Demokrasi Devrimleri ve Sanayi Devrimi
Sömürgecilik nedir?
Bir ülkenin, bir başka devleti veya toplumu siyasal bakımdan egemenliği altına alarak, doğal kaynakları ve pazarları üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda hakimiyet kurmasına sömürgecilik denir.
Lonca nedir?
Aynı meslek grubuna bağlı zanaatkarların oluşturduğu, rekabeti önleyici şekilde kaynakların, üretimin, fiyatların kendi içlerinde sıkı bir disiplinle kontrol edildiği ve piyasa üzerinde devlet kontrolünü sağlar nitelikteki mesleki birliklere lonca denir.
Plantasyon nedir?
Sınai mallarının üretiminde kullanılan tarım ürünlerinin (pamuk, çay, kahve vb.) geniş ölçekli olarak yetiştirildiği işletmelere plantasyon denir.
Magna Carta Libertium nedir?
İngiltere’de 1215 yılında Kral John ve asiller arasında imzalanan, Kral’ın mutlak (sınırsız) yetkilerini sınırlandıran ve kanunun üstünlüğünü vurgulayan belgedir.
Liberalizm ne demektir?
Temelinde özgürlük kavramının şekillendirdiği, düşünce özgürlüğü çerçevesinde, bireylerin ifade özgürlüğünü, sınırlamalar olmaksızın özel girişimciliğin ve serbest piyasa koşullarının ekonomik alanda geçerliliğini, sağlamayı amaçlar. Bu amaçların
gerçekleşmesine yönelik olarak, toplumsal yaşama devlet vb. kurumların müdahalelerini en asgari seviyede tutmayı ve hukukun
üstünlüğünü esas alan, bir toplum düzenini hedefleyen öğretidir.
Kanton nedir?
Bir ülkenin, idari ya da sınırsal alt birimlerinden her birine verilen addır. Örneğin bu bir coğrafi bölge ya da bir eyalet olabilir.
Sanayi devrimi ilk kez nerede ve hangi zamanda görülmüştür?
Sanayi Devrimi’nin doğuşu 18. yüzyılın ortalarından itibaren İngiltere’de görülmüştür.
James Watt'ın dokuma sanayisine getirdiği yenilik ve bunun sanayi açısından önemi nedir?
1785 gelindiğinde ise, James Watt’ın yaptığı ve buhar gücüyle işleyen motoru, bir fabrikadaki bütün tezgahları çalıştırabilmekteydi. Artık ev içi sanayi ya da sadece ırmak boylarında çalışabilen tezgahlar yerine, kentlerde içinde büyük makinaların çalıştırılabileceği binalar, yani fabrikalar açılabilir ve büyük ölçekli üretim yapılabilirdi.
Sanayi Devrimi ve Dünya Savaşlarıı arasındaki ilişki nedir?
19. yüzyıl boyunca sanayileşen Avrupa devletleri arasında, yeni hammadde kaynakları ve pazar arayışı nedeniyle büyük bir rekabet doğdu. Avrupa Devletleri arasında ekonomik yarışın doğurduğu başlangıçta bölgesel nitelikteki rekabetler, sömürgecilik ve pazarları genişletme, var olan pazarını kaptırmama gibi nedenlerle, 19. yüzyılın sonuna doğru küresel düzeye ulaşırken, ortaya çıkan devletlerarası gerginlikler 20. yüzyıl başında I. Dünya Savaşı’nı ve sonrasında da II. Dünya Savaşı’nı doğurdu.
İngiltere ve Koloniler arasındaki gerilimi arttıran kanunlar nelerdir?
İngiliz Parlamentosu, koloniler için 1764’de Şeker Kanunu adını taşıyan bir kanun yayınladı. Kanuna göre, İngiliz yönetimi altında olmayan bölgelerden yapılacak, rom içkisinin ithali yasaklanmakta ve şeker pekmezi üzerinden küçük bir gümrük vergisi alındıktan başka, şaraplar, ipekliler, kahve vb. lüks mallara gümrük vergisi konmaktaydı. Samuel Adams gibi koloni avukatları bu durumu temsil edilmeksizin vergilendirme olarak tanımlamaktaydılar.
Aynı yıl çıkarılan Kağıt Para Kanunu ile kolonilerin çıkartacağı kağıt paralar da geçersiz sayıldı. 1765’de çıkarılan Asker Konaklama Kanunu da kolonilerin halkı tarafından yine hoşnutsuzlukla karşılandı. Bu kanuna göre koloniler, kendi bölgelerine yerleşen Britanya askerlerinin yiyecek ve barınmalarını sağlamakla yükümlü kılındılar.
