Batı Avrupa’ya Yönelik Türk Göçü
Göç süreçlerini bütün boyutlarıyla anlayabilmek için hangi konulara odaklanmak gerekir?
Göç süreçlerini bütün boyutlarıyla anlayabilmek için belirli konulara odaklanmak gerekir.Söz konusu bu konular ve göçün ilgili boyutları şöyle ifade edilebilir (Castles ve Miller, 2008);
a. Kaynak ülkede göçe neden olan ekonomik, toplumsal, demografik, çevresel ya da siyasal faktörlerdeki değişimler,
b. Göç edilen ülkelerde göçmenlere fırsatlar sağlayan etkenler,
c. Göçe taraf olan ülkeler arasındaki sosyal ağlar ve diğer bağlantılar,
d. Göç ve yerleşimi düzenlemek için mevcut ya da oluşturulan yasal, siyasal, ekonomik, sosyal yapılar ve uygulamalar,
e. Göçmenlerin yerleşiklik süreci ve bu sürecin çatışma ve ırkçılığa ya da çoğulcu/çokkültürlü bir toplumun oluşumuna yol açma durumu,
f. Yerleşikliğin göç alan toplumların ulusal kimliği, kültürü ve sosyal yapısı üzerindeki etkileri
g. Yaşanan göçün göç veren bölgeye etkileri,
h. Göçlerin, göç alan ve göç veren toplumlar arasında farklı boyutlarda ortaya çıkardığı yeni bağlantılar
Cumhuriyet Dönemi’nde Türkiye’deki göç süreçlerinin aşamaları nelerdir?
Cumhuriyet Dönemi’nde Türkiye’deki göç süreçlerinin aşamaları düşünüldüğünde öncelikle 1950’lerdeki hızlı kentleşme tarafından bu süreçlerin etkilendiği söylenebilir. İkinci olarak 1960’lardaki iş gücü göçü, ardından üçüncü aşamada 1970-80’lerdeki aile birleşimi ve dördüncü aşamada 1980’lerdeki sığınmacı hareketleri gelirken beşinci aşamada 1990’lardaki iltica talepleri, altıncı aşamada ise 2000’lerdeki düzensiz göç ifade edilebilir.
Batı Avrupa’ya işçi göçü tarihsel dönemler ve uygulanan politikalar dikkate alındığında kaç aşamada değerlendirilir?
Batı Avrupa’ya işçi göçü tarihsel dönemler ve uygulanan politikalar dikkate alınarak beş aşamada da değerlendirilebilir; bireysel göç, firma, kurum destekli göç ve ikili anlaşmalar dönemi (1950-1960’lı yıllar), aile birleşimi (1970’li yıllar), geri döndürme politikaları (1980’li yıllar), vatandaşlık hakları (1990’lı yıllar), entegrasyon ve asimilasyon politikalarına dönüş
(2000 sonrası).
Abadan-Unat’ın Türk dış göçünün aşamalarına dikkat çeken sınıflandırmasında 1950'li yıllarda dış göç için neler söylenebilir?
1950’li yıllar: Bireysel girişimler ve özel aracılar yolu ile göç. Bireysel girişim ve özel aracıların etkin olduğu 1950’lı yıllarda Almanya’dan kurumsal düzeyde ‘stajyer’ söylemi ile başlayan işçi talebi söz konusu olmuştur.
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göçlerde "öncü göçmenler dönemi" olarak adlandırılabilecek ilk dönem hangi yıllardadır?
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göç değerlendirildiğinde öncü göçmenler dönemi olarak adlandırılabilecek ilk dönemde yani 1950’lerde, Batı Avrupa ülkelerinin Türkiye’den iş gücü talebinde bulunmasıyla birlikte bireysel düzeyde ve kurumlar arası isme davet şeklinde gerçekleşen bir göç süreci ortaya çıkmıştır.
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göç değerlendirildiğine kitlesel göç dönemi olan 1960’larda göç ile ilgili neler söylenebilir?
1960’lı yıllar: Artan iş gücü ihtiyacına paralel olarak ikili anlaşmalar ile devletler eliyle düzenlenen işçi göçü. İkili anlaşmalar, rotasyon inancı ve bireysel göçmen yerine “misafir işçi” kavramının kullanımı. Kitlesel göç dönemi olan
1960’larda başta Almanya ve ilerleyen yıllarda diğer Batı Avrupa ülkeleri ile yapılan ikili anlaşmalar çerçevesinde ve Türk hükûmetlerinin yurtdışı istihdam politikası doğrultusunda kitlesel göç başlamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda 15. ve 16 yüzyıllarda Anadolu’dan Rumeli’ye yapılan göçler ne şekilde gerçekleşmiştir?
