Modern Sanat, Kübizm, Fütürizm, Dada, Art Deco ve De Stijl
Monarşilerin yerini demokrasi, sosyalizm ve komünizm gibi yönetim sistemlerine bıraktığı 20 yy. başlarında geleneksel nesnel dünya görüşündeki değişim sanat alanını nasıl etkilemiştir?
- Modern sanatta her şey toplumu ilgilendirir.
- Sanat ve endüstriyi birleştirmek ana amaç olmuştur.
- Sanat için sanat değil, toplum için sanat üretme anlayışı yaygınlaşmaya başlamıştır.
- Sanat endüstri için bir promosyon malzemesi olmuş, makineleşme geleceğin sembolü olarak görülmüştür.
- Sanatçılar yapıtlarında daha çok kendi bireysel yaklaşımlarını ve stillerini vermeye çalışmışlardır.
Görsel iletişimin grafik dilini doğrudan etkileyen veya belirli bir biçim üzerine yoğunlaşarak özgün bir dil yakalayan modern sanat akımları nelerdir?
Kübizm, Fütürizm, Dadaizm, Sürrealizm, De Stijl ve Art Deco
Modern sanat akımlarının sanat ve tasarım tarihine en önemli katkıları nelerdir?
- soyutlamanın icadı (nesnelerin görünümünü taklit etmeyen sanat)
- çok çeşitli yeni sanatsal teknikler ve materyallerin tanıtılması
- hatta sanatın sınırlarının yeniden tanımlanması
Kübizm ile gerçekçilik akımının (realizm) ilişkisi nedir?
Kübizm, soyutlamaya dayalı bir üsluptur. Resimde yüzyıllardır mevcut olan nesneyi sadece bir bakış açısından ele alan tekniğe bağlı kalmamıştır. Aynı anda birçok bakış açısına sahipmişçesine nesnenin çeşitli açılarını yansıtarak doğayı silindir, küre, koni gibi geometrik elemanlara doğru evrilerek gören ve çözümler. Ancak realizmden daha fazla gerçekle ilgilenmiştir çünkü somut bir kavramı soyut hâle getirmek için öncelikle onun çok iyi bir biçimde analiz edilmesi gerekmektedir.
Kübist eserlerin özellikleri ve resimde getirdikleri yenilikler nelerdir?
Yapısalcı (Strüktürel) bir sanat eseri oluşturmak için somut biçimler yerine, biçimin görsel açıdan incelenmesini ele alınır.
Konuda işlenen elemanların planları değişik açılardan ele alıp analiz ettikten sonra bir araya getirdikleri parçaları ritmik bir kompozisyon oluşturmak için kullanılır.
Konunun düzlemlerini genellikle birkaç bakış açısından analiz edilir ve bu algılar ritmik geometrik düzlemlerden oluşan bir resim oluşturmak için kullanılır.
Uzamsal ilişkilerde kullanılan şekiller, renkler, dokular ve değerler önem kazanır.
Çalışmalarda malzeme kullanımı da devreye girmiştir. Ahşap ve mermer gibi malzemeleri temsil eden afiş ya da yazı parçalarından oluşan kağıt kolaj elemanlar kullanılmaya başlanmıştır.
Kübizmin görsel iletişim üzerindeki etkisi nedir?
Yeni bir görsel dil yaratma yolunda Kübizmin ortaya koyduğu yenilikler ve özellikle kolaj tekniğini kullanması, 20. yüzyılda çağdaş görsel iletişim tasarımın gelişim sürecine katkıda bulunan başlıca kaynaklardan biri olmuştur.
Fütürizm sanat akımının kökeni nedir?
İtalyan şair Filippo Tommaso Marinetti tarafından 1909 yılında, bir Paris gazetesinin baş sayfasında gösterişli bir manifestonun yayınlanmasıyla ortaya çıktı. Her türlü tarihsel kavramı reddeden yazınsal bir reform hareketi olarak başlayan Fütürizm, kısa sürede diğer disiplinlere de yayıldı.Ttoplumun katılaşmış değerlerine karşı çıkarak, eskiye bağlı ne varsa göz ardı edilmesini talep etmekteydi. Marinetti ve yandaşları coşku dolu bir şiir geliştirerek, yazılı ifadenin sözdizimi, dil bilgisi kuralına göre kullanılmasına meydan okumuşlardır.
