Özel Gereksinimli Çocuklarda Tanı ve Değerlendirme
Tarama değerlendirmeleri hangi amaçlarla gerçekleştirilir?
Tarama değerlendirmeleri, bir çocuğun gelişimine dair bir ön değerlendirme yapmak, genel gelişimi hakkında bilgi edinmek, gelişimsel alanlarda gecikme yaşayabilecek çocukları belirlemek amacıyla yapılmaktadır.
Ülkemizde hangi tarama programı bulunmaktadır?
Ülkemizde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanlığı tarafından yürütülen “Yenidoğan Tarama Programı” bulunmaktadır.
Ülkemizle yürütülen "Yenidoğan Tarama Programının" amacı nedir?
Sağlık Bakanlığı tarafından “Yenidoğan Tarama Programını” amacı tüm yenidoğanların Konjenital Hipotiroidi, Fenilketonüri ve Biyotinidaz Eksikliği yönünden taranması, oluşacak zekâ geriliği, beyin hasarları ve geri dönüşümsüz zararların engellenerek, topluma getirdiği ekonomik yükün önlenmesi, akraba evliliklerinin azaltılması konusunda toplum bilincinin artırılması, tanı konan bebeklerde bu hastalıklar nedeniyle oluşacak rahatsızlıkları önlemek amacıyla uygun tedavi başlanması ve böylece belli bir zekâ seviyesine ulaşmalarının sağlanması olarak ifade edilmiştir.
Tanılama nasıl tanımlanmaktadır?
Özel eğitim terimler sözlüğüne bakıldığında tanılama; belirti, semptom ve pek çok tanılama işleminin sonucuna göre tıbbi bir durum veya hastalığa isim verme olarak ifade edilmektedir.
Değerlendirme nedir ve neyi amaçlar?
Değerlendirme ise özel gereksinimli bireylerin performansını ortaya koyan, bireysel özellikleri ve ilgilerini belirlemeye yönelik yapılan süreçtir. Değerlendirme genel olarak, birey hakkında sistematik bilgi toplamayı amaçlar.
Özel gereksinimli çocukların tanılanmasında ve eğitim hizmetlerinin verilmesinde yararlanılan modeller nelerdir?
Özel gereksinimli çocukların tanılanmasında ve eğitim hizmetlerinin verilmesinde iki modelden yararlanılmaktadır. Bunlar; tıbbi ve eğitsel modeldir.
Özel gereksinimli çocukların tanılanmasında ve eğitim hizmetlerinin verilmesinde yararlanılan modellerden biri olan tıbbi model nedir? Açıklayınız.
Tıbbi tanılama ile yetersizliğin olup olmadığı belirlenmekte, yetersizliğe neden olan zedelenmenin yeri, derecesi, süreğen olup olmadığı gibi özellikler tespit edilmektedir. Tıbbi tanılama, çocukta var olan zedelenmenin nasıl bir gelişim göstereceğini ve giderilebilmesi ile ilgili izlenebilecek yollar konusundaki çalışmaları içermektedir. Ayrıca tıbbi önlemler üzerinde durulmaktadır ve gelişim taramaları yapılmaktadır. Tıbbi tanılama ve gelişimsel testlerden elde edilen veriler ışığında teşhis ve sınıflandırma yapılabilmektedir.
Özel gereksinimli çocukların tanılanmasında ve eğitim hizmetlerinin verilmesinde yararlanılan eğitsel model ile ne belirlenmektedir?
Eğitsel tanılama ile de çocuğun ne tür bir eğitim programına alınmasının uygun olacağına karar verilmektedir.
Özel gereksinimli çocukların aileleri engellilik konusu ile yüzleşmeleri sonucu ne gibi duygusal sorunlar yaşayabilirler?
Özel gereksinimli çocukların aileleri engellilik konusu ile yüzleşmeleri sonucu çeşitli duygusal sorunlar yaşamaya başlamaktadırlar. Bunlar:
• Engelli çocuğun ailede yarattığı stres,
• Engellilik ile birlikte fiziksel, maddi ve psikolojik sorunlar,
• Engelliliğin evdeki diğer çocuklar üzerinde yarattığı sorunlarla baş etme,
• Ailelerin kendilerine destek olacak uzmanlarla karşılaşamaması,
• Aile üyelerinin yakın çevresinin gösterdiği tepkilerin yarattığı stres,
• Toplumun engellilik konusuna bakışı, olabilmektedir.
Ailelerin tanılama, değerlendirme ve gelişimsel destek programlarındaki rolleri ya da katılım gösterebilecekleri etkinlikler nelerdir?
