Postmodern Dönemde Fotoğraf
Aydınlanma düşüncesi hangi olaylar ile sorgulanmaya başlanmıştır?
I. Dünya Savaşı’nın yaşanması, 1929 Dünya Büyük Ekonomik Krizi ile kapitalist üretim biçiminin iflasın eşiğine gelmesi, II. Dünya Savaşı’nda insanların toplama kamplarında soykırıma uğratılması ve savaşın sonunda atom bombaları ile yüzbinlerce sivilinin öldürülmesi; modernizmin ileri sürdüğü ideal dünya düzeni düşüncesinin geçerliliğini yitirmesine neden olmuştur. Bu anlamda dünyada yaşanan ekonomik ve sosyal değişimler, modernizmin sorgulanmasına yönelik yeni bir toplumsal dönüşümü zorunlu kılmıştır.
Postmodern sanatın dinamikleri hangi unsurlardan oluşmaktadır?
II. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan Pop Art, Kavramsal Sanat, Fluxus, Performans Sanatı, Beden Sanatı, Video Sanatı, Arazi Sanatı, Yoksul Sanat ve Süreç Sanatı gibi yeni ifade olanakları postmodern sanatın dinamiklerini oluşturmuştur. Postmodern sanat, özellikle 1970’lerde beliren çeşitli sanatsal eğilimleri ve eleştirileri kapsayan Yeni-Kavramsalcılık ile yakından ilişkili olmuştur.
Dadaizm hangi olguya karşı bir tepki olarak doğmuş ve akımın genel özellikleri neler olmuştur?
I. Dünya Savaşı yıllarında ilk olarak tarafsız kalan Zürih’te etkisini gösteren Dadaizm, savaşın barbarlığına, sanat alanında ve gündelik hayattaki entelektüel zorbalığa karşı bir protesto olmuştur. Dadacılar, rastlantıyı ve saçmalığı yücelterek, şok yaratarak ve endüstriyel ya da günlük yaşam nesnelerini kullanarak sanata karşı yıkıcı ve özgürleştirici bir yaklaşımın savunuculuğunu yapmışlardır.
20. yüzyılın ilk çeyreğinde Fransa’da ortaya çıkan Kübizm akımının özellikleri nelerdir?
Kübizm, farklı zaman, mekân ve bakış açılarının tek bir yüzeyde geometrik olarak tasvir edilmesine öncülük eden bir sanat akımı olmuştur. Kübistler, nesnelerin zaman ve mekân içerisindeki hareketlerini araştırmışlar kumaş, ip, kibrit çöpü, cam, kum vb. resme yabancı ögeleri tablolarında (asamblaj) kullanmışlardır.
İtalya’da ortaya çıkan ve kısmen Kübizm’in araştırmalarından faydalanan Fütürizm akımının özellikleri nelerdir?
Fütürizm, klasik dönemin sanatını ve kültürünü şiddetli bir şekilde reddederek modern teknolojiyi, hızı ve şehir yaşamını sanatının merkezine yerleştirmiştir. Fütüristler, güzelliğin yeni biçimi olan hızı yakalamak arzusuyla yarış arabaları, lokomotifler gibi mekân içinde sürekli yer değiştiren ve hızla hareket eden nesneleri konu edinmişlerdir. Tahrik edici toplantıları ve sokak gösterileriyle sanata hareket, canlılık, saldırganlık ve dinamizm kazandırmışlardır.
Marcel Duchamp’ın sanat alanına getirdiği yenilikler nelerdir?
Dadaist hareket içerisinde yer alan Marcel Duchamp, “ready-made” (hazır-yapıt/nesne) ve “found object” (bulunmuş obje) gibi kavramlarıyla, geleneksel sanatın beceriye dayalı özgün ve biricik yapıtlarına karşı sert bir eleştiride bulunmuştur. Seri üretilmiş bir pisuvarı ters çevirip sergileyerek bağlamından koparmış, “R.Mutt” imzasıyla bir sergiye göndererek, bir nesnenin sanat olarak nitelendirilebilmesi için belirlendiği varsayılan kuralları sorgulamaya açmış ve bu kuralların oluşumunda kurumların ve izleyicinin oynadığı rolleri irdelemek gerektiğinin altını çizmiştir. Duchamp, geleneksel resmin kullandığı boya, fırça, kalem vb. araçlarına olan bağımlılığını terk ederek, endüstriyel ya da sıradan günlük yaşam nesneleriyle oluşturduğu “hazır-yapıt”larıyla biçimden çok düşünceye odaklanarak, sanatı zihinsel bir sorgulama platformuna taşımıştır. Duchamp’ın sanata getirdiği bu eleştirel tavır, sonrasında gerçekleşen tüm sanat hareketlerini de derinden etkilemiştir.