Fütürizmin görsel iletişim tasarımına etki eden yönü ne olmuştur?
- Marinetti, Lacerba dergisinde çıkan bir yazısında tipografik devrim yapma çağrısında bulunmaktadır.
- Tipografik uyum reddedilir çünkü yeni geliştirilen stilin sayfa üzerindeki oradan oraya savrulan, bomba gibi patlayan, atlamalar yapan anarşik tavrına ters düşmektedir.
- Tipografinin görselliğine vurgu yapması özendirilmiştir. Tipografik olarak sesi ifade etmenin yolları olarak, İtalik (eğik) olan yazılar hız izlenimi yaratmak için, kalın siyah (bold) yazılar şiddetli ses ve gürültüler için kullanılmıştır.
- Ayrıca tekrar eden harfler ile de ses kavramı vurgulanmaya çalışılmış ve böylece sözcüğün ifade gücü iki katına çıkarabilmiştir.
İtalyan ressam, yazar, heykeltıraş ve grafik tasarımcı Fornunato Depero, fütürist felsefeyi grafik ve reklam tasarımına uygulamıştır. Çalışmaları, tipografi ve reklam tasarımında dinamik yapıtlar üretmiştir.
Dadaizm sanat akımının kökeni nedir?
Dadaizm, teknolojik ilerlemeye körü körüne bağlanmanın yüzeyselliğini, toplumunun yozlaşmasını, savaş, toplum, gelenek, din ve sanat gibi tüm yerleşik değerleri alaycı bir dil kullanarak ve izleyicide şok etkisi yaratan etkilerle protesto etmeyi amaçlar. Macar şair Tristan Tzara, 1917 yılında DADA adlı dergiyi çıkarmaya baş lamış ve Dadaizmin öncülerinden biri olmuştur. Dadaist sanatçılar fütürizmin görsel dilinden yararlanmışlardır.
Dadaizmin görsel iletişim tasarımına etki eden yönü ne olmuştur?
Dada sanat akımında her şeyin inkar edilmesi ile birlikte görsel iletişimde yeni ve farklı teknikler denenmiş ve kolaj, fotomontaj gibi yöntemler geliştirilmiştir. Resimli dergilerden, eski mektuplardan basın ilanları ve hazır etiketlerden kesilen görseller veya fotoğraflar yeni bir düzenleme tasarlamak için kullanılmış ve üst üste yapıştırılmış ve birbiriyle ilgisi olmayan bu görsel parçalarından, yeni anlamlar yaratan bağlantıların kurulduğu, genellikle kışkırtıcı nitelikte düzenlemeler oluşturulmuştur.
Dadaist sanatçılar fütürizmin görsel dilinden yararlanmışlardır.
Dadaizm akımında yer alan ve görsel iletişim dilini etkileyen önemli sanatçılar kimlerdir, ne gibi eserler vermişlerdir?
Kurt Schwitters → Kolaj, dergi tasarımları
John Hartfield →Fotomontaj, politik illüstrasyonlar
Her şeyi potansiyel sanat olarak gören Kurt Schwitters yaratıcı sanatın, bir bütünün içerisinde görüp seçilerek, karşılaştırarak ve kontrastlık ilişkileri kurularak oluşturulacağını göstermek için 1919’da başladığı Merz dergisi tasarımlarında gazete, dergi parçaları, çeşitli atık malzemeler ve hazır malzemelerden kolajlar yaratmıştır. Dada’nın anlamsız ve şans eseri yaratılan elemanlarını güçlü tasarım yeteneğiyle birleştirirken tipografik olarak da yaratıcı sayfa tasarımlarına imza atmıştır.
Bir başka Dada akımı sanatçısı olan John Hartfield fotomontajın çarpıcı nitelikteki aykırı unsurları biraraya getirme özelliğini kullanarak, tasarladığı afişlerde güçlü bir propaganda aracı olarak sosyal konuları hedef alan politik illüstrasyon tarzında çalışmalar yapmıştır.
Art Deco sanat akımının kökeni nedir?
