Fotoğrafın Sanat Yapıtı Olma Mücadelesi
Bir fotoğraf karesi eşsiz kılan özellikler nelerdir?
Bir fotoğraf karesi, tanımlayıcı, bilgilendirici ya da iletişim sağlayıcı bir belge, inandırıcılığı yüksek bir kanıt, ideolojiler sunan ve pazarlayan bir araç, duygusal bir bağ kurabileceğiniz ailenize ait bir
portre, vb. pek çok farklı şey hâline gelebileceği gibi, aynı zamanda da bir sanat eserine dönüşebilmektedir. Onun temel malzemesi görünür dünyadır ve görülen her şeyin fotoğrafı çekilebilmektedir. Fotoğraf, bir saniye sonrasında bile hiçbir şeyin aynı olmadığı, sürekli dönüşüm içerisindeki dünyamızın değişimini durdurabilen, onları “o an” oldukları gibi gösterebilen ve bu niteliğiyle de insanoğlunun kendi dünyasını keşfetmesinde önemli bir rol oynamış eşsiz bir araçtır. Fakat diğer yandan da insanoğlunun kendi düşünce ve duygularını ifade edebilmesine veya dışa vurabilmesine olanak tanıyan, gerçekte olmayan bir dünya yaratabilen, kandırabilen, vb. yoruma açık bir araçtır da!
Ressamların fotoğraf makinesine karşı ilk tutumları ne olmuştur?
Özellikle ressamlar, çizim yeteneğine sahip olmadan doğanın gerçeğe uygun görüntülerinin mükemmel bir şekilde kopyalanabilmesine olanak tanıyan bu makine karşısında, hem haranlıkla karışık büyük bir çaresizlik içerisinde saldırgan bir tutum, hem de sanatı yeniden tanımlama çabası içerisine girmişlerdir.
Fotoğrafların hiçbir kaliteli sanatı aşamayacağını ifade eden kişi kimdir?
Fakat diğer yandan da Ruskin, resmin üstünlüğü konusunda hiçbir şüphe duymamış ve fotoğrafların hiçbir kaliteli sanatı aşamayacağını ifade etmiştir.
Fotoğraf makinesinin icadı ile toplumu, doğanın kopyalanmasını sanatla karıştırdığı ve bu kopyalamanın da bir endüstriye dönüştüğü için suçlayan kişi kimdir?
Baudelaire çağdaşı olduğu toplumu, doğanın kopyalanmasını sanatla karıştırdığı ve bu kopyalamanın da bir endüstriye dönüştüğü için suçlamıştır.
Fotoğraf disiplini içerisinde ortaya çıkan yeni yaklaşım biçimleri nelerdir?
Böylece fotoğraf disiplini içerisinde, manzara, portre gibi konulara ek olarak, biçimle, estetikle, resim sanatının köklü geleneksel dünyasıyla daha ilgili; ünlü tabloları, mitolojik sahneleri, dini tasvirleri vb. konu alan yeni bir yaklaşım biçimi ortaya çıkmıştır.
“Doğanın Kalemi” başlıklı kitabında fotoğrafı yeni bir sanat aracı olarak tanımlayan kişi kimdir?
Günümüz dijital teknolojilerine kadar hemen hemen tüm fotoğraf tarihinin üzerine kurulu olduğu negatif-pozitif ilkesini ortaya çıkartan Kalotip yönteminin mucidi William Henry Fox Talbot, 1844 tarihli “Doğanın Kalemi” başlıklı kitabında fotoğrafı yeni bir sanat aracı olarak tanımlamıştır.
Dagerotip ile kağıt baskı arasındaki rekabet nasıl başlamıştır?
