FİLM VE VİDEO KÜLTÜRÜ - Deneme Sınavı - 2

Televizyonun eğlence işlevine gereğinden fazla yer verdiğini
ileri süren, televizyonu “aptal kutusu” olarak adlandıran,
insanları yaşamın gerçeklerinden kopardığını, hayal
alemine sürüklediğini savunanların sayısı da az değildir.

Televizyon yayıncılığı öncesinde bunun gerçekleşmesine olanak sağlayan buluşları bir yana bırakırsak, ilk televizyon yayınını gerçekleştiren kişi olarak İskoçyalı mucit John Logie Baird’in ismi kayıtlara geçmiştir. 1924 yılında Londra’da gerçekleşen bu ilk denemenin günümüzdeki anlamı ile televizyon yayıncılığına dönüşmesi daha pek çok katkıyı gerektirmiştir.

Televizyon yayıncılığı öncesinde bunun gerçekleşmesine olanak sağlayan buluşları bir yana bırakırsak, ilk televizyon yayınını gerçekleştiren kişi olarak İskoçyalı mucit John Logie Baird’in ismi kayıtlara geçmiştir. 1924 yılında Londra’da gerçekleşen bu ilk denemenin günümüzdeki anlamı ile televizyon yayıncılığına dönüşmesi daha pek çok katkıyı gerektirmiştir. Çeşitli deneme yayınlarından sonra ilk düzenli televizyon yayıncılığı 1936 yılında Londra’da British Broadcasting Company (BBC) tarafından başlatılmıştır

Yayın teknolojisine ilişkin temel farklılıklardan birisi görüntüyü oluşturan tarama sistemindeki satır farklılıklarıdır. Başlıca üç değişik yayın sisteminin oluşumuna yol açan bu farklılığa dayalı olarak Amerika Birleşik Devletlerinde NTSC, Almanya’da PAL, Fransa’da SECAM olarak adlandırılan yayın standartları geliştirilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirilen NTSC standardı ekrandaki görüntüyü 525 satırlık bir tarama ile oluşturmaktadır. Bu standart Amerika Birleşik Devletleri’nin yanı sıra Kanada, Japonya, Filipinler, Güney Kore gibi ülkeler tarafından kullanılmaktadır

Yayın teknolojisine ilişkin temel farklılıklardan birisi görüntüyü oluşturan tarama sistemindeki satır farklılıklarıdır. Başlıca üç değişik yayın sisteminin oluşumuna yol açan bu farklılığa dayalı olarak Amerika Birleşik Devletlerinde NTSC, Almanya’da PAL, Fransa’da SECAM olarak adlandırılan yayın standartları geliştirilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirilen NTSC standardı ekrandaki görüntüyü 525 satırlık bir tarama ile oluşturmaktadır. Bu standart Amerika Birleşik Devletleri’nin yanı sıra Kanada, Japonya, Filipinler, Güney Kore gibi ülkeler tarafından kullanılmaktadır. Almanya’da geliştirilen PAL yayın standardı görüntüyü 625 satırlık bir ekran taraması
ile oluşturmaktadır. Bu standart Avrupa ülkelerinde yaygın biçimde kullanılırken
bazı Afrika ve Asya ülkelerince de benimsenip kullanıldığı görülmektedir. Türkiye de PAL yayın standardını kullanan ülkeler arasındadır.

Yayın teknolojisine ilişkin temel farklılıklardan birisi görüntüyü oluşturan tarama sistemindeki satır farklılıklarıdır. Başlıca üç değişik yayın sisteminin oluşumuna yol açan bu farklılığa dayalı olarak Amerika Birleşik Devletlerinde NTSC, Almanya’da PAL, Fransa’da SECAM olarak adlandırılan yayın standartları geliştirilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirilen NTSC standardı ekrandaki görüntüyü 525 satırlık bir tarama ile oluşturmaktadır. Bu standart Amerika Birleşik Devletleri’nin yanı sıra Kanada, Japonya, Filipinler, Güney Kore gibi ülkeler tarafından kullanılmaktadır. Almanya’da geliştirilen PAL yayın standardı görüntüyü 625 satırlık bir ekran taraması
ile oluşturmaktadır. Bu standart Avrupa ülkelerinde yaygın biçimde kullanılırken
bazı Afrika ve Asya ülkelerince de benimsenip kullanıldığı görülmektedir. Türkiye de PAL yayın standardını kullanan ülkeler arasındadır. Fransa’da geliştirilen
SECAM yayın standardı bu ülkenin yanı sıra Rusya ile Fransa ve Rusya etkisindeki ülkelerde kullanılmaktadır.

Yayın teknolojisine ilişkin temel farklılıklardan birisi görüntüyü oluşturan tarama sistemindeki satır farklılıklarıdır. Başlıca üç değişik yayın sisteminin oluşumuna yol açan bu farklılığa dayalı olarak Amerika Birleşik Devletlerinde NTSC, Almanya’da PAL, Fransa’da SECAM olarak adlandırılan yayın standartları geliştirilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde geliştirilen NTSC standardı ekrandaki görüntüyü 525 satırlık bir tarama ile oluşturmaktadır. Bu standart Amerika Birleşik Devletleri’nin yanı sıra Kanada, Japonya, Filipinler, Güney Kore gibi ülkeler tarafından kullanılmaktadır.

