aofsorular.com
MEİ201U

Röportaj ve Söyleşi Teknikleri

5. Ünite 56 Soru
S

Röportajın tanımı nedir?

Gazetecilik alanında röportaj; daha çok araştırmaya, incelemeye, soruşturmaya dayalı, birtakım gerçeklerin belirlenmesini amaçlayan, çok yönlü, renkli anlatıma sahip yazı türüdür.

S

Mülakatın tanımı nedir?

Kişinin tutum ve fikirlerini öğrenmek amacıyla sorular sormak ve alınan yanıtlarla bir konuyu aydınlatmak üzere yapılan görüşmedir.

S

Söyleşinin tanımı nedir?

Gazetecilik alanında söyleşi; görüşme yoluyla elde edilen bilgilerin, bir sohbet havasında soru ve cevaba dayalı olarak kaleme
alındığı yazı türüdür.

S

Röportaj, söyleşi, sohbet, mülakat ya da görüşmenin ortak tanımı nedir?

Röportaj, söyleşi, sohbet, mülakat ya da görüşme sözcüklerinin anlamı aşağı yukarı birbirine yakındır ve “karşılıklı konuşma” ya da “soru sorup yanıt alma” demektir.

S

Gazetecilik uygulamasında mülakat ve röportaj arasındaki fark nedir?

Mülakat yada görüşme, kişinin tutum ve fikirlerini öğrenmek amacıyla sorular sormak ve alınan yanıtlarla bir konuyu aydınlatmak üzere yapılan görüşmeye verilen addır. Bir deyim olarak “mülakat vermek”, görüş ya da “demeç vermek” anlamındadır.

Röportaj ise bundan farklı olarak; daha çok araştırmaya, incelemeye, soruşturmaya dayalı, birtakım gerçeklerin belirlenmesine
çalışılan, çok yönlü, renkli anlatıma sahip bir gazetecilik yazı türü olarak tanımlanır.

S

Söyleşi ya da sohbetin kullanım alanlarındaki tanımı nedir?

Söyleşi ya da sohbet  bir başka yazı türünün adıdır. Edebiyat alanında söyleşi yazısı, karşılıklı konuşmayı andıran nitelikteki anlatıma karşılık gelir. Gazetecilik alanında ise söyleşi, görüşme yoluyla elde edilen bilgilerin bir sohbet havasında soru ve cevaba dayalı olarak kaleme alındığı yazı türüdür.

S

Fransızca'da röportaj kelimesinin anlamı nedir?

Fransızca reporter fiilinden türeyerek Türkçeye geçtiği kabul edilen röportaj (reportage), modern gazetecilikte çekirdeğini tanıklıktan alan bir yazı türüdür. Fransızcada reportage sözcüğü; gazete için haber toplama, bu haberleri anlatan yazı, olayın geçtiği yerde derlendiği yazılı, sesli, görüntülü bilgilerin tümü, bir gazetecinin, bilgi kaynağı olarak nitelendirilen bir konuşmacı ile yaptığı görüşme, bir röportajcının araştırma ve incelemelerinden sonra yazdığı gazete yazısı ve görüşüm gibi çeşitli anlamlara gelir.

S

Türkçedeki Yabancı Sözcükler Sözlüğünde röportajın tanımı nedir?

Türkçedeki Yabancı Sözcükler Sözlüğünde röportaj şöyle tanımlanır:

1. Bir yazarın, bir konuyu inceleyip araştırarak ve kendi görüşlerini, yorumlarını da ekleyerek oluşturduğu gazete yazısı.

2. Bir radyo ya da televizyon habercisinin bir konuyu inceleyip araştırarak hazırladığı ya da bir kimseyle görüşme biçiminde sunduğu program.

S

Bir konuyu yazar ve gazeteci ele alırsa nasıl adlandırılır?

Bir konuyu yazarlar anlatırsa öykü ya da roman; gazeteciler anlatırsa “röportaj” yazıları ortaya çıkar.

S

En geniş ifadeyle, gazetecilik uygulamalarındaki röportaj yazılarına ne denir?

En geniş ifadeyle, gazetecilik uygulamalarındaki röportaj yazılarına “haberin büyütülmüşü” denir. Ancak haberi yazan muhabirden farklı olarak röportajcı; yani röportaj yapan ya da yazan kişi, yazısında kendi görüş, bilgi ve fikirlerini de kaleme alabilme özgürlüğüne sahiptir.

S

Gazetecilikte mülakatın anlamı nedir?

Gazetecilikte “mülakat” bir yazı türü olarak ele alındığında, “bir kaynağa sorular yönelterek alınan yanıtların aktarılması” anlamına gelir.

S

Röportaj yazmak için soru sormak gerekli midir?

Röportaj yazmak için görüşme yapma, soru sorup yanıt alma zorunluluğu yoktur. Hiç görüşme yapmadan ya da gerektiğinde birden çok kişiyle görüşerek de röportaj yazılabilir. Röportaj yazısında renkli bir anlatım ve süslü bir üslup kullanılabilir ve ayrıntılara girilebilir.

S

Röportajda en önemli özellik nedir?

