Mal ve Faktör Piyasaları
Piyasa kavramı nedir?
Piyasa, alıcı ve satıcıları bir araya getiren ve onların bilgi alışverişlerinde bulunarak bir şeyler alıp satmalarını sağlayan bir düzenlemedir. Bu düzenin sağlanması için alıcı ve satıcıların yüz yüze bir araya gelmeleri şart değildir. Günümüz dünyasında teknolojik gelişmeler, mal arz ve talep edenlerin belirli bir yerde karşılaşmaları zorunluluğunu ortadan kaldırmıştır. Artık alış veriş için anlaşmalar internet kullanarak sanal ortamda da gerçekleştirilebilmektedir. Bunun dışında iletişim araçlarının neredeyse tümü alıcı ve satıcıyı bir araya getirmek suretiyle piyasa oluşmasını sağlar.
Piyasalar çeşitli açılardan sınıflandırılabilir. Örnekleri neler olabilir?
Örneğin rekabet açısından, piyasanın genişliği açısından, malların niteliği açısından, alıcı ve satıcılar açısından sınıflama yapılabileceği gibi mal piyasası, para piyasası, tahvil piyasası gibi makro açıdan sınıflandırmalar da bulunmaktadır. Bunlar için makro iktisat kitaplarından faydalanabilirsiniz.
Tam rekabet piyasalarının şartları nelerdir?
Tam rekabet piyasasından söz edebilmemiz için dört ana özelliğin birlikte gerçekleşmesi gerekir. Bu özellikler; atomisite, mobilite, homojenite ve haberdar olma (şeffaflık) şartlarıdır.
Tam rekabet piyasalarının şartlarından biri olan "atomisite" nedir?
Atomisite: Tam rekabet piyasasında alıcı ve satıcıların birbirini etkileyemeyecek kadar çok sayıda olduğunu gösteren şarttır. Alıcıların ve satıcıların miktarı sınırlı ise bir araya gelip anlaşarak piyasa- da oluşan fiyatı etkileyebileceklerinden rekabet söz konusu olmayacaktır. Bu yüzden tam rekabet şartlarında piyasada oluşacak fiyat alıcılar ve satıcılar için veridir. Alıcılar ve satıcıların fiyatı etkileyemezler. Çünkü her birinin alıp sattıkları mal miktarı, malın piyasada işlem gören toplam miktarına oran- la son derece önemsiz orandadır.
Tam rekabet piyasasında fiyatı yalnız toplam arz ve talepteki değişiklikler etkileyebilir. Ürettiği mal için, piyasa fiyatlarından yüksek bir fiyat isteyen firmanın malları satın alınmayacaktır.
Tam rekabet piyasalrının "Mobilite (Akışkanlık) Özelliği" nedir?
Mobilite (Akışkanlık) Özelliği: Bu özellik, alıcıların, satıcıların, mal ve hizmetler ile üretim faktörlerinin tam bir hareket serbestliğine sahip olması anlamına gelir. Piyasaya girip çıkma konularında hukuki, teknik, mâli veya başka sınırlama yoktur. Bu özelliğe bağlı olarak tam rekabet piyasasında bir alıcı, istediği her mal veya hizmeti satın alabilir. Benzer şekilde bir satıcı da istediği malı üretebilir, satabilir.
Bunun dışında, mobilite özelliğinin sonucunda bir piyasada belirli bir malın sadece bir fiyatı olacaktır. Çünkü aynı mal bir yerde ucuz, bir yerde pahalı ise ucuz yerde mal az olacak ve alıcılar ucuz yere hücum edeceklerdir. Doğal olarak da mobilite özelliğinin sonucunda fiyat ucuz ve pahalı yerlerde birbirine eşitlenecektir.
Tam rekabet piyasalarının şartlarından biri olan "Homojenite" nedir?
Homojenite: Bir malın tam rekabet konu olabilmesi için o malın tüm birimlerinin türdeş yani nicelik ve nitelik açısından eş değer olması gerekir. Yani homojenlik özelliği olan bir piyasada belirli bir mal veya hizmeti üreten çok sayıda firma olsa da her birimin arasında görünüm ve kullanım özellikleri arasında fark bulunmaması gerekir.
Örneğin bir malın ambalajı bile farklı olsa bu şart gerçekleşmez. Böyle bir durumda birden fazla fiyat ortaya çıkar ki bu da tam rekabeti ortadan kaldırır.