Avrupa’da iki dünya savaşı arasında gelişen Sürrealizm akımının özellikleri nelerdir?
Sürrealizm, “otomatik” sanata; mantık, ahlak ya da estetik yargılarla biçimlenmeden doğrudan bilinçaltından çıkan konulara odaklanmış, fantezi, düş ve imgelemin üst gerçekliğini aşan görüntüler üretmeyi amaçlamıştır. Her ne kadar kendi aralarında muhalif olsalar da avangart sanatların tümü, klasik anlamdaki form anlayışını ve alışılmış anlatım biçimlerini dışlayarak, insanın ve özellikle de sanatın doğasıyla ilgili temel sorulara yanıt aramışlardır.
Teknolojik gelişmeleri sanatın üretiliş ve varoluş biçimlerini etkilemeye başladığı dönemde Walter Benjamin fotoğrafa ilişkin hangi düşünceleri ileri sürmüştür?
Benjamin, “Teknik Olanaklarıyla Üretilebildiği Çağda Sanat Yapıtı” isimli makalesinde, fotoğraf ve sinemayla artık sanatın geleneksel konumunun son bulduğunu ilan etmiştir. Benjamin’e göre, mekanik yeniden üretim çağında sanat eserinin “aura”sı (biricikliği) kaybolmuştur. Böylelikle yapıtların orijinalliği ve sanatçının ne denli özgün kalabileceği gibi konular sanatın tartışma konusu haline gelmiştir.
İnsanın bir makine aracılığıyla gerçekliğin kopyasına sahip olması ve ondan orijinalinden farksız olarak sayısız görüntü üretebilmesi, en belirgin olarak hangi sanat akımında karşılık bulmuştur?
İngiltere ve Amerika’da birbirlerinden bağımsız olarak ortaya çıkan Pop Art, sanatta kitle iletişim araçlarını, popüler kültür imgelerini ve gündelik tüketim nesnelerini yücelten bir tavır sergilemiştir. Böylelikle sanat nesnesinin özgünlüğünü ve biricikliğini önemseyen geleneksel sanat yaklaşımına tepki göstermiştir. Pop Art, popüler basının, sinemanın, televizyonun, reklamların gerçekliğinin çok daha ağır bastığı bir yaşamın egemenliğini ilan etmiştir.
Jean Baudrillard, temsilî sanatın ve anlam üreten sanatçı kavramının sorgulanması üzerine hangi fikirleri ileri sürmüştür?
Jean Baudrillard’a göre bu durum “simülasyon” adını verdiği yeni bir sanat formunun başlangıcını temsil ederek, sanat tarihinde bir dönüm noktası oluşturmuştur. Baudrillard’a göre gittikçe kurgusallaşmakta olan dünya, sonuç itibariyle bir “simülasyon evreni”ne dönüşmüştür. Gerçeğin tüm göstergelerine sahip (taklit ya da parodi olarak değil) aslı olmayan bir gerçeğin (simülakra) sonsuz sayıda yeniden üretildiği bu evrende, artık gerçek ile imgeleri arasında ayırım yapmak imkânsız hale gelmiştir.
Kavramsal Sanat hangi düşünceler üzerinde temellenmektedir?
Kavramsal Sanat, sanatın maddi bir nesneden çok bir “kavram” olduğu düşüncesini savunmuştur. Bu anlayışa göre sanat, düşünsel bir süreçtir. Ticari değer hâline getirilmiş -fetişleştirilmiş- bir nesneye de ihtiyacı yoktur. Kavramsal sanatçılar, sanatın ticaretini yapan kurumların sanat anlayışını belirlemelerine ve sanatın kapitalist düzenin bir parçası olmasına karşı çıkmışlardır. Bu doğrultuda resim ve heykel gibi geleneksel sanat nesnesini ortadan kaldırmaya çalışan Kavramsal sanatçılar, orijinali olmayan kopyalar olarak fotoğrafın hem düşüncede hem de uygulamada sunmuş olduğu tüm olanaklardan faydalanmışlardır. Kavramsal sanat içerisinde fotoğraf, özellikle sonsuz sayıda çoğaltılabilen bir bilgi nesnesi ve gerçeklik yanılsaması yaratan bir görüntü türü olarak kullanılmıştır.