Röportajda en önemli özellik; betimleme, tanıtma ve tasvir bakımlarından inanç uyandırmaktır. Bunun için röportaj yazarının,
yazdıklarının doğruluğunu ispatlayan fotoğraflarla konuyu, olayları tespit etmesi de beklenir. Hatta bu nedenle fotoğraf için “röportajın kardeşi” denir. Bu hâliyle röportajın yapısında haberden farklı olarak öznelliğin; yani duygu ve düşüncelere dayalı subjektifliğin ön plana çıktığı söylenebilir. Yine de röportajın duygusallıkta ve anlatımda son derece ölçülü olması bir zorunluluk olarak tanımlanır.

Çoğu zaman edebiyatın bir dalı olarak gösterilen röportaj yazısında, olayın çatısını çatmak, kişilerin olay içindeki rollerini, sorumluluk ve yetkilerini tanımlamak, nedensel bağlantıları ortaya çıkarmak için genellikle araştırma, inceleme ya da soruşturmaya gerek duyulur. Ancak, bunlar yapılmadan da röportaj yazılabilir.

S

Röportajın sırrı nedir?

Röportajın sırrı yalnızca en iyi dil ya da anlatımda değil, konuyu en canlı taraflarıyla okuyucuya göstermesinde saklıdır. Röportaj, okura, sanki oradaymış gibi olayı adım adım izleme şansı sunar. Bu nedenle basit haberden daha çekici gelir.
Röportaj yazarı, okurun olayı kendisiyle birlikte izlemesine olanak sağlar. Okur,olayın tanığı haline gelir. Röportajcı, kalemin üzerine tutturulmuş bir göz, bir burun ve bir kulaktır. Çünkü röportaj için görmek, işitmek, hissetmek, yaşamak ve dokunmak gerekir.

S

Fikret Otyam'a göre röportaj nedir?

“Yüreğinde katıksız insan sevgisi taşıyan, laf ebeliğinden kendini yüzde yüz ırak tutan, geniş halk yığınlarının; renk, dil, din, mezhep, cinsiyet, ırk farkı kollamadan sorunlarına eğilen, salt onların çıkarını gözeten; olaylara, konulara bu açıdan, bu anlayış ve tanımla yaklaşan, eli kalem tutanların yaptığı bir anlatım biçimidir... Yalan kabullenmeyen tek anlatım dalıdır.”

S

Emin Özdemir’in ifadesine göre de röportaj nedir?

Emin Özdemir’in ifadesine göre de röportaj, gerçeğe varmaya, gerçeğin kabuğunu kırıp ardında yatan nedenleri yansıtmaya yönelir. Bu yansıtımın açık seçik, içten olması gerekir. Yalana dolana, eski deyişle lafazanlığa yer yoktur röportajda. Öte yandan üzerinde durulan, anlatılmaya, deşelenmeye çalışılan konu ya da sorunun da değişik boyutlarıyla ele alınması gerekir. Bunun için de çok yönlü bir çalışma düzeni içerisine girer röportajcı. Salt izlenimleriyle, gözlemleriyle yetinmez. Üzerinde çalıştığı konuyla ilgili kendinden önce kimler ne söylemişse onu bulur, okur, not alır. Fotoğraflar çeker, teyplerden yararlanır, ses alır. Amaç gerçeği çarpıtmadan konuyu düş gücüyle renklendirmeden vermektir. Bazen bilimsel veriler ve araştırma soruları da işin içine katılır. Böylece hem anlatım tekdüzelikten çıkarılır hem de anlatılanlara inandırıcılık kazandırılır. Özetle, röportaj bir doğruyu ya da gerçeği; araştırma, inceleme, gezip görme yoluyla ya da soruşturma yöntemiyle yansıtır ve böylece okuyucuyu yaşamın içine sokarak yansıttığı gerçeklerle yüz yüze getirir.

S

Yaşar Kemale göre haber ve röportaj arasındaki fark nedir?

“Haber bir soyutlama, geniş bir çerçeve işidir. Haber bir yaşam değildir, belki de yaşamın geniş bir gölgesidir. Gazetecilikte haber, radyodan, televizyondan da önce okuyucu doyurmuyordu. Ancak röportaj çıkıncadır ki, okuyucu yaşamla, yaşamın, olayların özüyle karşı karşıya gelebildi. Haber, gerçeğin kaba yansıması; röportajsa yaşamın özüne, gerçeğin özüne doğru bir iniştir.”

S

Hikmet Çetinkaya’nın ifadesine göre de röportaj, haberin vurucu gücünü pekiştiren nedir?

Hikmet Çetinkaya ’nın ifadesine göre de röportaj, haberin vurucu gücünü pekiştiren, sağlam boyutlar getiren, belgesel ağırlığı fotoğrafla bütünleştiren, resmî verilere dayalı bir yazı türüdür.

S

Röportaj ve haber arasındaki farklılık ve benzerlikle hangi alt başlıklarla açıklanabilir?

  • Yazar farkı
  • Anlatım dili
  • Konu
  • Nesnellik
  • Gerçeklik
  • Edebiyat
  • Röportaj türleri
S

Röportaj ve haber yazan kişilere ne ad verilir?

Röportajı yazan kişiye “röportaj yazarı” ya da “yazar” denirken, haber yazan kişiye “muhabir” adı verilir.