Osmanlı İmparatorluğu’nda 15. ve 16 yüzyıllarda Anadolu’dan Rumeli’ye yapılan göçler üç kategoride ifade edilebilir. İlk olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun iskân politikası uyarınca Anadolu’da biriken nüfus fazlasını azaltmak ve Osmanlı idaresini Rumeli’de kökleştirmek amacıyla devlet politikası gereği yürütülen göçler söz konusu olmuştur. Aynı zamanda gönüllü olarak adlandırılabilecek göçler de görülmüştür. Bu gönüllü göçler derviş fatihlerin göçleridir. Üçüncü göç türü ise bazı isyancı grupların Deliorman’a ve Kuzey Anadolu’ya iskân edilmelerinde görüldüğü üzere cezalandırma niteliğindedir. Böylece 15-16. yüzyıllarda Rumeli’ye yaklaşık olarak 400-500 bin
civarında Türk yerleştirilmiştir.
Cumhuriyet döneminde Avrupa’ya göçlerin sebepleri nelerdir?
Cumhuriyet döneminde de Avrupa’ya göç, Osmanlı Devleti’ndeki örneklerine benzer nitelikte gelişimini sürdürmüştür. Bu dönemlerde Balkan devletleri ile yapılan mübadele anlaşmaları, eğitim amaçlı göçler ve az sayıda işgücü göçü sayılabilir.
1945 ve 1970’lerin başında gerçekleşen üç ana göç nedir?
1945 ve 1970’lerin başı , üç ana göç türü gelişmiş endüstriyel ülkelerde yeni ve etnik açıdan farklı toplulukların oluşumuna yol açmıştır. Bu göçler;
a. Misafir işçi sistemi aracılığıyla, Avrupa çevresinde yer alan ülkelerden Batı Avrupa’ya göç
b. Eski sömürge ülkelerinin işçilerinin eski sömürgeci ülkelere göçü
c. Önceleri Avrupa’dan ve sonra Asya ve Latin Amerika’dan Kuzey Amerika ve Avustralya’ya kalıcı göç
Batı Avrupa ülkelerinde özellikle misafir işçi sistemi ile göçlerin ortaya çıkmasının sebebi nedir?
Batı Avrupa ülkelerinde özellikle misafir işçi sistemi ile göçler öne çıkmıştır. Bu gelişmede II. Dünya Savaşı’nın önemli etkisi vardır. II. Dünya Savaşı’nın bütün dünyayı etkileyen toplumsal, ekonomik ve siyasi sonuçlarının şekillendirdiği dünyada uluslararası göç özellikle Avrupa ülkelerinin gündemine gelmiştir. Böylece 1956’da Roma Antlaşması ile hukuksal bir varlığa kavuşan ve gelecekte Avrupa Birliği’ne dönüşecek olan Avrupa Ortak Pazar Ülkeleri 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da olduğu gibi gerçek bir göç bölgesi hâline gelmiştir (Abadan-Unat, 2002). II. Dünya Savaşı’nın ardından hızla genişleyen ve büyüyen ekonomiler Avrupa çevresinde yer alan Akdeniz ülkeleri, İrlanda ve
Finlandiya gibi az gelişmiş ülkelerin işçi rezervlerini kullanmıştır.
Türkiye’de yurt dışına işçi göçü konusunda yapılmış ilk akademik çalışma kime aittir?
Türkiye’de yurt dışına işçi göçü konusunda yapılmış ilk akademik çalışma Nermin Abadan tarafından 1963 yılında yapılan ve 1964 yılında basılan “Batı Almanya’daki Türk İşçileri ve Sorunları” isimli eserdir.
Türkiye’den Avrupa’ya kitlesel iş gücü göçünü başlatan resmi anlaşmalar hangi ülkelerle yapılmıştır?
Türkiye’den Avrupa’ya kitlesel iş gücü göçü resmî anlaşmalarla başlamıştır. Bu anlaşmaların
tarihleri ve ülkeler şöyle ifade edilebilir;
Federal Almanya (1961),
Belçika (1964),
Avusturya (1964),
Hollanda (1964),
Danimarka (1964),
Fransa (1965),
İsveç (1967),
İsviçre (1971).
Türkiye’den Avrupa’ya göç söz konusu olduğunda Avrupa’da göçün esas yöneldiği bölge neresi olmuştur?
Türkiye’den Avrupa’ya göç söz konusu olduğunda Avrupa’da en önemli hedef ve göçün esas yöneldiği bölge Orta Avrupa olmuştur (Tekin, 2007). Bu bağlamda diğer ülkelere kıyasla açık farkla önde gelen ülke ise Almanya’dır. Türkiye’den gidenlerin büyük kısmı, yaklaşık % 80’i öncelikle Almanya’ya yerleşmiştir.