Art Deco akımı adını, 1925 yılında Paris’te düzenlenen ‘Modern Dekoratif ve Endüstriyel Sanatlar Sergisi’nden almıştır. Kendinden önceki Art Nouveau akımına karşı bir duruş sergileyen akım, modern tasarım ile el işçiliği ve zerafeti bir araya getirmeyi amaçlamıştır. Savaş sonrası dönemden sonra rahatlamaya başlayan toplumsal düzendeki sosyal değişimlerin de etkisiyle birlikte mimari, tasarım, dekorasyon, görsel sanatlar ve moda gibi alanlardaki değişim Art Deco’nun şekillenmesinde de etkili olmuştur. Akımın en önemli örnekleri ilk olarak ürün tasarımlarında hayat bulsa da sonrasında iç mekan tasarımı ve nihayetinde mimarlığa uzanan bir yol izlenmiş oldu. Art Deco’nun bu anlamda sanat harici her bir noktaya dokunduğunu söyleyebiliriz. Sanat konusuna gelince... Elbette burada da bir etkiden söz edilebilir, ancak temelde Art Deco’nun bir manifesto ya da bir ihtiyaç ile ortaya çıkmamış olması, onu ‘ciddiyetsiz’ bir akım olarak tanıtmış oldu.
Art Deco sanat akımının özellikleri nelerdir?
Art Deco tasarımlarında düz ve keskin hatlar, geometrik şekiller, hızı temsilen aerodinamik formlar ve aydınlık renkler öne çıkmaktadır. Art Deco’nun yalın formları ve güçlü renkleri özellikle grafik sanatlarla uyum içindedir.
Bu akımın önde gelen isimlerinden biri olan A.M. Cassandra’nın tasarımlarında bu etkileri görmek mümkündür. Cassandre’nin çeşitli ulaşım şirketleri için yaptığı hoş posterler dönemin hız, seyahat ve lüks romantizmini zekice gözler önüne sermektedir.
Art deco akımının bir diğer önemli ismi de Edward Mcknight Kauffer’dır. Çeyrek asır boyunca sürekli birçok afiş ve diğer grafik tasarım ürünleri tasarlayarak modern sanatın, özellikle kübizmin canlandırıcı ilkelerinin görsel problemlere uygulanmasını sağlamıştır. Londra Metrosu için 141 afiş tasarlayan tasarımcı, bu afişler sayesinde ulaşıma katkıda bulunmuş ve hafta sonu zevk için seyahatlerini kırsal alanlara yapmaya teşvik edici afişler hazırlayarak bu akıma destek olmuştur. Kauffer manzara ile görsel etki elde etmiş, indirgeyicitasarımla posterlerdeki konuları, karmaşık ortamları düzenleyerek birbirine geçen şekiller ile yaratmıştır. Daha sonra posterleri art deco özelliklerinisergileme eğiliminde olmaya başlamıştır.
Geometrik formların yaygın kullanıldığı Konstrüktivizm ve Bauhaus etkilerinden farklı olarak Art Deco akımında daha yumuşatılmış formlar öne çıkmaktadır. Sanat, üretici ve el işçiliğini bir araya getirmenin çabası, modern yaşam, makine çağı kültürüne ait motifler, tüketim kültürüne gönderme bu akımın özellikleri arasında sayılabilir.
De Stijl sanat akımının kökeni nelerdir?
- yüzyıl başlarında Hollanda’da “De Stijl” olarak adlandırılan modernist bir tasarım akımı görsel sanatların bütün alanlarında etkisini hissettirmeye başlamıştır. De Stijl akımı, tasarımdaki Sübjektivizme (öznelcilik) karşı bir duruş sergilemektedir. Eğrisel çizgiler, yuvarlatılmış formlara sahip her öge dışlanmakta, dünya çapında bir birlik yakalamak üzere duygusallıktan yoksun, öznellik barındırmayan görsel elemanlar aranmıştır. 1917 yılında Theo van Doesburg (1883-1931), Piet Mondrian, (1872-1944), Vilmos Huszar ve J.J. Oud Hollanda’da “De Stijl”grubunu kurmuşlar; aynı yılın sonbaharında ise “De Stijl” dergisini çıkarmaya başlamışlardır. “De Stijl’in iki ana özelliği –resim, mimari, plastik, iç mekân tasarımı veya kitap tasarımı dâhil– biçimlerin daima dik açılı, renklerin ise temel renkler–kırmızı, mavi ve sarıdan oluşmasıdır.