S

Muhabir ve röportaj yazarı arasındaki fark nedir?

Muhabir, tanık olduğu ya da bilgilerini derlediği olaylar hakkında olup bitenleri özet bir şekilde gerçeğe en yakın biçimde haber yazma kuralları çerçevesinde aktarır. Röportaj yazarı ise iyi bir görüşmeci, incelemeci, araştırmacı ve soruşturmacı olmanın ötesinde güçlü bir analizci ve yorumcu olarak yazısını kendi üslubuyla kaleme alır.

S

Röportaj yazarı ve haber muhabiri arasındaki anlatım dili farkı nedir?

Röportaj, büyük ölçüde yazarın kendi deneyimlerinden hareketle, kendine özgü üslup ve anlatımını kullanabilmesine olanak sağlar. Hatta röportaj yazarı, “ben” ya da “biz” özneli anlatımda bulunabilir. Röportaj, özneldir. Ancak haber muhabiri bu kadar özgür değildir. Büyük ölçüde haber yazma tekniklerinden birini izlemek durumundadır. Anlatım şekli de belirli kurallara uymak zorundadır. Kendisini olaydan soyutlayarak, üçüncü tekil şahıs kullanarak ve olayı tarafsız kalmaya çalışarak aktarır. Röportaj ise genellikle öyküleyici bir anlatıma sahiptir. Bu nedenle de genellikle anlatımda şimdiki zaman kullanılır. Haber dili ise genellikle di’li geçmiş zamandır. Haberdekinin aksine, röportajda gereksiz sözcük ya da tümce ögeleri kullanmaktan sakınılmaz.

S

Röportaj ve haberde konu durumu nasıldır?

Görülenler, duyulanlar ve hissedilenler röportaj yazısına aktarılabilir. Haberin arkasında neler var, neler dönüyor, ne yaşamlar, dramlar, sevinçler var bunlar röportaja konu edilebilir. Duygular kaleme alınabilir. Her haber konusunun ardından bir röportaj çıkarılabilir. Bir olayı haber yapan haber değerleri röportaj için de geçerlidir. Röportaj için mutlaka görüşme yapmak da gerekmez.

S

Haber ve röportaj yazımında nesnellik durumu nedir?

Haberin, gerçeğin bir yansıması olarak muhabir tarafından tarafsız, nesnel ya da objektif bir şekilde aktarılması istenir ya da bu iddiayı taşıması değerli bulunur. Haber yazmada, sıfat ve zarf kullanımında dikkatli olunması tavsiye edilir. Oysa röportaj yazısında yazarın öznel algı ve anlatımı söz konusudur. Bu nedenle sıfat ve zarf kullanımında yazar alabildiğinde rahat davranır. Ancak yine de kimilerine göre röportaj yazarının açık açık yorumda bulunması da uygun görülmez.

S

Haber ve röportajda gerçeklik ortak noktaları ve farkları nelerdir?

Haberde yer alan bilgilerin gerçekliğinin kuşku uyandırmaması beklenir. Bunun için de kaynaklara atıfta bulunulur ve çoğu zaman doğrudan anlatım tercih edilir. Oysa röportaj yazarı daha rahat değerlendirmede bulunabilir ve sonuç çıkarabilir. Röportajdaki yorum ve anlatım serbestliği, gerçeğin çarpıtılmasına yol açacak bir tutumun benimsenmesi anlamına da gelmez. Çünkü röportajda haber gibi gerçeği yansıtmalıdır. Söylentiler, kaynağı doğrulanmamış bilgiler, kanıtlanmamış belgelerle ne röportaj yazısı, ne de haber yazılır. Röportaj yazarı var olmayan bir dünya yaratmakla değil; var olan dünyanın bilinmeyen, tanınmayan, saklı kalmış, vurgulanmayan yanlarını insanlara göstermekle yükümlüdür.

S

Röportaj bir edebiyat dalı mıdır?

Pek çok yazar bu konuda hemfikirdir. Yani röportajı edebî bir yazı türü olarak tanımlarlar. Çünkü haberin “kuru” anlatımı karşısında röportajda daha çok öyküleyici anlatım tercih edilir. Bunun için “iyi bir röportajcının” edebiyatın içinde olması, şiir bilmesi, çok okuması ve yazması gerektiği söylenir. Bugün “röportajcı” olarak anılan kişilerin pek çoğu da artık “ünlü yazarlar” olarak bilinen kişilerdir.

S

Röportaj türleri nelerdir?

