GÜVENLİK SİSTEMLERİ

Klasik bir televizyon yayını, kameralar ile elde edilen görüntüleri alıcılar vasıtasıyla açık şekilde izleyicilere ulaştırırken, CCTV sistemlerindeki görüntüler ise herkese açık olmayıp, yalnızca yetkilendirilmiş kişi veya kişiler tarafından izlenebilir.CCTV sistemleri temel olarak güvenlik, gözetleme ve denetleme amacıyla kullanılmaktadır. Bir CCTV sistemi temel olarak beş bileşenden oluşmaktadır. Bu bileşenler kameralar, video iletim ortamı, video kayıt ünitesi, görüntüleme ünitesi (monitör) ve video yönetim yazılımı şeklinde sıralanabilir.

Video sinyali, analog veya dijital (sayısal) formatta olabilir. Analog sinyal sürekli bir sinyal olup teoride sonsuz farklı değere sahiptir. Buna karşılık, dijital sinyal ise süreksiz yani kesiklidir. Dolayısıyla, dijital bir sinyalin alabileceği değerler sınırlıdır. Bununla birlikte, analog sinyaller sinyalin işlenmesi veya iletilmesi gibi süreçlerde elektronik gürültüden çok fazla etkilenmekte ve bozulmaya uğrayabilmektedir. Dijital sinyaller ise gürültü veya bozulmaya maruz kalmadan işlenebilmekte ve iletişim kanalları üzerinden iletilebilmektedir.

NTSC, video görüntülerinin iletimine ve gösterimine yönelik olarak 525-satır, 60 Hz frekans ve 1 saniyede 60 alan/30 çerçeve değerlerini temel almaktadır. NTSC, Amerika kıtasındaki ülkelerin birçoğunda, ayrıca Japonya ve Tayvan gibi bazı uzak doğu ülkelerinde kullanılmaktadır.

PAL standardı 1963 yılında yürürlüğe girmiş olup, görüntü iletimine ve gösterimine yönelik olarak 625-satır, 50 Hz frekans ve 1 saniyede 50 alan/25 çerçeve değerlerini temel almaktadır. PAL standartı Asya, Avrupa ve Avustralya kıtalarındaki ülkelerin büyük bir kısmı tarafından kullanılmaktadır.

SECAM terimi, “Hafızalı Ardışık Renk” anlamına gelmektedir ve Fransa'da geliştirilmiştir. PAL standardına benzer şekilde 625-satır ve 1 saniyede 50 alan/25 çerçeve değerlerini temel almaktadır. Fakat SECAM standardında renk bileşeni PAL ve NTSC standardından farklı gerçeklenmektedir. SECAM standardı Fransa, Rusya ve Orta Doğudaki bazı ülkeler tarafından kullanılmaktadır.

Renkli videolarda gerçek renkler, üç ana renk olan kırmızı, yeşil ve mavinin farklı kombinasyonlarıyla elde edilebilmektedir. Bu üç rengin İngilizce baş harflerinden oluşan RGB (Red-Green-Blue) renk modeli, renkli görüntü elde etmek için kullanılan başlıca renk modellerinden biridir.

Kamera, temel olarak optik bilgiyi elektrik sinyaline dönüştüren cihaz olarak tanımlanabilir. Geçmişte “tüp kamera” olarak nitelendirilen kameralar kullanılmakla birlikte, günümüzde pek çok alanda olduğu gibi CCTV sistemlerinde de yaygın olarak CCD veya CMOS algılayıcıya (sensör) sahip kameralar kullanılmaktadır. CCD algılayıcı ışığa duyarlı bir yüzey olarak işlev görür. Algılayıcı yüzeyine ne kadar çok ışık düşerse, o kadar çok elektrik yükü oluşur. Oluşan bu yük, sonraki aşamada dijital görüntüye dönüştürülür. CMOS algılayıcı ışığı, CCD algılayıcıya benzer şekilde algılar. CMOS algılayıcının gerek güç tüketimi gerek maliyeti, CCD algılayıcıya kıyasla daha düşüktür. Bununla birlikte, CCD algılayıcının ışık hassasiyeti daha fazladır ve nispeten daha yüksek kaliteli görüntü sağlar.

Lens (mercek), ortamdan yansıyan ışığı kameranın görüntüleme ünitesine uygun şekilde ileterek görüntünün oluşmasını sağlayan optik bileşendir. Lensler, konveks (dış bükey) veya konkav (iç bükey) olabilirler. Konveks lensler nesneleri büyük gösterirken, konkav lensler küçültme etkisi yaratmaktadır. Optik düzlem, lensin merkezinden geçen düzlemdir. Optik eksen, optik düzlemin merkezine dik olan eksendir. Odak, optik eksene paralel düşen ışınların birleştiği noktadır. Odak uzaklığı, optik düzlemle odak arasındaki mesafedir. Diyopter ise odak uzaklığının tersine karşılık gelmektedir.

