelerdir?

Türk mitleri dünyanın en zengin mitolojik geleneklerinden birisidir. Bu mitler, Türklerin tarih öncesi ve tarihsel devirlerde yaşadıkları coğrafyanın büyüklüğü ve Türk boylarının farklı coğrafyalarda bazen birbirleriyle ilişkisiz olarak değişik dinlere mensup olmaları ve farklı kültürel gelişme çizgileri takip etmeleri nedeniyle çalışılması kolay olmayan bir Türk sözlü edebiyat alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk mitolojisinin en önemli kaynağı, kültüre özel duygu, düşünce ve tecrübelerin taşflıyıcısı olan bizzat Türk dilinin kendisidir. Bu yüzden Türk mitlerine ait pek çok inanç ve kalıplaşmış davranışların izlerini ve niteliklerinin pek çoğunu dilimize ait tarihsel ve güncel malzemeden takip etmek mümkündür.

 
S

Altay Türklerine ait olan bir kam alkışında (duasında) ateşin kutsanmasının Türk mitolejisindeki önemi nasıl açıklanabilir?

Altay Türklerine ait bir kam alkışında (duasında) ateşin ruhunun kutsanışı görülmektedir. Türk mitolojisinin yaratılış bağlamında geçirdiği, ormanda toplayıcı-avcı olarak yaşanan dönemin izlerini taşıması bakımından da dikkat çekici olan ateşe edilen bu alk›flta, Gök Tanr› ve Umay Ana’n›n yan›s›ra inanılan diğer olağanüstü varlıklarda sıralanmaktadır. Bunların başında alkışın edildiği ve ayinin düzenlendiği kutsal dağ başı, dağ kültü, kutsal kayın ağacı ağaç kültü ve duanın doğrudan yöneldiği kutsal ateş dolayısıyla od ve ocak kültleri gelmektedir.

S

Memorat nedir?

Geleneğe göre al karısı erkeğin bulunduğu yere giremez. Ayrıca, al karısının lohusa kadını basarak eziyet etmeye başladığına hükmedildiği zaman silah atma vasıtasıyla da hastanın korunacağına olan inanç yaygındır. Al karısının lohusa kadnlardan başka ah›rlardaki atlara da musallat olarak onların yelelerini ve kuyruklarını ördüğü, atları sabahlara kadar koşturarak yorduğuna inanılır.

Bu inanışlar bin yıllık müslümanlığımıza rağmen halk arasında çok yaygındır. Halkbiliminde bu tür olağanüstü güçlerle olan iletişim ve ilişkiye dair anlatılan kişisel hatıralar “memorat” olarak adlandırılır.

S

Mitler ve Epik destanların temalarındaki ana farklar nelerdir?

Mitlerin kutsal anlatılar olmasına karşılık epik destanlar kutsal anlatılar değildir. Mitlerin kahramanları tanrılar, tanrıçalar ve yarı tanrılar gibi tanrısal varlıklar olmasına karşılık epik destanların kahramanları insanlardır. Bu insanlar arasında olağanüstü özelliklere sahip olanlar olsa bile bunlar yine insandırlar. Mitler de zaman dünyanın veya kâinatın yaratılışı gibi kozmik zamanlar olmasına karşılık epik destanlarda zaman tarihsel zamanlardır. Bu sıraladığımız özelliklerle epik destanlar mitlerden ayrılır.

S

Epik destanların temaları hangi hikayeleri anlatmaktadır?

Epik destanlar bir yönüyle aile, soy, boy gibi kültürel süreklilik veya benzerliklere sahip toplulukların üstünde onları ortak bir kader, tasa, sevinç, kıvanç, ülkü, ilke ve yasa etrafında birleştiren kahramanların başarılarının veya hayatlarının hikâyesidir. Epik destanları pek çok kültürel ortaklığa sahip toplulukların bir kahramanın ve onun öyküsünün etrafında uluslaşmalarının hikâyesi olarak görmek mümkündür. Birincil sözlü kültür ortamında sözlü olarak oluşturulup nakledilen bu edebî metinlere daha sonraki dönemlerde geniş kitleler “gerçek” olarak inanmış ve epik destanlarda anlatılanları sözlü tarihleri olarak algılamışlardır. Oysa, gerçek bir tarihî olaydan kaynaklansa bile epik destanlar sözlü kültür ortamında oluşturulup aktarılırlarken pek çok değişime ve dönüşüme uğrarlar. Kahraman adları ve olayların geçtiği yer adları gerçek ve tarihsel olması nedeniyle dinleyiciler üzerinde “gerçek”miş duygusu bırakırlar. Bu nedenle de dinleyiciler onların gerçek olduğuna inanır ve dinlerler. Ancak hiç bir epik destan gerçek tarihle birebir örtüşmez. Örtüştüğündeyse o bir epik destan değil tarihtir.