  • Haber röportaj: Haberi oluşturan olaya bağlıdır.
  • İlgi çekici (duygusal içerikli) röportaj: Okuyucu, izleyici ya da dinleyiciyi duygusal yönden etkilemeyi amaçlar.
  • Biyografik röportaj: Röportaj yapılan kişiyi tanıtır.
  • Tarihsel röportaj: Doğum, evlenme, yıl dönümü, temel atma ve açılış törenleri, kentler, sanat eserleri, tiyatrolar, yıkıntılar, buluşlar ya da keşifler gibi tarihî olayları konu alır.
  • Açıklayıcı ve yorumlayıcı röportaj: Görünenin ötesini, sahne arkasını aktarmaya çalışır.
  • Bir şeyin nasıl yapıldığını gösteren röportaj: Yol gösterir, yöntem ve teknikleri tanıtır. Nasıl yemek yapılır, çiçeklere nasıl bakılır vs.
  • Macera ve kişisel hikâye röportajı: Anıları konu alır. Seyahatler, savaşlar vs.
  • Yerel bir durumu anlatan röportaj: Yerel bir toplumdaki konuları kapsar. Son olarak haber ve röportaj ayrımına ilişkin olarak şunu da eklemek gerekir: Neredeyse her gazeteci röportaj yapar ve Binyazar’ın (1975) da ifade ettiği gibi “röportaj, önünde hesap verilen bir sınav tahtası gibidir”.
S

Röportaj yazı türü tarihinin yazarları kimlerdir?

  • Heredot 
  • Thukydides
  • İbn’i Battuta
  • Seydi Ali Reis
  • Evliya Çelebi
  • Hoca Gıyasüddin Nakkaş
S

Gezi yazısı ve röportaj arasındaki ilişki nasıldır?

Gezi yazılarıyla röportajın akrabalığı vardır. Ancak bu akrabalık, yöntemseldir. Gezi yazıları da röportaj yazılarının kullandığı araştırma, inceleme, bilgi ve belge toplama yollarından yararlanır. Dil ve anlatım yapısıyla, öyküleme yönüyle röportaj, gezi yazılarından ayrılır. Gezi yazılarında ilgi çekici yerler anlatılır; röportajda ise asıl amaç haberde de olduğu gibi belli konulara dikkat çekmek, belli sorunlara işaret etmek, olayların ardındaki gerçekleri sorgulamak ve sonuçta kamuoyu oluşturmaya çalışmaktır. Röportajlar, gezi yazılarına oranla yalnızca gözlemlerin ürünü değil, araştırma, soruşturma ve görüşmelerin sonucu
yalın ve özgün biçim verilmiş, evrensel anlama ulaşmak için de iyice irdelenmiş tanıklık belgeleridir.

S

Mülakat röportaj ilişkisi ne şekildedir?

Röportaj, başlangıçta soru ve yanıtlardan oluşan “söyleşi” türünden farklı değilken, gazeteciliğin gelişmesi ve ünlü edebiyatçıların röportaj türünde eserler ortaya koymaya başlamasıyla daha çok araştırma, inceleme, soruşturmaya dayanan ve bazı gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olan bir tür olarak gelişmiştir. Gezi yazısı: Bir yazarın gezdiği, gördüğü ve incelediği
yerlerden edindiği bilgi, görgü ve izlenimleri yansıtan yazıya gezi yazısı denir. Gezilen yerin doğal güzelliklerini, insanların
yaşayışını, kıyafetlerini töre ve geleneklerini, hukuki yapısını refah ve iş düzeylerini ve o yerin coğrafi özelliklerini anlatması bakımından önemlidir. Çoğunlukla tarih, coğrafya, hukuk, sosyoloji, dil, sanat ve edebiyat gibi bilim dallarına da kaynaklık eder.

S

Türk gazeteciliği ve edebiyatında röportaj türünde yazanlar kimlerdir?

Abdi İpekçi, Dursun Akçam, Faruk Şensoy, Fikret Otyam, Halit Çapın, Hikmet Çetinkaya, Hikmet Feridun Es, Mete Akyol, Mustafa Ekmekçi, Necmi Onur ve Yaşar Nabi Nayır gibi pek çok “usta” yazar ve gazeteci röportaj türünde yazılar kaleme almışlardır.

S

Dünya yazınında röportaj türünün ustalar kimlerdir?

J. London, E. Hemingway, M. Gorki, K. Simonov, L. Collins, N. Mailer, C. Malaparte, D. Lapierre, İ. Ehrenburg, M. Solohof,      C. Malaparte, J.P. Sartre, R. Cartier, D. Lapierre şeklinde sıralanabilir.

S

Röportaj yazmak için nelere  dikkat edilmelidir??

Bir röportaj yazmak için elbette bir keşif gezisinin kampında olmak gerekmez, hemen köşeyi dönünce de bir konu yakalanabilir.
Muhabir asla salt basit haber yazmamalı, anlatabilmelidir de. Bu yeterlidir ve okuyucunun röportaj yazarından istediği budur. Dolayısıyla yalın, etkili ve doğru bir anlatıma sahip metinler röportaj olarak tanımlanabilir. Aynen haber yazımındaki gibi röportaj yazısında da ilk cümle yani “giriş” büyük öneme sahiptir. Bununla birlikte, haber yazımının en popüler tekniği olan
ters piramit, röportaj yazılarında pek de tercih edilmez. Çünkü özetleyici bir giriş ve en önemliden başlayarak daha az önemliye doğru yapılacak bir sıralama içeren anlatım, öyküleyici bir üslup için uygun değildir. Dolayısıyla röportaj yazısında giriş; ayrıntılı, sorulu, zıtlık ifade eden, bir kişi, konu ya da manzarayı betimleyici türde olabilir. Ardından, anlatılacak olan olay, kişi ya da konuya ilişkin “detayların nasıl ortaya konulacağı” sorusu gündeme gelir.