De Stijl akımının önemli temsilcilerinden biri olan ressam Piet Mondrian’ın eserlerindeki görsel elemanlar nelerdir?
Mondrian, kübist resimleri gördükten sonra onlardan etkilenerek geleneksel manzara resminden vazgeçmiş, sembolik bir tasarım anlayışına yönelmiştir. Resimlerinde kullandığı temel elemanlar olan dikey ve yataylar çizgiler, düşünsel karşıtlıkların görsel ifadesidir.
Dikeyler evrensel, nesnel, tinsel, aktif ve erkeksi,yataylar ise bireysel, öznel, maddesel, pasif ve dişisel kavramların sembolleri olarak tanımlanmıştır. Mondrian, kırmızı, sarı ve maviden oluşan temel renkler dışındaki renklerin öznel duygular uyandırdığını düşünerek başka renkler kullanmaktan kaçınmıştır.
De Stijl akımının görsel iletişim tasarımı ve tipografi üzerindeki etkisi ne olmuştur?
Tipografide yuvarlak ve kavisli çizgilerden kaçınarak serifsiz harf karakterleri kullanılmaya başlanmış, harfler genellikle dar dikdörtgen biçimlerin bir araya getirilmesinden türetilmiştir. Sayfa tasarımları ise hayali bir grid (ızgara) üzerinde, asimetrik olarak tasarlanmıştır. De Stijl hareketi, Rusya ve Hollanda’da başlayan yalın karakterli görsel bir sanata ulaşma serüvenini Almanya’ya devretmiş ve Bauhaus okulunun kuruluşuna katkıda bulunmuştur.
Dadaizm akımının önemli temsilcilerinden Marcel Duchamp’ın (1887-1968) sanata getirdiği yenilikler ve önem atfedilen çalışmaları nelerdir?
Duchamp hazır nesneleri kullanarak sanat yapıtına dönüştürmüş ve sanatta yeni bir dönem başlatmıştır.
En önemli eserlerinden biri olan “The fountain (çeşme)” adlı çalışmasında hazır bir pisuvarı kullanmış ve onu ters çevirerek heykele dönüştürmüştür. Bu durumu açıklarken de bir nesneyi ait olduğu yerden ayırıp başka bir ortamda olduğundan farklı sergilemenin onun asıl özelliklerinin farkına varıldığından bahsetmiştir.
Duchamp’ın Mona Lisa’nın reprodüksiyonuna bıyık yapması, kamuoyunda şok etkisi yaratmıştır. Duchamp bu davranışıyla Mona Lisa’yı yermeyi düşünmemiştir, asıl hedef geleneğin zorbalığına ve Rönesans’ın hümanist ruhunu kaybetmiş bir halka yapılmış zekice bir saldırıyı gözler önüne sermek istemiştir. Dadaizm akımında kullanılan sözcüklerde de kelime oyunlarına gidilmiştir. Mona Lisa tablosunun altında yazan L.H.O.O.Q ibaresi Look (Bak) anlamına gelen İngilizce sözcüğünü anımsatmak için kullanılmıştır.
Mimarlık ve tasarımda Art Deco etkileri nelerdir?
Mimari yapı ve planlama ile herhangi bir iletişim kurmayan Art Deco, yalnızca estetik kaygılarla var olabildi. Belki de bu nedenle mimari anlamda farklı Art Deco anlayışları ortaya çıktı.
Kral mezarlarını süsleyen çapraz motifler, oteller, benzin istasyonları, sinema salonları ve gökdelenleri süsleyen bitki ve hayvan tasvirleri ya da şelale izlenimi veren dikey ve güçlü bloklar, Art Deco’yu farklılaştıran ve zenginleştiren bu anlayışların net birer örneği olarak da okunabilir.
Üretiminde sanayi anlayışını benimseyen Art Deco, mimaride bu çeşitlilikleri kucaklayarak yapılar aracılığıyla farklı anlatımlara gitmeyi başardı. Art Deco’yu mimari açıdan incelemek istersek takip etmemiz gereken rota ABD olacaktır.