Kameraların başlıca özellikleri hassasiyet, minimum aydınlatma, çözünürlük, sinyal gürültü oranı ve dinamik aralıktır. Hassasiyet, kameranın düşük ışık seviyesindeki ortamlarda gürültüsüz çekim yapabilme yeteneğinin bir göstergesidir. Başka bir ifadeyle, kameranın ışığa karşı ham tepkisidir. Hassasiyet seviyesi, kameranın f-stop değeriyle (minimum diyafram açıklığı) ifade edilir. Bu değerin büyük olması, kameranın daha hassas olması anlamına gelir.

Şekli bir kubbeyi andırdığı için dome ismi verilen bu kamera, CCTV sistemlerinde yaygın olarak kullanılan kameralar arasında bulunmaktadır. Tavana veya duvara kolaylıkla monte edilebilir, lens ve ayak kullanılmasına gerek olmadığı için kompakt bir kamera çeşididir. Dome kameranın üzeri bir kapakla örtüldüğü için kameranın bakış yönü dışarıdan kolaylıkla anlaşılamaz ve kameraya müdahale edilemez.

CCTV sistemleri temel olarak güvenlik, gözetleme ve denetleme amacıyla kullanılmaktadır.

Kablosuz video iletimi için mikrodalga bağlantı, radyo frekansı kablosuz iletim ve gsm ağı kullanılmaktadır. Radyo frekansı (RF) kablosuz video iletimi, video sinyalinin modüle edilmesi açısından mikrodalga bağlantıya benzemektedir. Ancak, RF iletimdeki temel farklar modülasyon frekansının VHF veya UHF bantlarında yer alması ve sinyalin iletim şeklidir. Ayrıca, RF frekansı mikrodalga bağlantıyla karşılaştırıldığında, görüş açısına ihtiyaç duymayıp, tuğla duvarlardan, ahşaptan ve metal olmayan nesnelerin içinden geçebilmektedir.

NTSC terimi, “Ulusal Televizyon Standartları Komitesi” anlamına gelen İngilizce “National Television Standards Committee” ifadesinin kısaltmasıdır.

Dijital video, yayın endüstrisinde 1990’lı yılların başlarında kullanılmaya başlanmıştır.

Kamera, temel olarak optik bilgiyi elektrik sinyaline dönüştüren cihaz olarak tanımlanabilir.

Optik düzlem, lensin merkezinden geçen düzlemdir.

Kameraların başlıca özellikleri aşağıdaki şekilde
listelenebilir:
• Hassasiyet (sensitivity)
• Minimum aydınlatma
• Çözünürlük
• Sinyal gürültü oranı (S/N veya SNR: Signal to Noise Ratio)
• Dinamik aralık (range)

Düşük ışık koşullarında görüntü alınmasına imkân tanıyan kızılötesi kameralardır.

IP kameralardan oluşan bir CCTV sisteminde, kameralardan alınan video görüntüleri DVR yerine
NVR (Network Video Recorder – Ağ Video Kaydedici)
ünitesine kaydedilir.

CCTV sistemlerinin pek çok kullanım alanı vardır. MOBESE'ler, alışveriş merkezleri, düğün salonları, spor salonları, otel gibi işletmelerin ortak alanları, okul bahçeleri bunlardan bazılarıdır. CCTV sistemlerinin nerede, nasıl ve ne şekilde kullanılacağı yetkili makamlarca belirlenmelidir. Özel hayatın gizliliğine müdahale edilmemesi açısından CCTV sistemlerinin bebek bakım odası, tuvalet ve soyunma odası gibi yerlerde kullanılması mümkün değildir.

Aynı anda birden çok kameradan alınan görüntünün tek bir monitörde izlenebilmesi için Multiplexer (Çoklayıcı) adı verilen cihazlar kullanılır.

“Çocuk Destek Merkezleri Yönetmeliği”nin 52. maddesinin 6. fıkrasında “Çocukların güvenliğinin sağlanması amacıyla, yaşam ünitelerinin iç mekânı hariç, merkezin diğer iç ve dış mekânları güvenlik kamerası ile izlenir. Güvenlik kamerasının en az 6 ay süreyle kayıt yapabilecek hafızası olmalıdır.