FOTOĞRAFIN KULLANIM ALANLARI - Deneme Sınavı - 7

İlk bakışta fotoğraftaki renklerin düzeltilmediğini görürüz. Flaş ya da başka ışık kaynağı kullanılmadığı için beyaz denge sağlanmamıştır. Aynı şekilde filtre kullanılmadığını da bu nedenle anlayabiliyoruz. Beyaz denge sağlanmadığı için renk sıcaklığı da doğru değildir, derinlikten dolayı renkler kaybolmuştur. Fotoğrafta dar açının yaratacağı az alan derinliği ve yığılma gözlenmediği için bu değerlendirmenin de yanlış olduğu anlaşılır. Fotoğraf 16 milimetre gibi bir geniş açıyla çekilmiştir. Doğru yanıt D seçeneğinde verilmiştir.

ÖĞRENCİ TARAFINDAN YAPILAN GERİ DÖNÜŞ İÇİN AÇIKLAMA:

Soruya yapılan dönütte, "dar açının AD'ni arttırdığı" öne sürülmüş, bu bilgi yanlıştır. Dar açı AD'ni arttırmaz, azaltır. Soru, makro düzeyindeki yakın çekimlerin AD'ni fazlasıyla sığlaştırması (azaltmasıyla) ilgilidir. Sorunun daha net anlaşılması için soru köküne "makro" ifadesi eklendi.

Alan derinliğini sığlaştıran/azaltan uygulamalar, "konuya çok yaklaşmak", "açık diyafram değerleri kullanmak" ve "dar açıyla çalışmak" şeklinde özetlenebilir. Küçük nesneler söz konusu olduğunda A seçeneğinde verilen yakın çekim, doğal olarak alan derinliğini sığlaştıracaktır. Diğer seçenekler alan derinliğini azaltmaz veya konuya etkileri yoktur. Doğru yanıt A seçeneğinde verilmiştir.

Sualtında puslu görüntüyü oluşturan su kütlesinin yoğunluğudur. Suda var olan cisimciklerin fazla olması söz konusu pusu daha da arttırır. Bu durumda nesnelere olabildiğince yaklaşmak ve su kütlesinin kalınlığını azaltmak gerekir. Doğru yanıt B seçeneğinde verilmiştir.

Makro sözcüğünün aslında "büyük" anlamına gelmesi, algılayıcı üzerine düşen görüntünün büyük olmasıyla ilgilidir. Algılayıcı ya da film üzerine düşen görüntü, asıl görüntüsüne ne kadar yakın ve hatta büyükse o kadar makro çekilmiş yani büyütülmüş demektir. Bunun oluşabilmesi ise objektifin konuya en yakın netleme uzaklığından çok daha fazla yakın olmasıyla mümkündür. Doğru yanıt E seçeneğinde verilmiştir.

Amfibi fotoğraf makinelerinin objektifleri görüntüyü bakaçtan farklı açıdan görürler. Dolayısıyla görülen, çekilenden biraz farklı yerde görünür. Konuya yaklaştıkça açı farkı daha da artar. Optik dilinde bu, paralaks hatası olarak bilinir. Aynı durum ikiz objektifli, aynalı TLR fotoğraf makinelerinde de görülür. Doğru yanıt A seçeneğinde verilmiştir.

Hava-yer fotoğrafçılığı, askerî keşif, meteoroloji, şehir planlama, harita-kadastro, doğal afetler, endüstri, çevre dengesi, sportif ve tanıtım-reklam dallarında kullanılır

Birinci Dünya Savaşı yıllarında cephe gerisindeki üslerinden havalanan keşif uçakları çektikleri fotoğrafları bastıktan sonra değerlendirilmeleri için özel torbalara koyarlar ve kendi birlikleri üzerine gelince atarlardı.

Gelişmiş uzay ve uydu teknolojisine sahip ülkeler, yeryüzündeki meteorolojik olayları anında izlemek üzere hazırlanmış, dünya yörüngesinde dolaşan meteoroloji uydularını kullanmaktadırlar

Şehir planlayıcılar, ellerinde tam ölçekli planlar olmasına rağmen sık sık hava fotoğraflarından yararlanırlar. Büyük şehirlerdeki sağlıksız ve kaçak yapılaşmanın takibi için havadan çekilen bu fotoğraflar çok önemlidir. Şehir planlarında her nesnenin çizilmesi mümkün olmayabilir. Bu nedenle çekilen fotoğraflarda en küçük detay görülebilir ve değerlendirilir.

Haritacılıkta Mozaik Çekim tekniği kullanılır. bu teknikle uçak sabit yükseklikte, yönde ve hızda uçarken, görünen alanı dik açıdan çeker. Çektiği bu karenin son kenarından yüzde 20-30’luk bölümünü de içine alacak ikinci kareyi çeker. Buna bindirme denir, bu birbiri üzerine binen fotoğraflardaki görünen ortak noktalar üst üste getirildiğinde tam bir birleştirme sağlanmış olur.

Hatlarda meydana gelebilecek arıza ve hasarların öncelikle doğru olarak tespit edilmesi gereklidir. Çekilip incelenen fotoğraflar sonunda doğru noktaya doğru ekip ve malzemenin ulaşılması sağlanır.

Açık denizde motor atık yakıtlarını denize bırakan bir tanker fotoğrafı hava-yer fotoğrafçılığının çevre dengesi alanına girmektedir. Günümüzde bozulan çevre dengesi ve buna neden olan risklerin tespiti için hava-yer fotoğrafçılığından faydalanılmaktadır.

Havada yapılan herhangi bir etkinlik geniş bir gökyüzü alanında gerçekleşir. Bu tarz çekimlerde, hava taşıtlarının size olan mesafesinin sürekli olarak değiflmesinden dolayı değişir odak uzunluklu (zoom) objektiflerin kullanılması doğru olur.

Günümüzde elektronik sanayisinin gelişmesi sonunda fotoğraf makineleri de film yerine ışığa duyarlı hassas elektronik yüzeylere kayıt yapmaya başlamıştır.

Dikey Çekim Tekniği: Bu teknikte bir karelik fotoğrafın çekilmesi istendiğinde nesnenin tam üstünden fotoğrafı çekilir

Fotoğrafın 1826 yılında bulunmasıyla birlikte ışığa duyarlı yüzeyler üzerine resmetme başlamıştır. Yine bu yüzyılın sonlarına doğru gelişen teknoloji sayesinde cam filmler daha hafif ve kullanışlı olan asetat zeminler üzerine çekilmeye başlanır. Bunun sonucunda fotoğraf makineleri daha küçük bir yapıya kavuşur ve daha kullanışlı hâle gelir.

İlk profesyonel çekimler Birinci Dünya Savaşında gerçekleştirilmiştir.

Sağlıklı çekim için en uygun zaman, güneşin tam dik olduğu zamandır. Bu durumda nesnelerin gölgeleri kısa olur. Diğer zamanlarda güneş ışığının eğik geldiği durumlarda gölgeler uzun olur. Bu, istenmeyen durumdur.

Sabit odaklı objektifler kullanıldığında fotoğrafçı, çekilen konuya doğru yaklaşıp uzaklaşamaz. Ancak değişken odaklı objektifler yani zoom objektiflerin kullanılması büyük kolaylık sağlar.

Hava-yer fotoğrafçılığında istenilen görüntü bir karede tespit edilebildiği gibi, arka arkaya çekilen görüntülerle daha geniş ve uzun bir alan Mozaik Çekim tekniği ile görüntülenebilir.