S
Animizm nedir ve epik destan için niye önemlidir?
 

Dağ, taş, su, ağaç gibi her türlü doğal varlığın canlı ve bir ruhu olduğuna inanma Animizmdir. 

Kahramanlık destanlarında yer-su, dağ-taş, yurt-mekân adları gerçek olmasa, halk anlatılanların tamamının gerçekliğinden şüpheye düşer. Bu nedenle de gerçeğimsileştirilme sürecinde destan gerçek yer adlandırmalarından (toponomik) oluşur. Böylece inandırıcılık sağlanmakta ve konu geleneğin kendine has kuralları içerisinde işlenmektedir.

Epik destan geleneğinin kendine has kurallarının başında olayları yorumlayış anlamında destan mantığı yer alır. Epik destanın kendine has bir mantığı vardır. Destanın bu mantığı her zaman doğal dünyanın mantığı ile ölçülemez ve onunla da hiçbir zaman bire bir örtüşmez. Animizme ve hatta mucize ve büyüye olan eğilim veya “olağanüstü”yle olan iç içelik destanın mantığının temel kuralıdır. Her şeyden önce onun kabul edilmesi büyük ölçüde olay örgüsünün iç tutarlılığına ve epik destan mantığına dayanır. Bu kendine has mantık silsilesi içinde, akla sığabilirlik pek seyrek olarak dış gerçeklikle ölçülür. Epik destanlar bu kendilerine has mantıkları ve olağanüstülükleri kabul edişleri yönüyle mitlerle benzeşirler.

S

Epik destan anlatım gelene¤inin en büyük kuralı nedir?

Epik destan anlatım geleneğinin en büyük kuralı dikkati baş kahraman üzerine toplamadır. Destanda gerçek veya tarihsel olaylar da anlatılıyorsa dikkat baş kahramanın üzerinde toplanır. Öte yandan destan anlatım geleneğinin bir başka kuralı olan “destanda iki kahraman belirdiği zaman da dikkat baş kahramanın üzerindedir. İki kahraman da olsa sadece bir tanesi her zaman gerçek baş kahramandır. Destan da devamlı olarak onun hikâyesiyle başlar ve bütün dış görünüşüyle o, en önemli karakter olan kahramanın hikâyesiyle devam edip biter.

S

Epik destan anlatımının kültürleşme açısından önemi nedir?

Destan anlatımı, dilin ve onunla taşınan kültürün bütün yön ve değerleriyle özümsenmesini sağlayan bir kültürleşme (acculturation) hadisesidir. Toprağa yerleşik kültürlerde olduğu gibi okulu, yaygın yazısı, kitabı, ansiklopedisi, interneti, gazetesi, radyosu, televizyonu olmayan bir sosyo-kültürel yapı olan bozkırdaki göçerevli Türk boylarının bütün bu ihtiyaçlarını karşılayan en önemli kültürel araç ve gereç epiik destan geleneğidir. Epik destan geleneği bu özellikleri ve işlevleriyle anlaşılmadıkça, Türklerin binlerce yıl boyunca 20 milyon kilometre karelik bir alanda dillerini ve kültürlerini yaşatarak günümüze ulaşabilme mucizesini anlayabilmek mümkün değildir.

S

Eski Türk Destanları hangileridir?

Alp Er Tunga Destanı, Şu Destanı, Atilla Destanı, Bozkurt Destanı, Göç Destanı, Ergenekon Destanı, Mani Dininin Kabulü Destanı, Türeyiş Destanı ve Oğuz Kağan Destanı yer almaktadır. Bu destanların en yenisi bile bin yıldan daha eskidir. Bu destanlardan elimize küçük parçalar veya haklarında bilgi veren küçük kayıtlar geçmiştir. Bu destanlar arasında Oğuz Kağan Destanı, Türk destan geleneğinin dili, yapısı ve temaları hakkında bilgi edinmemizi ve Türk destan geleneğini daha iyi anlamamızı sağlayan önemli bir destandır.

S

Arkaik Destanlar hangileridir?