Kavramsal sanatçılar bir sanat formu olarak fotoğrafa nasıl yaklaşmışlardır?
Kavramsal sanatçılar, fotoğrafın bir sanat formu olarak güzel sanatlara kabul edilebilmesi adına gerçekleştirdiği üretim biçimlerini eleştirmişlerdir. Sanatsal olarak “iyi fotoğraf”ın nasıl olacağına dair birtakım teknik ve içerik sınıflandırmalar ile sınırlandırılmış fotoğraf yaklaşımlarını, özellikle amatör fotoğraf pratikleri üzerinden sorgulamaya tabi tutmuşlardır. Bu tavır aynı zamanda hem fotoğrafın kavramsal kullanım alanlarını ve çağdaş sanat içerisindeki önemini arttırmış, hem de postmodern olarak adlandırılan sanat formunun kendi dinamiklerini belirlemesinde önemli bir etken oluşturmuştur.
Postmodern sanat ve fotoğraf anlayışı, modernizmin hangi özelliklerine karşı çıkıp yeni olarak hangi düşünceleri ileri sürmüştür?
Postmodern sanat, modernizmin netlik, kesinlik ve çelişkisizlik gibi istikrarlı, rasyonel ve ideal düzen arayışlarını reddetmiştir. Modern sanatın biriciklik, orijinallik ve aidiyet meselelerini sorgulamaya tabi tutmuştur. Postmodernistler, modernistlerin tersine sanatı evrenselliği ve zaman ötesi oluşuyla değil, hiçbir toplum ya da kültürün ötekinden daha önemli olmadığı inancıyla, geçici, kusurlu, sıradan, ulaşılabilir, elden çıkarılabilir olmasıyla değerlendirmişlerdir. Dolayısıyla büyük yapıtların ve anlatıların değil, yerel farklılıkların ve çeşitliliklerin peşinde koşmuşlardır. Postmodern sanat anlayışı, tarihi ve geleneği yeniden değerlendirerek, sınırları ve sınıflandırmaları ortadan kaldırarak geçmiş üretimleri kendine mal eden, farklı üslupları bir araya getiren heterojen/çoğulcu bir yapı sergilemiştir. Bu bağlamda, öznellik, kişisellik, belirsizlik, düzensizlik, kayıtsızlık, bayağılık, tuhaflık, paradoks, ironi, kitsch, metinlerarasılık, yapı-bozumculuk, eklektizm, çoğulculuk, vb. kavramlar, postmodern sanatın ve dolayısıyla da fotoğrafın dinamikleri hâline gelmiştir.
Hangi gelişmeler fotoğrafın gerçeklikle kurduğu ilişkinin yeniden tanımlamasına neden olmuştur?
Dijital fotoğraf makinelerinin ürettiği elektronik görüntülerin bilgisayarlarda “photoshop” benzeri yazılımlarla birlikte kullanımı, fotoğrafta hiç fark edilemeyecek derecede düzenlemeler yapılabilmesine olanak tanımıştır. “Dijital manipülasyon” olarak adlandırılan bu durum, fotoğrafın görünür gerçeklere çok daha az bağımlı olmasını sağlamakla birlikte, fotoğrafın gerçeklikle kurduğu ilişkinin yeniden tanımlamasına sebep olmuştur.
“İliştirilmiş (Embedded) fotoğrafçılık” anlayışının beraberinde getirdiği tartışmalar nelerdir?
Özellikle 2003 yılında Irak Savaşı’yla birlikte başlayan “Embedded/İliştirilmiş Fotoğrafçılık” anlayışı devletlerin kendi çıkarlarına olabilecek bir durumla karşılaşmalarını önlemek adına uygulamaya konmuştur. Bu doğrultuda iliştirilmiş bir fotoğrafçı kendi seçimi doğrultusunda değil de fotoğrafçı için oluşturulan dış çevrenin çekimini gerçekleştirir. Olaylarda ve savaşlarda görev alacak haber fotoğrafçılarına çok büyük kısıtlamalar getirilmiştir. İliştirilmiş fotoğrafçılarla birlikte şekillenen, bir kurum, kuruluş ya da güç odağı adına hareket eden taraflı haber fotoğrafçılığı anlayışı, aynı dijital manipülasyonlar gibi, meslek etiği boyutlarında ciddi tartışmalara yol açmıştır.