Aileler tanılama, değerlendirme ve gelişimsel destek programlarında önemli rollere sahiptir. Ailenin bu rollerini ya da katılım gösterebileceği etkinlikleri beş başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar şöyledir:
1. Belirleme: Aileler çocukları ile birlikte zaman geçirirler ve bu süreçte normal gitmeyen bazı sorunları erken fark etme durumları olabilmektedir. Dolayısıyla yenidoğan dönemden sonraki süreçte karşılaşılan risk durumlarını yakalamada anne babalar önemli bir role sahiptir.
2. Değerlendirme: Uzmanların çocukta gözlemleyemedikleri bazı konularda ailelerden bilgi alınmaktadır. Aileler değerlendirmenin bir parçası konumundadır.
3. Program hazırlığı: Değerlendirme sonuçlarına göre ailelerin çocuktan çeşitli beklentileri olabilmektedir. Uzmanların yapılan değerlendirme sonuçlarına göre beklentileri daha profesyonel bir yaklaşım içinde olmalarından dolayı daha gerçekçi olabilmektedir. Çocuğun gelişimsel destek programlarının uygulanmasında önemli rolleri olan anne-babaların öncelikle çocuklarının gereksinimleri olan beceriler hakkında gerçekçi tutum içinde olmaları beklenmektedir. Bu nedenle gelişim destek programında öncelikler konusunda aile ile uzmanların ortak karar alması gerekmektedir. Alınan ortak kararlar, programın hazırlanması ve uygulanması sürecinde ön koşul olarak yer almaktadır.
4. Öğretme: Özellikle özel gereksinimli çocukların rehabilitasyon çalışmalarında uzmanlar tarafından yapılan destek uygulama çalışmalarının evde desteklenmesi ve çocuğun sık tekrar ile öğrenmesi sürecinde ailenin katılımı söz konusudur. Ailenin öğretim programında yer alması çocuğunun öğrenme stili ve herhangi bir bilgiyi kazanım süresi konusunda öngörüde bulunmalarına yardımcı olmaktadır.
5. Değerlendirme: Ailelerin ve uzmanların özel gereksinimli çocuğun gelişimi için yapmış oldukları her öğretimin sonunda değerlendirme yapmaları, çocuğun öğrenmesine ilişkin kanıtların toplanmasına yardımcı olmaktadır. Düzenli ve sürekli izlemin yapılması ve kaydedilmesi; uzun ve kısa süreli amaçların, kullanılan yöntemlerin ya da pekiştireçlerin etkinliğini değerlendirerek gerekli değişikliklerin yapılmasını sağlamaktadır.
Özel gereksinimli çocukların gelişimsel açıdan desteklenebilmesi için yapılacak iş birliği çalışmalarının istendik şekilde gerçekleşebilmesi için takip edilmesi gereken ilkeler nelerdir?
Özel gereksinimli çocukların gelişimsel açıdan desteklenebilmesi için yapılacak iş birliği çalışmalarının istendik şekilde gerçekleşebilmesi için bazı ilkelerin bilinmesi gerekmektedir. Bunlar;
- İş birliğine gönüllü olmak
- İş birliğinde eşitlik
- İş birliğinde amacın ortak olması
- İş birliğinde ortak sorumluluk
- İş birliğinde elde edilen sonuçların paylaşımıdır.
Norm bağımlı değerlendirme nedir? Açıklayınız.
Norm bağımlı değerlendirme, bireyin belirli bir ya da birden fazla alandaki becerilerini aynı yaş grubundaki diğer kişilerin beceri düzeyleri ile karşılaştırır ve aynı sosyokültürel çevreden gelen, aynı yaş grubundaki kişilere kıyasla bireyin becerilerinin hangi düzeyde olduğunu yaş ya da yüzdelik gibi nicel değerler ortaya koyarak göstermektedir. Bu değerlendirme yaklaşımı, bireyin değerlendirilen alandaki becerilerine ilişkin genel bir görünüm ortaya koymaktadır. Norm bağımlı değerlendirme yaklaşımı, değerlendirilen andaki performansa göre çıkarımda bulunmakta ve bireyin performansını geniş örneklem grupları ile karşılaştırmaktadır
Ölçüt bağımlı değerlendirme nedir? Açıklayınız.
Ölçüt bağımlı değerlendirme, bireyin belirli bir becerideki performansını çeşitli standartlar ve/veya beceri grupları ile karşılaştırmaktadır. Genellikle gelişimsel sıraya uygun olarak oluşturulan ölçüt bağımlı değerlendirme araçlarında belirli bir alandaki beceriler o beceri grubunu temsil eden çeşitli örnekler yoluyla gözlenmektedir. Uygulayıcının kendisi tarafından oluşturulabileceği gibi, standardizasyonu yapılmış bazı ölçüt bağımlı değerlendirmeler de bulunmaktadır.
Dinamik değerlendirme yaklaşımı nedir? Açıklayınız.