Altay, Hakas, Tıva, Saha (Yakut), Teleüt, Şor gibi İslâmiyeti kabul etmemiş ve ağırlıklı olarak şamanist dünya görüşüne sahip Sibirya’da yaşayan Türk boyları arasından derlenmiş, içerisinde yaygın olarak mitolojik motişer yer alan tematik destanlar bu gruba girmektedir. Bu destanlar, içlerinde birçok eski veya arkaik temalar ve motişer nedeniyle arkaik destanlar olarak adlandırılmaktadır. Bu tür destanlara, Altın Arığ Destanı, Alıp Manaş Destanı, Maaday Kara Destanı, Ural Batır, Er Töş- tük, Yaratılış Destanı, Ucocoş Destanı, Olonhoy Destanı, Altın Cüs Destanı, Kula Mergen Destanı, Abat Destanı, Koğutay Destanı, Duha Kocaoğlu Deli Dumrul Destanı, Basat ve Tepegöz Destanı, Ay Manıs Destanı, Akbuzat Destanı, Altın Taycı Destanı, Er Samır Destanı ve Oğol Han Destanı örnek olarak verilebilir.

S

Tarihi destanlar hangileridir?

Konu ve kahramanlarını tarihî şahsiyetler ve tarihî olayların oluşturduğu kahramalık destanlarına tarihî destanlar adı verilir. Tarihî destanlara, Battal Gazi Destanı, Danişmend Gazi Destanı, Sarı Saltuk Destanı, Edigey Destanı, Karasay Kazi Destanı, Orak Mamay Destanı, Nözüğüm Destanı, Abdurrahman Han Destanı, Timur Destanı, Osman Batır Destanı ve Genç Osman Destanı örnek olarak verilebilir.

S

Alperen tipi destanların içeriğini oluşturan kahramanın özellikleri nelerdir?

Destanlardaki baş kahraman son derece güçlü yenilmez bir alp yiğit olmasının yanı sıra, davası ve toplumu için kendisini feda edecek kadar da bireyselliği aşmış, toplumcu bir dünya görüşüne sahip, eren özellikleri de gösteren bir alperendir. Onun düşmanlarıysa en az onun kadar fizik gücüne sahip olmakla birlikte, kişisel menfaatlerini ön planda tutan, bu yönleriyle de eksik ve zayıf olup yenilen “karşı kahraman”lardır.

S

Epik destanlardaki en önemli karakterlerden bir diğeri ise kahramanın atıdır. kahramanın atının özellikleri nelerdir?

Destanlarda en az başkahraman kadar önemli bir tip de, kahramanın atıdır. Hemen hepsi mitolojik göl, ırmak ve denizlerde yaşayan mitolojik bir aygırın aştığı kısraktan doğan gereğince bakıldığında kanatlanıp uçabilen “tulpar” at özelliğine sahiptir. Kahramanla konuşabilirler ve onu kurtarmak için çeşitli yollara ve hilelere baş vurabilirler.

S

Efsane kavramının sistematik olarak tanımı hangi anlamları içermektedir?

Sözlü kültür ortamında yaratılan ve sözlü edebiyat geleneğinin bir türü olan efsanenin en yaygın olarak kabul gören tanımı “gerçek veya hayalî muayyen şahıs, hâdise veya yer hakkında gerçek olduğuna inanılarak anlatılan hikâye” şeklindedir. Bu kısa ve özlü tanımında yer alan üç ana unsurdan hareketle sistematik bir biçimde tanımlanışı şu şekildedir:

1)  Efsane, anlatıcının tarihî zaman kavramı içinde uygundur. a) Efsane, muayyen bir tarihî (gerçek veya hayalî) bir hadise ile birleştirilmiştir. b) Efsane, muayyen bir şahısla, yani, bir ad verilen tarihî (gerçek veya ha- yalî) bir şahsiyet ile birleştirilmiştir.

2)  Efsane, anlatanın coğrafî alan kavramına uygundur; yani, o, belirli biryerle birleştirilmiştir;

3)  Efsane gerçek olduğuna inanılan bir hikâyedir. Gerçi o, tabiatüstü hâdiselerle iş görür, ama anlatıcıları tarafından onun gerçek olduğuna inanılır. Onu anlatanın ve dinleyenin yaşadığı dünyasına aitmiş gibi itibar edilir. Bu unsurlar içinde yer alan belirli “tarihî” bir olay ve kişi ile birleştirilmesi ile “belirli coğrafî” bir yerle birleştirilmesi hususları efsanelerin en temel özellikleri arasındadır.