Dagerotip’in metal üzerinde parıldayan, bıçak kadar keskin görüntüsü yanında Bayard’ınkiler, kâğıttan ve kimyasalların kâğıda yedirilmesindeki düzensizlikten kaynaklanan ince tonal değişiklikleri, derin siyahları, grenli dokusu ve kırık netliğiyle İzlenimci resimleri andırmaktadır. Ayrıca dagerotip’in duyurulmasında büyük bir rol oynamış Bilimler Akademisi’nin Bayard’ı desteklememesi üzerine, o da yönünü Güzel Sanatlar Akademisi’ne dönmek durumunda kalmıştır. Güzel Sanatlar Akademisi de, Bayard’ın görüntülerinin “eski ustaların desenlerine yakın” niteliğini öne çıkartmıştır. Böylelikle, her ne kadar kabul edilmiş genel bir tutumu yansıtmasa da, birinin sanatsal özelliği, diğerinin bilimsel özelliğiyle karşılaştırılmış ve “bilimsel” dagerotip ile “sanatsal” kâğıt baskı arasında küçük bir rekabet başlamıştır.
Victoria dönemi hangi dönemde gerçekleşmiştir?
Victoria dönemi: Amcası Kral IV. William’ın ölümü üzerine 20 Haziran 1837 tarihinde 18 yaşındayken tahta çıkan Kraliçe Alexandrina Victoria’nın (1819-1901), 1837-1901 yılları arasında Birleşik Krallık ve İrlanda Kraliçesi olarak hükümdarlık yaptığı döneme “Victoria dönemi” denmektedir. Kraliçe Victoria’nın son derece otoriter tavrı ve baskıcı ahlak kuralları altında şekillenmiş 19. yüzyılın ikinci
yarısını kapsayan bu dönemde, Britanya İmparatorluğu ekonomik ve politik durumu, sömürgeleri,
sanayi devrimi, bilim ve sanatıyla gücünü görkemli bir biçimde yükseltmiştir.
'Yaşayan Tablolar' nasıl bir sanat türüdür?
“Yaşayan Tablolar” (Tableaux Vivants): Tiyatroya özgü bir şekilde aydınlatılmış ortamda poz veren bir grup insanın bir tablodaki modellermişçesine hareketsiz durdukları, çoğu zaman ışık oyunlarıyla güçlendirilen görsel sanat. Kimi zaman ünlü bir tablonun, kimi zaman da bir efsanenin canlandırıldığı bu sahneler, 19. yüzyıl ev ve saray eğlencelerinin vazgeçilmez bir parçası olmuştur.
“Yaşayan tablolar” alışkanlığından esinlenen fotoğrafçıların en çok işlediği temalar hangileridir?
Zaman zaman gündelik hayat ve sıradan konuları işlemekle birlikte, çoğunlukla gerçek yaşamdan kopuk, Victorian motierle bezenmiş, ahlaki mesajlar taşıyan, İncil’den ve önemli sanat yapıtlarından alınmış dinsel, tarihsel, mitolojik veya alegorik hikâyeler, bu dönem fotoğrafçıları tarafından en çok işlenen temalar olmuştur.
Oscar Gustav Rejlander'in “Hayatın İki Yolu” adlı çalışmasının özelliği nedir?
Bu çalışma, stüdyo ortamında elde edilen otuz farklı negatifin albümen tekniği ile tek bir baskı üzerinde bir araya getirilmesiyle gerçekleştirilmiştir ve tamamlanması da altı hafta sürmüştür. 40,64 x 78,74 cm boyutlarındaki bu fotomontaj, dönemin doğru ya da yanlış kabul edilen durumlarını açıkça sergileyen soylu bir Viktoria dönemi tablosunu ve figürlerin dengelenme düzeni, merkezdeki kemer ve bir mimari sahne tasarımıyla da Raffaello’nun “Atina Okulu” (School of Athens, 1508/11, Vatikan Müzeleri) adlı resmini andıran özellikler taşımaktadır: bir filozofun, iki genç adamın erkekliğe doğru attığı adımda, onlara rehberlik ederek doğru yolu göstermesi. Kraliçe Victoria’nın, eşi Prens
Albert’in hayranlığını kazanmış olmasından dolayı satın aldığı bu eserin kamuoyuna ilk takdimi, 1857 yılında Manchester’daki “Sanat mücevherleri” adlı sergiyle gerçekleşmiştir. Fakat, gerek bir sanat eseri olarak, gerekse taşıdığı ahlaki mesaj açısından büyük tartışmalara neden olmuştur.
Robinson da Rejlander'in fotoğraf anlayışını ne oluşturur?