S

Kronolojik anlatımla röportaj nasıl yazılır?

Kronolojik anlatım, en kolay röportaj yazısı hazırlama yollarından biridir. Çünkü olayın başlangıcından itibaren alınan notlar ya da yaşanan gelişmeler sırasıyla yazıya geçirilir. Öykü de doğal akışı içerisinde sunulur. Diğer türdeki yazıları hazırlamak ise biraz daha zordur. Çünkü konunun hangi noktadan anlatılmaya başlanıp, yazının hangi noktada sona erdirileceği konusunda bir belirsizlik yaşanır. Kronolojik anlatım tekniğini uygulamak için öncelikle bir “yazı planı” çıkarılması tavsiye edilebilir. İyi bir girişin ardından anlatılacak unsurlar belirli bir sıraya dizilir ve sonucun nasıl bağlanacağı bu planda öngörülür. Kronolojik anlatım, aynen bir öykü anlatımı gibi de düşünülebilir. Bu nedenle kronolojik anlatım için “öyküleyici anlatım” adı da verilebilir.

S

Söyleşi nedir?

Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü’nde söyleşi şöyle açıklanır: “Bir konunun ya da düşüncenin bir başkasıyla konuşurmuş gibi işlendiği yazı. Bir edebiyat türü değil, bir yazış ya da anlatım biçiminin adıdır. Eleştiri, inceleme, deneme türleri söyleşi biçiminde yazılabilir.” Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde ise “söyleşi” için şu üç karşılık verilir:

1. Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihâl, sohbet,                                                                                                  2. Belli bir konuda alanla ilgili kişilerin katıldığı bilgilendirme toplantısı,                                                                                  3. Bir bilim veya sanat konusunu, konuşmayı andıran biçimde inceleyerek anlatan edebiyat türü, sohbet.

Yazılı anlatım türleri arasında “söyleşi”, makaleye benzer bir yazı türü olarak tanımlanır. Konusu daha çok genel ya da günlük sanat olaylarıdır. Fakat konu, tez ve savunma amacı güdülmeden ve karşılıklı konuşma havası içinde, sıcak bir dille yazılır.

S

Görüşme ile söyleşi arasındaki fark nedir?

Söyleşi, görüşmeye dayanır. Ancak aradaki fark; söyleşinin büyük ölçüde belirli bir hazırlığın sonucu gerçekleşen görüşme olmasıdır. Görüşme ise çoğunlukla ani gelişir ve gündemdeki konuya ilişkin birkaç sorudan fazlasını içermez. Görüşmenin kısa olanı makbul sayılırken; daha fazla sorunun yönetileceği tahmin edilen ortalama bir söyleşi için yapılan görüşme çok daha uzun sürecektir. Görüşme en temelde bir haber toplama tekniğidir ve pek çok haberde, haber kaynağı ile görüşmede bulunulur. Oysa “söyleşi” gazetecilikte bir yazı türüdür ve karşılıklı soru-yanıta dayalı sohbeti konu alır. Söyleşinin yazım şekli de soru-yanıt şeklindedir. Görüşme, genellikle ters piramit tekniğiyle yazılan haberler için yapılır. Söyleşi yazısında ortam, konuşulan kişinin ruh hâli ve davranışları gibi görüşme konusu dışındaki unsurlara da yer verilirken, görüşmeyle yazılan haberlerde bunlar bulunmaz.

S

Söyleşi türünün Türk edebiyatındaki en önemli temsilcileri kimlerdir?

Söyleşi türünün Türk edebiyatındaki en önemli temsilcileri olarak Ahmet Rasim, Suut Kemal Yetkin, Melih Cevdet Anday, Nurullah Ataç, Cenap Şahabettin, Refik Halit Karay, Hasan Ali Yücel ve Atilla İlhan gibi isimler gösterilir. Ayrıca Ayşe Arman, Balçiçek Pamir, Devrim Sevimay, Emin Çölaşan, Deniz Som, Derya Sazak, Mine Şenocaklı, Nebil Özgentürk, Neşe Düzel, Nuriye Akman, Pınar Türenç, Refik Durbaş, Savaş Ay, Yavuz Donat, Yazgülü Aldoğan ve Zeynep Oral gibi yazar ve gazeteciler de söyleşi türünde yazılar kaleme almışlardır ve almaktadırlar.

S

Söyleşi kiminle yapılır?

Habercilik uygulamalarında söyleşi için genellikle gündemdeki kişiler, ünlüler ya da ilgi çekici, önemli, nadir görülen bir hikâyesi
olanlar seçilerek görüşmede bulunulur. Görüşülecek kişinin belirlenmesi ya da bulunması, haber konusu bulmaktan farklı değildir. Ünlü bir konukla söyleşi yapılabileceği gibi yeni, farklı, nadir görülen, ilginç ve toplum tarafından önemli bulunan ya da merak edilen bir konuda belki de hiç de ünlü olmayan biriyle de söyleşi yapılabilir.

S

Söyleşiye nasıl hazırlanılır?