Özensiz yapı anlayışını yerle bir etmek ve şehre unutulmayacak bir silüet kazandırmak isteyen New York Belediyesi’nin 1916 yılında kabul ettiği yasa ile bina yüksekliklerinin parsel büyüklüğü ve sokak genişliğine göre ayarlanması zorunluluğu getirildi. Bu durum da mevcut arazinin bir alan olarak değil, kübik bir mekan olarak ele alınmasını zorunlu kıldı. Böylece Art Deco ile tanışan ABD’nin önemli silüetleri, erken 20. yüzyılın en güçlü mimari imgelerine dönüşmüş oldu. Amerikan kapitalizmini resmeden bu yapıların, daha mekanik ve güçlü birer gösterge haline gelmesi amaçlanıyordu. Chrysler Binası, Empire State ve Rockefeller Center da yine bu dönemde ve Art Deco mantığında tasarlandı.
Günümüzde bu ve bunun gibi birçok mimari örneğin mevcut olmasıyla birlikte, Art Deco kendini dekorasyon ve ürün tasarımı alanında da gösteriyor. Tıpkı 60’lı yıllarda olduğu gibi, Art Deco sevgisi günümüzde de yine aynı alanlarda popülerliğini artırmaya devam ediyor.
Pablo Picasso’nun “ Still life with chair” isimli eserinde hangi teknik ve malzemeler kullanılmıştır? Bunun görsel iletişim açısından önemi nedir?
Pablo Picasso bu eserinde tuvale sandalye hasırı deseni basılmış bir muşamba parçası yapıştırarak sandalyeyi anlatmış ve eserin kenarını gerçek bir halat ipi ile çerçevelemiştir. Geleneksel olarak resimde kullanılmayan bu tür yöntemler ve malzemelere, günümüzde görsel iletişim alanında rastlanmaktadır.
Sanatçı grupları tarafından yapılan kışkırtıcı bildiriler olan manifestoların ortak özelliği nedir?
Manifestolar, renkli bildirilerin ciddiyetsiz olarak yorumlanabileceği varsayımından dolayı sert siyah-beyaz tipografiyi tercih eder. Pek çoğu sıradan kitapçıklar gibi görünür, sanki yazarları duyurularının biçiminin, yıkıcı mesajlarının içeriğinden daha aşağıda kalmasına engel olmak için zahmete girmişler gibidir. İlk sanat manifestolarından biri, 1909’da Fransızca olarak Le Figaro’da basılmış, sıradan bir gazete yazısı gibi görünen Filippo Marinetti tarafından yazılmış sert bir bildiri olan fütürist manifestodur. Fütürizm, kısa bir süre içinde hız, şiddet, savaş ve makine sanatının kutsanması olarak tanınır, gelecek on yıllarda Avrupa genelinde sanat alanına yayılacak asi tavırların belirleyicisi olur. Takip eden manifestolar da farklı amaç ve retoriklerle de olsa resmi duyuru görünümünü benimserler.
1918 tarihli Flaman De Stijl manifestosu dokuz madde imi, 1930 tarihli Fransız Art Concret altı madde imi sıralamıştır. Sonraki manifestolar, kalın başlıklar ve açıkça belirtilmiş paragraflarla gazetelerin tipografik kelime dağarcığını kullanarak felsefelerini ifade ettiler. Önemli detaylardan biri, her zaman imza atanların listesi olmuştur. Manifestoların sayfa düzenlerinin daha ayırıcı olmama nedenlerinden biri, bu metinlerin bir sanatçı grubu tarafından desteklenmesiydi. Bu manifestoları tasarlayan ve kaleme alan kim olursa olsun, büyük egoları olan destekçiler arasında bir fikir birliğine varmak için mümkün olduğunca nötr bir üslup benimsemek gerekti.
Hiç biri renk kullanmasa da, nötr üslup konusunda bazı istisnalar da vardı. Daha grafik görünümleriyle dikkat çeken dokümanlar arasında; çoğunlukla küçük harfli, kolajlar içeren elle basılmış bir döküman olan 1963 Fluxus manifestosu, eski bir daktiloda kabaca yazılmış 1978 Crude Art manifestosu, original olarak 1964’te yazılmış ve yayınlanmış ama 2000 yılında güncellenmiş olan grafik tasarımcıların sosyal sorumluluklarını dile getiren Her Şey Sırayla (First Things First) da bulunur.