Robinson da Rejlander gibi fotoğrafın gerçekliği doğrudan yansıtma özelliğiyle ilgilenmemiş, çalışmalarında gerçek yaşamdan kopuk, Victoria dönemine özgü motiflerle bezenmiş kurgusal bir dünya tasarımına yönelmiştir.
Henry Peach Robinson'un 1858 tarihli Sönen Hayat isimli fotoğrafı hangi konu üzerine odaklanmaktadır?
1858 tarihli “Sönen Hayat” (Fading Away) ismini verdiği çalışmasında Robinson, veremden ölmekte olan aşk zarafetiyle kuşatılmış genç bir kızın ve onun aile fertlerinin umutsuz, acınası hâline odaklanmıştır.
Julia Margeret Cameron'ın 1865 tarihli 'Torunum' isimli fotoğrafı hangi tema çerçevesinde yorumlanmıştır?
Cameron’un 1865 tarihli “Yaz Günleri” (Summer Days) başlıklı fotoğrafındaki genç kızlar melekleri andırmaktadır. Aynı yıl gerçekleştirdiği “Torunum” (My Grandchild) ismini taşıyan fotoğrafında ise, her ne kadar başlık o konuya gönderme yapmasa da, Hristiyan resim geleneğinin en bilinen temalarından birisi olan “Meryem Ana ve Çocuk İsa” yorumunun yapılmasını sağlayacak bir düzenleme hissedilmektedir.
Resimselci fotoğrafçılar hangi sanat yönelimlerinden etkilenmiştir?
Resimselci fotoğrafçılar, Sembolizm, Empresyonizm (İzlenimcilik) ve Natüralizm (Doğalcılık) gibi sanat yaklaşımlarından etkilenmişlerdir
Resimselcilik dönemi fotoğrafçıları resim sanatının hangi özelliklerini kullanmıştır?
Bu dönemin temsilcileri, gerçek görüntülerden yola çıkarak çektikleri fotoğraflarında, resim sanatının kompozisyon, ışık, uyum, denge, vb. gibi estetik ve görsel özelliklerini kullanmışlardır.
Fred Holland Day'ın fotoğrafları hangi konuyu ele alır?
Amerikada Resimselciğin sembolik taraflarında dolaşan fotoğrafçılardan birisi olan Fred Holland Day (1864-1933), platin baskılarıyla, kompozisyonları ve özellikle de temalarıyla klasik yapıtların tarzını yansıttığı fotoğraflarında, İncil’den alınmış ilahi konuları canlandırmıştır.
Fred Holland Day'in en ünlü ve en çok tartışma yaratan çalışması hangisidir?
İsa’nın son yedi sözünü, her sözünün bir kareye denk gelecek şekilde yedi fotoğrafta tasvir ettiği “Yedi Söz”(e Seven Word) isimli serisi, Holland Day’in en ünlü ve en çok tartışma yaratan çalışması olmuştur.
Çalışmalarının hem resme hem de fotoğrafa benzediğini, fakat aynı zamanda her ikisi de olmadığını dile getiren kişi kimdir?
Bu dönemin en bilinen isimlerinden birisi olan İngiliz fotoğrafçı Peter Henry Emerson, Yüksek Sanatın yapay pozlara ve farklı negatierin tek bir baskı üzerinde birleştirilmesine dayanan fotomontaj tekniğiyle üretilmiş kompozisyonlarına karşı çıkmış, Resimselciliğin ise daha çok doğrudan ve doğal görüntüler üreten fotoğraf anlayışını savunan kesiminde yer almıştır. Emerson çalışmalarının hem resme hem de fotoğrafa benzediğini, fakat aynı zamanda her ikisi de olmadığını dile getirmiştir.
Fotoğrafın resim ve heykel gibi plastik sanatlar alanına dâhil olmasında önderlik yapan sanatçı kimdir?
Buna çok benzer bir süreç yaşayan, uzun bir süre desteklediği resimselciliğe sırt çevirerek, fotoğrafı “doğrudan”, “saf ” bir yaklaşıma sürükleyen tarihinin başka bir önemli ismi Alfred Stieglitz, elli yılı aşan kariyeri süresince fotoğrafın resim ve heykel gibi plastik sanatlar alanına dâhil olmasında önderlik yapmış Amerikalı bir fotoğrafçıdır.