Gazete ya da dergi için yapılan söyleşiler yüz yüze yapılabileceği gibi telefonla, postayla hatta İnternet ortamında bile gerçekleştirilebilir. Ancak makbul olanı, yüz yüze yapılanıdır. Söyleşi soruları tekniğe bağlı olarak önceden yazılı olarak iletilebileceği gibi görüşme sırasında da yöneltilebilir.

Yüz yüze söyleşi yapmak üzere seçilen kişiden randevu almak, atılması gereken adımlardan ilkidir. Görüşülecek kişinin kim olduğuna bağlı olarak randevunun nasıl alınacağı değişir. Kendisi ile görüşülemeyen, sekreteri aracılığıyla randevu istenilebilen kişiler olabilir. Her iki durumda da önce kendimizi tanıtmamız ve daha sonra da ne yapmak istediğimizi açık bir dille ifade etmemiz ve görüşme talebimizi iletmemiz gerekir. Bu ön görüşmede randevu yeri ve saati belirlenmelidir. Ayrıca söyleşi konusunun ne olacağı da birkaç cümle ile konuşulabilir.

Randevudan önce mutlaka, görüşülecek konuyla ilgili yeterli bilgi toplamaya çalışılmalıdır. Hatta çoğu zaman kiminle görüşüleceğinin belirlenmesinde, toplanan bilgiler etkili olabilir. Konu hakkında ve görüşmenin yapılacağı kişi hakkında edinilecek bilgileri içeren “ön çalışmanın” iyi yapılması, görüşmenin sağlıklı geçmesinin ilk şartıdır. Görüşülecek kişinin kimliği ve yaşadıkları ya da konu hakkında bilgi toplarken akla gelen tüm sorular bir kenara not edilebilir.

S

Söyleşi soruları nasıl hazırlanmalıdır?

Görüşmeden önceki “ev ödevi”, görüşmeye ilişkin olarak aşağı yukarı “beş soru” hazırlamaktan geçer. Görüşme için hazırlanacak sorular yeni bilgiler almaya yönelik, eldeki bilgileri doğrulatmaya yönelik ya da daha önce yayımlanmış bilgileri yalanlamaya yönelik olabilir. Sorular karşı bir tavrın ifadesi olmamalıdır ve muhabirin / yazarın kendi görüşlerini içermemelidir. Sorular kısa ve net olmalı, bir soru cümlesi birden çok soru içermemelidir. Sorular birtakım görüşleri onaylatmaya yönelik ifadeler yerine, açık uçlu ve görüş almaya dönük olmalıdır. Gizlenmiş bilgi içermemelidir. Sorular, belirli bir amaca yönelik
“uygun” ve “mantıksal” bir sıra izlemelidir. Soruların dili; uzman dili olmaktan çok, halkın dili olmalıdır. Bu sırada söyleşinin amacı, ne şekilde yayımlanacağı, hedef kitlenin kim olduğu gibi noktalar da göz önünde bulundurulmalıdır. Öte yandan randevulu olmayan görüşmelerde “ön çalışma” imkânı olmaz ve o durumda “bilgi birikimine” başvurmak gerekir.

S

Görüşmeye giderken nasıl hazırlanmalıdır?

Görüşmeye gitmeden önce aynen bir habere gider gibi not defteri, kalem, fotoğraf makinesi, ses kayıt cihazı ve kamera gibi gerekli araç ve gereçlere ilişkin hazırlıklar da tamamlanmalıdır. Son bir nokta olarak, görüşmeden önce kılık kıyafete dikkat edilmesinin de ev ödevleri arasında olduğu söylenmelidir. Görüşülecek kişi, görüşme yeri ve saatine uygun kıyafet seçilmesi gerekir. Görüşmede ilk izlenim büyük ölçüde kılık kıyafet ve tavırlar çerçevesinde belirlenir. Bu nedenle söyleşinin sağlıklı yürütülebilmesi adına bu yönde de bir hazırlık yapılması yerinde olacaktır.

S

Söyleşiye nasıl başlanır?

Söyleşiye küçük bir selamlaşma ve sohbetle başlanabilir. Görüşmenin başında doğrudan konuya girmemek ortamın yumuşatılması adına önemlidir. Nezaketli olmak görüşmenin altın kuralıdır. “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” sözü akıldan çıkarılmamalıdır. Karşı tarafta korku uyandırmamak da gerekir. Bu nedenle, öncelikle daha genel sorulardan başlayıp görüşülen kişinin sizi tanımasına ve size açılmasına fırsat tanınmalıdır. Daha özel sorular görüşmenin ortalarına saklanmalıdır ki, meydana gelecek ilişkinin üzerine bunlara daha samimi cevaplar verebilsin.

S

Söyleşide sorular nasıl sorulmalıdır?

Söyleşide asıl olan ilk sorudan başlayarak ön önemli soruları arka arkaya sıralamak değildir. En önemli olan, sorulan sorulara “yanıt alabilmek” ve bu yanıtları tüm taraflar için “yanlış anlaşılmaya neden olmayacak” bir biçimde yazabilmektir. Söyleşinin makbul olanı, karşılıklı sohbet havasında geçendir. O nedenle soru sormaktan ve konuşmaktan çekinmemek gerekir.

S

Söyleşide konuşmaların banda kayıt edilmesi neden önemlidir?