Uydu teknolojisinin yayıncılık hizmetine sunulması ile televizyon yayıncılığının uf­ku küresele evrilmek üzere olağanüstü genişlemiştir. 1962 yılında Telstar 1 adlı haberleşme uydusu kullanılarak ilk kez Atlas Okyanusu’nu aşan bir televizyon yayıncılığı gerçekleştirilmiştir.

Çeşitli deneme yayınlarından sonra ilk düzenli televizyon yayıncılığı 1936 yılında Londra’da British Broadcasting Company (BBC) tarafından başlatılmıştır. Kamusal yayın yaklaşımının temelindeki düşünce ise toplum üzerinde büyük
etkisi olduğu varsayılan televizyonun ortak toplumsal çıkarlar adına en etkili ve
yerinde kullanımının ancak kamusal bir kurum eliyle olabileceği ön kabulüdür.
Konuyla ilgili hemen her yayında örnek gösterilen model ve işleyiş ise İngiltere’nin kamusal yayın kurumu BBC (British Broadcasting Company/İngiliz Yayın
Kuruluşu) olmuştur. Günümüzde, en azından gelişmiş ülkeler açısından büyük
ölçüde ortadan kalkmış olmakla birlikte bu örgütlenme biçiminde televizyon yayıncılığı özel girişime kapalı tutulmakta ve yayın bu amaçla oluşturulmuş kamusal
kuruluşların tekeline bırakılmaktadır.

Özel girişim veya kamusal, televizyon yayıncılığından diğer kitle iletişim araçlarından daha fazla oranda kamusal hizmet beklentileri söz konusudur. Kitle iletişim araçları için ortak bir yaklaşımla kullanılan ve elbette televizyon için de geçerli bu hizmetler toplamının genel bir sınıf­laması şöyledir.

• Çevre gözetimi,
• İlişkilendirme
• Kültür aktarımı
• Eğlendirme
• Mal ve hizmet tanıtımı

Oranlar gelişmiş ülkelerde daha düşük olmakla birlikte televizyon yayıncılığında sektör gelirlerindeki artışın sürdüğü gözlenmektedir. 2008-2010 yılları arasında televizyon sektör gelirleri de aşağıdaki gibi bir değişim göstermiştir. 
Dünya: +%7, ABD: + %4.5, Avrupa: +%6.5, Asya/Pasifik: + %9,
Latin Amerika: +%13, Orta Doğu/Afrika: +%17

Üç boyutlu filmler açısından Japonya en büyük uluslararası pazar olarak dikkati çekmekte ardından da Britanya gelmek­tedir.

‘Nollywood’ olarak da anılan Ni­jerya’daki yeni sinema endüstrisi yılda 1000 video-­film üretmektedir Video film­lerin her birinin maliyeti 10 bin ile 15 bin dolar arasındadır ve genellikle bir ayda çekilmektedirler. Her biri üç dolar karşılığında seyriciye ulaşan bu filmler çok kısa bir süre içinde 20 binden fazla satılmaktadır.

Hollywood, daha 1920’ye gelindiğinde büyük stüdyoların sayıca artması ve yıldız sisteminin ortaya çıkması sonucu yılda yaklaşık 800 film çekilen bir endüstri ve dünyadaki en önemli film endüstrisi haline gelmişti.

Almaşık kurgu: Aynı anda ama farklı mekanlarda gerçekleşen olayları almaşık kurgu yöntemiyle anlatmak mümkündür. Farklı mekanlardaki hareketler art arda ve iç içe gösterilir. Bu kurgu yönteminde mekansal süreklilik bozulur ama hareketler neden-sonuç ilişkilerini ve eş zamanlılık duygusunu yaratacak biçimde birbirine bağlanır. Hareketler aynı anda gerçekleşmese de aralarında duygu, düşünce ve zaman bağları kurulmuş olur.

Yeniden Kabileleşme Çağı (1900’ler sonrası): Televizyon ve radyo gibi elektronik kitle iletişim araçlarının egemenliğini kapsamaktadır. Doğru cevap C'dir.

Kabile Çağı (1500’ler öncesi): Temel iletişim aracı olarak kendisini konuşma ya da şarkı biçiminde “söze” bağlaması. Doğru cevap A'dır.

Kabileleşmeden Çıkma Çağı (1500 - 1900): Özellikle baskı biçimindeki mekanik medyanın ortaya çıkışı ve egemenliği. Doğru cevap B'dir.

Kültürlendirme kuramına göre televizyon mesajlarını değerlendirebilmemiz için bazı noktalara dikkat etmemiz gerekmektedir. Bunlar Gerbner’ in tespitleriyle aşağıdaki gibidir:

Doğru cevap D'dir.