Dinamik değerlendirme yaklaşımı ise, bireyin var olan becerilerini ve öğrenme potansiyelini ortaya koymaktadır. Değişken bir yapıya sahip olan bu değerlendirme yaklaşımı etkileşim odaklıdır. Dinamik değerlendirmede, değerlendirmeyi yapan kişi değerlendirilen beceriyi önce çocukla birlikte gerçekleştirir. Çocuğa değerlendirilen beceri ile ilgili bir ya da daha fazla sayıda örnek sunar. Ardından, örnek verilen beceride çocuğun bağımsız olarak sergilediği performansı izler. Dinamik değerlendirme genel olarak, “örnek sunulduğunda ya da fırsat verildiğinde mevcut performansta bir değişiklik oluyor mu?” sorusunun yanıtını vermektedir.
Genel olarak özel gereksinimli çocukların tanılanması ve değerlendirilmesinde dikkat edilmesi gereken konular nelerdir?
Genel olarak özel gereksinimli çocukların tanılanması ve değerlendirilmesinde dikkat edilmesi gereken konular şunlardır:
- Kullanılacak değerlendirme aracı, alan uzmanları tarafından seçilmelidir.
- Değerlendirme aracı, geçerli ve güvenilir olmalıdır.
- Seçilen araç çocuğun yaşına ve uygulamaya gereksinim duyulan ihtiyaca uygun olmalıdır.
- Değerlendirme sonuçları kapsamlı olarak ele alınmalıdır.
- Değerlendirmede aile, öğretmen bildirimleri, gözlem raporları gibi farklı değerlendirme yöntemlerinin de sonuçlarından yararlanılmalıdır.
- Özel gereksinimli çocuklar için değerlendirmede amaç, çocuğun gelişimini tüm yönleriyle ele almayı hedeflemelidir.
- Değerlendirme sürecinin önemli bir parçası olarak aile ve öğretmen görülmelidir.
- Özel gereksinimli çocukların gelişimsel destek programlarında çeşitli yöntem ve programlar kullanılmaktadır. Tüm yöntemler ve programlar, çocuğun gereksinimlerini gidermeyi hedeflemelidir.
- Her çocuğun hazırbulunuşluluk düzeyi, performansı, gereksinimleri birbirinden farklıdır. Dolayısıyla her çocuğa aynı yöntem ve programın uygulanması doğru değildir. Uygulanan yöntem ve program çocuğa özgü yaklaşımı içermelidir.
- Her yöntem ve tekniğin avantaj ve dezavantajları olabilir. Dolayısıyla çocuk için en uygun yöntem ve programın belirlenmesinde ailenin ve uzmanların ortak görüşü oldukça önemlidir.
- Programın nerede, kimler tarafından yürütüleceği, değerlendirme sürecinin nasıl yapılacağı, sürecin ve ortalama maliyetinin ne kadar olacağı ile ilgili planlamanın yapılması gereklidir.
- Gelişimsel değerlendirme sonuçları dikkate alınarak çocuk için uygun destek program oluşturulmalıdır.
Üstün yetenekli çocukların tanılanmasında belli bir standart sağlanabilmesi için bağlı kalınması gereken ilkeler nelerdir?
Üstün yetenekli çocukların tanılanmasında belli bir standart sağlanabilmesi için yararlılık, bilimsellik, kapsamlılık, eşitlik, erken tanı, süreklilik, uygun araç kullanımı, ortak karar gibi tanılama ilkelerine bağlı kalınması gereklidir.
Dilin hangi bileşenlerle açıklanmaktadır?
Dil, biçim, içerik ve kullanıma dayalı bir model ile açıklanmıştır.Dilin biçim bileşeni sesbilgisi (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve söz dizimi (sentaks); içerik özelliği anlambilim (semantik); kullanım özelliği ise kullanımbilim (pragmatik) bileşenlerini kapsamaktadır.
Konuşmanın temel bileşenleri nelerdir? Açıklayınız.
Konuşmanın temel bileşenleri artikülasyon, ses ve akıcılıktır.
Artikülasyon: Konuşmada görevli organlar aracılığıyla (dil, dudaklar, dişler, damak, yumuşak damak, çene ve ses telleri) konuşma seslerini oluşturma ve akciğerlerden gelen havanın belli konumlara girmesini sağlayan devinimlerin tümü anlamına gelmektedir.
Ses: Larinkste (ses kutusu) yer alan ses tellerinin titreşimi ile seslerin üretilmesi anlamına gelir ve frekans ve yoğunluk gibi fiziksel özellikleri içerir.
Akıcılık: Konuşma üretiminde çaba sarf etmeden, bölünmeden akan sözcelerin olması, konuşma veya sözel dilin rahat ve pürüzsüz üretilmesi anlamına gelmektedir.