Üç açıdan önemlidir:
Birincisi, söylenenlerin bir belgesinin olması; ikincisi, konuşma sırasında not tutmayı kolaylaştırması ve üçüncüsü de bir yanlış anlaşılma olduğunda tekrar geri dönüp dinleyebilme şansını tanıması. Ancak yine de bant kaydı “her şey” demek değildir ve kesinlikle not almaktan kaçınılmamalıdır. Söyleşi sırasında not almak pek çok açıdan pratiklik sağlar. Hem konuşma sırasında hem de sonrasında bu notlar yeni sorular sormaya yarar.

S

Söyleşi sırasında neler yapılır?

Söyleşi sırasında genellikle önceden hazırlanmış olan sorular görüşülen kişiye sorulur. Alınan yanıtlar akılda yeni sorular
uyandırıyorsa, bunlar da yöneltilir. Yanıttan tatmin olunmazsa, soruyu başka bir biçimde yeniden sormak gerekir. Eğer yanıt anlaşılamıyorsa, “Tam olarak ne demek istiyorsunuz?” diye soruyu tekrar sormak da yerinde olacaktır. Ancak görüşülen kişinin yanıtlamaktan kaçındığı sorularda ısrarcı ya da zorlayıcı olmamak da önemlidir. Bunun için acele edilmemeli ve görüşmenin belki de ilerleyen süreci içinde uygun bir fırsatta soru tekrarlanmalıdır. Bu tür durumlar karşısında kaynağı rahatlatmak, yumuşatmak ve bu şekilde yanıtı almaya çalışmak önemli bir tekniktir.

S

Söyleşide yapılmaması gerekenler nelerdir?

Kendi duygu ve düşüncelerimizi görüşmeye ortak etmemek, önemli bir söyleşi kuralıdır. Bir görüşme, asla bir “tartışma” değildir. Karşımızdakinden “kendi görüşlerimiz doğrultusunda yanıtlar alabilmek”, onu yönlendirerek “istediğimiz sözcükleri duymaya çalışmak” ise hiç değildir. Söyleşi, karşımızdakinin görüşlerini alabilmek için bizim isteğimizle gerçekleşen bir görüşmedir. O nedenle kendi düşüncelerimizi kendimize saklamak uygun olacaktır.

S

Söyleşi nasıl sonlandırılır?

Söyleşinin sonuna gelindiğinde, varsa gerginliği önleyecek ve sohbeti mutlu sonla bitirecek soruların sorulması tercih edilir. Sizi
doğru ve iyi hatırlamasına yardımcı olacak hazır sorularınızın olması bu anlamda yararlı olacaktır. Söyleşi, daha sonra yeniden görüşme dilekleri ve teşekkürlerle tamamlanmalıdır. Görüşmenin tamamlanmasının ardından görüşülen kişiden bir telefon numarası ya da kartvizit alınmasında da yarar vardır.

S

Söyleşi yazısına başlamadan önce neler yapılmalıdır?

Bir söyleşi yazısını yazmaya başlamadan önce yapılması gereken ilk iş, görüşmenin baştan sona gözden geçirilmesidir. Bant kaydı metne dökülmeli, tutulan notlar ve bu notlarda önemli bulunduğu için altı çizilen yerler tekrar hatırlanmalıdır. Bu aşamadan sonra yazıya giriş yapılabilir.

S

Söyleşi nasıl yazılır?

Öncelikle, gazete ve dergilerde söyleşi yazmanın haber yazmak kadar keskin hatlarının olmadığını söylemek gerekir. Bununla birlikte pek çok yönüyle söyleşi yazmak, haber ve röportaj yazmaya benzer. Genel olarak söyleşi yazılarında iki ayrı tekniğin uygulandığı görülür. Bunlardan ilki kronolojik anlatım diğeri ise bölümleme tekniğidir.

S

Söyleşi yazarken kronolojik anlatım nasıl yapılır?

Bu teknikte söyleşi başından sonuna, gerçekleştirilmiş olduğu gibi kaleme alınır. Çarpıcı bir girişte bulunulur ve sorular görüşme sırasında sorulduğu sıra ile yazılarak alınan yanıtlar alt alta eklenir. Görüşmenin son cümlesi (teşekkür), yazının da son cümlesi olur.

S

Söyleşi yazımında bölümleme tekniği nasıl kullanılır?

Bu teknik  haber yazmadaki “bölümleme tekniği” ile ilişkilendirilebilir. Çünkü genellikle sayfanın başında “şemsiye başlık” yer alır. Bunun altında giriş bulunur. Devamında ise soru ve yanıtlar yer alır. Ancak bu soru ve yanıtlar, kronolojik anlatımda olduğu gibi görüşme sırasında sorulduğu sıra ile ve eksiksiz bir biçimde değil, yalnızca önemli olanlara öncelik ve yer verilerek ve önemsiz bulunanlar metinden çıkarılarak sayfaya konur. Sayfa tasarımına göre, ana metinden çizgi ya da çerçevelerle ayrılmış biçimde iri puntolu başlıklarla kimi soru ve yanıtlara da ayrıca yer verilir. Sayfada yer verilen bölümler; görüşmenin en çarpıcı, en can alıcı, en çok merak edilen, en çok ilgi uyandıracak kısımlarıdır. Daha görsel bir sunuma imkân veren bu aktarım şekli giderek yaygınlık kazanmaktadır.