Birbirinin peşi sıra çıkan bu kanunlara karşı, kolonilerde genel hoşnutsuzluk havası doğmakla beraber, asıl muhalefeti doğuran 1765 tarihli Damga Pulu Kanunu oldu. Bu kanunla resmi makamlardan verilecek belgelere, damga pulu yapıştırılması zorunluluğu getiriliyordu.
1773’te Doğu Hindistan Şirketi, İngiliz Hükümeti’ne başvurarak, bütün kolonilere ihraç edilen çayların ihraç tekelini aldı. Samuel Adams’ın liderliğindeki bir grup Amerikalı 16 Aralık 1773 gecesi Boston Limanı’nda demirlemiş bulunan, çay yüklü üç İngiliz gemisine zorla girerek, çayları denize döktü. İngiltere bu hareketi cezalandırmak amacıyla 1774 Mart’ında Boston Liman Kanunu’nu yayımladı. Boston Limanı her türlü ticarete kapatıldı.
Parlamentonun bu sert kanunlarına karşı, koloniler 5 Eylül 1774’te Philadelphia’da Birinci Continental (kıtasal) Kongre adını taşıyan bir kongre ile karşılık verdi. Bu sürecin sonu kolonileri, Amerika'nın bağımsızlık savaşına yönlendirmiştir.
Bağımsızlık Bildirisi ne zaman yayınlanmıştır? Ana esasları nelerdir?
T. Jefferson’un, Avrupalı filozofların öğretilerinden büyük oranda esinlenerek kaleme aldığı bildiri, 4 Temmuz 1776’da Kongre tarafından kabul edildi. Bildirinin temel esasları şu şekilde tanımlanabilir:
• Tüm insanlar eşit yaratılmışlardır.
• İnsanların doğuştan sahip oldukları, vazgeçilemez ve devredilemez bazı hakları vardır. Bunlar yaşama, özgürlük ve mutluluğa erişme haklarıdır.
• Devletler bu hakları korumak adına insanlarca kurulmuştur. Yöneticiler, yönetme gücünü yönetilenlerin onayından alırlar.
• Eğer herhangi bir hükümet şekli, bu amaçlara aykırı hareket ederse, bu yönetimi düşürmek ya da değiştirmek, yeni bir yönetim kurmak halkın hakkıdır.
Fransız Devrimi nedir?
Fransa’da 1789-1799 yıllarını kapsayan, burjuvazinin önderliğinde feodal yapılanmaya ve mutlak monarşiye son vererek, ülkenin siyasal ve toplumsal yapısının temellerini değiştiren ve ülkenin birliğini kuran, siyasal ve toplumsal değişim sürecine Fransız Devrimi denmektedir.
Fransız Devrimi'nin en önemli iki önemli düşünürü olan Montesquieu ve Jean-Jacques Rousseau'nun eserleri nelerdir? Devrime giden yolda nasıl katkıları olmuştur?
Montesquieu (1689-1755), Kanunların Ruhu isimli eserinde Fransa’da dinsel, siyasal ve sosyal kurumları incelemiş ve mutlak monarşi yerine anayasalı bir monarşiyi savunurken devlet iktidarını oluşturan yasama, yürütme ve yargının (kuvvetler ayrılığı esasını) birbirinden bağımsız olması gerektiğini savunmuştu. Böylece bu kuvvetlerin gerektiğinde birbirini dengelemesi, durdurması gerektiğini savunarak, Fransa’da mutlak monarşi rejimine karşı ilk darbeyi vurmuştu.
Jean-Jacques Rousseau (1712-1778), Toplum Sözleşmesi isimli eserinde, insanların devleti kendi aralarında yaptıkları bir sözleşmeyle oluşturduklarını ve kendi özgür iradeleriyle kurduklarını belirtmekteydi. Böylece egemenliğin kaynağı ilahi olmaktan çıkmaktaydı. Kral’ın tanrısal egemenliği yerine, halk egemenliği düşüncesini getirerek, Fransa’da rejime yönelik ikinci büyük darbe vurulmaktaydı.
İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi nedir?
Feodal yapının yıkılmasının ardından Kurucu Meclis, anayasa hazırlama çalışmalarına devam etmekteydi. Gelişen olayların etkisiyle, Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’nden de esinlenerek, özellikle Lafayette’nin teklifi ve katkılarıyla, yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini belirten İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi adını taşıyan bir metnin, hazırlanmakta olan Fransız Anayasa’sının başına konması meclis tarafından 26 Ağustos 1789 tarihinde kabul edildi.
İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nin temel ilkeleri nelerdir?
17 ana maddeye dayanan bildirinin, temel ilkeleri şöyledir;
• İnsanlar özgür ve haklar bakımından birbirine eşit şekilde doğarlar ve öyle kalırlar.
• Bu haklar özgürlük, mülkiyet, güvenlik ve zulme karşı direnme hakkıdır.
• Her türlü egemenlik, esas olarak, ulusundur.