Dil bozukluğu nasıl tanımlanmaktadır?
Dil bozukluğu, yazılı ve/veya sözel dilde ve/veya diğer sembol sistemlerini kullanma ve/veya anlamaya yönelik olarak gelişimde sapma veya bozukluk olması durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu bozukluk, dilin biçim bileşenini (sesbilim, biçimbilim ve sözdizimsel sistemlerini), dilin içeriğini (anlambilim) ve/veya iletişim amaçlı dilin kullanımını (kullanımbilim/ edimbilim) içerebilir.
Özgül dil bozukluğu nedir?
Özgül dil bozukluğu genel olarak, anatomik, nörolojik, fiziksel ya da zihinsel bir problem bulunmamasına ve standart zekâ testleri ile belirlenen sözel olmayan zekâ puanlarının normal sınırlar arasında olmasına karşın, bireyin dil becerilerine ilişkin önemli derecede güçlükler sergilediği durumları kapsamaktadır. Bir başka deyişle özgül dil bozukluğu, zihinsel beceriler ile uyumlu olmayacak şekilde, okuma, yazma ve hecelemeyi öğrenmede ve sözel dil sistemlerinde yaşanan güçlükler ile karakterizedir.
Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendirilmesinde kullanılan yaklaşımlar nelerdir?
Dil ve konuşma bozukluklarının değerlendirilmesine ilişkin farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Genel olarak bu yaklaşımlar, norm bağımlı, ölçüt bağımlı ve dinamik değerlendirme olmak üzere üç ana başlık altında ele alınabilir.
İşitme engelli çocuklarda dil gelişimi nasıldır?Açıklayınız.
İşitme engelli çocuklar ve dil gelişimi: Bu çocuklarda işitme girdisi azdır ve bu durum dil gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Yaşamın ilk döneminde işitme engelli bebekler, normal akranına benzer bir gelişim gösterir. Çok ileri işitme engelli bebekler ise görme alanı içindeki nesnelere tepki verirken görme alanı dışındaki nesnelerin sesleri ile ilgilenemez ve tepki gösteremez. Hatta kendi çıkardıkları sesleri duyamazlar. Ayrıca işitme engelli çocuğun işitme kaybına bağlı olarak ebeveynleri ile aktif iletişim içinde giremeyebilirler. Bunların yanı sıra kelime hazineleri akranlarına göre daha yavaş gelişir. Çocukların kullandıkları cümleler basit ve kısa olmaktadır. İşitme engelli çocuklar bir kelimenin birden fazla anlamını da anlamakta zorlanırlar. Etken ve edilgen cümle yapılarını anlamakta zorlanırlar
Zihinsel engelli çocuklarda bilişsel gelişim nasıldır? Açıklayınız.
Zihinsel engelli çocuklar ve bilişsel gelişim: Zihinsel engelli çocuklar birçok bilgi, kavram ve beceriyi normal akranları gibi öğrenebilirler ancak zihinsel işlevlerdeki yetersizlikleri nedeniyle onlardan daha yavaş ve güç öğrenirler. Basit düzeyde algılarlar. Ayrıca dikkat dağınıklığı ve bellik süresinin sınırlı olması nedeniyle öğrenmede güçlükler görülmektedir. Bunun yanı sıra öğrendikleri bir bilgiyi kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarmada ve aktarılan bilginin hatırlanmasında sorunlara rastlanmaktadır.
Görme engelli çocuklarda bilişsel gelişim nasıldır? Açıklayınız.
Görme engelli çocuklar ve bilişsel gelişim: Çevrelerini algılamaları ve bilgi toplamaları, sağlam olan diğer duyularına dayalı olmaktadır. Bu nedenle de görme engelliler öğrenirken nesnelere dokunur, nesnelerin çıkardıkları sesleri dinler, koklar ve tatlarına bakarak nesnenin özelliklerini anlamaya çalışıp diğer duyu organlarından geniş ölçüde yararlanırlar. Bilişsel açıdan kavram kazanımları zor olmaktadır. Özellikle mekânla ilgili kavramları algılamakta güçlük yaşarlar. Bunun yanı sıra somut kavramları soyut kavramlara oranla daha iyi kavrarlar.
Serebral palsi nedir? Açıklayınız.
Serebral palsi (beyin felci), doğum öncesi, doğum ya da doğum sonrası erken çocukluk döneminde, beyinde meydana gelen bir hasara bağlı olarak ortaya çıkan yürüme, hareket ve duruş bozuklukları ile seyreden bir hastalıktır. Zekâ genellikle normaldir. Bazı durumlarda zihinsel gerilikler, probleme eşlik edebilir. Asıl sorun hareket güçlüğüdür.