S

Söyleşi yazısında giriş nasıl yazılır?

Bir haber için giriş cümlesi ne ise, söyleşi için de giriş aynı nitelikte önemlidir. Söyleşi yapılan konuğu ya da konuyu ortaya koyan giriş yazısı, aynen haber girişlerindeki gibi “giriş yazım tekniklerine” başvurularak yazılabilir. Örneğin tanımlayıcı girişte, söyleşi yapılan kişinin kim olduğu, hangi niteliklere, yeteneklere, özelliklere sahip olduğu, hangi olayları yaşadığı ya da hangi olaylara şahit olduğu anlatılabilir.

Kimi zaman da “önemli olan”, görüşülen kişinin tanıtılmasından çok, onun yaşamış olduğu önemli bir olaydır. Bu gibi durumlarda da önce olay tanımlanır, ardından da söz, olayı anlatacak olan kişiye verilir.

Bir başka söyleşi giriş tekniği olarak “sorulu girişler” de yaygın bir kullanıma sahiptir. Bu tür girişlerde kamuoyunun ilgisini çeken, merak edilen kimi sorular ardı ardına sıralanır ve “... uzmanı ... ile ... konusu üzerine konuştuk” gibi bir ifadeyle
soru-cevap bölümüne başlanabilir.

“Alıntılı girişler” de çoğu zaman çarpıcıdır. Görüşülen kişinin yaptığı en önemli açıklama yazının başına konur. Genellikle tırnak içinde verilen bu açıklamayı, söyleşinin genel olarak çatısını ortaya koyan anlatım ya da sözün sahibinin tanıtımı izler. Ardından da sorulara ve yanıtlarına yer verilir. Bu açıklama genellikle bir olay ya da konu üzerine olur.

Giriş bölümü klasik bir biçimde “... sorularımızı yanıtladı”, “... A gazetesinin sorularına çarpıcı yanıtlar verdi”, “... konusunda önemli açıklamalarda bulundu”, “... konusunu konuştuk” gibi bitebilir. Sorulara geçişte “... üzerindeki sır perdesini araladı” gibi daha yaratıcı ifadeler de bulunabilir. Kimi söyleşi yazılarında ise böyle bir ifadeye gerek duyulmaz, doğrudan giriş ifadesinin ardından soruya geçilir. Kimilerinde de sayfa başlığına “söyleşi” denilerek ya da “söyleşi” vurgusu yalnızca üst başlıkta ifade edilerek doğrudan “çarpıcı” sorularla metne başlandığı da görülür.

S

Sorular ve yanıtları nasıl yazılır?

“Soru ve yanıt bölümünde” sorularla yanıtların ilk bakışta birbirinden ayrılabilmesi önemlidir. Bu nedenle genellikle soruların başına konuşma çizgisi ya da kare gibi sembollerin konulması, gazete ya da derginin adının yazılması yaygın kullanım biçimlerindendir. Kimi yerlerde de sorular koyu, yanıtlar normal stilde yazılarak bu ayrım sağlanmaktadır.

S

Söyleşi metni nasıl olmalıdır?

Genel olarak söyleşi metninin içten, samimi ve doğal olması gerektiği söylenebilir. Bu nedenle anlatılanların günlük konuşma dilinde olması beklenir. Söyleşi metninde kurulan cümleler, karşılıklı konuşmadaki gibi devrik yapıda olabilir.Yazının konuşuyormuş hissi uyandırması adına, kimi zaman yazarın, metin içinde parantez açarak ortamı ya da davranışları anlatması da uygun görülür. Örneğin konuşma sırasında görüşülen kişinin bir soru üzerine gülmesi parantez açılarak “(Gülüyor...)” şeklinde verilebilir. Yazının “keyifli bir söyleşi” olabilmesi de yazarın üslubuna ve kolay okunabilirliğine bağlı olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.

S

Söyleşi yazısı kronolojik anlatımda nasıl sonlandırılır?

Kronolojik anlatımda söyleşi genellikle görüşme nasıl sonlanmışsa o şekilde tamamlanır. Genellikle de “teşekkürlerle” biter.

S

Söyleşi yazısı bölümleme tekniğinde nasıl sonlandırılır?

“Bölümleme” anlayışında kronolojik anlatımdaki gibi bir sonlandırmadan söz edilemez. Çünkü her bir soru ve yanıt grubu kendi içinde bağımsızdır ve söyleşinin nasıl gerçekleştiğinden ve nasıl sonlandırıldığından çok, sorulan önemli sorular ve alınan önemli yanıtlar daha ön plandadır. Bu şekilde yayımlanan söyleşi yazılarının “bir görüşmeden çıkarılan birden çok haber” gibi görülmesi yararlı olabilir. Bir ya da birkaç soru ve yanıtı ayrı ayrı çerçevelenerek başlıklandırılır ve bunlar sayfanın farklı yerinde önem derecesine göre yayımlanabilir. Dolayısıyla bir sonuç bölümü de bulunmaz.