ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE GELİŞİM I - Deneme Sınavı - 11

Cinsiyet çocukların bilişsel gelişmelerindeki gerçek gecikmelerden biri değildir.

Çocuğun herhangi bir yetişkinin yardımı olmaksızın bağımsız olarak kendi kendine sağlayabileceği gelişim düzeyi ile bir yetişkinin rehberliğinde çalıştığında gösterebileceği potansiyel gelişim düzeyi arasındaki farkı Piaget yakınsal gelişim alanı olarak tanımlamıştır.

Raslantısal düzenleme, kavram gelişiminin ikinci evresi olan karmaşıklık içinde düşünme evresinin aşamalarından biri değildir?

Öğrenmenin birinci evresi görevi nasıl yapacağını öğrenmektir.

Dikkat, öğrenme sürecinin ilk aşamasıdır.

Zeka türlerinin insanlarda farklı seviyede olduğu ileri sürülmüştür.

İnternet bağımlılığı; kişilerin zamanlarının büyük bir kısmını internette geçirmeleri, bedensel, bilişsel ve duygusal sağlıklarının risk altına girmesi ve toplumsal ilişkilerinin zarar görmesi gibi tehlikeleri içermektedir. İnternet bağımlılığı, varlığı ile birçok ciddi sorunu içermesinin yanı sıra depresyon, öfke ve öz güven eksikliği gibi başka sorunların da tetikleyicisi olabilmektedir. Doğru yanıt D seçeneğidir.

Çocuğun internet kullanımını yasaklamak yerine, bir günde bu eylem için ayırdığı süreyi onunla konuşup tartışarak sınırlama. Aksi takdirde ödevlerini yapması gibi durumlarda aileler geri adım atmak veya denetimi tamamen yitirecekleri internet kafelere çocuklarını yönlendirmek durumunda kalacaklardır. Bunlara ek olarak yasaklanan bir eylemin çocuk için çekiciliğinin artması olasılığı da oldukça yüksektir. Doğru yanıt B seçeneğidir.

Çocuklarla iletişimleri sırasında yetişkinler, çoğunlukla çocuğa uyma eğilimindedirler ve böylece kısmen koruyucu ve suni bir ortam yaratırlar. Oysa akranlar, böylesi bir eğilime girmeyerek gerçek yaşamla örtüşen yaşantılar geçirilmesine ortam yaratırlar. Doğru yanıt B seçeneğidir.

Aynı gelişim döneminde olan, dolayısıyla evrenin merkezine kendilerini koyma eğiliminde olan okul öncesi çocukları toplu halde oynarken bile diğer çocuklarla aralarında diyalog yoktur. Toplu monolog da denebilen bu tavırda grubun içinde “herkes kendi konuşup, kendi dinliyor” durumundadır. Doğru yanıt E seçeneğidir.

Ancak Piaget’e göre okul öncesi dönem çocuklar, mantıklarına yetişkinler kadar
kullanamazlar. Düşünceleri çeşitli zihinsel sınırlamalar ile engellenir. Düşüncelerinde ağırıklı olarak hâlâ duyular›na güvenirler ve nesnelerin görünümlü ile kolaylıkla dikkatleri dağılabilir. Gördükleri, duyduklar› veya dokundukları bireyler; kendi
problemlerin çözerken gerçekten onlar› engelleyebilir.

Piaget, bu dönemde çocuklardaki gelişmelerin daha sonraki bilişsel aflamalar açı
sından belirleyici özellikler tarafından vurgulanan ve bu evreye özel bir önem vermişltir. Bu dönemin başlarında çocuklar, bir ölçüde sınırlı sözcük ile simgesel düşünebilmektedirler

Piaget işlem öncesi dönemdeki çocukların düşünce sistemlerinde yetişkinlere
göre pek çok farklılık olduğunu belirtmiştir. Bu farklılıkları gösteren özellikler ele alınmıştır.

Baflkas›n›n görüfllerini ve bak›fl aç›s›n› anlamada yaflanan
yetersizliktir. Piaget (1952), okulöncesi dönem çocuklar›n›n hala benmerkezci davran›fllara sahip olduklar›na inan›r. Asl›nda bu dönemde çocu¤un
olaylara bak›fl aç›s› bencilce de¤ildir;

3-5 yaşları arasında çocuklar, Piaget’ye göre duyusal-motor dönemden çıkmış; işlem öncesi döneme geçiş yapmışlardır.

I.Algıya dayalı düşünme 

II.Çok boyutlu düşünme 

III.Özelden özele akıl yürütme

IV.Tersine çevirmeme farklılıkları gösteren özelliklerdir, fakat İçselleştirme Vygotsky’nin kuramının temel taşlarından biridir.

Çocuklar mevcut olaylar arasındaki ilişkileri dikkate alarak diğer mevcut olayları oluşturmaya eğilimlidirler ve bazen hatalı olarak birinin diğerinin nedeni olduğunu düşünürler. Örneğin; bir çocuk, kendi apartmanın etrafında koşarken aynı zamanda pencerenin kenarında duran bir bitki rüzgârdan sallanıyorsa çocuk iki olay arasında bağ kurar ve koşmasının bitkinin yapraklarının dökülmesine neden olduğunu düşünür.

Kişileştirme belki dünyayı tam olarak anlamanın ve bilmemenin bir göstergesi, aynı zamanda çocuğun canlı ha- yallerinin de bir yansımasıdır. Örneğin; bir çocuk, telefonla oynarken telefonun açık kalmasından dolayı çıkardığı sesleri onun kendisine “kızdığına” ya da bir arabanın tamirciye git- mekten “kaçmak” için lastiğini patlatmış olabileceğine inanabilir.