Tam rekabet piyasalarının şartlarından biri olan "Şeffaflık" nedir?
Şeffaflık: Bu şart, piyasadaki tüm alıcıların ve satıcıların olup bitenler konusunda tam bilgi sahibi olmalarını gerektirmektedir. Bu özelliğin olduğu bir piyasada, alıcı ve satıcılar tüm fiyatları, tüm üretim miktarlarını, malın nicelik ve nitelikleri hakkında eksiksiz bilgi sahibidirler.
Bir malda monopol piyasasının oluşabilmesi için hangi şartların sağlanmış olması gerekir?
1. Malın yakın ikamesinin olmaması gerekir. Örneğin domates salçasının yakın ikamesi biber salçası olduğu için domates salçası piyasasında monopol oluşmaz.
2. İkincisi, hızla tüketilmesi ve yeniden yerine koyulması gereken bir mal olması gerektiğidir. Sürekli kullanmak zorunda olduğunuz bir tansiyon ilacı gibi.
3. Malın kolay bozulabilen bir mal olmaması gerektiğidir. Eğer mal uzun süre da- yanmıyorsa bu malda monopol piyasasının oluşmamasının nedenini önceki iki şarttan anlayabiliriz. Domates tekeli kurulmaz çünkü yakın ikameleri vardır. Televizyon bozulabilen bir mal olmamasına rağmen hızla tüketilmesi ve yeniden yerine koyulması söz konusu değildir.
Saf monopolün yanı sıra bazen piyasada faaliyette bulunan birkaç firma bir araya gelerek monopol gücü oluşturdukları örnekler neler olabilir?
Kartel ve tröstler bu şekilde oluşan monopollerin en sık görülen türleridir. Kartel, bir kaç firmanın anlaşarak oluşturduğu birliktir. Birliğe katılan firmalar, fiyat veya üretip satacakları mal miktarı konusunda anlaşarak ortak hareket ederler. Petrol ihraç eden organizasyon (OPEC), kartel için örnek gösterilebilir. Tröst uygulamasında firmalar kartele göre bir adım daha öteye giderek, tamamen birleşip tek bir monopol gücü meydana getirirler.
Doğal monopol nedir?
Doğal monopol: Üretim tesis ölçeği büyüdükçe parça başına maliyetin düştüğü endüstrilerde zamanla tek bir firma tüm piyasaya egemen olarak tekelci güce sahip olabilir. Üretim tesis ölçeğinin aşırı büyümesi sonucu, piyasa talebinin tümüne yakınını tek bir firmanın üretmesi durumunda, söz konusu firma, endüstriye yeni firmaların girmesini, aşırı rekabete girerek önleme gücünü elde edebilir.
Monopollü rekabet piyasası nasıl ortaya çıkar?
Monopollü rekabet piyasası, birbiri yerine kuvvetle ikame edilen bir grup malı/hizmetin birbirinden farklıymış gibi gösterilmesinin başarılması sonucu herkesin kendine bir alıcı grubu yarattığı piyasa şeklidir.
Bu piyasada tekelci güç elde etmekten kasıt, öne çıkan firmanın sürükleyici rolü ve piyasadaki etkin konumudur. Bunların başarılmasında reklam faaliyetleri çok önemlidir.
Monopson piyasası nedir?
Monopson piyasası: Çok sayıda satıcı karşısında tek alıcının olduğu piyasa şeklidir. Bazen piyasaya giriş alıcılar açısından kısıtlanabilir. Bu durumda, çoğu zaman devlet tek alıcı olarak ortaya çıkar. Örneğin ülkemizde, haşhaş kapsülünü sade- ce devlet satın alır.
Oligopol Piyasasına Yönelik Eleştiriler nelerdir?
Üreticilerin lehlerine olabilecek böylesi bir durum, tüketicilerin aleyhine olacak ve faydalarını azaltacaktır.
Kartelci oluşumların en büyük tehlikesi, bu oluşumların zaman içerisinde tekelci bir piyasa yapısına dönüşme ihtimalleridir.
Oligopol piyasasının, kaynak dağılımında etkinliği bozucu etkisi söz konusudur.
Oligopol piyasasının, gelir dağılımını bozucu etkisi vardır.
Noksan oligopolün söz konusu olduğu bir endüstride, reklam kaynaklı israf söz konusu olabilir.
Faktör Talebini etkileyen faktörler nelerdir?