1973 Petrol Krizi nedir?
1973 Petrol Krizi: 6 Ekim 1973’te başlayan Arap-İsrail Savaşı’nın ardından Arap devletlerinin petrol fiyatlarını artırmasıyla ortaya çıkmıştır. Aslında 1950’li ve 1960’lı yıllardan itibaren hızla artan tüketim ve aynı hızda artmayan üretim, krizin sinyallerini vermeye başlamıştı. OPEC ülkelerinin savaşla birlikte petrol fiyatlarını artırması krizin patlamasına neden oldu. 1974 krizi ile birlikte petrolün tükenirliği de ilk kez gündeme gelmiş oldu.
İtme-çekme modeline göre göçler hangi faktörlere göre şekillenmektedir?
İtme-çekme modeline göre iki yer arasındaki olumlu ve olumsuz nitelikler ile düzenleyici diğer kişisel ve çevresel faktörlerin etkisiyle göçler şekillenmektedir.
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göçün temel nedenleri nelerdir?
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göçün temel nedenleri ekonomik, toplumsal ve kişisel olmak üzere üç kategoride ele alınabilir.
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göçün temel nedenlerinden biri olan ekonomik etkenler nelerdir?
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göçün temel nedenlerinden biri olan ekonomik etkenler :
Geniş çaplı işsizlik ve çalışma alanında dengesizlikler, iç piyasa talebinin yetersizliği, sermaye yetersizliği, tasarruf eksikliği, teknik ya da sermaye açısından dış ülkelerin yardımına bağımlı olma, zayıf verimlilik ve düşük milli gelir seviyesi göçe kaynaklık eden ekonomik etkenler arasında sayılabilir.
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göçün temel nedenlerinden biri olan toplumsal etkenler nelerdir?
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göçün temel nedenlerinden biri olan toplumsal etkenler, Avrupa ülkelerindeki daha geniş çalışma olanakları ve yüksek yaşam standardına ilişkin anlayışlardır.
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göçün temel nedenlerinden biri olan kişisel etkenler nelerdir?
Türkiye’den Batı Avrupa ülkelerine yönelik göçün temel nedenlerinden biri olan kişisel etkenler: Bireylerin, ulusal sınırların ötesindeki dünyayı tanıma, yabancı bir dil öğrenme, gelişmiş bir ülkede yeni beceriler ve donanım kazanma ve meslek değiştirme gibi istekleridir.
Yurt dışına yönelik Türk göçüne belirgin bir biçimde değinen ve doğrudan doğruya konu edinen ilk
film hangisidir?
Yurt dışına yönelik Türk göçüne belirgin bir biçimde değinen ve doğrudan doğruya konu edinen ilk film Dönüş (Türkan Şoray-1972) olmuştur. Film, toprak ağası Reşit tarafından hayatı alt üst edilen Gülcan’ın yaşadıklarını anlatır.
Yerleşiklik, göçmen işçiler ve ailelerinin yaşamlarında ne gibi değişimlere yol açmıştır?
Yerleşiklik, göçmen işçiler ve ailelerinin yaşamlarında önemli değişimlere yol açmıştır. Giderek artan bir düzeyde Avrupa’da uzun dönemli kalışın bilincine varılırken bu bilincin etkisiyle dernekler, dükkânlar, kafeler ve ajanslar gibi kendi kurumlarına sahip yeni etnik topluluklar oluşmaya başlamıştır. Nüfusu giderek büyüyen ve yerleşik hâle gelen Türkler, kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir toplumsal yapı
inşa etmiştir. Kalıcılığın bir sonucu olarak ortaya çıkan ve başlarda daha çok ev sahibi ülkenin desteği ile
kurulan dernekler, ilerleyen süreçte 1970’li yıllarla birlikte hem sayısal olarak artmış hem de farklı
amaçlar ekseninde çeşitlilik kazanmıştır. Ekonomik etkinliklerdeki farklılaşma da dikkat çekicidir. 1980’li yıllarda başlayan girişimcilik hareketi 1990’lı yıllarla birlikte ciddi bir artış göstermiştir. Avrupa’daki Türkleri girişimciliğe yönelten etkenler arasında iş sahibi olmaya atfedilen yüksek değer ve çalışma biçiminin yanı sıra iş bulamama, ayrımcılık gibi zorlayıcı nedenler de vardır. Yerleşikliğin etkilediği en önemli alanlardan biri de eğitimdir.
‘Euro-Türkler’ kavramı neyi ifade etmektedir?
‘Euro-Türkler’ kavramı Türkiye kökenli olup Avrupa ülkelerinde yaşayan göçmen kökenli insanları ve onların çocuklarını ifade etmektedir. Burada özellikle dikkat edilmesi gereken nokta, aradaki ‘-’ (tire) işaretidir, farklılıkları birbirine bağlayan bir bağlaç özelliğini taşır ve içinde kültürel zenginlik barındırır.