Kanadalı sanatçı Jon Rafman’ın, 2012 yılında gerçekleştirdiği sergiyi diğer fotoğraf sergilerinden ayıran unsurlar nedir?
Rafman’ın “The Nine Eyes of Google Streetview” (Google Sokak Görünümünün Dokuz Gözü) isimli kişisel sergisini, çektiği değil, seçtiği fotoğraflardan oluşturmuştur. Arama motoru Google’ın uygulamalarından “Street View”ün (Sokak Görünümü) ücretsiz olarak sunduğu ve kullanıcısına dünyadaki istediği bir yerin görüntüsüne ulaşmasını sağlayan özelliğini, Rafman sanatsal bir bağlamda değerlendirmiştir. Bu sokak kameraları tarafından çekilen görüntüleri bilgisayarı başında saatlerce tarayan Rafman, dünyanın büyük bir kısmının farkında bile olmadığı sayısız çekim arasından kendince en tuhaf olanları seçmiştir.
İlk ortaya çıktığı dönemde fotoğrafın hangi niteliği, fotoğrafın bir sanat formu olarak kabul edilebilmesini güçleştirmiştir?
Fotoğraf makinesi, tarihsel süreç içerisinde çoğunluklu olarak objektif gerçekleri üreten bir araç olarak algılanmıştır ve bu anlamda bilim adamları, arkeologlar, tarihçiler, suçlularla savaşan kurumlar, vb. tarafından, sistematik ve güvenilir kayıtlar yapmak üzere sıklıkla kullanılmıştır. Fotoğrafın bu niteliği, özellikle yaygınlaşmaya başladığı ilk dönemlerinde fotoğrafın bir sanat formu olarak kabul edilebilmesini güçleştirmiştir.
Fotoğrafa yüksek sanat değeri kazandırabilmek amacıyla ortaya çıkmış olan Resimselcilik üslubunun genel özellikleri nelerdir?
Özgün ve biricik sonuçlara ulaşabilmek ve böylelikle fotoğrafa yüksek sanat değeri kazandırabilmek amacıyla, 19. yüzyılın ikinci yarısında fotoğrafta Resimselcilik olarak adlandırılan bir üslup ortaya çıkmıştır. Bu dönemde, fotoğrafın plastik sanatlar alanına dâhil edilebilmesi için resim sanatına benzer bir şekilde öznel bir yorum içermesi gerektiği görüşü benimsenmiştir. Bu anlayışa göre fotoğrafçı, kendi yorumunu ve varlığını fotoğrafı üzerinde en özgün şekilde göstermelidir. Çünkü sanatçılar, bir yapıt üretirken kendi özgün yorumlarını çalışmalarında ne kadar çok ortaya koyarlarsa o ölçüde de başarılı bir sanatçı olarak değerlendirilmişlerdir.
Fotoğrafta tipoloji nasıl tanımlanmaktadır?
Fotoğrafta tipoloji, bir biriyle ilişkili ele alınan konuların tiplerini, benzerliklerini ya da farklılıklarını ortaya koyarak sınıflandıran, böylece belirlemeye ve ayırt etmeye olanak tanıyan bir yaklaşım biçimidir. Bu doğrultuda, değişkenlerin daha görünür olabilmesi amacıyla, konulara aynı açıdan, benzer ışık koşulları ve kompozisyonlarla; net, açık, yalın ve doğrudan bir şekilde yaklaşarak, fotoğrafçının öznel dışavurumlarını fotoğrafın içerisinden maksimum düzeyde çıkartmaya yönelik gerçekleştirilen bir çekim tekniğidir. Bu üslup birçok fotoğrafçı tarafından kullanılmıştır.
Sistematik ve seri hâlde üretilmiş tipolojik fotoğraflar hangi unsurları konu almıştır?
Kavramsal Sanat pratikleri içerisinde belirgin bir yere sahip olan serilere ve gruplamalara dayalı, benzer gerçekliklerin farklı varyasyonlarına dikkat çeken analitik ya da metodolojik olarak üretilmiş fotoğraf anlayışı, endüstriyel, toplumsal, ekonomik, kültürel ya da sanatsal değişimini konu olarak kullanmıştır.