Talep edilen mal miktarı: Mal ve hizmetlere olan talep ile faktör talebi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Eğer bir mala olan talep artarsa bu malı üretmek için kullanılan kaynaklara olan talep de artar.
Faktörlerin verimliliği: Faktörleri talep eden firmalar, üretimde en verimli faktörleri kullanmak isterler. Genellikle en verimli kaynaklar ilk olarak kiralanan kaynaklar, en verimsiz kaynaklar ise son olarak kiralanan kaynaklardır. Kaynakların verimliliği arttıkça kaynak talebi de artar.
Diğer faktörlerin fiyatlarındaki değişme: Diğer faktörlerin fiyatlarındaki değişmeler belli bir faktöre olan talebi etkiler. Örneğin, ücretlerdeki artış sermaye talebini etkiler. Faktör fiyatlarındaki bir değişimin diğer bir faktör talebi üzerindeki etkisi, iki faktörün birbirinin tamamlayıcı veya ikamesi olması durumuna bağlı olarak değişir.
Faktör arzı kavramı nedir?
Faktör arzı, üretim faktör sahiplerinin (emek, sermaye, doğal kaynaklar, girişimci) geçerli fiyat düzeylerinde kiralamaya, satmaya, borç vermeye razı oldukları faktör miktarlarıdır.
Emek arzı eğrisinin tersine esnek olması ne demektir?
Ücretler yükseldikçe işçiler daha uzun süreler çalışmak isteyecektir. Ancak belirli bir ücret düzeyinden sonra ücreti yeterli bularak çalışma saatlerini azaltmak istemeleridir.
İktisatçıların önemli bir kısmı, emek arzı eğrisinin tersine yönseme göstermesi (yani tersine dönen emek arzı) durumunu gerçekçi görmeme nedenleri nelerdir?
İktisatçıların önemli bir kısmı, emek arzı eğrisinin tersine yönseme göstermesi (yani tersine dönen emek arzı) durumunu iki nedenden ötürü gerçekçi görmezler.
Birincisi, her iş kolunda ücretlerin farklı olması ve yasalarla çalışma saatlerinin belirlenmiş olmasıdır. Gelişmiş ülkelerde sendikaların boş zamanı artırmaya yönelik çabaları nedeniyle tersine dönen emek arz eğrisi ancak ve ancak yüksek ücret alan nitelikli işçilerin bulunduğu iş kollarında olabilecek olmasıdır.
İkincisi, herhangi bir piyasada ücretlerin artma- sı durumunda, diğer sektörlerden o iş koluna doğru işgücü akımının başlayacak olmasıdır. Çünkü her endüstride ücret düzeyleri birbirinden faklıdır. Ücret düzeyleri aynı olsa, bütün işkollarında çalışılmak istenen saatler azalabilir.
Faiz kavramının iktisatta hangi anlamlarda kullanılmaktadır?
Faiz kavramı, iktisatta iki anlamda kullanılır.
Birinci anlamında faiz, bir borç anlaşması ve onun satışı ile ilgili getiriyi belirlemek için kullanılır. Örneğin tasarruf sahipleri bankaya gidip vadeli tasarruf mevduat hesabı açtıklarında, banka tasarruf sahibi ile yaptığı anlaşmaya göre tasarruf sahibine belirli zamanlarda, belirli bir oran (faiz oranı) üzerinden para öder.
Faizin ikinci anlamı ise üretimde girdi olarak kullanılan sermayenin getiri oranı olmasıdır.
Rant hangi üretim faktörünün getirisidir?
Rant, geniş anlamda doğal kaynak olan toprak, su, orman, dağ, nehir, maden gibi, dünyanın bize sunmuş olduğu yer altı ve yer üstü varlıkların hepsinin getirisidir.
Fonksiyonel gelir dağılımı nedir?
Fonksiyonel gelir dağılımı, bir ekonomide, üretim faktörlerinin fiyatları cinsinden, milli gelirin paylaşımını ifade etmektedir. Böylece, ülke içinde yaratılan gelirin üç temel üretim faktörü olan işgücü, sermaye ve toprak sahipleri arasında bölüşümü; başka bir deyişle GSYİH içerisinde ücretin ve ücret dışı gelirlerin payı belirlenmiş olmaktadır. Bu bölüşümde, üretimin ne kadarının emek sahiplerine ücret, sermayedarlara faiz, toprak sahiplerine Rant olarak dağıtıldığı ve ne kadarının müteşebbislere kâr olarak kaldığı incelenmektedir.