• Özgürlük, başkasına zarar vermeyen her şeyi yapabilme gücüdür.
• Kanun, sadece toplum için zararlı olan hareketleri yasaklayabilir, kanunun yasak etmediği hiçbir şeyin yapılması engellenemez ve kanunun emretmediği bir şeyi yapmağa kimse zorlanamaz.
• Kanun genel iradenin açıklanmasıdır. Kanunun yapılmasına her yurttaşın kendisinin veya temsilcilerinin katılması hakkıdır. Kanun önünde her yurttaş eşittir.
• Kanunun gösterdiği durumlar dışında hiç kimse suçlanamaz, tutuklanamaz ve gözaltına alınamaz.
• Kanunsuz suç olamaz.
• Kamu düzenini zedelemedikçe, hiç kimse siyasi ve dini inançlarından dolayı kınanamaz.
• Her yurttaş serbestçe düşünebilir, konuşabilir, yayın yapabilir.
İlk Fransız anayasası ne zaman yürürlüğe girmiştir?
Kurucu Meclis’in hazırladığı Anayasa, 14 Eylül 1791’de kral tarafından onaylandı.
Napolyon ne zaman imparator olmuştur?
Napolyon giriştiği reformlarla ülkesinde prestijini büyük oranda artırdı ve buna dayanarak, 2 Aralık 1804’te kendisini imparator ilan etti. Fransa’nın Avrupalı devletlerle yürüttüğü savaşlar sonucunda yenilgiye uğraması üzerine, Napolyon 11 Nisan 1814’de imparatorluktan feragat ederken, Elbe Adası’nda ikameti zorunlu kılındı. Napolyon’un tasfiyesi sonrası bozulan Avrupa haritasını Viyana Kongresi yeniden şekillendirdi.
Fransız Devrimi, Avrupa'daki güç sahipleri tarafından nasıl karşılanmıştır?
1789 Fransız Devrimi’nin ortaya çıktığı ilk dönemler itibariyle Avrupalı devletler, konuyu Fransa’nın bir iç işi olarak görmüşler, öyle ki Fransa’nın yıpranmakta olduğunu düşünerek memnuniyet duymuşlardı. Ancak devrim süreci geliştikçe, bu memnuniyet yerini kaygıya bırakmıştır. Avrupalı hükümdarları kaygılandıran en önemli noktalar, egemenliğin kaynağının ilahi olmaktan çıkartılarak ulus egemenliği anlayışının geçerli hale gelişi; laik bir düzen anlayışının benimsenmesi; çok uluslu devletlerin çıkarlarına aykırı
olarak ulusçuluk (milliyetçilik) akımının, çok uluslu imparatorlukların tebaaları arasında yayılma eğilimi; geniş kitlelere yayılacak şekilde, insanların temel hakları olduğu anlayışı ve bu haklarını alma yolunda, insanların zulme direnme hakkı gibi düşüncelerdi.
Kutsal İttifak nedir?
Sürgünde bulunan Napolyon’un Fransa’ya tekrar dönmesi üzerine, Viyana Kongresi’nin oluşturduğu düzeni korumak ve nerede bir ayaklanma çıkarsa bastırmak amacıyla, Avrupa’nın üç büyük devleti harekete geçti ve Rusya, Avusturya, Prusya arasında bir bağlaşma ortaya çıktı. Kutsal İttifak adı verilen bu antlaşmanın asıl hedefi, Fransız Devrimi ve onun getirdiği düşüncelere karşı olarak, mutlakiyetçi anlayışı güçlendirmekti.
Dörtlü İttifak nedir?
Bu ittifakın kurucusu Prens Meternich’tir. Bu yüzden Meternich Sistemi de denmektedir. Kutsal İttifak’ın, liberal düşünceleri ve hareketleri önlemekte yetersiz olduğuna inanan Prens Meternich’in girişimiyle İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya’dan oluşan dört devlet, liberal düşüncelerin yayılmasını silah gücüyle durdurmayı kararlaştırmışlardı. Osmanlı Devleti’nde ortaya çıkan Yunan isyanı nedeniyle Meternich, bu isyanın bastırılmasını ilgili devletlere teklif etmesine rağmen, Rusya ve Fransa aksine bir tutumla isyana yardım ettiler. Bir süre sonra İngiltere de isyana yardımcı ülkeler safına katıldı. Yunan isyanının uluslararası bir durum alıp (20 Ekim 1827) Navarin’de Osmanlı donanmasının bu devletlerce yakılmasıyla beraber, Viyana Kogresi’nin imzacı devletleri, kendi imzalarını çiğnemiş ve ulusçu bir hareketi desteklemişlerdi. Kutsal İttifak’ta büyük bir çatlak oluşmuştu. 1830 Fransız Devrimi ise son darbeyi vuracaktır.